“Ne retorik ne de diyalektik, herhangi bir konunun dayanaklarının neler olduğuyla ilgilenen bir bilimdir; bilakis her ikisi de argümanlar sunan özgün birer yetidir…”

— Aristoteles, Retorik Sanatı 1356a32-34

Merhaba

2013-14 yılında okuduğum Koçluk Okulu kitabında “Koçluk ve Retorik Sanatı” hakkında şu satırlar yazıyordu: “Sokrates ve öğrencileri sofistleri pek sevmezler, çünkü parayla eğitim veren bu filozofların değerleri onlardan farklıdır. Bir ekol bir şey bilmediğini savunurken, ötekiler bildikleri hitabet, ikna ve ifade gibi konuları erdem kabul etmektedir. Retorik, ethos, pathos ve logos üzerine kuruludur.”

  • Ethos: konuşan kişinin güvenirliliği
  • Pathos: duygulara seslenme ve dokunma becerisi
  • Logos: mantığa hitap edebilme, mantık zincirlerini kurarak ikna etmeye çalışma.

Retorik hitabet yoluyla ikna sürecidir. İnsanları ikna etmek için siyasette, iletişimde, pazarlamada, reklamcılıkta, dinlerde retorik sanatının yüzlerce yıllık bilgi birikiminden faydalanmaktadır.

İnsanları ikna edici konuşma sürecinde üç ana yol vardır. Mantığı kullanarak ikna (logos), duyguları ikna ederek ikna (pathos), ve etik kavramlarını temel alan çoğunlukla güvenirlilik olarak tercüme edilen (ethos). Bu üç yolun sentezlenmesiyle iknanın en güçlü aracı elde edilmiş olur: Mantıklı argümanlar, duygusal argümanlar ve güvenilir olduğunu gösteren argümanlar.

Koçluk yaparken retorik kişiyi ikna etmek için değil, kişinin kendini ikna etme sürecini anlamak için kullanılır… Bazen de insanların sadece biraz motivasyona ihtiyacı vardır ve bunu yapmak hassas bir iştir.

Eser Hakkında

Aristoteles’in yıllara meydan okuyan Retorik Sanatı, Robert C.Bartlett’in (Behrakis, Yunan Siyasi Araştırmaları Profesörü) açıklayıcı yorum ve notlarıyla 2021 yılında Türkçeye çevrilerek basıldı. Retorik Sanatı’nın okuması kolay yeni bir çevirisini sunmakla kalmıyor, aynı zamanda elyazmalarındaki önemli noktaları da dikkate alarak tarihi, edebi ve orjinal metinde yer alan göndermeleri bugüne kadar açıklanmadığı şekilde açıklıyor. İşi iletişim olan herkesin okuması gereken çok değerli bir kaynak…

Aristoteles’e göre Protagoras, “önemsizi önemli hale getirebileceğini” iddia edecek kadar ileri gitmişti; zekice yapılan bir konuşma sayesinde, adalet karşısında adaletsizlik de zafer elde edebilirdi. Aristoteles şunu ekliyordu: “Dolayısıyla insanlar Protagoras’ın açıkça söylediklerine haklı olarak lanet yağdırmışlardı. (Retorik 1402a22-27)

Retorik sanatı çok erken dönemlerden itibaren eleştirmenlere sahip olmuştur ki bu eleştirmenlerden en önemlisi Platon’un hocası Sokrates’ti. Gorgias’ta Platon, Sokrates’i retorik sanatını iğneleyici bir biçimde eleştirir halde karşımıza çıkarır. Burada retoriğin bilginin kaynağı (techne) veya bir sanat olduğu reddedilir; bilgi vermekten ziyade asıl amacı karşısındakini dalkavukluk yoluyla ikna etmek olup sınama-yanılma deneyiminden doğan bir “hüner”dir. Gelgeldim bu sert eleştiri aşağıdaki bulgulara mukabil dengelenmelidir: Sokrates’in kendisi, diyaloglardaki tüm muhataplarıyla zevk aldığı şeyler üzerine diyaloğa giren usta bir hatipti; retoriği ya da bir retorik türünü şiddetle eleştirdiği diyalogda, sanatının “özünü” öğrenmek istediği usta hatip Gorgias’la söyleşmek için büyük bir istek duymaktaydı (Gorgias 447c1-2) ve Platon’un şaşırtıcı ikna gücü Sokrates’in adını ve felsefesini bin yıllar boyunca günümüze kadar taşıdı. Bilhassa Güneş’in yaydığı aydınlığın “mağara”ya kabul edilemezliğini anlatan ve dolayısıyla retorik ihtiyacının kalıcı zeminini hazırlayan Platon’un hocası Sokrates’ti (bu bağlamda bkz. Platon Devlet 498c9-d1 ve 450a5-6).

Aristoteles’in retorik soruşturmasının bu edisyonu, bazı hususlarda demokratik cumhuriyetlerin ölçülü yönetimine adanmış hem etkili hem de saygın bir retoriği günümüzde yeniden canlandırmaya yardımcı olacaktır.

Bununla beraber ister felsefi ister politik olsun, retoriğin insanlar üzerindeki iyi sonlardan kolayca ayrılabilecek olan o meşhur gücünün eleştirilmesi konusunda Platon veya Sokrates açık bir biçimde istekli görünmekteydi. Bu minval üzere Platon, bir yandan sofistin arzulu bir biçimde sahiplendiği retorik ile öte yandan doğrudan reddiyesi arasında orta bir yol belirlemeye çalıştı. Günümüzde Protagoras’ın çağdaş varislerinde hakikat konusunda önemli ölçüde kaygı gütmeyen veya “tüm gerçekliklerin toplumsal olarak oluşturulmuş doğası”na dogmatik olarak ikna olmuş bir retoriğe yoğun ilgi görüyor isek, sahih retoriği nerede bulacağız? Hem hakikate duyulan arzu hem de Politikanın en iyi şekilde başarabileceği “yüce ve adil şeylerin” bilgisiyle aklı ve ruhu geliştiren bir retorik nerede bulunur (Nikomakhos’a Etik 1094b15)?

Aristoteles’in Retorik Sanatı Üç Ana Bölüm Veya Kitaptan Oluşur

  1. Kitap özellikle “Retorik nedir?” sorusunu cevaplamaya tahsis edilmiş olup üç tür retoriğin —politik, adli ve törensel— ayırt edici temalarıyla birlikte kapsamlı bir tartışmasını içerir. Bu temalar veya “belirli konular”, yetenekli hatip tarafından ikna edici logos, konuşma veya argümanla şekillendirilecek gereçleri temin eder.
  2. Kitap, retoriğe özgü üç “ikna yöntemi”nin ya da sıklıkla tercüme edildiği üzere “kanıt”ın (pisteis) kapsamlı bir analizini içerir.
  3. En kısa kitap, biçem veya söyleyiş (ifade) tarzını (lexis), aşağı yukarı usule uygun bir biçimde düzenlenmiş bir konuşmanın gerekli kısımlarını tartışır.

İlk iki kitap dikkatleri bir konuşmanın entelektüel bileşeni ya da konuşmaya yansıyan “anlama yetisi” (dianoia) üzerine çekerken üçüncü kitap “ne söylenmesi gerektiğini bilmek yeterli değildir; daha ziyade nasıl söylenmesi gerektiğini de bilmek zorundayız” temeline dayanarak daha çok pratik meselelere değinir. Demek ki Aristoteles’in retoriği ele alış biçimi hem teorik hem de pratiktir. Bunun anlamı, Retorik Sanatı’nın ne kesin surette felsefi bir sorgulama ne de hatipler için kullanışlı bir rehber olarak tanımlanabilir oluşudur.

Retorik Nedir?

Aristoteles’in bilimsel incelemesinde okuru vurması gereken en temel şey, el yazmalarına düşülen başlıktır: Retorik Sanatı (techne rhetorikes). Aristoteles bu suretle retoriğin layıkıyla etkileyici bir sanata dönüşebileceğini veya böyle bir sanat olduğunu ilan eder; ruhun bir özelliği veya eğilimi olarak eylem ya da yaratmayla birlikte giden bir logos, “doğru logos” vasıtasıyla bunu yapar. Aristoteles’in günümüze ulaşan eserleri arasında bir sanatı öğrettiğini apaçık iddia eden eser Retorik’tir. Bu münasebetle en azından, Sokrates’in retoriğin bir sanat değil, sınama yanılma yöntemiyle kazanılan ve hiçbir şey öğretmezken dinleyicileri yaltaklanarak ikna etmeyi amaçlayan bir “dalkavukluk” (tribe) olduğu iddiasının yanlışlığını öne sürer (bakınız Platon, Gorgias 463b4 ve devam eden bölüm). Dahası Retorik Sanatının ilk cümlesi, ihtilaflı bu konuyu savunmayı ve yüceltmeyi devam ettirir: “Retorik, diyalektiğin eşdeşidir…”

İster diyalektik bünyesinde bir argümanı mütalaa edip doğrulayarak olsun, ister retorik bünyesinde kendini savunup bir başkasını suçlayarak olsun her ikisi de tipik olarak insanın söylem (logos) yeteneğiyle ilişkili olduğundan, daha en baştan retorik ve diyalektik bir araya getirilir. O halde retorik ve diyalektik, tüm insanların “bir bakıma” zaten bilincinde oldukları şeylerle ilgilenir ve dolayısıyla tüm insanların “bir bakıma” her ikisinde de payı vardır. Kimileri şansın yaver gitmesiyle iyi bir konuşma yapabileceği gibi, kimileri ise alışkanlıkla kazandıkları birtakım ustalıklar aracılığıyla —Aristoteles de “dalkavuk” kelimesini kullanmış olabilir— bu tür konuşmaların bir vasıtasıyla yapılabileceğini düşündürmektedir. Bu sanatın sadece bir bölümünün icra edilmesine izin verdiği için belirli konuşmaların nasıl başarılı olduğu düşünme konusu yapılabilir. O halde böyle bir sanatın anahtarlarını çözebilmek ve bize kişilerin kendilerine veya başkalarına nasıl konuştuklarını açıklayamadan zaman zaman, hatta düzenli olarak uygulayabildikleri “teorik yöntem” vesilesiyle bunu hayata geçirebilme olanağı sunmak Aristoteles’in Retorik Sanatı’nın amacı arasında yer alır.

Aristoteles ayrıca birinci kitapta, insan aklı ve söylemine konu olabilecek ne olursa olsun tüm mefhumların retorik ve diyalektiğin konusu olabileceğini vurguluyor. Hal böyle olunca, retorik ve diyalektiğin konusunun, birer “müstakil bilim” olan hekimlik veya geometrinin özgül konuları gibi olmadığı ileri sürülebilir: Hekimlik hakkında iyi argümanlar kurabilecek hatip bir hitabet ustası değil yetenekli bir hekimdir. Aristoteles l;2’de belirttiği üzere, “Ne retorik ne de diyalektik, herhangi bir konunun dayanaklarının neler olduğuyla ilgilenen bir bilimdir; bilakis her ikisi de argümanlar sunan özgün birer yetidir”. Bu formülasyon gizil güç veya potansiyelden (dunamis) farklı olarak, retoriğin hakiki bir bilim (episteme) olup olmadığı konusunda şüphe uyandırır. Retorik (veya diyalektik) “müstakil bilim”e ait olgulardan daha fazla söz etmeye başladığında bu şüphe güçlenir; zira retorik (veya diyalektik), retorik (veya diyalektik) olmayı bırakıp fazlasıyla bilim olacaktır: “Birisi çıkıp da ister diyalektiği ister bunu [retorik sanatı], kapasitesine değil de bilimlere bakarak biçimlendirmeye kalkarsa farkına varmadan her ikisinin de doğalarırını o derece bozmuş olur; işte o zaman argümanlar ya da tek başına söylevler [logoi] yerine her ikisini de kesin konularla ilgilenen bilimler olarak yeniden tanımlamış oluruz”. Bu açıklamanın en başından, retoriğin bilimden farklı bir yeti olduğu ileri sürülür. Sonuçta ima edilen, daha ziyade diyalektik benzeri bir retorik sanatıdır; herhangi bir (diğer) kesin uğraşıdan farklı olarak “logoi” bilimini ortaya koyma gayesidir. Aristoteles bilfiil 1.1’de açık bir şekilde retoriğe “bilim” der. Nitekim bu sava katılırsak, retorik tarafından ele alınan konuların büyük ölçüde kanıtlanabileceği gibi zorunlu olmayan bu nedenle de ezeli, “ekseriyetle” oldukları gibi olan “şeyler” bilimi olabileceğini varsayabiliriz; konuları ne olursa olsun bu tür söylevlerin varlığına gelince, bunlar elbette insanların varlığına bağlıdır. Gelgelelim bu varsayım, retorik ve diyalektiği bir yeti, sanat veya gerçek bir bilim olarak ne bir araya getirenleri ne de ayıran şeyleri belirtir; yalnızca sorunun altını çizmekle kalır, Retorik diyalektikle ilişkiliyse aynı şekilde söylevlerin analizi ve formüle edilmesi hakkındaysa, o halde bu söylevlerin konusunun birer bilim olarak ne retorik ne de diyalektik açısından manası vardır. Peki, “eşdeşi” olma bakımında retorik diyalektikten büsbütün hangi açıdan farklıdır?

Aristoteles iki sanat, yani retorik ve diyalektik (mantık) arasındaki ilişkiyi ya da farkı çarpıcı bir şekilde açıklar. O neyin hakikat olduğunu görme kapasitesi olan birinin, muhtemelen bu diyalektiğin ya da mantığın alanıdır; neyin hakikati andırdığını ki bu da muhtemelen retoriğin alanıdır, görebileceğini öne sürer. 0 halde retorik sadece hakikati andıran şeylerle ilişkili olduğu için diyalektikten ayırt edilebilir mi? Aristoteles hemen ekler; kendisinin hakikat ve ona benzeyen şey arasındaki fark ifadesine göre insanlık “neyin hakikat olduğu söz konusu olduğunda doğal bir yetiye sahiptir ve ekseriyetle hakikati keşfeder.” Yine de burada şunu vurguluyor ki hakikati hedefleyen veya tahminde bulunabilme yeteneği olan birisi “yaygın kanıları” (ta endoxa) da hedefleyebilmeli veya bu bağlamda tahminde bulunabilmelidir. Ve bu fikirler çok net bir şekilde hakikate tabi olan şeylerdir.

Aristoteles retorik savunmasını, genel olarak erdemin ve özelinde de adaletin yüceliğinin teyit edilmesiyle tamamlar; hakikatin ilan edilmesi sırasında retorik sanatının yüzleştiği kısıtlar yine de bu sanatın adil uygulanışıyla uyum içindedir.

Retorik Sanatı, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. Robert C. Bartlett’in Aristoteles Retorik Sanatı çevirisi ve yorumu, günümüzde retoriğin hem siyaset hem de kamusal tartışmalardaki rolünü yeniden düşünmemizi sağlıyor. Eser, ikna sanatının etik boyutunu öne çıkararak, modern toplumlarda doğru ile yanıltıcı söylem arasındaki sınırları tartışmaya açıyor.

Eserin Günümüzdeki Önemi Nedir?

