
Pusula, Simyacı gibi bir hayat dönüştürme romanıdır. Pusula’nın özünde, amaçlarımızı gerçekleştirmek için gerçekte kim olduğumuzu anlamaya yönelik dersler vardır. Jonathan, geleceğe dair planlarını değiştiren bir trajedinin ardından, şehir hayatından kaçar. Istırap içinde, içsel pusulasını yeniden hareket ettirme umuduyla dünyanın diğer ucuna seyahat etmeye karar verir.
“Sorgulanmamış yaşam yaşanmaya değer değildir.”
— Socrates
Merhaba
2013 yılı, kitabı okumuşum, “ne hikayeler var” diyerek noktayı koymuşum. Kitapta yer alan kadın karekterin yaşamı, şu an düşündüğümde kendi yaşamıma çok da uzak gelmiyor.
İçsel yolculuğunda kuzey yönünü kaybetmeden, bulanlar! Burada mısınız?
Kitaptan aldığım notları paylaşmaya başlıyorum.
“Kaç yazımız ya da sonbaharımız kaldı. Belki yirmi? Ya da otuz? Duygularla savaşacak kadar zamanımız yok. Hayallerimiz tükense de, mutlu olmak İçin kararlı olmak zorundayız. Yeni hayaller yaratmayı istemek zorundayız.”
“Bazen önümüzdeki yaşama yer açmak İçin planladığımız yaşamdan vazgeçmemiz gerekebilir.”
Olduğunuz yerden…
Olmak istediğiniz yere…
Pusula, kitabıyla bundan altı yıl önce karşılaştım. Ruhunuz duruma el koymaya çalışıyor ve en büyük destekçiniz olmaya gayret ediyor. İş ki tüm mesele, ruhun sesini duyabilmekte…
Yaşadığınız her anın farkında olabilmeniz dileğiyle. Belki de yaşam, ulaşmak istediklerimize giderken, başımıza gelenleri fark edebilme sanatıdır. Başınıza gelenler ve onları en iyi şekilde karşılayabilmek; asıl ödül bu olsa gerek…
Pusula, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgi’yle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın