
Zihinden kolay matematik, hafızayı güçlendirmek için sıra dışı egzersizler… gibi birçok konuya ve soruya yanıt bulacaksınız.
“Allah bize iki yuvarlak organ verdi. Biri düşünmek, diğeri oturmak için. Başarı hangisini kullandığınıza bağlıdır. “
— Ferit Delen
Merhaba
Ferit Delen, yaklaşık 16 yıldır hafıza, bellek teknikleri, hızlı okuma, öğrenmeyi öğrenme, trans, meditasyon, tasavvuf, bireysel gelişim, iletişim, liderlik, kariyer geliştirme, tarihte başarıyı yakalamış bireylerin yaşam sırları, ruhsal zekâ, duygusal zekâ, yenilikçi zekâ, sınav zekâsı, davranış bilimleri, takım çalışması, öğrenci koçluğu, yaşam koçluğu, kuantum gibi alanlarda birçok araştırma ve çalışmalar gerçekleştirerek yaşam yolculuğuna devam ediyor.
“Her insan hedeflediği potansiyele sahip olarak yaratılmış mükemmel bir varlıktır. Yürekten istemesi, güvenle, azimle hedefe doğru yol alarak eylemde bulunması ve inanılmaz bir enerji oluşturan sevgiyi, teşekkürü, şükrü hayatın her anına taşıması halinde, bu potansiyeli hakkıyla kullanabilir.”
Ferit Delen, bugüne kadar yurdun çeşitli bölgelerinde yüzlerce workshop, seminer-kurs, eğitim ve atölye çalışmaları düzenlemiştir. Halen ‘Süper Beyin’ dergisinin genel yayın yönetmenliğini ve ‘Beyin gücü’ dergisinin de editörlüğünü yapmaktadır. Ayrıca Gönül, Genç gelişim ve Genç öğrenci dergilerinde de makaleleri yayınlanmakta olan yazarımızın şu ana kadar 8 kitabı okuyucuyla buluşmuştur.
Hafıza teknikleri ile hafızanın işleyiş yasalarını harekete geçirirsiniz. Bilgileri gelişi güzel belleğinize depolamaktan daha sistemli depolamaya başlarsınız. Bilgilerinizi daha sistemli hafızanıza almanın ve hatırlamanın gücüyle kendinize olan özgüveniniz tavan yapar.
Bu kitap ile kendinizi, potansiyelinizi, beyninizi, hafızanızın işleyişini keşfedecek ve tanıyacaksınız.
- İnsan beyni yaşlanır mı?
- Stresin beyne etkisi, dahilerin beyinlerini nasıl kullandıkları, kalıcı öğrenmenin püf noktaları, kolay öğrenmek için beyni nasıl uyandırabiliriz?
- Beyin nasıl öğrenir?
- Bir bilginin hatırlanmasına yardımcı olan faktörler, zihinde imgeleme, dikkat ve yoğunlaşmanın önemi, hafıza nedir?
- Hatırlamanın ilkeleri, neden unutuyoruz?
- Hafıza Teknikleri ne işe yarar?
- Öyküleme Tekniği- Hafıza Şeker Yöntemi- Çöyak Yöntemi- Akrostiş Tekniği nedir?
Öğrenilen bilgilerin saklanması ve gerektiğinde geri çağrılması yetisine bellek denir. Bellek öğrenmenin ve öğrenilen şeyleri biriktirmenin ön koşuludur. İnsan, bilgi işleme sürecinde çeşitli bellek türlerini kullanır. Bellek Türlerini 3 başlıkta inceleyebiliriz
1)Duyusal Bellek: Duyu organlarından giren bilginin kısa süreli olarak tutulduğu yerdir. Bilgi ya işlenmeye devam edilir ya da yok edilir. Duyusal bellek sınırsız kapasitede olmasına rağmen bilgi çok hızlı biçimde kaybolur. Bazı girdilerin seçilmesi ve işlenmeye devam edilmesi için “dikkat” süreci gereklidir.
2)Kısa Süreli Bellek: Çalışma belleği olarak da adlandırılır. “Dikkat” sonucu bazı bilgiler bu belleğe aktarılır. Kısa süreli belleğin kapasitesi sınırlıdır. Yalnızca 1,5-2 saniye arasında tekrarlanabilecek ve 5-10 birimlik bilgileri tutabileceği bilinmektedir.
3)Uzun Süreli Bellek: Muhafaza edilmiş bilgilerimizin saklandığı yerdir. Kapasitesi sınırsızdır. Buradaki bilgiler kalıcıdır ve çabucak geri çağrılabilir niteliktedir. İşlemsel, anısal ve anlamsal bellek olmak üzere kendi içinde üçe ayrılır. İşlemsel bellek; Bir işlemin nasıl yapıldığıyla ilgili bilgilerin bulunduğu bellektir. Tekrar ederek, yaparak kazanılır. Bisiklete binmek, on parmak klavye kullanmak, dans etmek gibi psikomotor beceriler bu bellek içindedir. Bu bellek, bilinçli olarak geri çağrılamayan ancak ihtiyaç halinde otomatik olarak ortaya çıkan bilgileri kapsar. Prosedürel bellekte bir işi yapmak, o işi sözel olarak anlatmaktan daha kolaydır. Örneğin bir müzik aletini çalmak, nasıl çalındığını anlatmaktan daha kolaydır.
