
KENDINI BILMEK, STEPHEN FLEMING
Kendini Bilmek insan beyninin üstbiliş için ne kadar fazla sayıda ve kritik bileşene ev sahipliği yaptığını keşfetmeye dair verimli bir okuma deneyimi sunuyor.
“Sadece bilge ya da ölçülü bir adam kendini bilir ve ne bilip ne bilmediğini ayırt edebilir… Başka hiç kimse bunu yapamaz.”
— Sokrates
Merhaba
Psikologlar öz farkındalık için özel bir isim kullanırlar. Üstbiliş (metakognisyon), gerçek anlamda, kendi düşünme sürecimiz üzerine düşünme yeteneğimiz anlamına gelir. Yunancada “meta sonra” ya da “Ötesi” anlamındadır. Üstbiliş, insan zihninin narin, güzel ve dürüst olmak gerekirse biraz da garip bir özelliğidir. Yüzyıllar boyunca bilim insanlarını ve filozofları kendine hayran bırakmıştır. Biyolog Carl Linneaus 1735 tarihli ünlü kitabı Systema Naturae’da titiz bir şekilde yüzlerce türün fiziksel özelliklerini kaleme almıştır. İnsanların biyolojik türü, yani Homo söz konusu olduğunda ise, Linneaus insanların üstbiliş yeteneğinden o kadar etkilenmiş ki, notlarını sadece bir cümlelik Latince açıklamayla kaynakçaya eklemiş: “Nosce te ipsum “, yani ” kendini bilenler ” .
Öz farkındalık insan yaşantısının ayırt edici özelliklerinden biridir.
Öz farkındalığın rolünün zaman zaman göz ardı edilmesinin bir sebebi de tarihsel süreç tarafından kanıtlanmış olduğu üzere, ölçülmesinin, tanımlanmasının ve üzerinde çalışma yapılmasının zor olmasıdır. Ama bu durum artık değişiyor. Sinirbilimde yeni bir dal olan üstbilişsel sinirbilim, insan zihninin derinlemesine düşünmesi üzerindeki sır perdesini aralıyor. İnovatif laboratuvar testleri ile son model beyin görüntüleme teknolojisini birleştirerek hem bilişsel hem de biyolojik bir süreç olarak öz farkındalığın işleyişine dair giderek daha ayrıntılı bilgiler elde ediyoruz. Üstbiliş bilimi kendimizi tanımada bizi hiç olmadığı kadar ileri taşıyabilir.
Sinirbilimci Stephen M. Fleming, Kendini Bilmek: Öz Farkındalık Bilimi adını verdiği çalışmasında felsefe ve düşünce tarihinin ilk dönemlerinden beri insanoğlunun en temel meselelerinden olan “kendini bilme” pratiğini psikoloji ve nörobilimin en güncel araştırmalarıyla masaya yatırıyor. Öz farkındalığın nasıl işlediğini anlatarak “kendini bil” olarak tarif edilen antik çağrıya cevap veriyor.
Öz farkındalık, kendi hatalarımızı fark etmek ve deneyimlerimiz üzerine yorum yapmak gibi yeteneklerin toplamıdır. Bu da üstbiliş yani metakognisyon-kendi düşünme sürecimiz üzerine düşünme yeteneğimiz anlamına gelir. Üstbilişi denklemden çıkarırsak bir kararın neden ya da nasıl verildiğini bilemeyiz. Etrafımızın akıllı ama bilinçsiz algoritmalarla çevrili olduğu günümüzde üstbilişi denklemden çıkarmak, bizi kör bir şekilde algoritmanın dediğini uygulamak zorunda bırakır.
Üst biliş bize, öğrenme, karar verme, diğer insanlarla iş birliği yapma gibi süreçlerde öz farkındalığı kullanmayı, düşünme süreçlerimizdeki güçlü ve zayıf yönleri bilerek bize zarar verebilecek durumlardan nasıl kurtulabileceğimizi gösteren muhteşem bir kapasite sunar. Kendimizi bilmenin ötesinde, başkalarının kendilerini nasıl tanıdığını bilmek daha iyi ve adil bir toplum inşa etmek için önemli bir fırsat sunar.
O halde, kararlarımızı alırken düştüğümüz buğuları fark edebilmek için üstbiliş ve öz farkındalık üzerine kafa yormak gerekiyor.
Kendini Bilmek, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın