Blog

Sevgili Okur,

Okumayla ilgili düşüncelerim…

Benim için okuma, yalnızca bilgi edinmek değil; aynı zamanda kendimle buluşmanın, içsel bahçemde yeni yollar keşfetmenin bir aracı oldu. Umberto Eco’nun bir bibliyofil olarak dile getirdiği gibi, kitaplar yalnızca okunmak için değil, hayatımızın ayrılmaz parçalarıdır. Onlar, konuşmayı öğrenmiş bir sessizliktir; her biri kendi zamanında bize yeni bir yol açar. Bu blog, o sessiz dostlarla kurduğum bağın bir yansımasıdır.

Kadim Japon öğretileri şöyle der: “Hayatın boyunca senin için en önemli 10 kitabı bulmaya çalış. Ama unutma ki, onları bulmak için en az 1.000 kitap okumalısın!”

Ben kendi adıma bu yolculukta çok daha fazlasını okumuş olmalıyım. Şimdi, okuduğum eserleri ve onların bana kattıklarını sizinle paylaşmak istiyorum. Kitap içeriklerine girmeden önce, bu kısa notu bir davet olarak görün: Birlikte keşfetmeye çıkacağımız uzun bir yolculuğun ilk adımı…

Tüm sevgimle, Yasemin…

Okuma tinsel hayatın eşiğidir, oradaki yolu bize gösterebilir, yolu oluşturmaz…

Kitap zevki zeka ile birlikte artıyorsa, görüldüğü gibi, bu zevkin tehlikeleri de zekayla birlikte azalır. Özgün zeka, okumayı kendi kişisel işleyişine bağlı kılmayı bilir. Okuma, onun için eğlencelerin en soylusundan, özellikle en soylulaştırıcısından başka şey değildir, çünkü sadece okuma ve bilme yoluyla zihin “en görgülü” haline kavuşur. Duyarlığımızın ve zekamızın gücünü ancak kendi içimizde, ruhsal yaşamımızın derinliklerinde geliştirebiliriz. Sevgiyle okumaya başlayın…