“Belki de hayatımızı değiştirecek insan, yolda yürürken sessiz sedasız geçmiştir yanımızdan….”

— Lev Tolstoy

Merhaba

Dünün Dünyası adlı eserinde Stefan Zweig ; “O yaşlı adam gerçeği arayarak kendine nasıl işkence etti!!” Ve gerçekten de, Tolstoy’un evini gezerken sürekli aynı şeyi düşündüm, der. O muazzam yaşlı adam kendine nasıl işkence etmişti! Oturup ölümsüz eserlerini yazdığı masasını ve o masadan kalkıp ayakkabı yapmak için geçtiği o yan odayı gördüm. Bu evden ve kendi kararsızlığından kaçmaya çalışırken indiği merdivenleri, dışarı çıktığı kapıyı gördüm. Tüm savaşların düşmanı olan Tolstoy’un savaş esnasında düşmanları öldürdüğü tüfek de oradaydı. Bu alçak tavanlı, beyaz köşkte Tolstoy’un yaşamının tüm sorunları gözümün önünde canlandı. Ama trajik hava, onun ebedi dinlenme yerine yürürken dağılmıştı. Rusya’da Tolstoy’un mezarından daha güzel ve daha dokunaklı bir şey görmedim.”

Eserlerinde insanlığın çeşitli meselelerine değinen Tolstoy’un dünya ölçüsünde bir sanat ve fikir değeri vardır. Kendi ülkesinin toplumsal siyasal çalkantılarını, halkının yaratılışını, yaşayışını büyük bir ustalıkla yansıtmıştır. Gerçekçi edebiyatın en büyük temsilcilerinden olduğu kadar, bir filozof ve bir eğitimci olarak da ün kazanmıştır.

Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş, Kreutzer Sonat’ın büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara da verdi. Bu dönemde yazdığı roman ve öykülerinde yıllarca üzerinde düşündüğü insanlık sorunlarını edebi bir kurguyla ele aldı.

İNSAN NE İLE YAŞAR, LEV TOLSTOY

İnsan Ne İle Yaşar, 1885’de Rus yazar Lev Tolstoy’un yazdığı kısa hikâyedir. 1885’de yayınlanan İnsan Ne İle Yaşar ve Diğer Hikayeler adlı kitapta yer alan kısa öykülerden biridir.

Simon – Çok fakir olan mütevazı bir kunduracı

Matryona – Simon’un karısı

Michael – Melektir, Tanrı tarafından cezalandırıldı ve ölümlü oldu

Diriliş, LEV TOLSTOY

Diriliş büyük Rus yazar Lev Tolstoy tarafından, geçirdiği ruh ve inanç buhranın ortasındayken yazılır. Kurumsallaşmış “modern” kilisenin ikiyüzlülüğü ve gerçek Hristiyan ruhundan uzaklaştığını düşünen yazar, bu fikirlerini romanın temelinin bir kısmını oluşturmak için kullanmıştır. Romanın temelinin diğer kısmını ise hayatının sonlarına doğru daha çok inanmaya ve savunmaya başladığı, insan yapımı yasaların asla hakkâni ve adîl olamayacağı fikri oluşturuyordu. Roman birçok çevrelerce insan ruhunun, vicdanın, inancın ve konu aldığı dönemin toplumunun gerçekçi ve iyi bir resmi olarak ün toplamıştır. Ruha, vicdan azabına, insan fıtratına dair; dirilip doğruları yapmanın mümkün olup olmadığı, fıtri olarak kötülüğü barındıran insanın kötülüğü düzeltip düzeltemeyeceği gibi sorular soran bir kitap, Diriliş. Ruhani bir “diriliş”i konu almasına rağmen, Tolstoy’un sürekli hakikâtten uzaklaşmakla suçladığı kilise romanının bazı bölümlerini suçlamış ve Tolstoy’u tanrıtanımaz (ateist) ilan etmiştir. Yazar 1901 yılında kilise tarafından aforoz edilmiştir.

sanat nedir? LEV TOLSTOY

Sanat Üzerine, Tolstoy’un kuramsal yapıtları arasında dikkati çekici bir yere sahiptir. İlk kez 1897’de yayımlandı. Rusya’da hep sansüre uğradı. Sansürsüz ilk baskısı 1898 yılında Londra’da, İngilizce olarak yapıldı; Tolstoy da bu baskıya bir önsöz yazdı. On beş yıllık yoğun bir çalışmanın ürünü olan Sanat Üzerine yazarın üzerinde en fazla uğraştığı yapıtıdır.

İVAN İLYIÇ’IN ÖLÜMÜ, LEV TOLSTOY

1886 yılında yayınlanan İvan İlyiç’in Ölümü sade, süssüz anlatımıyla Rus gerçekçi edebiyatında eşsiz bir yere sahiptir. Daima gerektiği gibi yaşamaya özen göstermiş bir insanın ölümle yüzleşmesini konu edinen eser, Tolstoy’un yaşamının son döneminde ortaya koyduğu yeni ahlak anlayışının da ilk örneklerinden biridir. İvan İlyiç’in Ölümü Tolstoy’un bir mektubunda belirttiği gibi sıradan bir adamın, sıradan ölümünün kendi gözünden tasviridir.

Bir de insanın beynini kurcalayan şu ölüm meselesi vardı. Kanser teşhisine karşı ilk tepki çoğu zaman inanmamaktır. Kendi ölümümüzü tahayyül etmeye çalıştığımızda aklımız isyan eder. Sanki ölüm yalnızca başkalarının başına gelebilirmiş gibi…

Tolstoy, İvan İlyiç’in Ölümü’nde bu tepkiyi çok iyi betimler.

“Ya gerçekten bütün hayatım yanlışsa?”

Ölümcül bir hastalığa sahip olduğunuzda tam da böyle düşünüyorsunuz. İçeri çekilerek kendinize ulaşmaya çalıştığınızda yabancı katmanlardan çıkardığınız her benle öze ulaşmak huzur veriyor.

“Hayatın bu kadar anlamsız, bu derece çirkin olması imkansızdı. Gerçekten bu kadar çirkin ve anlamsızsa neden ölmeliydi, hem de ıstırap içinde?..

Hayat sadece çirkinliklerin ve acımasızlıkların olduğu bir yer değildi. Yapmam gereken, yaşamın keyif veren yerlerini keşfetmekti.

Hayatın anlamını bulmak için çıktığım yolculukta davetini kabul ettiğim, bu değerli kitabın satırlarında yürümeye başlamıştım.

Amansız bir hastalığın kıskacındaki bir yargıcın ölüme doğru yavaş yavaş giderken kendisiyle, toplumla ve kurulu düzenle hesaplaşmasını anlatır.

Tolstoy’un olgunluk eserlerinden olan bu roman, küçük cüssesine rağmen edebiyat uzmanları tarafından bir baş yapıt olarak görülmüştür.

Bu romanda daha çok tarihe not düşme derdindedir. İvan İlyiç’in Ölümü, başta ölüm ve yaşam olmak üzere pek çok şeye bakış açımızı değiştirmeye muktedir önemli bir başyapıttır.

İnsan Ne İle Yaşar, Diriliş, Sanat Nedir?, İvan İlyiç’in Ölümü, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgi’yle okuyunuz…

Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: