“İnsan hayatı karşılıklı olarak kandırılıp hiçbir şeyin farkına varmadan birbirlerini incittiği ve bu tuhaflığın bariz bir şekilde ortada olduğu örneklerle dolu. Ancak benim karşılıklı kandırılmaya bir ilgim yok…”
— Osamu Dazai
Merhaba
Yine yürüyüşten sonra ziyaret ettiğim D&R mağazası. Kitabın kendine has kokusunu içime çektim ardından etrafa bakındım. Kasa yanında ekipten bir arkadaş kitap okuyordu. Kitabın üzerinde “İnsanlığımı Yitirirken” yazıyordu. Japon edebiyatı sayısız halk hikâyeleri, efsaneler, destanlar ve masallarla dolu bir derya. Belirsizliğin büyülü gerçekçilikle birleştiği bu anlatılar, ‘güneşin doğduğu ilk ülke’ olan Japonya’ya farklı açılardan bakmamızı sağlıyor. Genç kıza hemen sordum: “Peki, kitabın ruhuna hitap eden yanı nedir?” Kitabın kapağını kapatarak ilgilenmek üzere adım attı. Gülen yüzüyle “Kitabı okuduktan sonra paylaşmak isterim.” dedi.
Bu hafta yürüyüşten sonra yeniden D&R mağazasını ziyaret ettim. Tüm ekip yoğun ve telaşlıydı. Birkaç kitap ismini araştırırken arkamdan bir ses Osamu Dazai’nin kitabını göstererek “Bitti” dedi. Genç kızın açık renk gözlerine bir süre baktım; ruhuna hitap eden şeyi görmek için; “İfade etmeye çalışırken, kitabı anlatmış olmak istemiyorum”, kelimeleri bulmakta zorlansa da “İnsanlığını yitirdiği anlardaki sözleri beni çok etkiledi…” dedi.
Sanırım çağımızın temel sorunu insanlığı yitiriyor olmamız…
Japon kültürüne beğenisi olan ve Japon edebiyatını öğrenmek isteyen bir okur olarak satın aldığım kitaplarla D&R ekibine teşekkür ederek mağazadan ayrıldım.
Osamu Dazai, Japon yazardır. Tsugaru Yarımadası’nın merkezi yakınlarında küçük bir kasaba olan Kanagi’de doğdu. Asıl adı Şuuci Tsuşima’dır. Ailedeki siyasetçi olma geleneğine karşı çıkarak, yazar olmaya karar verdi. Yirmi yaşında Tokyo Üniversitesi Fransız Edebiyatı Bölümü’ne kaydını yaptırdı. Ölümünün üzerinden bunca sene geçmesine rağmen, Japonya’da hâlâ ilgi gören bir yazardır. Eserlerinin çoğunluğunda yalnızlığı ele alır. Yalnızlık ön planda iken insanın arayış içinde olması ve insanın varoluşunu, içe dönüklüğünü yani temelde insanı ele alır.
Hayatının büyük bölümünü intihar takıntısıyla geçiren Dazai, ölümünden kırk yıl sonra bile Japonya’da hâlâ ilgi gören bir yazardır.
Dazai’nin yaşamıyla çokça paralellik taşıyan romanda, kendini çocukluğundan beri bir başarısızlık abidesi olarak gören, aristokrat bir ailenin oğlu Oba Yozo hem evde hem de okulda büründüğü “soytarı” rolüyle var olmaya çalışır. Bir itiraf niteliğindeki üç bölümden oluşan hatıratında alkolizmle, geyşalarla, sonuçsuz kalan intiharlarla dolu, “utanç” yüklü yaşamının günahını çıkarır.
İnsanlığımı Yitirirken, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…



Yorum bırakın