Anlamsal bellek; Bilginin anlamlı hale gelmesini sağlayan bellektir. Anlamsal bellek okul başarısı için önemlidir çünkü akademik bilgiler, kavramlar, olgular bu bellekte saklanır. Anısal bellek; Kişisel yaşantıların depolandığı, otobiyografik bilgilerin bulunduğu bellektir. Bu bellekte genellikle önemli olan anılar saklanır çünkü sürekli tekrarlanan olağan olayların saklanması ve hatırlanması daha zordur. Anısal bellek anlamsal belleğe göre daha güçlüdür.
Beynin dış kabuğu tarafından algılanan bilgiler ilk olarak hipokampus komşuluğundaki bölümlere gönderilir. Beynin iç-orta kısmında bulunan bu bölgelerde meydana gelen hasarlarda kişinin nesne tanıma hafızasında kayıplar olur. Daha sonra buradaki bilgiler hipokampusa gönderilir. Sağ hipokampustaki hasar yön bulma hafızasına, sol hipokampustaki hasarsa kelimeler, nesneler ve insanlarla ilgili hafızaya zarar verir. Ancak her iki durumda da kısa süreli hafıza etkilenir, uzun süreli hafızaya zarar gelmez. Bu nedenle, hipokampusun uzun süreli hafızanın ilk basamaklarında görev aldığı düşünülmektedir. Hipokampusta değerlendirilen bilgiler eğer uzun süreli hafızada saklanacaksa, beynin dış kabuğuna, yani kortekse gönderilir. Beynin dış kabuğunda ön tarafta yer alan düşünceden sorumlu bölgeyle, yan ve arka taraflarda bulunan işitme ve görme alanları hafızayla yakın ilişkili bölgelerdir. Algılanan bilgiler bazı basamaklardan geçerek açık hafızaya atılır.
Hafızanın oluşmasında ilk adım kodlamadır. Kodlama seçici dikkatle başlar. Beyin ve düşünce sistemimiz dışarıdan gelen sınırsız sayıda uyarıya açık olmasına rağmen bu verileri kodlarken her veriye aynı işlemi yapmaz. Bilim insanları hafızayı hiç silinmeyecek biçimde kodlamak için her şeyden önce çok dikkat etmemiz gerektiğini söylüyorlar. Bir şeye ne kadar yoğunlaşırsak onun beynimize kodlanması da o kadar sağlam olur.
Diğer bir nokta da bilginin tekrarlanmasıdır. Bilgi ne kadar sık tekrarlanır ya da kullanılırsa hafızada kalıcı bir yer etmesi o kadar kolaylaşır. Uzun süreli hafızamız, sınırsız ölçüde bilgiyi çok uzun süre saklayabilir. Fakat tam tersine eğer karşımıza çıkan bilgilere, insanlara, nesnelere ait bir merakımız, özel bir ilgimiz yoksa bilgiler kısa süreli bellekte otuz saniye kadar durup yok olur. Çok kullanılan bağlantılar hatırlamayı kolaylaştırır. Ama konudan uzaklaştığımızda -dolayısıyla bağlantılar arası sinyal alışverişi durduğunda- beynimiz bir süre önce çok iyi bildiği bir şeyi unutmaya başlar. Kullanılmayan bağlantılar zayıflayarak kopar. Hatırlamakta güçlük çektiğimiz bilgiler, büyük oranda biz onları gündelik hayatımızda canlı tutmadığımız, yeterince kullanmadığımız için silinmeye başlamışlardır.
Duygularımız hafızamızın çimentosudur. Yoğun duygularla eşleşen insanlar, olaylar, bilgiler, mesajlar hafızamızda kalıcı yer eder. Kişisel bir ilgi duymadığımız, duygularımızı harekete geçirmeyen olayları ise hatırlamayız.
Hafıza üzerine yapılan çalışmalar, hatırlamanın bilgilerin içinde bulunduğumuz ortamla doğrudan ilişkili olduğunu söylüyorlar. Özellikle fazla çaba sarf etmeden, kendiliğinden aklımıza gelen bilgiler içinde bulunduğumuz ortamla ilgilidir.
Zihin somut olanı tercih eder. Somut olanı akılda tutmak soyut kavramlara kıyasla daha az zihinsel çaba gerektirir; bu yüzden görsellikle ilişkilendirilen her şey daha kolay öğrenilir ve hatırlanır. Hafızamızda kalıcı olmasını istediğimiz verileri ne kadar görsel benzetmeler ile kodlarsak hatırlamakta o kadar kolay olur.
Belleğimiz bir taraftan kırılgan, diğer taraftan da oldukça dirençlidir. Memnuniyet yaratan duygular, negatif duygulardan daha kalıcıdır. Freud’dan sonra birçok nörolog da negatif duyguların etkisinin zamanla azaldığını, pozitif duyguların daha uzun süre canlı kaldığını kanıtlayan çalışmalar yapmışlardır.
Öğrenmeyi seven ve daima kendini geliştiren bir birey olmanız dileğiyle…
Süper Hafıza Teknikleri, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın