Zafer İçin Doğanlar, Robin Sieger

Kader Yok, Yaşam Tasarımı Var!

— Robin Sieger

Merhaba

Robin Spieger “Zafer İçin Doğanlar” kitabıyla,  2001 yılında tanıştım. Ameliyattan çıktıktan sonra arkadaşım hediye olarak getirmişti. Her satırında düşündüren bu değerli kitap; kanser hastası olacağımdan habersiz hazırlık safhasına getirmişti bile…

Yıllar sonra bir gün bir arkadaşım “Okunacak kitabın var mı?” dedi. Ben de okuyabileceği birçok kitapla birlikte Zafer İçin Doğanlar kitabını da verdim. Biraz zaman geçti. “Kitapları okuyabildin mi?” diye sordum. Kitapları kaybettiğini söyledi…

O gündür bugündür, bir daha dostlarımı kimseye emanet etmedim.

Robin Spieger , kitabında “Kader yok, yaşam tasarımı var,” diyor.

Mutluysan başarılısın, başarılıysan mutlu musun?” Her zaman değil! 29 yaşında kanseri yenerek yaşamındaki en büyük dersi çıkaran Robin, hayatı istekler doğrultusunda yönetebilmek için bu kadar drama hayır diyor ve formülü veriyor: “Yaşam tasarımı!”

Peki, hiç kanser hastasını iyileştirdiğiniz oldu mu?

Bence kanser, hayatın ne kadar kısa ve hassas olduğunu anlamak için çok önemli bir işaret. Bu yüzden “Yüzlerce başarısızlıkla ölmek, bir pişmanlıkla ölmekten çok daha iyidir” diye düşünüyorum. Çünkü başarısızlık yaşamak bile ‘denemek’ anlamına geliyor. Pişmanlıklarla dolu bir ömrün sonu hiçbir zaman denemediğin anlamına geliyor. Ben de kanser olduğum için o duyguyu iyi biliyorum. Kanser olduğunda tek amacın iyileşmek oluyor. Halbuki hayatını isteklerin doğrultusunda yönetebilmek için bu kadar drama ihtiyaç yok. Nasıl ki, kanser olduğunda tek düşündüğün şey iyileşmekse, hayatında da ne istiyorsan ona odaklanmalısın. Bunu öğrenmek için böyle bir drama ihtiyacın yok. Ben kanser olduğumda ne kadar sevildiğimi ve sevdiğimi keşfettim. Eğer benim yaşam tasarımı danışmanım olsaydınız nereden başlardık? Başladık bile! İnsanlara ilk sorduğum şey önünüzdeki üç-beş yıl nerede olmak istedikleri oluyor. Kitap yazmak, evlenmek, iyi bir iş, ilişki yaşamak vs. gibi isteklerini söylüyorlar. Genelde ne istemediklerini pek söylemezler ya da çabucak geçiştirirler. Ben de sana ne yapmak istediğini soruyorum ve sana bir kalem veriyorum. Sihir burada başlıyor. Sana bir kalem veriyorum, ama sonuçta sen yazıyorsun. Odaklandığın, inandığın ve gerçekten bir an olsun vazgeçmediğin tutkun seni buluyor zaten. Önündeki iki yıl içinde yazdıklarının ve isteklerinin çoğunu elde edeceksin.

Son olarak metropollerde yaşayan insanların sevgi ve aşk hakkındaki yönelim ve davranışlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?

Eğer hayvanlara bakarsanız onların birbirlerinin yaşamlarına saygı duyduklarını görürsünüz. Buna göre nazik olmanın ve başkalarına da önem vermenin gerekli olduğunu düşünüyorum. Sevmeye, çevremizdeki insanları daha çok önemseyerek başlayabiliriz. Aşk sadece seks değildir. Aşk merhamet etmeyi, önemsemeyi, saygı göstermeyi de barındırır. Bunlarla birlikte ve zevk aldıkça büyür, tutkuyla devam eder. Sevgi de diğer şeyler gibi yaşadıkça, paylaştıkça büyür, güzelleşir. Bazı insanlar diğerlerinin neden mutlu olduğunu düşünür ve ancak güzel bir kız arkadaşları, iyi bir arabaları ya da ceplerinde paraları olduğunda her şey yoluna girecek ve mutlu olacaklarını sanırlar. Halbuki bunların yerine gerçek başarı ve mutluluk tamamen ruh ve kalple ilgili bir şeydir.

Kitaplar benim için zorlu bir süreçten sonra kütüphanede yerini alan birer dost. Ne zaman ihtiyacım olsa değerli dostlar, kitap satırlarından seslenerek iletişim kuruyor.

Zafer İçin Doğanlar, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgi’yle okuyunuz…

Ben’i Sorgula
Kategoriler
%d blogcu bunu beğendi: