Okumanın Tarihi, Alberto Manguel

Okumakla birikim yaparsınız ve bu birikim geometrik olarak artar; okunan her yeni şey, okuyucunun daha önce okuduklarının üstüne yenisini inşa eder.”

Alberto Manguel

Merhaba

O günleri yaşarken yazarın okuma sürecinde neler yaptığını öğreniyoruz. Zahmetli bir mutluluğu herkesle paylaşıyor. Tutkulu bir okurun şükran dolu itiraflarına şahit oluyoruz.

Okumak benim için bir tür haritacılık uygulaması oldu hep. Dünyamın haritasını çizebilme becerisine başka okurlar gibi ben de sarsılmaz bir inanç duyuyorum. Bugün boğuştuğum sorunun şu rafların bir yerinde, bir sayfanın üstünde olduğunu biliyorum. Oradan bana bakıyor. Çok sekiden, varlığımdan haberi olmayacak biri tarafından sözcüklere dökülmüş olabilir. Okur ile kitap arasında zaman ve mekanı engel olmaktan çıkaran türden biri ilişki var ve 16. yüzyılda Francisco de Quevedo’nun “ölülerle sohbetler” olarak adlandırdığı eyleme olanak sağlıyor. Ben bu sohbetlerde ortaya çıkıyorum. Beni biçimlendiriyor ve bana sihirli güçler sağlıyorlar.

Yazının bulunmasından yalnızca birkaç yüzyıl, günümüzden yaklaşık 6000 yıl önce Mezopotamya’nın unutulmuş bir köşesinde, yazıya dökülmüş sözcükleri çözümleme becerisine sahip az sayıda kişiye (sonraki sayfalarda anlatılacağı üzere) okur değil, yazıcı dendi. Böylesi bir adlandırma insanlara sunulmuş en büyük armağanı-insanoğlunun bellek arşivlerine girerek, deneyimimizin sesini geçmişin elinden kurtarabilme becerisini- önemsizleştirmek için olabilir. Okurların gücü çok gerilerde kalan ilklerden beri, yaşadıkları toplumlara her türden korku salmıştır.

Okumak bize dünyamız ve kendimiz hakkında biraz daha fazlasını öğretebilecek açık uçlu bir araçtır ya da öyle olabilir. Bu, uzaklardan ve uzun zaman öncesinden her birimize yönlendirilmiş sözcüklere karşı durmak yerine onları çözümlemekten geçer.

Okur’a

“Okuma isteği gamlı ruhlarımıza nefes aldıran tüm istekler gibi, irdelenebilir.” Virginia Woolf “

Okumanın Tarihi, bölümleri:

  • Gölgeleri Okumak
  • Sessiz Okular
  • Belleğin Kitabı
  • Okumayı Öğrenmek
  • Eksik İlk Sayfa
  • Resimleri Okumak
  • Size Okunması
  • Kitabın Biçimi
  • Yalnız Başına Okuma
  • Okuma Üstüne Benzetmeler

Son Sayfa S29

“Yaşamak için okuyun.” Gustave Flaubert Sonraları kendimi onları kurgularından koparabilmeyi öğrendim ama çocukluğumda ve buluğ çağımın büyük bir kısmı boyunca kitaplardaki tüm akıl almaz şeyler o günün gerçeğinin bir parçası oldular.

Her kitap kendi başına bir dünyaydı ve ben oraya sığınıyordum. Sevdiğim yazarların yazdığı türden öyküler üretmekten aciz olduğumu bilsem de, görüşlerimin onlarınkilerle kesiştiğini duyumsuyordum, (Montaigne’in deyişiyle) “dinle duy!” diye mırıldanarak onların ardına düşmek alışkanlık haline gelmişti.

Kısa sürede okumanın kümülatif olduğunu ve geometrik olarak arttığını öğrendim.

Okumayı Öğrenmek s91

Sesli okumak, sessiz okumak, anımsanan sözcüklerden oluşan ve kişiye özel kitaplıkları akılda taşımak belirsiz yöntemlerle edindiğimiz akıl almaz becerilerdir. Yine bu becerileri edinebilmek, bir topluluğun iletişim kurmak için benimsediği işaretleri tanımaktan geçer; Bir başka deyişle, okurun okumayı öğrenmesi gerekmektedir.

Okumayı öğrenme yönlerimiz, yalnızca parçası olduğumuz toplumun okuryazarlık konusundaki geleneklerini, yani bilginin aktığı kanalları, bilgi ve güç hiyerarşisini içermekle kalmaz, okuyabilme yeteneğimizin neyin hizmetine verileceğini de belirler ve sınırlar.

Alberto Manguel on altı yaşında Borges’e kitap okuyarak başladığı okurluk “kariyerini” beş dilde okuyarak, yazarak, çevirerek, derleyerek dünyanın farklı yerlerinde sürdürüyor.

Okumanın Tarihi, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgiyle okuyunuz…

Ben’i Sorgula
Kategoriler
%d blogcu bunu beğendi: