
Eckhart Tolle hiçbir din ve geleneksel bağlantısı olmayan çağdaş bir spiritüel öğretmendir. Yazı ve seminerlerinde, basit ve derin bir mesajı antik spiritüel üstadların zamansız ve sade berraklığıyla naklediyor: Acı çekmemenin, huzurlu olmanın bir yolu daima vardır.
“İçsel ve öncelikli amacınız uyanmaktır. Bu kadar basit… Siz bu amacı gezegenimizdeki tüm diğer insanlarla paylaşıyorsunuz, çünkü bu amaç aslında insanlığın ortak amacıdır. İçsel amacınız, bütünün yani evrenin ve onun yükselen zekasının amacının önemli bir bölümünü oluşturur.”
— Eckhart Tolle
Merhaba
Var Olma’nın Gücü’nde, Tolle ego temelli bilincimizin dinamiklerini detaylıca açıklıyor. Sonra nazik ve son derece pratik terimlerle bizi bu yeni bilinç düzeyine geçiriyor. Kendimizi tanımladığımız her şeyin çok daha ötesine geçerek, gerçekten kim olduğumuzu ve kimliğimizin sonsuz yüceliğini deneyimleyeceğiz.
Eckhart Tolle, hiçbir din ve gelenekle bağlantısı olmayan çağdaş bir spiritüel öğretmendir. Yazı ve seminerlerinde, basit ve derin bir mesajı antik spiritüel üstadların zamansız ve sade berraklığıyla naklediyor:
Acı çekmenin, huzurlu olmanın bir yolu daima vardır. Tolle sık sık seyahat ederek öğretilerini tüm dünya ile paylaşıyor.
Tanıdığınız birinden söz etmek, başkalarının gözünde ” önemli” biriyle bağlantı kurarak EGO’nun kendini güçlendirmeye çalışması için kullandığı bir yöntemdir.
Ünün fazlasıyla önemli olması, dünyamızdaki egosal çılgınlığın birçok çılgınlığın ifadesinden sadece biridir. Bazı ünlüler de aynı hataya düşer ve kendilerini kollektif kurguyla tanımlarlar. Kitlelerin ve basının onlar için yarattığı imaja inanarak, kendilerini sıradan ölümlülerden üstün görmeye başlarlar. Sonuç olarak hem kendilerine hem de başkalarına karşı giderek yabancılaşırlar, giderek daha mutsuz olurlar ve kendi popülerliklerine giderek daha çok dayanmaya başlarlar. Şişirilmiş imajlarıyla kendilerini beslemeye çalışan insanlarla sarılmış olduklarından, samimi ilişkiler kuramaz hale gelirler.
Neredeyse insanüstü olarak algılanan ve dünyada gelmiş geçmiş en ünlü insanlardan biri haline gelen Albert Einstein kendini asla kollektif zihnin kendisi için yarattığı imajla tanımlamamış, tevazuunu korumayı başarmıştı. Hatta şöyle derdi” İnsanların başarılarım ve yeteneklerimle ilgili düşündükleriyle, gerçekte kim olduğum ve neler yapabildiğim arasında muazzam bir çelişki var.”
Ünlü birinin başkalarıyla samimi ilişkiler kuramamasının nedeni budur. Samimi bir ilişkide ego yoktur. Samimi bir ilişkide , karşınızdaki kişiyle aranızda açık, ilgili, samimi bir paylaşım vardır. Bu paylaşılan, Varlık olarak adlandırılabilir ve her gerçek ilişkide mutlaka karşısındakinden alabileceği bir şey olmadığına inanırsa, tamamen ilgisiz kalır; sizi umursamaz. Dolayısıyla , egosal ilişkilerin üç baskın durumu vardır; istek, çarpık istek, (öfke, kırgınlık, suçlama, şikayet etme) ve ilgisizlik.
Ruhani Öğretmen, Eckhart Tolle kaleminden, Ego ve Ün .
Sahte olanın tanımlanması, gerçeğe yaklaşmanın ilk adımıdır.
Var Olmanın Gücü, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgi hatırlatmak İçin.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgi’yle okuyunuz…
Varolmanın Gücü, kitabını hediye eden Okan’a teşekkür ederim.
Bir Cevap Yazın