Kendini Bilmek İçin Kitap!

"Ruhsal enerjide ilk basamak insanın kendini bilmesidir. Kendini bilen insan maneviyatını keşfeder ve yolculuğuna başlar." Lao Tzu

Yıldızın Parladığı Tarihsel Anlar, Stefan Zweig

İyi kitaplar, en iyi üniversitelerin yerine geçer...

Yıldızın Parladığı Tarihsel Anlar, insanlık tarihindeki, “bir bireyin, bir ulusun ve hatta bütün insanlığın yazgısını belirleyen” bu ender değiştirici anları, büyük ilham saatlerini anlatıyor.

“Hiçbir sanatçı günlük yaşantısının yirmi dört saati boyunca yaratıcı değildir; en önemli ve kalıcı olan başarılarını, ona İlham gelen ender anlara borçludur. Gelmiş geçmiş tüm zamanların en büyük yazarı ve anlatıcısı olarak hayranlık duyduğumuz tarih de, her zaman yaratıcı olmamıştır… Bir deha ancak milyonlarca İnsan arasından ortaya çıkar, yıldızın parladığı tarihsel bir an’ın ortaya çıkması İçinde milyonlarca saatin geçmesi gerekir.””

—Stefan Zweig

Tanrı çekilen acıları dile getirmeyi bahşetti bana…

Merhaba

Zweig’ın karakter yaratma ve karakterlerinin ruhsal gerilimlerini aktarma becerisini Freud’la olan dostluğuna ve onun kurucusu teorisine borçlu olduğu hep söylenegelmiştir. Öte yandan, hikaye anlatıcılığındaki mahareti ve ilk sayfalarda yükselttiği gerilimi anlatının sonuna dek dorukta tutabilme ustalığıyla da benzersizdir. Pek çok eserinin sinemaya uyarlanmış olduğunu, iç ve dış “çatışma”ları yansıtmada ne denli başarılı olduğunun bir ıspatı olarak belirtmekte fayda var.

Deneme türünde yazdığı Yıldızın Parladığı Anlar 1927 başlıklı kitabında, tarihe mal olmuş on dört kişinin hayatlarından kısa kesitleri minyatür gibi işlemiştir.

1933’te Nazilerin ateşe attığı kitaplar arasında Stefan Zweig’ın yazdıkları da bulunuyordu. Zweig 1934 yılında Avusuturya’yı bir kez daha terketmek zorunda kaldı ve İngiltere’ye yerleşti. Son büyük eserlerinden Merhamet 1939, Satranç Ustası 1942, Zweig’ın ikinci eşi Lotte ile birlikte oradan oraya sürüklendiği ümitsiz yıllarının ürünüdür.

Lotte ve Stefan Zweig, 1940 yılının Ağustos’unda Brezilya’nın Rio de Janerio kenti yakınlarına yerleşmeye karar verdiler. Burada tamamladığı ve Avrupa’nın savaş öncesi kültürel hayatını, özellikle de Viyana’yı anlattığı otobiyografik metin Dünün Dünyası (1942), Zweig’in en son yapıtı oldu. Avrupa’nın kendini imha ettiğine ve bir daha eski haline asla dönemeyeceğine inanıyordu.

Uzun yıllar sonra başka bir yazar (Clive James) Zweig’ın, “hümanizmin tecessüm etmiş hali, canlı bir örneği” olduğunu söyleyecekti. Yazık ki temsil ettiği hümanist değerler ölürken dünyada savaş cinneti, faşizm ve hoşgörüsüzlük hâlâ sürüyordu.

Yıldızın Parladığı Tarihsel Anlar, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgi’ye okuyunuz…

Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Twitter resmi

Twitter hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: