“Asra yemin ederim ki, insan gerçekten tam bir hüsran içindedir! İnanıp hayra ve barışa yönelik işler yapanlar, birbirlerine hakkı önerenler, birbirlerine sabrı önerenler müstesnadır.”
— (Asr/1-3)
Merhaba
Şimdi! Bilinmezi bize ilham eden Rabbimize hamd ettikten sonra! Diyoruz ki!., Uyanış yakındır. Nedir uyanış? Ashâb-ı Kehfde uyuyanlar. Daha doğrusu uyumalarına rağmen uyanık gibi görünenler… Onlar. Aziz İstanbul’da! O ‘bir’ zaman gelince. Şimdiye kadar itikadî sağlamlığını kanıtlamış olanlarla. ruh muhafızları ve sır taşıyıcılarıyla birlikte. Şu zamanda. Uyanacaklardır. Kalbin mağarasında. Yeter ki sizler de kalbinizde o büyük uyanışı bekleyenlerden olun. Ve kıyam için hazırlanın. Bu kısacık dünya hayatı nedir ki? Ey Aziz İstanbul! Hazırız biz!.. Dünyadaki zulmü bitireceğiz.
Bir anda açılacak kalbimiz… Ashab-ı Keyf! Uyanacaklar…
Ve Hayati Sır bugün yaşananları da şöyle dile getiriyor; “Gerçek olan her harf, her kelimenin artık çok daha değerli olacağı zor bir zamanın içine giriyoruz… Ata tohumlarımız gibiler! Sözün hakikatinin devamlılığı için direnmeliyiz. Kâğıtlar olmazsa söz, hakikatine kavuşamaz. Ekranların tahakkümü altına girer. Her harf, her kelime manasını yitirir. Ve hiç kimse birbirini anlayamaz. Kaos bundandır. Elbette ki kasıtlıdır. İşte bunun içindir. Yeryüzünün, insanların, çocukların sinsice imhası!.. Sözün hakikatinin yitirilmesi yüzündendir. Tarih boyunca bir daha yaşanmaması için ortak kabul gören o dayanılmaz kitlesel acılar bile bugün normalleştirilmeye çalışılıyor. Kitlesel imhalar top, tüfek, tankla yapılmıyor ki artık! Fark edilemiyor bile! Yüksek teknoloji! Yapay genler! Genom! DNA tekamülü! Tohum!.. Ve de uydulardan elektromanyetik frekanslar gönderilerek yapılıyor. Şunu da söyleyelim ki; üzerimize dijital tsunami gibi gelen bu Yeni Dünya Düzeni! Maalesef insan neslinin sona erdirilmesiyle programlanmış ‘yapay zekâ’ ürünüdür. Ve tüm bunların ardından onların getirmek istedikleri gelecek! Yapay! Hibrit! Mekanik! Dijital esarettir… ‘Great Reset’ budur.
Elbette ki muvaffak olamayacaklar… Ağaçlar, ormanlar… Uçan kuşlar… Balıklar. Karıncalar bile direnecekler. Topluca bir uyanış gerçekleşecek inşallah. Yeter ki insanlar kendi nesillerinin korunması için bir an önce bir araya gelebilsinler. Ve pasif iyilikten, aktif iyiliğe geçebilsinler. Görecekler ki o zaman. Uyanışımız çok yakın!..”
Gök Yazılar, Ashab-ı Kehf, UYANIŞ, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. Hayati Sır şu zor zamanda insan neslinin korunabilmesi için hepimizi toplu bir uyanışa çağırıyor;
“En güzel olandır… Hayat! Birbirimize bakışımız. Temasımız… Hissedişimiz. Yeryüzünün bilgisi. İnsanın o güzel tabiatıdır. Ve insan böylesine bereketli bir dünyada mutluyken… Yıllardır küresel şirk-etlerin o kötücül hamleleriyle bugünlere geldik. Dünya şu an buhran içinde! Pek çoğumuz için bu kaostan çıkış yolları kapanmış gibi! Herkes diyor ki çare nedir? Kurtuluş! Göklerden bir yardım gelmeli. Bir uyanış gerçekleşmeli. ‘Gök Yazılar’ını okuyacağız o zaman. Asrın sır taşıyıcıları! Ruh muhafızları! Ashâb-ı Kehf yâranı! Söze geldi!.. Ve harfler, kelimeler. Hepsi de yeni mânâlar. Sırlı ‘bir’ çıkış yolu işte! Aslında hayat hâlâ öylesine güzel ki!.. Rabbimiz bizi terk etmedi. Ümit her daim var olacak…” Ve Hayati Sır bugün yaşananları da şöyle dile getiriyor; “Gerçek olan her harf, her kelimenin artık çok daha değerli olacağı zor bir zamanın içine giriyoruz… Ata tohumlarımız gibiler! Sözün hakikatinin devamlılığı için direnmeliyiz. Kâğıtlar olmazsa söz, hakikatine kavuşamaz. Ekranların tahakkümü altına girer. Her harf, her kelime mânâsını yitirir. Ve hiç kimse birbirini anlayamaz. Kaos bundandır. Elbette ki kasıtlıdır. İşte bunun içindir. Yeryüzünün, insanların, çocukların sinsice imhası!.. Sözün hakikatinin yitirilmesi yüzündendir. Tarih boyunca bir daha yaşanmaması için ortak kabul gören o dayanılmaz kitlesel acılar bile bugün normalleştirilmeye çalışılıyor. Kitlesel imhalar top, tüfek, tankla yapılmıyor ki artık! Fark edilemiyor bile! Yüksek teknoloji! Yapay genler! Genom! DNA tekamülü! Tohum!.. Ve de uydulardan elektromanyetik frekanslar gönderilerek yapılıyor. Şunu da söyleyelim ki; üzerimize dijital tsunami gibi gelen bu Yeni Dünya Düzeni! Maalesef insan neslinin sona erdirilmesiyle programlanmış ‘yapay zekâ’ ürünüdür. Ve tüm bunların ardından onların getirmek istedikleri gelecek! Yapay! Hibrit! Mekanik! Dijital esarettir… ‘Great Reset’ budur. Elbette ki muvaffak olamayacaklar… Ağaçlar, ormanlar… Uçan kuşlar… Balıklar. Karıncalar bile direnecekler. Topluca bir uyanış gerçekleşecek inşallah. Yeter ki insanlar kendi nesillerinin korunması için bir an önce bir araya gelebilsinler. Ve pasif iyilikten, aktif iyiliğe geçebilsinler. Görecekler ki o zaman. Uyanışımız çok yakın!..”
Eserlerin Günümüz İçin Önemi Nedir?
Hayati Sır’ın eserleri, dijital çağın ruhsal karmaşasında birer frekans pusulası gibi işlev görerek okuyucuyu içsel kıyametinden geçip öz benliğine ulaşmaya çağırır.
Hayati Sır’ın metinleri, biçimsel olarak farklı görünse de özde ortak bir titreşim taşıyor. İşte bu eserlerin ortak tematik damarları:
- Kıyamet metaforu üzerinden içsel uyanış Kıyamet, dışsal bir felaket değil; bireyin içsel çöküşü ve yeniden doğuşudur. Her eser, bu dönüşümün bir aşamasını temsil eder.
- Ruhun frekansıyla temas Ruhsal iyilik, aşk hali, dijital virüs gibi kavramlar; insanın titreşimsel doğasını ve bu doğanın nasıl bozulup yeniden hizalanabileceğini anlatır.
- Aşkın metafizik boyutu Aşk, sadece duygusal bir bağ değil; evrensel bir enerji alanı olarak ele alınır. Bu aşk, bazen bir kılıç gibi keskin, bazen bir sığınak gibi şefkatlidir.
- Zamanın ve bilginin çok katmanlı doğası “Alem bilgisi” ve “sonsuz aşk” gibi ifadeler, zamanın doğrusal değil döngüsel olduğunu; bilginin ise sadece zihinsel değil, ruhsal bir aktarım olduğunu ima eder.
- Dijital çağın ruhsal tehditleri “Dijital virüs” metaforu, modern teknolojinin ruhsal alanlara nasıl müdahale ettiğini ve bu müdahalenin nasıl fark edilip dönüştürülebileceğini sorgular.
Hayati Sır
Henüz 12 yaşında şiirle yazı hayatına başlayan ve şu anda yarım asrı aşkın bir süredir kaleme sarılan Hayati Sır, özel hayatını gizemle çevreleyen bir yazardır. Eserlerinde çağın önemli konularını ele alması, onu teknoloji ve dijital dünya konularında öne çıkaran bir isim haline getirmiştir. Yapay zeka, teknolojik tekillik, dijital ölümsüzlük ve nesnelerin interneti gibi konuları işleyen Sır, okuyucularıyla bu konularda derin düşüncelere dalma fırsatı sunmaktadır.
Eserleri:
- İyiliğin Kılıcı İyilik kavramını bir savaşçı bilinciyle ele alarak, ruhsal mücadelede sevginin keskinliğini ve adaletin metafizik gücünü anlatır.
- Sonsuz Bir Aşk ve Kıyamet Zamanı Aşkın zamansız doğası ile kıyamet metaforunu birleştirerek, insanın içsel dönüşümünü evrensel bir hesaplaşma olarak sunar.
- Ruhun Aşk Hali Ruhun titreşimsel boyutlarını aşkla buluşturan bu eser, sevginin bir hal değil, bir varoluş biçimi olduğunu savunur.
- Kıyamet Öncesi Alem Bilgisi ve Dijital Virüs Dijital çağın ruhsal tehditlerini ve kıyamet öncesi bilinç uyanışını sorgulayan bir uyarı metni niteliğindedir.
- Ruh İyiliği İyiliği bir ruh hali değil, bir frekans olarak tanımlayan bu kitap, insanın özündeki ışığı hatırlatma çağrısıdır.
- Dehr – Görünmeyen Dünyanın Deşifresi Zamanın metafizik boyutları ve görünmeyen âlemler.
- Kalbin Kurtuluşu Kalbin uyanışı ve yeniden dirilişin içsel yankısı.
- İstanbul’un Metafizik Sırrı Şehirlerin ruhu ve İstanbul’un enerjik kodları.
- Dijital Ölümsüzlük ve Ruh! Dijital çağda ruhun kayboluşu ve yeniden hatırlanışı.
- Seyyah İçsel yolculuk ve ruhsal seyyahlık metaforu.
- Aşkla Temas Aşkın dokunuşuyla ruhsal titreşimlerin yükselişi.
- Gök Yazılar: Ashab-ı Kehf – Uyanış Kehf metaforu üzerinden kolektif uyanış çağrısı
- Sırgah – Söz’ün Yurdu Sözün kutsallığı ve metafizik barınma alanı
- Sır..Türkler! Türk kimliğinin metafizik kökenleri ve sırlı yönleri.
- Cern Kabala Deccal ve Mehdi Bilimsel ve ezoterik sembollerin kıyametle ilişkisi.
Gizemli kimliğiyle bilinen Hayati Sır, eserleri aracılığıyla okuyucularını sıra dışı bir serüvene davet ederken, aynı zamanda kimliği hakkındaki merakı da artırmaktadır.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…



Yorum bırakın