Bir Dinazorun Anıları, Mina Urgan
Mina Urgan “Bir Dinozorun Anıları”nda açıkyürekli,yalın ve naif bir dille anlatıyor;kendini,çevresindekileri ve bir coğrafyada olan biteni… Halide Edip, Necip Fazıl, Abidin Dino,Neyzen Tevfik, Sait Faik,Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Atatürk ve başka pek çok isimle zenginleşmiş bir ömrü…
“Çağımıza uymak zorundayız palavrasına da hiç mi hiç inanmıyorum. Eğer yaşadığım çağın en yüce ideali köşeyi dönmekse; eğer yaşadığım çağ toplumsal adaletsiz üstüne kuruluysa; eğer yaşadığım çağ inandığım her şeyi yadsıyorsa; eğer yaşadığım çağa bayağılık ve çirkinlik egemense, ben böyle bir çağa neden ayak uydurmak zorunda kalayım?”
— Mina Urgan
Merhaba
URGAN‘ın anılarından babasıyla ilgili bölümü okursanız, anıların gerçekliği konusunda bir düşünceye sahip olabilirsiniz:
‘‘Anılarıma başlarken, her şeyden önce, gençliğin bir mutluluk, yaşlılığın ise bir mutsuzluk dönemi olduğu mitosunu yıkmak istiyorum. Gençliğin mutluluğu, gençlerin kendileri dışında nerdeyse herkesin inandığı koca bir yalandır.’’
Anıların beni ilgilendiren yanı sahihliğidir, bir de zalim bir ironi, hem yazara, hem yazarın anlattığı kişilere yönelmiş.
Urgan babasını şöyle anlatıyor:
‘‘Babamın şiirlerini okuyunca, fena halde bozuldum. Adalar Şairi diye bilinen Tahsin Nahit hiç de iyi şair değil. Ama ne yapsın ki zavallı delikanlı? İnsan Türk şiirinin en berbat grubuna yani Fecriâti’ye bağlanınca, kötü şairliğe mahkumdur nasıl olsa.’’
Necip Fazıl ile Ahmet Haşim portreleri ustaca yazılmış.
Mina Urgan “Bir Dinozorun Anıları’nda açık yürekli, yalın ve naif bir dille anlatıyor; kendini, çevresindekileri ve bir coğrafyada olan biteni… Halide Edip, Necip Fazıl, Abidin Dino, Neyzen Tevfik, Sait Faik, Yahya Kemal, Ahmet Haşim, Atatürk ve başka pek çok isimle zenginleşmiş bir ömrü…
Mina Urgan’ın anılarını bazen coşkuyla bazen buruklukla ama hep gülümseyerek okuyacaksınız.
İngiliz edebiyatı duayenimiz Mina Urgan, bu kez anılarıyla, bir yaşama ustası olarak karşımızda.
Oğuz Atay’ı ayaküstü ve o kadar az gördüm ki, onunla ilgili ancak bir tek izlenim edindim; Koskocaman bir kediye benziyordu tıpkı. Çok kocaman ve çok güzel bir kediye öyle benziyordu ki, ona elimi uzatınca ‘miyaaav” diyeceğini sandım. Miyavlayacağı yerde “tanıştığımıza memnunum” deyince şaşırıp kaldım.
Mina Urgan’ın anılarını bazen coşkuyla bazen buruklukla ama hep gülümseyerek okuyacaksınız…
Bir Dinazorun Anıları, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın