
Birçok savaş yaşadık ve iki olağanüstü yıkıcı, milyonların öldürüldüğü savaş içinde yer aldık. Bu savaşlarda yalnızca maddi kayıplar yaşamakla kalmayıp yakınlarını da yitiren insanların ıstırabını, şaşkınlığını ve muazzam kederini düşünün. Görünüşe göre, dışımızdaki bu olaylar ne kadar büyük olurlarsa olsunlar bize, “Bu tekrar yaşanmamalı!” deme özgürlüğünü sağlamadı.
“Düşünce kendisine mutluluk, statü ve güvenlik sağladığı için eşyaya benim diyerek sahip çıkmasaydı herhangi bir tanımlama gerçekleşmezdi. Dolayısıyla benliğin kökeninde düşüncenin devinimi yatıyor.”
— Krishnamurti
Merhaba
Dünyada olup bitenler insanlık bilincinde temel bir değişime duyulan gereksinimi mi işaret ediyor ve böyle bir değişim olası mı? Gerek Krishnamurti’nin, gerekse Buda‘nın öğretilerinin temelinde tartışılan ana sorun budur.
İnsanlık Değişebilir mi?
“Bunu neden yaptığımı görebiliyorum, aslında yapmamam gerekirdi.” dediğiniz ve hali hazırda yaptığınız neler var?
Bunun üzerine konuşalım demiyeceğim. Sadece kendi içinizde bu sorunun cevabını düşünün.
Hali hazırda yapmaya devam ediyorsanız değişebilir misiniz?
Böyle durumlarda kişi davranışının nedenini ve böyle davranmaması gerektiğini apaçık görür ama sonra aynı tavrı tekrarlar. Davranışımızla ilgili anlayışımız sözel ya da zihinseldir ” Şimdi gerçekten anladım” derken kastettiğimiz köklü sezgiden yoksundur.
Budist öğretide bilginin üç düzeyi bulunur. Öğrenme, kitaplar ve öğretmen aracılığı ile bilgeliye ulaştığımız ve kişiliğimizi tanıdığımız birinci düzeye shrutamaya- prajna denir. Sonra düşünerek ve edindiğimiz bilgi ile meditasyon yaparak, hala sözcükleri ve dili kullandığımız gelişmişlik düzeyi chintamaya- prajna dır. Öte yandan en yüksek düzey bilgelik sözcüklerin ötesine ulaşır; hiçbir sözcük , isim, terminoloji bulunmayan bu düzey bhavanamaya- prajna dır. Burada nesneyi sözcük olmadan görürüz.
Sizce sezgi kişiyi değiştirir mi?
K.Sezgi yalnızca ruh halini değiştirmekle kalmıyor, beyin hücreleri de değişikliğe uğruyor.
Sevecenlikte sevginin yeri ne?
K.Bir kadını, bir erkeği tanımlamadan lütfen onunla ilgili seks duygusuna kapılmadan sevmek, onu kişi olarak sevmek. Böyle bir sevgide söz konusu olan sevdiğim kadın degildir, bu evrensel sevgidir. Bunu anlayabiliyor musunuz?
İrade nedir? Seçim nedir ve hangi eymemde seçim ve irade yer almaz?
İrade özgür bir eylemdir. İrade kutsal bir şeyin bir bölümü. Kutsal bir varlıktan gelen bir şey.
Düşünce neden duyumlarla tanımlanıyor?
K. Peki, neden duyumlar hayatta bu kadar ön plana çıkıyor;cinsel duyumlar, ister dinsel, ister polinik, ekonomik olsun güç duygusu, bir kadının bir erkek üstünde ya da bir erkeğin bir kadın üstünde kurduğu güç, güç ve etki, çevrenin gücü ve etkisi, baskısı : neden düşünce bu baskıya boyun eğiyor?
Sözcükler mi düşünceyi oluşturuyor yoksa düşünce mi sözcükleri yaratıyor?
K. Düşüncenin kökeni nedir? Düşünce nasıl başladı. Hayvanlar, bir köpek, yaşayan her şey farklı biçimlerde düşünür ya da hisseder. Bunun bir başmangıcı olması gerek. İnsanlar dabu nedir?
K. Düşünce ben de nasıl başladı? Bu bana babamdan, ebeveynimden, eğitimimden, çevremden, geçmişimden mi aktarıldı? Beni düşünmeye ne yönlendirdi?
Peki, beyin ne?
K.Zihin sözcüğünü bilinç olarak kulmanıyoruz ve ben kalbim çalışmadığı sürece bilinçli olamam.
İkiliksiz nedir?
İkiliksizlik kesin gerçek ya da nirvana için kullanılan bir başka sözcüktür.
Gerçek ne, kesin gerçek ne, ikiliksizlik nedir?
K. Gerçek nesne demek. Düşüncenin yarattığı her şeye gerçek diyebilir miyiz?
Yani düşüncenin yarattığı her şey gerçek . Rüyalar, tüm duyular ve duyusal tepkiler, tüm teknolojik dünya, düşüncenin oluşturduğu edebiyat, şiirler, tablolar, yanılsamalar, tanrılar, semboller; tüm bunlar gerçek. Bunu kabul ediyor musunuz?
Neden değişmiyoruz?
Bu sorunun yanıtını sizden bekliyorum. Bu dünyada gelişim için bulunuyoruz, tavsiye ediyorum. Değişmek ve öğrenmek isteyen sizlere iyi gelecek.
İnsanlık Değişebilir mi?, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın