
“Milyarlarca beyin hücresi ve birbirleriyle kurdukları trilyonlarca bağlantıdan oluşan sonsuz yoğunluktaki bu ağın içinde, görmeyi belki de hiç beklemediğiniz bir şeyi bulacağınızı umuyorum : kendinizi… “
Merhaba
David Eagleman, bizi içimizdeki kozmosa doğru hızlı ve nefes kesici bir yolculuğa çıkarıyor: Gerçek nedir? “Sen” kimsin? Nasıl karar veriyorsun? Beynin neden başkalarına ihtiyaç duyuyor? Teknoloji “insan olmak” ın anlamını değiştirebilir mi?
Beyin bilimi hızlı ilerleyen bir alan olduğundan, şöyle bir adım geriye çekilip genel manzaraya göz gezdirmek, alandaki çalışmaların yaşamımız için taşıdığı anlamı irdelemek, biyolojik bir canlı olmanın ne anlama geldiğini yalın ve basit bir biçimde değerlendirmek nadiren mümkün olur. Bu kitap, işte bunları gerçekleştirmek amacıyla yola koyulmuştur.
Beyin bilimi önemlidir. Kafatasının içinde bulunan tuhaf bilgisayımsal malzeme, dünyada yolumuzu bulurken yararlandığımız algısal düzeneğin, kararlarımızı oluşturan ya da hayal gücümüze kaynak olan maddenin ta kendisidir. Hem düşlerimize hem de günlük yaşantımıza biçim veren, beynin birbiriyle sürekli iletişim halindeki milyarlarca hücredir. Beyinle ilgili daha sağlam bir kavrayış ise, kişisel ilişkimiz ve toplumsal ilkelerimizin merkezindeki değer yargılarımıza ve buna paralel olarak nasıl mücadele ettiğimiz, birilerini neden sevdiğimiz, doğru kabul ettiklerimiz, eğitim anlayışımız, daha iyi bir toplumsal politikayı nasıl biçimlendirebileceğimiz gibi konulara ışık tutar. Türümüzün tarihi ve geleceği, beynin mikroskobik ölçekteki devrelerine kazınmıştır.
Kitabın sayfalarında, işte bütün bu varsayımlarımıza ışık tutmayı hedefliyor.
Ben Kimim?
İnsanlarla yaptığınız günlük konuşmalardan kültür birikiminize kadar, yaşamınız boyunca kazandığınız bütün deneyimler, beyninizdeki mikroskobik ayrıntıları biçimlendirin Nörol açıdan bakıldığında kim olduğunuz, nerede bulunmuş ve neler yapmış olduğunuza bağlıdır. Beyniniz yorulmak bilmeden biçim değiştirir ve sahip olduğu devreler sistemini sürekli olarak yeniden kurar. Deneyimleriniz benzersiz olduğundan, beyninizdeki nörol ağların içerdiği geniş ve ayrıntılı örüntüler de benzersizdir. Beyniniz yaşamınız boyunca değişmeye devam edeceğinden, kimliğiniz de aslında _yer değiştiren bir hedeften farksızdır; nihai varış noktası yoktur.
Düşünce ve düşlerimiz, anılarımız ve deneyimlerimizin tümü bu tuhaf nöral dokudan doğar. Kimliğimiz, beynin çapraşık elektrokimyasal ateşlenme örüntülerinde saklıdır. Bu etkinliklerin sonlanması, bizim de sonumuz demektir. Etkinliklerin, hasar ya da ilaçlara bağlı karekter değiştirmesi, bizim de hiç sektirmeden karakter değiştirmemiz anlamına gelir. Vücudun diğer bütün kısımlarında izlenenden farklı olarak, beyinde küçük bir hasarın gelişmesi, kişiliğinizde kökten değişimlere yol açabilir.
Siz siz yapan, beyninizde gelişen değil, beyninizde yok edilen şeylerdir aslında…
Sabah vakti. Güneş ufkun üzerinde göz kırpmaya başlarken mahallenizdeki sokaklarda henüz çıt yok. Kentin dört bir köşesindeki yatak odalarında birer birer şaşılası bir olay yaşanmakta: İnsan bilinci yaşama uyanmak üzere. Gezegen üzerindeki en karmaşık nesne, varoluşunun farkına varmaya başlıyor.
Çok kısa bir süre önce siz de derin uykudaydınız. Beyninizdeki biyolojik malzeme o zamandan bu yana değişmedi; az da olsa değişen, etkinlik kalıpları oldu. Şu an bazı deneyimlerin keyfine varıyorsunuz. Gözlerinizin bu sayfada taradığı yamuk yumuk çizgilerden anlamlar çıkarıyorsunuz. Belki teninizde güneşi, saçlarınızda esintiyi hissediyorsunuz. Dilinizin ağzınız içinde aldığı konumu, sol ayakkabınızın ayağınıza verdiği hissi düşünebiliyorsunuz. Uyanıksınız; bu nedenle kimliğinizin, yaşamınızın, ihtiyaçlarınızın, arzularınızın ve planlarınızın farkındasınız. Gün başladığına göre, artık insanlarla ilişkileriniz ve hedefleriniz üzerinde düşünebilir, hareketlerinizi buna göre yönlendirebilirsiniz.
David Eagleman “Beyin Senin Hikayen” kitabında Beynin neden başkalarına ihtiyaç duyuyor? “Sen” kimsin? Nasıl karar veriyorsun? Gerçek nedir? Teknoloji “insan olmak”ın anlamını değiştirebilir mi? gibi soruların cevabının bulmaya çalışıyor. Incognito ile nörobilimi geniş kesimlere ulaştıran David Eagleman son yazmış olduğu “Beyin Senin Hikayen” bu etkisini sürdürmeyi ve genişletmeyi amaçlamış.
Beynin en büyük öykü yazarı. Ve sen nasıl algılarsan, onu yaşarsın.
Beyin Senin Hikayen/David Eagleman, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar, sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın