
Kendisi de bir içedönük olan Jenn Granneman’ın hem anlaşılmayan, görmezden gelinen, hatta kimi zaman reddedilen tüm içedönükler için hem de içedönük arkadaşlarını ve aile üyelerini anlamak isteyen dışadönükler için söyleyecekleri var. İçedönükler ne düşünür, nasıl hisseder, neleri arzular, iş ve aşk hayatını nasıl idare eder? İçedönüklerin Gizli Yaşamı kitabında Granneman tüm bu soruların derinlerine iniyor, kimi zaman bilimsel araştırmalardan yararlanarak kimi zaman diğer içedönükler ve uzmanlarla yaptığı röportajlarla içedönüklerin zihninin işleyişini anlatıyor.
“İçedönükler için anlamlı etkileşimler sosyal tükenmişliğin panzehiridir.”
— Jenn Grenneman
Merhaba
“Sessiz insan eşittir etrafını, gözlemleyen ve hayatın tadını sessizce çıkaran insandır.“
Siz de benim gibi içedönük müsünüz?
İçedönüklerin Gizli Yaşamı kitabını elime aldığımda baştan sona okudum. Hayatımda kendimi hiç bu kadar anlaşılmış hissetmedim.
İnsanlar belirli etiketlemeler yapıyor. Tam sizi anlamadıklarında, içine kapanık, özgüvensiz gibi…
Peki ya siz ? Hep biraz farklı olduğunuzu mu düşündünüz? İnsanlar size hiç, ” Neden biraz daha fazla konuşmuyorsun?” diye sorar mıydı?
Biz içinde yaşadığımız dünyayı şekillendiren gruplardan biriyiz. Yönlendiriyor, yaratıyor, eğitiyor, yenilik getiriyor, iş yapıyor, problem çözüyor, cezbediyor, iyileştiriyor ve aşık oluyoruz. İçedönüklük bir kişilik tipinden ziyade mizaç meselesidir. Mizaç, dünyaya yaklaşımınızı oluşturan doğuştan özellikleri ifade eder. Kişilik ise sizi birey yapan davranışsal, düşünsel ve duygusal örüntüler bütünü olarak tanımlanabilir. Bir kişiliğin oluşumu yıllar alabilir ama mizaç doğuştan sahip olduğunuz bir şeydir.
Hiç derin bir sohbete katılıp da oradan enerjiyle dolmuş bir halde ayrıldığınız oldu mu?
“İçedönükler için anlamlı etkileşimler sosyal tükenmişliğin panzehiridir.“
Yazarken bir akışa girerim ; birilerinin ya da bir şeylerin beni eğlendirmesine asla ihtiyaç duymam. Dikkatimi kaçırabilecek her şeyi engeller, bitirmem gereken şeye odaklanırım.
Sahneyi başkasına bırakıp, dinlemekten keyif alırım. Özellikle yeni bir şey öğreniyorsam, heyecanlanırım.
Utangaç ya da asosyal değilim. Kendimi, enerjimi yenilemek için faklı şeyler yaptığım doğru.
Dopamin size haz alacağınız değil, haz ihtimali karşısında heyecanlanacağınız garantisini veriyor. Daha basit ifade etmek gerekirse, dışadönükler potansiyel bir ödül karşısında içedönüklerden daha fazla heyecanlanırlar. Ödüller genellikle sosyal olarak ilgi görme, statü sahibi olma, para, yiyecek ve cinsel bir fırsat yakalamak gibi şeylerdir.
İçedönük olarak, karşımdaki insandan neler beklerim?
- Anlamlı konuşmalar yapabiliyor olmasını.
- Dinlemesini.
- İhtiyaç duyduğum yalnız zamana saygı göstermesini.
- Karşımdaki insanın zeki olmasını ( kafamın uyuşması) isterim.
- Derin düşünen insanlardan hoşlanırım.
- Her şeyden önemlisi, kibarlık benim için önemli.
- İç güzelliğe önem veririm.
İçedönüğün iç dünyasında çok şeyin olup bittiğini birçok insan anlayamıyor. Ama, o iç dünyasına gevezelik yoluyla ses vermektense ; onu aktivistlik yaparak, yazarak, resim çizerek, müzik üreterek önemli bulduğu bir şey için mücadele ederek, hatta tam yerinde bir sessizlikle ifade ediyor.
Hatta bazı içedönükler insanları o kadar seviyorlar ki kendilerini her gün insanlarla etkileşim halinde oldukları mesleklerde geliştirmeyi seçiyorlar. Yaptıkları iş onları bitkin düşürse de insanlığa hizmet etmenin bu fedakarlığa deydiğini biliyorlar.
İyi bir lider olmaya gelince, günümüzün en tanınmış liderleri içedönük.
İçedönüklerin yalnız kalma ihtiyaçlarının diğer insanlardan farklı olarak, onlara sorunlar üzerine derinlemesine düşünme, bu sorunlar hakkında buldukları her şeyi okuma ve konuyu farklı açılardan değerlendirme fırsatı veriyor.
Sizlerde içsel bir yolculuğa çıktığınızda benim gibi, kim olduğunuzla karşılaşacaksınız. İnsanlar olmadık etiketler koyacak, kişiliğiniz hakkında. Olsun, kendinizi ifade etmeye başladığınızda, gerçek mizacınızla tanışmış olacaklar.
İçedönüklerin Gizli Yaşamı, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar okumaya davet ediyor.
Sevgi’yle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın