“Kilo vermek ve daha önemlisi verilen kiloyu korumak; yemeklere ve tartılara değil yaşama, ölüme ve dünyaya nasıl baktığımızla ilgilidir… “
— Richard Watson
Merhaba
Bu kitabı okumadan önce hiç şüphesiz felsefemin ne olduğunu bilmek istersiniz. Üstelik birkaç cümleyle. Benim felsefem “okumak” ve “yazmak” …
Her gün birkaç doz almazsam yapamıyorum… Önce 1-2 kiloyla başladım. Ağırlık kısa zamanda artarak çoğaldı. Birgün uyguladığım bu egzersizle kaldırdığım ağırlığın boyumu aştığını gördüm. Şimdi ise bu ağırlıkları her gün biraz daha arttırarak kaldırmadan yapamıyorum. Ölümcül bir hastalık, zorlu tedavi süreci, acılı, yaslı ve kabus dolu günlerimde bile hiçbir şeyin bana engel olmasına izin vermedim.
Asıl mesele, bunun sizin için zor olmasıdır. Eğer zor bir şeyi yapmanın ne kadar güç olduğunu bilmekten ve bunu başarmaktan tatmin olamıyorsanız o zaman boş verin. Sadece yaşama ve tüm bunların ne anlama geldiğine dair bir kitap paylaşımının giriş bölümünü yazıyorum.
Dünyamı değiştiren bir “Yaşam Felsefesi” edindim. “Şimdinin gücü”yle kendime ve yaşama farklı bir perspektiften bakıyorum.
İnsanın “kılavuzu kitap”lar olunca kuzey yönünüzü bulup yolunda kararlı bir şekilde yürümeye devam ediyorsunuz. Düzenli, disiplinli, İrade Eğitimi‘yle öğrendiklerinizi hayatınızda sabitlemek zihin-ruh-beden dengesini sağlıyor. Zayıflamakla ilgili sihirli formüller oluşuyor; süreçte konuyu diyetle sınırlamak gibi tek bir amaç belirlenmiyor.
Belki de kilo vermenin, aslında hayat edimleri içinde disiplini sürdürme metaforu olduğuna dair bir kitap yazsaydım, nasıl olurdu diye düşünüyorum.
Elbette ki kişinin dış görünüşünü iyileştirmek, ruhunun kurtuluşa ermesi arzusuyla kıyaslandığında hayatı önem açısından farklılık gösterir. Pascal/ mantığı bırakıp inanca kavuştu; peki ama biz kilo vermek için o kadar ileri gitmek zorunda mıyız? Böyle bir aşırılığın lüzumu yok. Amerikalı büyük pragmatist William James’in ahlaki tatil dediği şeyi bir düşünelim.
James, her iki yönde de nihai kanıt bulunmadığı durumlarda dilediğiniz alternatife inanabileceğinizi söylemiştir. Tanrı’nın varlığını veya yokluğunu kanıtlamak için gerçeklere dayanan bir kanıt bulunmadığından Tanrı’ya inanabilirsiniz. Bu, ahlaki tatildir. Ayrıca mantıktan da vazgeçmeniz gerekmez.
Bir mutfak hayal edelim! Şimdi de bir yemek, ideal bir yemek hayal edelim. Damağınızı işlenmiş gıdalardan temizleyerek neredeyse sınırsız çeşitlilikte tatlardan zevk almanın kapısını araladınız. Kaliteli çaylar, kaliteli yemekler erbabı olabilirsiniz.
Adaletsiz gıda dağılımı genellikle sadece yetersiz beslenmeye sebep olur ama kıtlıklarda ölüm getirir. Çağlar boyu yetersiz beslenme ve açlığa maruz kalma, yemeğe olan takıntımızın neden bu kadar derinlerde olduğunun iyi bir sebebidir.
Size bolluk sağlayan dağıtım sisteminin diğerlerinin yeterli gıdaya ulaşamamasına sebep olduğunu bilseniz, bu konuda bir şey yapmanız gerekir mi? Yapmazsanız yozlaşmış mı olursunuz? Peki bu konuda bir şey yapabilir misiniz? Değişir.
Kilo verme ve o kiloyu koruma konusu da ne kadar ciddi olduğunuza göre değişir. İnsanlar kendilerini bir şeye adayana dek irade gücünü ortaya çıkarmanın nasıl bir şey olduğunu ve nelere yol açtığını bilmezler. Bu noktada önemli olan, eyleminizin içeriği değil, özgür iradeyle seçilmiş zor ve uzun soluklu bir proje olmasıdır; en nihayetinde böyle önemsiz bir mesele üzerinde bu kadar çaba sarf etmenin görünürdeki saçmalığı değil, bunu yapmanın fevkalade zorluğu ve bunu becermenizdir. İçeriği değil, formu. Çünkü bunu yapabilirseniz diğer-içeriği önemsiz olmaktan uzak- zor projeleri de tamamlayabilirsiniz.
Değişmenin zor olduğunu söylemiş miydim? O yüzden dayanın. Ve bu son birkaç paragrafta ilham vermediyse sizin için yapılacak bir şey yok.
Pekala koç. Hadi yürümeye devam edelim!
Felsefecinin Diyeti, okumayanlara tavsiye okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. Richard Watson’ın, felsefeyi en önemli önceliğiyle yani bugünle buluşturduğu özel çalışmalarından Felsefecinin Diyeti’nde, yazarın verdiği örneklerin ağırlıkla Amerika’dan olup Amerika halkından bahsedildiği, okurun gözüne çarpacaktır. Yanlış beslenmeye, kalori ve kilo problemine, gıda sektörünün handikaplarına, obeziteye, kısacası kitapta bahsedilen sorunlara dair veriler günümüzün dünyasında belirli bir ülkeyi değil tümevarımsal bir durumla tüm dünyayı kapsayabilir, işaret edebilir.
Richard Watson 2007 tarihli “Gelecek 50 Yılın Kısa Tarihi” adlı kitabı ve infografikleri, özellikle Trendler ve Teknoloji Zaman Çizelgesi 2010-2050 ve Yıkıcı Teknolojiler Tablosu ile tanınan bir İngiliz yazar, öğretim görevlisi ve fütüristtir.
Altı kitap yazdı ve başkalarına katkıda bulundu ve küresel eğilimleri belgeleyen bir web sitesi olan What’s Next’in kurucusudur.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…



Yorum bırakın