Tanrı sıradan bir kişiyi bile şair yapacak kadar bilge bir şairdir. O ana dek şiirden yana nasipsiz bile olsa Aşk’ın dokunduğu herkes şair oluverir bir anda…

— Platon

Merhaba

Aşkın, insanı değiştiren, dönüştüren ve bir anlamda “yaratıcı” bir güce sahip olduğu düşüncesi de çok Platonik bir yaklaşımı yansıtıyor. Platon’a göre aşk, ruhun güzellikleri tanımasına ve kendisini yüksek ideallere yönlendirmesine yardımcı olur. Bu bakış açısını da şiirsel bir şekilde ifade etmek, yazının ilham verici ve derin olmasına olanak tanır.

Günlerdir yağmur, fırtına gökyüzünde peş peşe yer değiştirirken, oluşan bir boşlukta, rüzgara yenik düşmeden, maske ve bastonla günlük hedeflerde nihayet varmak istediğim yerdeyim. Bulutlar rengini değiştirmeden, Anne ihtiyaç listesinde acil ve önemli sıralamasındaki ürünler, sepette yerini bulurken, %30 indirime girmiş kitapları incelemeden olmazdı.

Anlayacağınız kitaplar benim için şölen. Türk edebiyatından, kişisel gelişime kadar raflarda yerini alan yerli ve yabancı yazarları, yazar adaylarını seyrettim. Bir koleksiyoncu edasıyla kütüphanede yerini bulması gerekenler belli olunca kitapları rafından seçtim.

Eve dönüşte, Anneyle öğle yemeği telaşı bitip, Türk Kahvesi eşliğinde yaptığımız sohbetten sonra, kendime ayırdığım zaman dilimindeyim. Pencerenin önündeki masada sıralı okunacak kitaplarla güneşi selamlarken, felsefenin verdiği güçle, sevgiyle geçmişe doğru yürüyüşe çıkma anı.

Platon, Şölen yüreklerinize dokunacak gibi…

Platon, hiç kuşku yok ki düşünce tarihinin en önemli ve etkili filozoflarından biridir. Felsefenin kurumsallaşmasına ve felsefede yazılı geleneğin oluşmasına katkıda bulunmuş, iki dünyalı metafiziğiyle bütün bir Ortaçağ düşüncesini belirleyecek olan idealist felsefe geleneğinin başlatıcısı olmuştur. Hıristiyan Ortaçağ felsefesine ve İslam düşüncesine etkisi bakımından da ayrıca önem taşıyan Platon, düşünce tarihi boyunca tartışılan tüm problemleri yüzlerce yıl öncesinden ele almış ve ilk büyük felsefi sistemi inşa etmiştir.

Şölen, Platon’un entelektüel ve sanatsal açıdan gücünün doruk noktasında olduğu bir dönemde yazılmış, en özel, en önemli ve etkili diyalogların başında gelir.

Uygarlık tarihinin ilahi aşk, romantik aşk ve Freudyen aşkla birlikte dört büyük aşk teorisinden biri olan Sokratik/Platonik aşk diyaloğun temel konusudur. Aşkın yani Eros’un doğasını, amacını ve doğuşunu inceler. Sokrates’e göre aşk, hayatın itici gücü, enerjik ilkesi olarak insanı kendisini gerçekleştirmeye sevk eden, hayatı ve insanı tamamlayan, onu gerçekleştirip zenginleştiren, tam ve mutlu kılan bir şeydir.

Şölen, edebiyat ile felsefeyi eşsiz şekilde bir araya getiren bir şaheser olarak nitelendirilmektedir.

Eros’un Tanrı’lar içinde en eskisi olduğu pek çok kişi tarafından doğrulanmaktadır. En eski tanrı olduğundan bizim için en büyük iyiliklerin kaynağıdır o.

Eros; sevgi anlamına gelir. Aşk tanrısıdır.

Onun can yoldaşları; Himeros (tutkulu istek) ve Pethos (özlem) dir. Yani: tutkulu istek ve özlem olmadan, aşk olmaz. Pietho (ikna etme)da, Eros ile birliktedir.

  • Eros sizlerin de gözünü hiç kör etti mi?

Derin düşüncelerle hikayelerin karışıp kaynaştığı, insana dair en esaslı konulardan biri, Aşkı ele almakta olan Platon felsefesine olduğu kadar Yunan düşüncesine de bir giriş niteliğinde.

İÖ 416 yılında, ilk tragedyasıyla birincilik kazandığı günün ertesi akşamı, Atinalı tragedya şairi Agathon bir ziyafet verir evinde. Başta Socrates, Aristophanes ve Alkibiades olmak üzere dönemin ünlü siyasetçilerinin, bilim adamlarının, sanatçılarının ve felsefecilerinin bir araya geldiği bu toplantıda konuşulanlar Platon’un ahlak konulu metinlerinden birine, Aşk konusunun sanatla, ahlakla, siyasetle, bilimle ve felsefeyle olan ilişkisinin incelikli bir üslupla ele alındığı; sanatla felsefenin, edebiyatla bilimin iç içe örüldüğü bir edebiyat şaheserine temel olur.

İki insan birbirine dokununca bilgi, dolu olandan boş olana akabilseydi!

Şölen, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. Şölen, Platon’un en önemli eserlerinden biri olup, insanlık tarihi için derin felsefi ve ahlaki soruları tartışan bir başyapıttır. Bu eseri okumanın birkaç önemli nedeni var, işte bunlar:

1. Aşkın Felsefi Derinliğini Keşfetmek

Şölen, aşkı sadece bir duygu ya da ilişki olarak değil, insan varoluşunun temel bir parçası olarak ele alır. Platon, aşkın insanları nasıl dönüştürdüğünü, insan ruhunun yükselmesini nasıl sağladığını ve “gerçek güzellik”e nasıl ulaşılabileceğini sorgular. Bu, aşkın doğasına dair derin bir içgörü sunar. Şölen’i okuyan bir kişi, aşkı sadece romantik bir his olarak değil, bireyin kendisini gerçekleştirme yolunda bir araç olarak görmeye başlar.

2. Felsefi Diyalogları ve Sokratik Yöntem

Platon, Şölen‘de Sokratik diyalog tekniğini kullanarak, farklı bakış açılarını sorgular ve derinlemesine düşünmeyi teşvik eder. Bu diyaloglarda, her bir karakter farklı bir bakış açısı sunar, ancak sonunda tüm bu düşünceler, aşkın doğasına dair bir “gerçek”e ulaşmaya çalışır. Bu diyaloglar, Sokratik sorgulamanın ne kadar etkili bir düşünme biçimi olduğunu gösterir. Bir felsefi metin olarak, okuyan kişiyi düşünmeye zorlar ve entelektüel büyümeyi teşvik eder.

3. İdeal Toplum ve Ahlak Üzerine Düşünceler

Şölen sadece aşkı değil, aynı zamanda toplumun yapısını ve bireylerin ahlaki sorumluluklarını sorgular. Platon, insanların birbirleriyle ve toplumla olan ilişkilerinde erdemi aramaları gerektiğini savunur. Eser, “iyi” ve “güzel”in ne olduğunu sorgularken, aynı zamanda bu kavramların toplumsal düzene nasıl etki ettiğini de tartışır. Bugün bile, bu konular, toplumsal düzenin ve bireysel sorumluluğun anlaşılması için çok önemli.

4. Ahlaki ve Ruhsal Yükselişin Anlatılması

Platon, Şölen‘de aşkın insanın ruhsal yükselmesine nasıl yardımcı olduğunu anlatırken, aynı zamanda ahlaki bir gelişimi de keşfeder. Aşk, insanın özündeki güzellikleri ve erdemi görmesine yardımcı olur. Bu fikir, bireyin kendisini ve dünyayı anlamasına yardımcı olabilecek, ruhsal ve ahlaki bir yolculuktur. Bu öğreti, kişisel gelişimle ilgilenen okurlar için oldukça değerli bir rehber olabilir.

5. Klasik Felsefenin Temellerini Anlamak

Platon’un düşünceleri, Batı felsefesinin temelini atmıştır ve Şölen bu düşüncelerin derinlemesine bir örneğidir. Bu eseri okumak, felsefede kullanılan kavramların kökenlerini anlamaya yardımcı olur ve sonraki felsefi gelişmelerin temelini keşfetmek için bir başlangıç noktası sağlar. Platon, idealizminin temellerini atarak, Batı düşüncesini şekillendiren bir figür haline gelmiştir.

6. Platon’un Aşk ve İdeal Güzellik Anlayışı

Eserde Platon’un aşk ve güzellik anlayışını detaylı bir şekilde keşfederiz. Aşk, Platon’a göre bir tür arayış ve özlem ile başlar, ancak zamanla daha derin bir düşünsel ve ruhsal büyümeye yol açar. Bu süreç, insanı “gerçek güzellik”e ve “gerçek bilgelik”e yönlendirir. Okuyucular, Platon’un şüphe etme, görme ve anlama süreçlerini nasıl iç içe geçirdiğini görerek, kendi yaşamlarına dair daha derin bir kavrayış geliştirebilirler.

7. Düşünsel ve Ruhsal Bağlantılar Kurma

Son olarak, Şölen’i okurken bir kişi, metnin sunduğu felsefi ve ruhsal bağlantıları kendi hayatıyla karşılaştırabilir. Aşk, toplum, erdem ve insan ruhu üzerine yapılan tartışmalar, bireyin kendi yaşamına dair derin bir içsel farkındalık yaratabilir. Şölen, bir felsefi metnin ötesinde, insanın varoluşsal sorularına karşılık arayan bir rehberdir.

Şölen’ini okumak, hem aşkın doğası hakkında derinlemesine düşünmeyi sağlar hem de düşünsel anlamda insanı büyütür. Bu eser, felsefi bir temel oluşturur ve hem bireysel hem de toplumsal düzeyde insanın kendisini daha iyi anlamasına yardımcı olur. Aynı zamanda Batı düşüncesinin şekillenmesinde önemli bir yer tutar. Aşk, güzellik, erdem ve insan ruhunun dönüşümü üzerine yapılan bu düşünsel yolculuk, bugünün okuruna da çok değerli bir rehber sunuyor.

Platon, Batı felsefesinin temel taşlarından biri olarak kabul edilen eski Yunan filozofudur. MÖ 427-347 yılları arasında yaşamıştır ve Antik Yunan’ın en önemli düşünürlerinden biridir. Platon’un hayatı ve düşünceleri, felsefi tarih boyunca büyük bir etki yaratmış ve sonraki filozoflar üzerinde önemli bir iz bırakmıştır.

Platon, Atina’da doğmuş ve aristokrat bir ailenin çocuğudur. Ailesinin kökeni, Atina’nın önde gelen soylu ve politik ailelerinden birine dayanıyordu. Bu aristokratik köken, Platon’un erken yaşlarda iyi bir eğitim almasını sağlamıştı. Gençlik yıllarında politikaya ilgi duymuş ve bu yüzden siyasetin gücünü keşfetmek istemişti. Ancak Atina’daki siyasi durum ve özellikle Sokrat’ın yargılanıp öldürülmesi, Platon’u siyasetten uzaklaştırmış ve düşünsel bir yolculuğa çıkmasına neden olmuştur.

Platon, Sokrat’ın öğrencisi ve Aristoteles’in hocasıydı. Sokrat’ın ölümünden sonra, Platon, felsefi araştırmalarını daha derinlemesine yapmak için İtalya ve Mısır’a seyahat etti. Bu yolculukları sırasında, özellikle matematiksel ve geometrik düşünceye daha çok ilgi duymaya başlamıştır. Atina’ya geri döndüğünde, kendi okulunu, Akademi’yi kurmuş ve burada uzun yıllar boyunca felsefi eğitim vermiştir. Akademi, Batı felsefesinin ilk üniversitesi olarak kabul edilir.

Platon’un felsefesi, pek çok farklı konuya değinmiş olmasına rağmen, genel olarak idealizm, metafizik, epistemoloji (bilgi teorisi) ve ahlak felsefesi gibi temel alanlarda derinleşmiştir. İşte Platon’un bazı önemli düşünceleri:

1. İdeal Formlar (İdealar) Teorisi: Platon’un en ünlü felsefi görüşlerinden biri İdealar Teorisidir. Bu teoriye göre, somut dünyadaki her şey, gerçeklikte yalnızca birer kopyadır. Gerçek olan, bu somut dünyayı aşan, değişmeyen ve kusursuz bir dünyadır. Platon, bu dünyayı “İdeal Formlar” dünyası olarak tanımlar. Örneğin, gerçek bir “güzel” kavramı, dışarıdaki tüm güzelliklerin ötesinde bir mükemmel güzellik formuna sahiptir. Gerçek bilgi, bu İdeal Formlar’a ulaşmaktan geçer.

2. Bilgi ve Gerçeklik: Platon’a göre, bilgi, duyularla elde edilen şeylerden değil, zihinsel ve akılsal düşünceden elde edilir. İnsanlar duyusal algılarla dünyayı anlamaya çalışsalar da, bu dünya sadece gölgelerden ibarettir. Gerçek bilgi, ideaların dünyasına ulaşan akıl yoluyla edinilebilir. Bu nedenle, Platon’un felsefesinde aşkınlık (metafizik) büyük bir yer tutar.

3. Devlet ve Adalet: Platon’un en ünlü eserlerinden biri olan Devlet’te, adaletin ne olduğunu ve ideal bir devletin nasıl olması gerektiğini tartışır. Platon’a göre, ideal devlet, halkın üç sınıfa ayrıldığı bir yapıya dayanmalıdır: yöneticiler (filozof-krallar), askerler ve üreticiler (çiftçiler, zanaatkarlar, tüccarlar). En önemli öğretilerinden biri, “filozofların kral olması gerektiği”dir. Çünkü filozoflar, gerçek bilgiye sahip olan kişilerdir ve bu nedenle halkı en iyi şekilde yönetebilirler.

4. Aşk ve Ruhun Yükselişi (Şölen): Platon’un Şölen adlı eserinde, aşk (Eros) ve onun insan ruhunun gelişimine nasıl katkı sağladığı üzerine derin bir düşünce yer alır. Platon’a göre, aşk, yalnızca fiziksel bir çekimden ibaret değildir; aşk, ruhu güzelliklere, hakikate ve nihayetinde Tanrı’ya yönlendiren bir güçtür. Bu eser, aynı zamanda felsefi düşüncenin edebiyatla iç içe geçtiği önemli bir örnek olarak kabul edilir.

5. Ruhun Üç Bölümü: Platon, insan ruhunu üç bölüme ayırır: akıl, cesaret ve istek. Akıl, doğru düşünme ve bilgelik arayışını temsil eder; cesaret, ruhun nefsine karşı koyabilme gücünü simgeler; istek ise bedensel arzuları ve ihtirasları temsil eder. İdeal insan, bu üç bölümün denge içinde olması gereken bir varlıktır.

Platon’un Etkisi

Platon’un felsefesi, hem Antik Yunan felsefesi hem de Batı felsefesi üzerinde büyük bir etki bırakmıştır. Aristoteles gibi onun öğrencisi de, Platon’un görüşlerine karşı çıkarak kendi felsefesini geliştirmiştir, ancak yine de Platon’un düşünceleri birçok filozof için temel bir referans noktası olmuştur. Ayrıca, Hristiyanlık ve İslam düşüncesi gibi farklı dinlerin felsefi temelleri de Platon’un felsefesi ile büyük ölçüde şekillenmiştir.

Platon’un etkisi sadece felsefede değil, aynı zamanda edebiyat, siyaset, eğitim ve sanat alanlarında da derindir. Onun eserleri, yalnızca felsefi derinlik sunmakla kalmaz, aynı zamanda insan ruhunun evrensel sorularına da hitap eder.

Platon, felsefi düşüncenin gelişiminde bir köşe taşıdır. Onun eserlerini anlamak, sadece tarihsel bir felsefi öğretiyi anlamak değil, aynı zamanda insanın doğası, toplumun yapısı ve aşkın anlamı üzerine derinlemesine bir düşünsel yolculuğa çıkmaktır. Bu nedenle, Platon’un kim olduğunu ve ne tür felsefi miraslar bıraktığını öğrenmek, insanlığın düşünsel gelişimi için önemli bir adımdır.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgiyle okuyunuz…

Yorum bırakın

İnsan, her şeyi sahiplenme arzusundayken, varoluşun gerçek amacını çoğu zaman unutuyor. Şuurun altın damarına ulaşmanın farkında değil. Fiziksel dünyanın keşfi ilerledi ama insanın “kendini bilme yolculuğu” geri kaldı. Devasa binalar, yollar ve şehirler yükselirken; insanın iç dünyası hâlâ bilinmezliklerle dolu. Bilim, insanın özünü ve aklın ötesindekini henüz çözemedi.

Kendi değerimizi bilmemek, çağımızın en büyük açmazlarından biridir. Bu çağ, ilahi değerin açığa çıktığı dönem olmalı.

Kendini Bilmek İçin Kitap sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin