
Her sanat gibi yazmak sanatının da kendine özgü bir yöntemi vardır. Hem öğretici, hem de yazınsal nitelikli metinler için böyledir bu. Bunu öğretme, izlenecek yolu gösterme amacıyla eğitim ve öğretimin her aşamasında yazma eğitimine yer verilmiştir. Bu alanda birçok kitap yazılmıştır. Yazmak Sanatı, bu türde yazılmış, öteki kitaplardan önemli farklılıklar içeriyor.
“İnsan bazı şeyleri söylemeyi seçtiği için değil, onları belli biçimde söylemeyi seçtiği için yazardır. “
— Jean Paul Sartre
Merhaba
Anlatma isteği, insanda doğal bir eğilimdir.
Konuşma ve yazma. İnsanoğlu, varlığını belirlemek için bu ana biçimden birine başvurma gereksinimi duyar.
Konuşmaya ya da yazmaya neden başvururuz?
Aslında basit gibi görünen doğru sorulara, nasıl da cevap veremiyoruz.
Dille düşünce arasında sıkı bir bağlantı vardır. Bu bağlantıyı aktarırken nelere dikkat ediyorsunuz?
İnsan denen varlık, dünya üzerindeki her konudan bahsederken, neden en yalın, duygularından, hislerinden bahsedemiyor?
Baskılandığı için…
Ve baskılanan duygular illa bir yerden çıkıyor. Stres olarak.
Geçip giden yaşamlarımızda, “Haklı olma derdiyle”, “kimsenin kimseyi duymaya bile vakti yok.”
Okur, bu satırları okurken, bireyin içinde bulunduğu çıkmazı görebiliyor musun?
Kendi dışına çıkarak, okuduğunu gerçekten anlayabiliyor musun?
Emin Özdemir, arka kapaktan sesleniyor.
Her sanat gibi yazmak sanatının da kendine özgü bir yöntemi vardır.
Yazmak da yaza yaza, güzel metinleri okuya okuya öğrenilir.
Beni yazmaya iten nedir?
Yazma bir çeşit eylemdir. Acıyı yok edebilir miyim? Karanlığı, tutsaklığı yok edebilir miyim?
Benim eylemimdir yazı, bireysel eylemimdir. Bir de deneyimleme iç güdüsü var. Bir içgüdüdür yazı yazmak; şiir, müzik, resim… Deneyimleme içgüdüsü. Kendini, doğayı, toplumu, insanları, evreni ve o sonsuz çıkmazı, ölümü, deneyimleme. Ama insan en çok neyi deneyimleyebilir? Kendisini…
Yazma Sanatı, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın