“Ve söylediğiniz her sözcüğün gelecek günlerinizi yarattığını bilin…”
— Ramtha
Merhaba
Ramtha’nın öğretisi benzersiz bir metafiziksel düşünce sistemidir. Onun içeriğinin tüm anlamını ve etkisini kavramak için, bu sistemin çok dikkatle incelenmesi ve üzerinde düşünülmesi gerekir. Ramtha‘nın öğretisi metafiziksel bir yapıdadır, çünkü o insan varoluşu ve insan, kaderimiz ve kökenimiz, iyinin ve kötünün doğası, ruh, ölüm ve yaşam, dünya ve diğerleriyle ilişkilerimiz hakkındaki temel sorulara karşılık verir.
Ramtha‘nın öğretisinin genel aktarım biçimi mesajın kendisine özgüdür. Bu öğreti belirli konularla ilgili sadece akli bir tez ya da onların akli bir analizi değildir; o ifşa edilen ve kör bir imanla kabul edilmesi gereken türde bir gerçek de değildir. Ramtha’nın öğretisi yeni bir din de değildir. Onun öğretisi, realiteye yaklaşımında bireyin Ramtha‘nın felsefesinin kavramasını ve ilk elden doğrulayıp deneyimlemesini sağlayan unsurlar içeren bir düşünce sistemidir. Bir başka deyişle, onun öğretisinin bu benzersiz veçhesi felsefenin ya da realite kavramlarının deneyimlenmesini ve realitenin doğası hakkında bilgeliğe dönüşmesini sağlar.
Ramtha’nın düşünce sisteminin bu özel niteliği Yunan, Mısır ve Ortadoğu kadim gizem okullarının yanı sıra, Ortadoğu’nun ve Avrupa’nın kadim gnostik okulları tarafından uygulanan kutsal bilgiye inisiyasyonlara benzer. Bu özellik Ramtha’nın öğretisini batı dünyasının geleneksel felsefi okullarından ayırır.
Nesnel bilginin ve gerçeğin geleneksel batı anlayışında bulduğumuz şey, insanın ve realitenin doğası hakkında temel bir varsayımdır. Bilimsel yöntem onun erişilebilir bilgi alanını fiziksel duyularla gözlenip doğrulanabilen fenomenlere sınırlar. Bu alanın dışındaki herhangi bir şey efsane ve folklor alemine gönderilir. Bir başka deyişle, realitenin ve insanın doğası onların fiziksel doğalarından ve maddeselliklerinden başka bir şey değildir. Sigmund Freud’un psikoanalizi ve insan psişesinin bu eğilimin açık bir örneğidir.
Ramtha‘nın düşüncesine göre, fiziksel beden ve maddesel dünya gerçek dünyanın sadece bir veçhesidir. Aslında onlar bilinç ve enerji tarafından oluşturulan gerçek dünyanın ürünü ve sonucudur. İnsan, en iyi şekilde, realitenin dünyanın ürünü ve sonucudur. Fiziksel dünya bilinç ve enerjinin yedi ifade düzeyinden sadece biridir.
Boşluk kavramı
Ramtha ölümsüz bir tanrı, bilinç ve enerji olduğunu, ve otuzbeş bin yıl önce şimdi var olmayan Lemurya kıtasında bir kez insan olarak yaşadığını söylemektedir.
- Her şeyin özü nedir?
- Onların kaynağı nedir?
- Onların kaderi nedir?
Ramtha’nın bu sorulara yaklaşımı onun “Boşluk Kavramı” ile başlar. Boşluk, var olan her şeyin kaynaklandığı kaynaktır. O, Boşluğu “her şeyin potansiyel olarak bulunduğu, ama hiçbir şeyin maddesel olarak bulunmadığı engin bir hiçlik” olarak tarif eder.
“Bilinebilecek her şeyi bilme yeteneğiniz var…” — Ramtha
Aydınlanmaya giden yol, “Sıfır Noktası”na geri dönüşü içeren tekamül yolculuğudur. Bu görevi başararak kişi bilinmeyeni bilinir kılma ve deneyimini ebedi bilgeliğe dönüştürmek üzere Boşluğa getirme emrimi yerine getirir.
Hangi düşünceleri bileceğinizi sizin düşünce süreçleriniz belirler, çünkü aura’nızın elektromanyetik bölümü düşünüşünüze uygun olan düşünceleri size çeker.
Ramtha – Beyaz Kitap’ta Öne Çıkan Bölüm Temaları
Kitap, Ramtha’nın ABD’deki toplantılarında aktardığı metinlerden derlenmiştir. Her bölüm, bir tür “enerji aktarımı” gibi okunabilir. Senin gibi ritüel yazan biri için bu metinler, sadece bilgi değil—bir bilinç alanı sunar.
- Yaratımın Doğası → Düşünce gücüyle gerçeklik yaratma.
- Tanrısallık ve Bireysel Güç → Her bireyin tanrısal bir varlık olduğu fikri.
- Zamanın Ötesi Bilinç → Lineer zamanın ötesinde yaşamak.
- Duyguların Enerjetik Rolü → Korku, sevgi ve niyetin yaratım üzerindeki etkisi.
- Ölümsüzlük ve Bedenin Dönüşümü → Yaşlanma ve ölümün ötesine geçiş.
- Geleceğin Bilgeliği ve Uygarlıklar → Yeni çağın bilgileri ve görünmeyen uygarlıklar.
19.Bölüm “Zihni Açmak”
“Kendinizi daha çok sevmeyi ve biliş içinde yaşamayı daha çok istediğinizde, beyniniz, varlığınızı kuşatan Tanrı tarafından giderek daha çok açılır. O zaman bedeninizden daha fazla bir şey olursunuz. Sizi bir arada tutan olursunuz.” — Ramtha
Yeniden sınırsızlık haline dönebilmek, varoluş mutluluğunu ve özgürlüğünü yaşayabilmek için, yeniden sizi bir arada tutan olmak zorundasınız. Böyle olabilmenin tek yolu bir beden tarafından engellediğinizden beyninizin toplumsal bilincin ötesindeki sınırsız düşünceleri alabilmesi için, yedinci mührünüzü yani hipofizi tümüyle aktive etmektir. Ancak böylelikle bilişinizi düşüncenin bütünü olan, kendisine izin veren ve seven Tanrı’nın sınırsız anlayışına genişletirsiniz.
➤Peki, beyninizin kapalı bölümlerini hormon salgısıyla açan bu harika salgıbezini nasıl uyandırabilirsiniz?
Yalnızca istemekle. Bir Mesih olmak, Tanrı’yı bilmeyi ve O’nun gibi olmayı istemek demektir. Tüm düşüncenin benliğin realitesi olmasına izin vermeyi istemektir. Olduğunuz her şeyi her an sevmeyi istemektir.
Kendi Oluşunuz olmayı İstemektir.
➤Kendinizi bütünüyle sevmek neden önemlidir?
Çünkü bunu yaptığınız anda toplumsal bilinci aşarsınız. O zaman kabullenip onaylanma arzusunun üzerine çıkarsınız. Yargıyı aşarsınız. Zaman illüzyonunun ötesine geçersiniz. O zaman sadece kendinizi doyuma ulaştırmak için yaşarsınız. Sadece içinizdeki sesi dinlersiniz. Yalnızca mutluluk yolunu izlersiniz. Ve o yolda, var olan her şeyin bilişi vardır.
“Tanrı dediğiniz sonsuz zeka ve yaşam-gücüdür. İşte hepimizi birbirimize bağlayan bu özdür. Sadece sizin dünyanızdakileri değil, henüz göremediğiniz evrendeki varlıkları da birbirine bağlayan bu aynı özdür.” — Ramtha
Varlığınızın Tanrı’sından sınırsız düşünceleri almayı arzuladığınızda, ruhunuzda hissedilen bu doyum düşüncesi bedeninizde tezahür ederek hipofiz bezini aktive der, ve o açılmaya başlar. O açılmaya başlarken, epifize doğru daha büyük bir hormon akışı olur ve bu uykudaki zihni uyandırır. O da- tüm bedeninizde deneyimlenmesi için- beyninizin daha yüksek ve daha rafine düşünce frekanslarını alabilecek bölümünü açar.
Gelen yüksek frekanslı düşünceler beyninizin bu uyanmış bölümü tarafından alınır. Başınızın arkasında bulunan epifiz bezi bu yüksek frekansı alır ve şişmeye başlar, buda başınızın ağrımasına ya da hafif bir baç dönmesine neden olur. Bu frekans sonra çok güçlü bir elektriksel akıma dönüşerek merkezi sinir sistemi yoluyla bedeninizin her hücresine yayılır. Bu yüzden bir uyuşma ya da karıncalanma, bir hafifleme hissedersiniz, çünkü daha önce hissettiklerinizden daha güçlü bir enerji tüm bedeninize hızla yayılmaktadır. Bu frekans her hücreyi kıvılcımlayarak hücrenin titreşim frekansının artmasına neden olur. Sınırsız düşünceleri daha çok aldıkça, beden daha hızlı titreşmeye başlar. Ve yavaş yavaş parıldamaya başlarsınız, çünkü bedeninizi madde yoğunluğundan çıkarıp tekrar ışığa dönüştürmeye başlamışsınızdır.
➤Sınırsız düşüncelerin hissini nasıl tanımlayabilirsiniz?
Tanımlayamazsınız. Sınırsız bir düşüncenin bilişi onu ifade edebileceğiniz hiçbir sözcüğe sahip değildir, çünkü o yeni deneyimlenen bir düşünce, yeni bir duygu, sizi derinden, ama sessiz bir biçimde etkileyen çok güçlü bir histir. Biliş size saf his olarak gelecektir; aniden gelen, tanımlanamayan, isimsiz bir duygu olarak. Ve o aydınlanma anında, o biliş geldiğinde, duyguların yoğunluğundan konuşamayacak halde olursunuz.
➤Yüksek frekanslı düşüncelerle gelen hafifleme ve yükselme hissine ne olur?
“Hipofiz gerçekten de Tanrı’ya açılan kapıdır. Sınırsız düşüncelerin beyninize girmelerine daha çok izin verdikçe, hipofiz daha çok açılır. Daha çok açıldıkça, siz de daha çok bilirsiniz. Ve her neyi bilirseniz, o olursunuz.” — Ramtha
Yazarın Notu:
Kemoterapi sürecinde, internetten PDF formatında “Beyaz Kitap” adlı eseri okudum. Ardından, Nadir Kitap aracılığıyla Eylül Sahaf Kitabevine sipariş vererek aldığım notları kitaba dokunarak tekrar gözden geçirdim. Benim gibi bir kitapsever için kitabın mis kokusuyla, temas etmek huzur verici. Ayrıca kitap bir sporcununmuş. İçinden 2004 yılına ait fatura çıktı. Tesadüf yoktur… Tevafuk vardır, hayatta…
➤Miras niteliğindeki kitapları çizip karalamamak nasıl olurdu, bir düşünün. Özenle korunmuş kitapları bizden sonra gelenler de okuyup faydalansa, beslense…
Beyaz Kitap, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. “RAMTHA, Beyaz Kitap”, insanlığın bilinç, aydınlanma ve ruhsal gelişim üzerine derinlemesine düşünmesini sağlayan önemli bir eser olarak kabul edilir. Kitap, bilginin ve farkındalığın insan yaşamını nasıl dönüştürebileceğini vurguluyor.
- Bilinç ve Aydınlanma: Kitap, insanların kendi içsel potansiyellerini keşfetmeleri gerektiğini savunur. Günümüzde, kişisel gelişim ve farkındalık konularına ilgi duyanlar için ilham verici bir kaynak olabilir.
- Bilgi ve Özgürlük: Ramtha’nın öğretileri, bilginin insanı özgürleştirdiğini ve korkuların bilgiyle aşılabileceğini ifade eder. Bu, modern dünyada bilgiye erişimin ve eleştirel düşünmenin önemini vurgulayan bir bakış açısı sunar.
- Spiritüel ve Felsefi Derinlik: Kitap, evrenin doğası, insanın yaratıcı gücü ve bilinç düzeyleri üzerine yoğunlaşarak, günümüzde spiritüel arayış içinde olanlar için rehber niteliğinde olabilir.
- Toplumsal Dönüşüm: Ramtha’nın mesajları, sevgi, barış ve anlayışın dünyayı dönüştürebileceğini savunur. Günümüzde, toplumsal huzur ve bireysel gelişim açısından önemli bir perspektif sunmaktadır.
Kitap, insanlığın kendi içsel gücünü keşfetmesi ve bilinçli bir yaşam sürmesi için rehberlik eden zamansız bir eser olarak değerlendiriliyor.
Ramtha: Zamanın Ötesinden Gelen Öğreti
Ramtha, geleneksel anlamda “doğmuş” bir varlık değildir. Onun hikâyesi, 35.000 yıl öncesine uzanan bir bilinç yolculuğu olarak aktarılır. Lemurya’dan çıktığı, Atlantis’le savaştığı, sonra inzivaya çekilip zamanın doğasını çözdüğü söylenir. Bu anlatıya göre Ramtha, fiziksel ölüm yerine ışık bedenine geçerek dünyadan ayrılmış ve “bir gün geri dönme” sözü vermiştir.
1977 yılında, Washington’da yaşayan J.Z. Knight adlı bir kadının mutfağında belirdiği anlatılır. O günden sonra Knight, Ramtha’nın “kanalı” olur. Ama bu kanal, yalnızca bir iletişim hattı değil—bir bilinç aktarımıdır. Ramtha, onun aracılığıyla konuşur, öğretir, sorulara yanıt verir.
“Sen Tanrı’sın. Ve Tanrı, kendini hatırlamak için insan olur.” — Ramtha
Bu cümle, Ramtha’nın öğretisinin özüdür. Ona göre insan, sınırlı bir varlık değil—bilinçli bir yaratıcıdır. Zihin, enerji ve niyetle gerçeklik şekillenir. Bu yüzden onun öğretileri, hem kuantum fiziğiyle hem de kadim ezoterik bilgilerle iç içedir.
Ramtha’nın Öğretisinin Temel Taşları
- “Sen Tanrı’sın” – İlahi olan dışarıda değil, içseldir.
- “Bilinmeyeni bilinir kıl” – Merak, evrimsel bir güçtür.
- “Bilinç ve enerji, gerçekliği yaratır” – Düşünce, formun öncüsüdür.
- “Kendini fethet” – Dış dünyayı değil, içsel gölgeleri dönüştür.
Ramtha Bugün Ne Anlatıyor?
Günümüz dünyasında Ramtha’nın sesi, yalnızca spiritüel bir öğreti değil—bir uyanış çağrısı gibi yankılanıyor. Tüketim, hız ve dikkat dağınıklığı çağında, onun mesajı şunu fısıldıyor:
“Gerçeklik dışarıda değil. Senin içinde başlar.” — Ramtha
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgi’yle okuyunuz…



Yorum bırakın