
Sağlık
Tüm bu yaşadıklarımın üstünden, sancılı, acılı birçok gün geçti. Günlerim geçti. Yıllar geçti. Yaz aylarında uykusuz zamanlarda , karanlık gökyüzünde yıldızlar eşlik etti. Kalbim hep gülümsedi…
“Yaşam her anı bizlere bahşedilmiş mucize olmalı. “
—William Shakespeare
Merhaba
4 yıl önce, bugün. 11 Haziran 2015, Yeditepe Üniversite Hastanesi’nden Prof. Dr. İbrahim Bey “Yaşadığın her süreci metanetle karşıladın. Bundan sonrasını da aynı şekilde karşılayacağını düşünüyorum” dedikten birkaç gün sonra, biyopsi sonucunun “kanser “ olduğunu, söyleyecek. Akşam, sevdiklerimle güzel dakikalar geçirdikten sonra, göğsümde biyopsinin ağrısıyla, erkenden yatacağım.
Ertesi gün, 12 Haziran 2015 saat 07:00’de nükleer tıbbın damardan verdiği ilaçla tümörün olduğu yer belirlenecek. Uzun saatler süren operasyon başlamadan önce, Genel Cerrah Prof. Dr. Özcan Gökçe, yanıma gelerek, mavi gözleriyle “Nasılsın ?” diyecek. Narkoz verilirken de “Nereye, gidiyoruz?” diyecek. “Çeşme, boyalık sahilindeki denize “ diyeceğim.
Terapi olarak bu yöntemi seçtiğinizde, zihin durur. Sadece huzur kaplar hücrelerinizi…
Ardından, ameliyathanede çığlık kopacak. Herkes İzmir’li…
Akşam üzeri geç saatlerde odama çıkarılacağım. Ailem yanımda olacak, sevdiklerim. Akşamı sancılı geçirsem de beni hasta eden enerjiden kurtulmuş olacağım .
Bir sonraki gün değerli doktorlarım tek tek gelecek, kontrol etmek için. Prof. Dr. Can Yaman, Plastik ve Rekonstrüksiyon cerrahı , “ Nihayet gönderdik onu “ diyecek…
Tüm bu yaşadıklarımın üstünden, sancılı, acılı birçok gün geçti. Günlerim geçti. Yıllar geçti. Yaz aylarında uykusuz zamanlarda , karanlık gökyüzünde yıldızlar eşlik etti. Kalbim hep gülümsedi…
Geçen gün bir dost gelip, “ Sanki yeni olmuş gibi bazı şeyler”dediğinde. Anlatamadım… Koca zorlu, zaman birkaç kelimeye sığmazdı.
Örgüyü 7 yaşında öğrendim. İlk hikayemi 10 yaşında günlüğüme yazdım. Adı fındıktı, akşam karanlığında bana eşlik ederdi. Eşliği kısa sürdü. Okulda iyi bir öğrenciydim. İlkokul 2. Sınıfta sporda ilk başarımı elde ettim. 13 yaşında dublaj yaptım. Babamın sayesinde… 17 yaşında tiyatro için konservatuar eğitimi almaya başladığımda, yaş engeline takıldım. Sanata olan aşkım hiç bitmedi. 19 yaşında çalışmaya başladım . İş hayatında tecrübe sahibi oldum. Koyulan hedefleri hep başardım. Asistanlık (okuduğum meslek) ve yöneticilik yaptım.
Bugüne beni getiren noktalara baktığımda, gördüklerim beni oluşturdu. Eklenecek daha çok şey var. Son 6 yıl kanser hastalığının öğrettikleriyle birlikte; aldığım eğitimlerle eksik olanları tamamlamakla geçirdim.
Kitaplar hakkında, yazarlar hakkında, yazabilmek hakkında ve her şeyden önemlisi “yaşam” hakkında konuşabiliyorsam son cümle olarak şunu eklemek isterim. Yaşamı, yaşamın anlamını kavramak, kavradıklarınızdan bir şey yaratabilmek. “Yaşam Sanatı” işte bu!
Sevgiyle okuyunuz.
Bir Cevap Yazın