  • Kamusal Söylemde Rehberlik: Günümüzde sosyal medya, siyaset ve hukuk alanında ikna edici dilin önemi arttı. Bartlett’in çevirisi, Aristoteles’in retorik anlayışını çağdaş tartışmalara taşır: nasıl ikna ederiz, ama aynı zamanda nasıl doğruyu savunuruz?
  • Retoriğin Temel Kavramlarını Yeniden Sunar: Aristoteles’in üç tür retoriği (deliberatif, yargısal, epideiktik) ve üç ikna aracını (ethos, pathos, logos) sistematik biçimde açıklaması, günümüz siyasetinde, hukukunda ve medyasında hâlâ geçerlidir.
  • Etik ve Siyaset Bağlantısı: Aristoteles retoriği yalnızca bir ikna tekniği değil, doğruyu bulmaya yardımcı bir sanat olarak görür. Bartlett’in yorumu, retoriğin kötüye kullanılabileceğini ama aynı zamanda demokratik tartışmalar için vazgeçilmez olduğunu vurgular.
  • Modern ve Postmodern Teorilere Yanıt: Bartlett’in eklediği yorum, modern/postmodern düşüncelerin “söylem ile hakikat arasındaki bağ”ı sorgulamasına karşılık verir. Retoriğin hâlâ hakikati dile getirme ve toplumsal düzeni kurma gücüne sahip olduğunu savunur.

Bartlett’in çevirisi ve yorumu, Aristoteles’in Retorik’ini sadece klasik bir metin olmaktan çıkarıp, modern toplumda ikna, etik ve siyaset üzerine düşünmek için canlı bir rehber haline getiriyor.

Robert C. Bartlett

Robert C. Bartlett, Boston College’da Helenik Siyasi Çalışmalar alanında Behrakis Profesörlüğü unvanını taşıyan önemli bir akademisyendir. Çalışmaları, antik Yunan düşüncesini günümüz siyaset felsefesiyle buluşturan derinlikli yorumlarıyla öne çıkar.

Araştırma Alanları:

  • Thucydides: Tarih ve siyaset arasındaki ilişki, güç ve ahlak tartışmaları.
  • Platon: Diyaloglar üzerinden felsefi ve politik sorgulamalar.
  • Xenophon: Sokratik yazılar ve liderlik anlayışı.
  • Aristoteles: Etik, retorik ve siyaset felsefesi üzerine yoğunlaşan çalışmalar.

Makaleleri: Bartlett’in makaleleri, siyaset bilimi ve klasik felsefe alanında önde gelen dergilerde yayımlanmıştır:

  • American Political Science Review
  • American Journal of Politics
  • Journal of Politics
  • Review of Politics

Başlıca Eserleri:

  • Aydınlanma Fikri üzerine çalışmaları.
  • Platon’un Protagoras ve Meno’su üzerine yorumlar.
  • Xenophon’un Daha Kısa Sokratik Yazıları.
  • Aristoteles’in Nikomakhos’a Etik (University of Chicago Press, 2011) – ortak çeviri.
  • Sofisti ve Siyaset Felsefesi: Protagoras’ın Sokrates’e Meydan Okuması (Chicago, 2012).
  • Aristoteles’in Retorik Sanatı (Chicago, 2019) – yeni baskı ve yorum.

Günümüzde Önemi:

Bartlett’in çalışmaları, antik metinleri yalnızca tarihsel belgeler olarak değil, modern siyaset ve etik tartışmalarına ışık tutan canlı kaynaklar olarak ele alır. Özellikle Aristoteles’in Retorik ve Etik eserlerine yaptığı katkılar, günümüzün kamusal söylem, etik ve siyaset tartışmalarında rehber niteliği taşır.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgiyle okuyunuz…

Yorum bırakın

İnsan, her şeyi sahiplenme arzusundayken, varoluşun gerçek amacını çoğu zaman unutuyor. Şuurun altın damarına ulaşmanın farkında değil. Fiziksel dünyanın keşfi ilerledi ama insanın “kendini bilme yolculuğu” geri kaldı. Devasa binalar, yollar ve şehirler yükselirken; insanın iç dünyası hâlâ bilinmezliklerle dolu. Bilim, insanın özünü ve aklın ötesindekini henüz çözemedi.

Kendi değerimizi bilmemek, çağımızın en büyük açmazlarından biridir. Bu çağ, ilahi değerin açığa çıktığı dönem olmalı.

Kendini Bilmek İçin Kitap sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin