Bir Yazarın Günlüğü, Virginia Woolf

Bir Yazarın Günlüğü, modern edebiyatın en büyük isimlerinden Virginia Woolf’u, sanatına vurgun bir yazar, tutkulu bir okur, olağanüstü bir gözlemci ve alabildiğine hassas bir kişilik olarak çıkarıyor karşımıza.

“Eskiden yazdığım defterleri yeniden okurken gördüğüm gibi en temel gereklilik, bence, denetçi rolünü üstlenmemek, tersine aklına estiği gibi çalakalem yazmak; çünkü gelişigüzel alınmış şeyleri nasıl seçtiğimi merak ettiğimde önemli olan şeyin o sıra fark etmediğim yerde bulunduğunu gördüm. Ama gevşeklik hemen derbederliğe dönüşür. Yazılması gerekli kişi ya da olayla yüz yüze gelmek biraz çaba gerektirir. İnsan yazsın diye kalemi kendi başına bırakamaz…

— Virginia Woolf

Merhaba

1904’de Virginia, kardeşleriyle Bloomsbury’e taşınmaya karar verdi.

Virginia burada girdiği ressam, eleştirmen, yazar ve felsefecilerden oluşan çevreyle birlikte Londra’nın entelektüel yaşamını belirleyecek olan ve birçok edebiyatçıdan meydana gelen Bloomsbury grubunu kurdu.

Bu oluşumun içinde bulunmak Virginia’nın yazarlığını besliyordu; nitekim Bloomsbury, düşüncenin dürüstlüğüne inanan, özgürlükçü birçok ünlü edebiyatçıyı içinde barındırıyordu. Victoria Dönemi kısıtlamalarının dışında yaşamayı seçen bu entelektüel topluluğun temelini, Virginia Woolf, kız kardeşi ressam ve tasarımcı Vanessa Bell, modern makroekonominin kurucularından John Maynard Keynes, psikolojik incelemeleri tarihi biyografide ilk defa kullanarak çığır açan Lytton Strachey, romancı E.M. Forster, post-izlenimci ressamlar Roger Fry, Duncan Grant ve sanat eleştirmeni ve siyasi danışman Clive Bell, edebiyat gazetecisi Desmond MacCarthy, denemeci ve yazar, Virginia Woolf’un eşi Leonard Woolf oluşturuyordu.

Bir Yazarın Günlüğü, modern edebiyatın en büyük isimlerinden Virginia Woolf‘u, sanatına vurgun bir yazar, tutkulu bir okur, olağanüstü bir gözlemci ve alabildiğine hassas bir kişilik olarak çıkarıyor karşımıza.

Yazarın, eleştiriler ve okur tepkileri karşısında yaşadığı sevinç ve isyan duygularına, klasikler hakkındaki görüşlerine; güncel olaylara, dönemin önemli sanatçı ve aydınlarına dair düşüncelerine, birer portre değerindeki betimlemelerine tanıklık ediyoruz.

Bir Yazarın Günlüğü, Virginia Woolf’un kendisidir…

“Eskiden yazdığım defterleri yeniden okurken gördüğüm gibi en temel gereklilik, bence, denetçi rolünü üstlenmemek, tersine aklına estiği gibi çalakalem yazmak; çünkü gelişigüzel alınmış şeyleri nasıl seçtiğimi merak ettiğimde önemli olan şeyin o sıra fark etmediğim yerde bulunduğunu gördüm. Ama gevşeklik hemen derbederliğe dönüşür. Yazılması gerekli kişi ya da olayla yüz yüze gelmek biraz çaba gerektirir. İnsan yazsın diye kalemi kendi başına bırakamaz…”

EdebiyatSeverler için kitabı buraya bırakıyorum.

Bir Yazarın Günlüğü, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgiyle, okuyunuz…

“Cehennem kutsal kitapların bahsettiği gibi odunlu ateşli bir yer değildir, cehennem insan yüreğinde sevginin bittiği yerdir...

— Virginia Woolf

Ben’i Sorgula
Kategoriler
%d blogcu bunu beğendi: