
Sanatçı, güzel şeylerin yaratıcısıdır. Sanatın amacı, sanatı ortaya çıkarıp sanatçıyı gizli tutmaktır. Eleştirmen, güzel şeylere dair kendi kanısını başka bir yola veya yeni bir malzemeye dönüştürebilen kişidir.
“Dünyada herkes alnında yazanı yerine getirmek için gelirmiş. Ben de zannediyorum ki sadece aşık olmak; zaman, mekan ve imkan düşünmeden aşık olmak için gelmişim. “
— Sabahattin Ali
Merhaba
Türk Edebiyatı’nın mihenk taşlarından biri. Çalkantılı siyasi hayatından ve çapkınlıklarından, oldukça iyi tanıdığınızı düşünüyorsunuz. Acaba öyle mi?
Beğendiğiniz birine en son ne zaman mektup gönderdiniz?
Yazarın, mektup aracılığıyla aktardığı duyguları da olmasa donuklaşıp kalıp, kalbimizin yerini bile hatırlayamayacağız.
Beş yıl süren yazışmaları, günümüz bakış açısıyla değerlendirip, kitabı harcamazsınız umarım. Yapıt, roman niteliği taşıyor.
Melankoli, Sabahattin Ali‘nin gizli aşkı Ayşe Sıtkı ile yıllar süren mektuplaşmaları.
Sabahattin Ali, Ayşe Sıtkı’nın mektubuna cevaben peş peşe üç mektup kaleme almıştır. Bunlardan ilki, Konya’ya geldiğini belirten kısa, haber verme gayesi taşıyan alelade bir mektuptur. İkincisi ise ortak arkadaşları Enver ile aralarındaki tabiri caizse aşk üçgeni hakkında birtakım dedikodu ve çıkarımlarından ibarettir. Bu mektupta altı çizilmesi gereken ve Sabahattin Ali’yi derinlemesine anlamak adına bize ipucu veren şu cümlesi dikkat çekmektedir. “Benim gibi hayatta hiçbir şeyin zevkli olamayacağına bir kere kanaat getirmiş olanların yaşayışları bir tesadüftür ve yine tesadüf onları hayattan kolaylıkla ayırabilir.
Siz de Sabahattin Ali gibi her hafta aşık olanlardan mısınız?
Melankoli, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı…
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle, okuyunuz…









Bir Cevap Yazın