
Gözlemlediklerim
İnsan varoluşunun tüm gerçekliğini örtüp saklamış, bu gerçekliğin yerine kendi yarattığı bir gerçekliği koymuş gibidir.
“Bir ilişki içindeyken her zaman dürüst olabilmek fazlasıyla acı verici ve güçtür. Bununla birlikte, kişi gerçekleri söylemekten kaçındığı anda benliğinin merkezi lifleri sanki çekilip ayrılmaya başlar ve gerçek fikir ve duyumsamalarını öbür kişinin algılamasını önleyerek bir aldatmacayı da başlatmış olur.”
— Clark Mustakas, Yaratıcı Yaşam
Merhaba,
Milattan önce 4. yüzyılda ünlü düşünür Diyojen’in dürüst bir kişi bulmak için yollara düştüğü anlatılır. Diyojen gündüzün pırıl pırıl aydınlığında elinde yanar bir fenerle her yerlere gider. Bir türlü dürüst bir adam bulamaz.
Ruhbilim, felsefe ve din literatürü sağlıklı ve uzun süren ilişkilerin dürüstlük ve gerçek üzerine oturtulacağı uyarılarıyla doludur. Bizim için hiç olmazsa sevdiklerimizin ve bizi sevenlerin bize karşı dürüst davrandıklarına inanmamız önem taşır. Aksi takdirde nasıl yaşayabilirdik?
Dürüst diyerek ne demek istiyorsun?
Ne denli dürüst?
Hangi koşullar altında dürüst?
Kiminle?
Hangi konularda dürüst?
Bu gibi sorular çoğumuz için dürüstlük türleri olduğunu ortaya koyar.
Dürüstlük nasıl tanımlanırsa tanımlansın başarısızlığa uğrayan ilişkileri birincil etkileyen neden dürüst olmamaktır.
Önünde sonunda küçük bir bunalım yaratacak olan bir gerçeğe değinmektense çoğu kez insana bir yalancık söylemek çok daha kolaydır.
Büyük filozof Sokrat, aslında gerçeği söylediği ve onu yargılayan yargıçlar da gerçeğin gençliği ayartacağına inandıkları için ölüme mahkum edildi.
Gerçekleri konuşmamak bazen görevdir. Çoğu kişi gerçekleri duymayı istemez.
Reklamcılar ve reklamını yaptıkları malların piyasanın en iyisi olduğunu açık açık duyururlar.
Sizce, ne kadar dürüstler?
Bazıları bu malları, reklamda biraz gerçeklik vardır umuduyla alıyor. Yapılan programlarda gerçeklik vardır diye, izliyor.
Bütün bu gerçekdışı olaylara başkalarını acıdan ve zarardan kurtarmak, masum kişileri korumak için katlandığınızı söylüyorsunuz. Dürüstçe olmayan eylemleri olumsuz davranışlar olarak değil, göz yumulabilecek bir toplumsal beceri gibi görmemizi sağlamanıza şaşmamak lazım.
Yalanı yüreklendirmeyi sürdürüyorsunuz. Yalan söylüyor ve çocuklara yaşamın bir parçası olarak böyle davranışları öğretiyorsunuz.
Aldatmaca eğitimi veriliyor. Aldatmacayla neler elde ederiz? Başarı, kariyer başka neler?
Insan varoluşunun tüm gerçekliğini örtüp saklamış, bu gerçekliğin yerine kendi yarattığı bir gerçekliği koymuş gibidir.
Erich Fromm, Sağlıklı Toplum
Günümüzde büyük bir bilgi kirliliği var. Hayatlar, hikayeler insanlar “poz verir” gibi sanallaştı. Simülasyon arttı. Gerçek ve hakikat yer değiştirilerek veriliyor. Medya tüm algıyı alt üst etmiş durumda.
Her geçen gün “insan ol”manın en temel değeri “dürüstlük” kavramının içeriği, sadece sözlüklerde kalıyor.
Günümüz gerçekliğini yansıtmakta, kaynak olarak, kendini hatırlatan büyük üstatlara ve Leo Buscaglia’ya teşekkür ederim.
Sevgiyle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın