“Rüya görürken bedenden kurtulan insan ruhunun hem bir tiyatro sahnesi, hem oyuncu, hem de seyirci olduğunu gözlemler. Biz buna, insan ruhunun yaşanan masalın yazarlığını yaptığını da ekleyebiliriz…”

— Joseph Addison

Merhaba

Jorge Luis Borges’in “Rüyalar Kitabı” (El Libro de los Sueños) adlı eseri, yazarın hem edebi hem de felsefi birikiminin özgün bir yansımasıdır. Borges’in rüyalarla ilgili metinleri toplamaktan oluşan bu eser, bireysel bilinç ile kolektif bilinç arasında kurulan gizemli bağları araştırır.

Rüyalar Kitabı“, tek bir kurguya sahip bir roman değildir. Borges burada antik metinlerden, kutsal kitaplardan, mitolojilerden, edebiyattan ve kendi yazılarından derlenmiş rüya parçaları sunar. Bu parçalar:

  • Kimi zaman birkaç satırlık kısa anlatılar,
  • Kimi zaman sembolik mitolojik sahneler,
  • Kimi zaman ise felsefi sorulara dönüşen rüya betimlemeleridir.

Bu yapı, kitabı hem bir edebi koleksiyon hem de bir düşünsel deney haline getirir.

Borges, rüyaları yalnızca bilinçaltının ürünü olarak değil, aynı zamanda gerçeklik kavramını sorgulamak için bir araç olarak kullanır.

Borges’in rüya anlayışı, doğrudan idealizm, metafizik ve varoluşçuluk tartışmalarına bağlanır

Jorge Luis Borges, Arjantinli öykü, deneme yazarı, şair ve çevirmen. Büyülü gerçekçilik akımının önde gelen isimlerindendir ve gerçeküstücülük konusunda yazdığı denemeleri ile ünlüdür. 

Rüyalar Kitabı” gerçekten de Jorge Luis Borges’in yaratıcı edebi üretiminden ziyade, onun bir okur ve düşünür olarak seçici bakışını yansıtan bir antolojidir. Bu yüzden de doğrudan “Borges’in anlatısı” gibi ele alınması ya da bu alıntıların tek tek açıklanması, sanki yazarı fazla özdeşleştirerek yaklaşmak olur — ki Borges’in kendisi buna muhtemelen karşı çıkardı.

Evet, Borges bu rüyaları yazmamıştır, ama onları neden, nasıl, hangi düzenle seçtiği önemli bir edebi ve felsefi seçimdir. Yani analiz edilmesi gereken asıl şey.

Borges, bu kadar farklı dönem, coğrafya ve anlam katmanındaki rüya anlatılarını neden bir araya getirdi?

Borges’in bu rüyaları derleyerek yaptığı şey, bir tür evrensel kurgu atlası çıkarmaktır. Çünkü:

  • Her uygarlık kendi rüya anlayışıyla kendi “gerçeklik yorumu”nu kurmuştur.
  • Borges de, bu anlatılar arasında bir süreklilik, bir yankılanma olduğunu hisseder.

Borges, Kafka’nın rüyası ile Çin mitolojisini yan yana getirerek gerçekliğin evrensel kırılganlığını gösterir. Poe ile İbn Sirin’in rüyaları aynı kitapta yer alarak rüyanın Batı ve Doğu’daki anlam katmanlarını eşit düzlemde sunar. Bu seçim, Borges’in kozmopolit edebiyat anlayışını ortaya koyar.

Rüyalar Kitabı‘ndaki onlarca etkileyici rüya arasında, paylaşılmaya ve üzerinde düşünülmeye en çok değer olanlardan biri, Çuang Tzu’nun kelebeğe dönüşme rüyasıdır. Hem felsefi derinliği hem de sade anlatımıyla Borges’in bu kitaba niçin koyduğunu da en iyi anlatan örneklerden biridir.

“Bir zamanlar Çuang Tzu bir kelebek olduğunu düşledi. Keyifle uçuyor, varlığının farkındaydı ama Çuang Tzu olduğunu bilmiyordu. Birden uyandı, yine kendisinin Çuang Tzu olduğunu fark etti. Ama şimdi merak içindeydi: Acaba Çuang Tzu, rüyasında kelebek olduğunu mu görmüştü, yoksa bir kelebek mi, şimdi Çuang Tzu olduğunu rüya görüyordu?”

Kelebek ve insan arasında sınır var mı?

Borges’in tüm yazarlık yaşamı boyunca peşinden gittiği sorular burada sadece birkaç cümlede özetlenmiş gibidir. Bu rüya, gerçekliğin mutlak olmadığını, kimliğin sabit bir öz değil bir hal olabileceğini gösterir.

Rüya ve gerçeklik arasındaki ayrım, insan merkezli bir yanılsamadır. Belki de her şey dönüşüm, akış ve algıdır. Borges’in döngüsel zaman, simetrik evrenler, sonsuz aynalar gibi temaları bu rüya içinde yoğunlaşır.

Yazarın Notu

Borges’in yaşamı, bir edebiyatçının hayatının ne denli yoğun ve üretken olabileceğini gösteren eşsiz bir örnektir. O, yalnızca çok yazan bir yazar değil; yazdıklarının her birinde felsefi derinlik, kültürel çeşitlilik ve edebi oyunlar barındıran bir düşünürdür.

Görme yetisini kaybetmesine rağmen üretmeye devam etmesi, onun için edebiyatın bir tutku değil, yaşamın kendisi olduğunu kanıtlar. Borges’in öyküleri, labirentler ve aynalar aracılığıyla insan zihninin karmaşıklığını, sonsuzluk ve zaman kavramlarıyla evrenin sınırsızlığını, mitoloji ve felsefeyle kültürlerarası bir evrenselliği yansıtır.

Onun hikâyesi yaşam doludur; çünkü Borges için edebiyat, hayatı anlamanın ve yeniden kurmanın bir yoludur. Bu nedenle Borges, yalnızca Arjantin edebiyatının değil, dünya edebiyatının da en özgün ve en etkileyici seslerinden biri olarak kalmaya devam etmektedir.

Rüyalar Kitabı, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. Borges Rüyalar Kitabı‘nda dünyanın bütün rüyalarını bir araya getiriyor. Okurların rüyalarına tekrar girebilecek bu rüyaların kitabı, -örneğin benim imzamı taşıyan- gece rüyalarını, zihnimizin iradi bir egzersizi olan gündüz rüyalarını ve kayıp geleneklerin rüyalarını – De la Cruz’un Anglosakson Rüyası, mesela- kapsamaktadır.

Eserin Günümüz İçin Önemi Nedir?

  • Hakikat ile kurgu arasındaki sınırların bulanıklaştığı dijital çağda, Borges’in rüya-gerçeklik sorgulaması daha anlamlı hale gelir.
  • Yapay zekâ, sanal gerçeklik, simülasyonlar gibi çağdaş meseleler, Borges’in “gerçeklik çok katmanlıdır” düşüncesine neredeyse bire bir karşılık gelir.
  • Ayrıca kitap, insanlık tarihinin ortak düşlerini taşımasıyla bugün bile evrensel bir edebi bellek işlevi görür.
  • Edebiyatla felsefeyi, Gerçeklikle hayali, Mitolojiyle modernliği buluşturduğu özgün bir yapıtıdır.

Bu kitap, yalnızca “rüyalar hakkında” değildir; rüyalar aracılığıyla insan zihninin derinlikleri, varoluşun anlamı ve gerçekliğin doğası hakkında bir düşünce deneyidir.

Jorge Luis Borges’in Hayatı

Jorge Francisco Isidoro Luis Borges Acevedo (24 Ağustos 1899, Buenos Aires – 14 Haziran 1986, Cenevre), Arjantinli öykü, deneme yazarı, şair ve çevirmen. 20. yüzyıl Latin Amerika edebiyatının en önemli isimlerinden biri olan Borges, özellikle büyülü gerçekçilik akımının öncülerindendir. Rüya, labirent, sonsuzluk, indeterminizm, ayna ve mitolojik motifler onun edebiyatında sıkça işlediği temalardır. En bilinen eserleri arasında Ficciones (1944) ve Alef (1949) yer alır. Eserleri felsefe literatürünü ve fantezi türünü derinden etkilemiştir.

Çocukluk ve Eğitim

  • Babasının görme yetisinin azalması üzerine aile, I. Dünya Savaşı’ndan önce (1914) Cenevre’ye taşındı.
  • Borges burada Calvin Koleji’ne devam ederek Latince, Fransızca ve Almanca öğrendi.
  • Bu dönemde Sembolizm akımı şairleri Verlaine, Rimbaud ve Mallarmé ile tanıştı.
  • Schopenhauer sevgisi ve Walt Whitman keşfi de bu yıllara rastlar.

İspanya Yılları

  • I. Dünya Savaşı’ndan sonra ailesiyle birlikte İspanya’ya taşındı.
  • Endülüs’lü şair Rafael Cansinos-Asséns ile tanışarak “ultraistler” grubuna katıldı.
  • Pasifizm, anarşi ve Rus devrimi gibi konuları övdüğü iki kitap yazdı, ancak daha sonra bu eserleri imha etti.

Buenos Aires’e Dönüş ve İlk Eserler

  • 1921’de ailesiyle Buenos Aires’e döndü. Babasının arkadaşı Macedonio Fernández’in düşüncelerinden etkilendi.
  • 1923’te ilk kitabı Buenos Aires Tutkusu (Fervor de Buenos Aires) yayımlandı.
  • 1924-1933 arasında Luna de Enfrente (1925) ve San Martin Defteri (1929) gibi eserleri çıktı.
  • 1933-1934’te Crítica dergisinde yayımlanan Alçaklığın Evrensel Tarihi (Historia universal de la infamia), büyülü gerçekçiliğin ilk örneklerinden sayılır.

Borges’in “Stili” ve Uluslararası Ün

  • 1935’te “Al-Motasim’e Bir Bakış” öyküsüyle kendine özgü “Borges stili”ni ortaya koydu.
  • 1936’da Sonsuzluğun Tarihi (Historia de la eternidad) yayımlandı.
  • 1937’de Belediye Kütüphanesi’nde çalışmaya başladı; bu dönemde Virginia Woolf ve William Faulkner’ı İspanyolcaya çevirerek önemli katkılar sağladı.
  • 1941’de öykülerini topladığı Yolları Çatallanan Bahçe yayımlandı.
  • 1944’te bu eserler genişletilerek Ficciones adıyla basıldı.
  • Arkadaşı Adolfo Bioy Casares ile polisiye öyküler kaleme aldı.
  • Politik yazılarında faşizm ve antisemitizme karşı çıktı.

Siyasi Baskılar ve Yeni Eserler

  • 1946’da Juan Perón iktidara gelince kütüphanedeki işinden atıldı.
  • Bu dönemde Arjantin ve Uruguay’da seminerler verdi.
  • 1949’da ikinci önemli öykü kitabı Alef (El Alef) yayımlandı.

Ulusal Kütüphane ve Akademik Kariyer

  • 1955’te Perón’un devrilmesiyle Arjantin Ulusal Kütüphanesi Müdürlüğü’ne getirildi.
  • Görme yetisini tamamen kaybetti ve bu durumu “Bana aynı anda hem 800.000 kitabı hem de karanlığı veren Tanrı’nın muhteşem ironisi” sözleriyle dile getirdi.
  • 1956’da Buenos Aires Üniversitesi’nde İngiliz ve Amerikan edebiyatı profesörü oldu ve 12 yıl görev yaptı.
  • 1961’de Samuel Beckett ile birlikte Uluslararası Yayımcılar Ödülü (Formentor Ödülü)’nü kazandı.

Son Yılları

  • 1970’lerde ABD’de çeşitli üniversitelerde dersler verdi.
  • 1973’te Perón’un yeniden iktidara gelmesi üzerine görevinden istifa etti.
  • 1975’te Kum Kitabı (El libro de arena) yayımlandı.
  • 1984’te dünya gezilerinin ürünü olan Atlas kitabını çıkardı.
  • Hayatının son döneminde kendisine Maria Kodama eşlik etti.

Jorge Luis Borges’in Önemli Eserleri (Kronolojik)

  • 1923Fervor de Buenos Aires → İlk kitabı, Buenos Aires’e duyduğu tutkuyu işler.
  • 1925Luna de Enfrente → Gençlik dönemi şiirleri.
  • 1929Cuaderno San Martín → Tarihsel ve ulusal temalar.
  • 1933-34Historia universal de la infamia (Alçaklığın Evrensel Tarihi) → Gerçek ve kurmacayı harmanlayan öyküler; büyülü gerçekçiliğin ilk örneklerinden.
  • 1935Al-Motasim’e Bir Bakış → Borges’in özgün “stili”nin başlangıcı kabul edilir.
  • 1936Historia de la eternidad (Sonsuzluğun Tarihi) → Zaman ve metafizik üzerine denemeler.
  • 1941El jardín de senderos que se bifurcan (Yolları Çatallanan Bahçe) → Labirent, zaman ve gerçeklik üzerine öyküler.
  • 1944Ficciones → En önemli kitabı; “Tlön, Uqbar, Orbis Tertius” ve “Pierre Menard, Don Quixote’un Yazarı” gibi öyküler içerir.
  • 1949El Aleph (Alef) → Sonsuzluk ve evrenin bütünlüğü üzerine öyküler.
  • 1975El libro de arena (Kum Kitabı) → Sonsuzluk ve gerçeklik üzerine kısa öyküler.
  • 1984Atlas → Maria Kodama ile yaptığı dünya gezilerinden notlar ve fotoğraflar.

Edebiyatın Labirentlerinde Borges

Jorge Luis Borges’in edebiyatında en çok öne çıkan temalardan biri sonsuzluk ve zaman kavramıdır. Öykülerinde zamanın döngüselliğini, evrenin sınırsızlığını ve insan algısının sınırlılığını sık sık karşı karşıya getirir. Bunun en çarpıcı örnekleri Alef ve Kum Kitabı’nda görülebilir.

Borges için labirent yalnızca bir mekân değil, aynı zamanda zihinsel bir metafordur. Çıkışsız yollar, sonsuz ihtimaller ve karmaşık yapılar onun düşünce dünyasını yansıtır. Aynalar ise hem gerçekliği hem de yanılsamayı simgeleyen bir unsur olarak sıkça karşımıza çıkar.

Felsefi etkiler de Borges’in eserlerinde belirgin bir yer tutar. Schopenhauer, Berkeley ve Hume’un düşüncelerinden beslenen Borges, gerçekliğin doğasını sorgular. Tlön, Uqbar, Orbis Tertius gibi öykülerinde hayali dünyalar kurarak metafizik sorular ortaya koyar.

Metin ve yazar ilişkisi de onun için önemli bir tartışma alanıdır. Pierre Menard, Don Quixote’un Yazarı öyküsünde özgünlük, yeniden yazım ve yazar kimliği üzerine düşündürür. Borges, yazıyı bir oyun alanı olarak görür; metinlerin yeniden üretilebileceğini ve her okumanın yeni bir anlam doğurabileceğini savunur.

Ayrıca Borges, kültürlerarası bir bakış açısına sahiptir. Batı ve Doğu mitolojilerini harmanlar; Budizm, İslam, Yahudi mistisizmi ve klasik mitoloji onun öykülerinde sıkça yer bulur. Böylece evrensel bir edebiyat dili kurar.

Ölüm

Borges, Nobel Ödülü’nü alamadan, 14 Haziran 1986’da Cenevre’de karaciğer kanseri nedeniyle 87 yaşında hayatını kaybetti.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgiyle okuyunuz…

Yorum bırakın

İnsan, her şeyi sahiplenme arzusundayken, varoluşun gerçek amacını çoğu zaman unutuyor. Şuurun altın damarına ulaşmanın farkında değil. Fiziksel dünyanın keşfi ilerledi ama insanın “kendini bilme yolculuğu” geri kaldı. Devasa binalar, yollar ve şehirler yükselirken; insanın iç dünyası hâlâ bilinmezliklerle dolu. Bilim, insanın özünü ve aklın ötesindekini henüz çözemedi.

Kendi değerimizi bilmemek, çağımızın en büyük açmazlarından biridir. Bu çağ, ilahi değerin açığa çıktığı dönem olmalı.

Kendini Bilmek İçin Kitap sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin