
HAYAT OLDUĞUMUZDAN FARKLI BİRİ OLMAMIZI GEREKTİRMEZ.
OLDUĞUMUZ KİŞİ OLMAMIZI GEREKTİRİR.
Yakından bakınca insanlardan nefret etmek zordur. Yaklaşın.
Boş konuşacağınıza gerçeği dile getirin. Uygar olun.
El ele tutuşun. Yabancılarla da.
Sırtınız sağlam, yüzünüz yumuşak ve yüreğiniz çılgın olsun.
“Karşı çıkmak ya da kabul etmek için değil, anlamak için dinlemeliyiz. Anlaşılmak istediğimiz gibi, anlamak için de dinlememiz gerekir.”
— Brene Brown
Merhaba,
Brene Brown, kırılganlık, cesaret, utanç ve empati konusundaki çalışmalarını kolaylaştırmak isteyen profesyonellere yardımcı olmak için bir eğitim ve sertifikalandırma programı olan The Daring Way’in CEO’sudur.
Brene Brown, en son kitabı “Acımasız Dünyaya Meydan Okumak” dan şöyle sesleniyor:
“Hayat olduğumuzdan farklı biri olmamızı gerektirmez. Olduğumuz kişi olmamızı gerektirir.”
Peki, sizler kimsiniz, olduğunuz kişi mi? Ya da olduğunuzdan farklı bir kişi mi?
“Yazmaya başladığım zaman kaçınılmaz olarak korkunun beni yuttuğunu hissettim. Bu korkum yaptığım araştırmanın uzun süredir varolan inançları ve fikirleri sarsacağını keşfettiğimde özellikle öne çıktı. Böyle korkmaya başlayınca, ” Ben kimim de bunları söylüyorum? Fikirlerini sorgulayarak insanların canını gerçekten sıkacak mıyım? diye başlamam da uzun sürmedi.”
Brene Brown, hem kendimize hem de başkalarına güvenme konusunda, güvenle ilgili yedi öğe aktarıyor bizlere.
- Sınırlar : sınırlarına saygı göster ve neyin kabul edilebilir olup olmadığı hakkında kafan karışırsa sor.
- Tutarlılık: yapacağını söylediğin şeyi yap.
- Sorumluluk: hatalarına sahip çık, özür dile ve telafi etmek için çalış.
- Ketumluk : sana ait olmayan enformasyonu ya da deneyimleri başkalarıyla paylaşma. Benim sınırlarımı sakladığına güvenmeye ihtiyacım var. Başkalarına ait söylenmemesi gereken enformasyonu da benimle paylaşma.
- Bütünlük : cesareti konfora tercih et. Doğru olanı, eğlenceli hızlı ya da kolay olana tercih et. Değerlerini dile getirmektense eylemlerinle göster.
- Yargılayıcı olmamak : ihtiyacım olanı isteyebilirim ve sende ihtiyacın olanı isteyebilirsin. Birbirimizi yargılamadan nasıl hissettiğimiz hakkında konuşabiliriz.
- Cömertlik : başkalarıyla ilgili niyetlerinde, sözcüklerinde, eylemlerinde mümkün olan en cömert yorumu benimse.
Kendine güvenme konusunda karşılaştığımız sorular ise şunlar:
Korku bizi yanlış yöne sürükler, küstahlık daha da tehlikelidir.
- Kendi sınırlarıma saygılı mıyım?
- Tutarlı mıyım?
- Sorumluluk sahibiyim?
- Ketumluğa saygı gösteriyor muyum?
- Bütünlüklü bir tavır sergiliyor muyum?
- İhtiyacım olanı istiyor muyum?
- Yardıma ihtiyaç duymak konusunda yargılayıcı olmadığımı söyleyebilir miyim?
Ben deneyimli bir haritacıyım, ama ben de herhangi bir yolcu kadar kaybolabilir ve tökezleyebilirim. Bunun anlamı şudur; Aynı araştırma haritasını paylaştığımız halde sizin yolunuz benimkinden farklı olabilir. Joseph Campbell söyle demiştir; “Yolunuzun adım adım önünüze serili olduğunu görüyorsanız, onun sizin yolunuz olmadığını bilin. Kendi attığınız her adımla inşa ettiğiniz yol sizin yolunuzdur. Tam da bu nedenle o yol sizindir.”
“Kahramanın Sonsuz Yolculuğu” kitabıyla tanıdığım Joseph Campbell. Yine faklı bir kitapta sözleriyle hatırlatıyor kendini.
Bunca sualden, bilgi aktarımından sonradan bir kıssadan hisse çıkarmak gerekirse: Blog Yazarlığı konusunda çok kişi yok. Bu nedenle sakin ve dingin olan bu ortamda oldukça mutluyum. Mutlu olduğum şeyin peşinden de gidiyorum. Kendi hayatım yeterince karşılaştığı sorunlarla gelişime açık. Haliyle engelleri aşarken yeni şeyler öğrenmek büyütüyor.
Yabanlıkta tek başına yolunu bulabileceğini bilmek, inançlarına sahip çıkacağını bilmek, kendine inanmak ve bunun üstesinden gelmek; gerçek aidiyet budur.
“Acımasız Dünyaya Meydan Okumak” okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın