Bu sonsuz evrende, bu sonsuzluğa uzanan yolda ilerleyen insanlık ailesi olarak, bir gün hepimiz bu dünya gezegeninden ayrılacağız.. Ve o zaman bu gezegende yaşadıklarımızın tümü, kozmik bir anı olarak ruhsal hafızamızda saklı kalacaktır.

“Sonun sırrı, başlangıcın sırrında saklıdır… “

— Ergun Candan

Merhaba

Bu kitap, dünyada sevdiklerini kaybedenlere ithaf edilmiştir…

Biz insanoğlunun değişmez iki kaderi… Biri “Doğum” diğeri ise “Ölüm”… Bu ikisi arasında geçen ve adına “Yaşam” dediğimiz süreç içinde, her birimizin başından geçen pek çok ayrıntı birbirinden farklı olabilmektedir… Kendimizi şanslı ya da şanssız olarak nitelendirebiliriz. Birimizin yaşamı diğerimizden çok daha rahat ve kolay geçebilir. Evet… Her birimizin bu süreç içinde yaşadıkları tamamen kendisine özgü olaylarla doludur… Hiç birimizin yaşamı bir diğerine uymayabilir. Ancak bir “başlangıç” bir de “bitiş” hepimizin ortak kaderi olarak karşımızda durmaktadır. Hepimiz doğduk ve hepimiz öleceğiz. işte bu noktada hepimiz eşitiz. Çünkü doğumu yaşayan her canlı ölümü de yaşayacaktır…

Gerçeğe dokunmak…

Sonunda öleceğini bilerek yaşayan tek canlı için insandır derler. Ancak bu gerçeği çoğunlukla aklımıza dahi getirmek istemeyiz.Sırf bu nedenle, isminden dolayı bu kitabı görüp, ne dahi almak istemeyen çok sayıda kişinin, kitapçının bu rafından hızla uzaklaşıp gideceğini biliyorum!… Ama yine biliyorum ki, birçok kişi de elini uzatıp, bu gerçeğe dokunmak teyecektir. şu anda sizin yapmış olduğunuz gibi… 

Neden ölümden korkarız?

Ölüm korkusunun altında yatan gerçek nedir? Sahip olduklarımızı kaybetmekten mi? Artık dünyada yaşayamayacak olmaktan mı? Yaşam bize tüm zorluklarına rağmen yine de çok tatlı mı gelmektedir?

Çok haklı sebeplerimiz de var kuşkusuz… Sevdiklerimizden ayrılmak ve onları bir daha görememek gibi… Peki bu doğru mu?… Sevdiklerimizi bir daha göremeyecek miyiz?

Kabul etmek gerekir ki, “yok olma” fikri zaten tek başına insanı rahatsız etmeye yetiyor. Evet gerçekten de ortada yok olan bir şey var. Ama bu sadece bedenin yokoluşu… Biz fiziksel bir yokoluş görüyoruz. Bu yokoluşun nasıl bir yeni varoluşa atılan bir adım olduğunu tam olarak farkedemiyoruz.

Sonun sırrı, başlangıcın sırrında saklıdır.

Sonu iyi anlayabilmek için öncelikle başlangıcı iyi anlaya bilmek gerekir. Başlangıcın sırrına erebilmiş olsaydık, hiç sonun akıbetinden bu kadar korkuyor olmazdık. Çünkü sonun sırrı başlangıcın sırrında saklıdır.

Ölümden sonra sonsuz evrenin içinde bu dünyadan çok daha ileri düzeyde bulunan “Galaktik Uygarlıklar” içinde bir gün bizlerin de yer alabileceğimiz gerçeğiyle yüz yüze geleceksiniz. 

Bu sonsuz evrende, bu sonsuzluğa uzanan yolda ilerleyen biz insanlık ailesi olarak, bir gün hepimiz bu dünya gezegeninden ayrılacağız. Ve o zaman bu dünya gezegeninde yaşadıklarımızın tümü, kozmik bir anı olarak ruhsal hafızamızda saklı kalacaktır.

Ölümden Sonra Neler Oluyor?, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgiyle okuyunuz…

Bir Cevap Yazın

Please log in using one of these methods to post your comment:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

%d blogcu bunu beğendi: