“Her “BİR”imizin, sonsuz olasılıklar içeren kozmos kuantum enerji alanının sonsuz okyanusunda kendi realitelerimizin yaratıcıları olan “BİLİNÇ”LERİZ…”
—Haktan Akdoğan
Merhaba
Sınırlarını henüz bilemediği, düşünmekten de âciz olduğu kozmik bir okyanusun “Dünya” adını verdiği ‘kıyılarında bulunan “insan beşeri”, Batlamyus’un Dünya’yı Evren’in merkezi sayan görüşüne 1500 yıl bağlandıktan sonra, bu uçsuz bucaksız okyanusa az da olsa açılınca anladı ki yüz milyarlarca galaksinin sadece birinin ücra bir köşesindeki bir yıldızın (Güneş’in) çevresinde dolanan bir zerreciğin üzerinde yaşamaktadır.
Dünya planeti, gerek üzerinde yaşamakta olan insan beşerinin şimdiye kadar sergilediği fütursuz yaşam tarzının, gerek kendi jeo-fiziksel özelliklerinin, gerekse kozmik etkilerin bir sonucu olarak 21. yüzyılda hızı gitgide artan değişiklikler içinde bulunmaktadır. Bunca değişime uyum sağlayabilmenin, olaylara ve değişimlere şimdiye kadar olduğundan farklı bir şuur hali içinde, tamamen açık bir zihinle yaklaşmakla mümkün olabileceğinin artık anlaşılması gerekmektedir…
İnsan daha fazla bilgilendikçe ve daha fazla sorusuna yanıt aldıkça, daha fazla sayıda yeni sorular doğmaya başlıyor. Böylece, bilincimiz bizi çok derin bir değişim-dönüşüme ve farkındalığa sürüklüyor. Artık sadece doğmak, çoğalmak ve (sözde) ölmek ile sınırlı bir yaşam olamayacağı, gerçek benliğimizi, özümüzü ve bizi kuşatan Evren’i tanımadan yaşamın anlamını çözemeyeceğimizin farkındalığı içimizde hızla yükseliyor.
Dışarıdaki gücün peşinde koşan bir insanlıktan, içindeki mutlak gücü arayan bir insanlığa doğru tekâmül ediliyor. Vizyonunuzu 3 boyutlu fiziğin ötesine doğru genişleterek, evrenin gizemini anlamaya çalışarak, varoluş ile ilgili bilgilerle bilincinizi yükselterek Yeni Kozmik Çağ’ın yolculuğuna hazırlanmalısınız…
Şimdi her biriniz, şu ya da bu yolla, farkındalıkla veya farkında olmadan bu büyük vizyona doğru çekilmektesiniz… Bu, ortaya çıkmakta olan büyük bir güçtür ve tekâmül yolculuğunuzun bir sonraki boyutuna ve özünüze doğru Yükseliş’tir. Bu yolculuk, bireysel ve kolektif değişimin/dönüşümün öyküsüdür.
Uzay Çağı, insan bilincinin yerden göğe yükselmesi, yeni bir gerçeğin bilinç alanında belirmesi ve insanoğlunda evrensellik ruhunun canlanmasıdır. Uzay çağı, bencil ve bilinçsiz gerçekliğimizi sarsarak yeni anlayış ve bütüncül sevgi getiren bir devrin ismidir. Çünkü, uzay ve Dünya dışı varlıklar gerçeği insanlığın kökenidir!
Çok yakın gelecekte, insanoğlunun zihinsel ve ruhsal gelişimi alacakaranlıkta tutulan gerçekleri gün ışığında gözlemleyebilecek düzeye yükselince, bir anlamda “uyanınca”, bilinmeyenler bilinenler haline gelecek ve karanlık “Işık’a” dönüşerek insanoğlu kendi özünü yani “tanrısallığını” keşfedecektir.
Dünya insanının uyanmasının zamanı çoktan geldi. Evren’e uyum sağlayabilmek ve insan neslinin devamı için bir an önce tavırlar değişmelidir… Asıl ilgilenmeniz gereken ve gerçekten kim olduğunuzu ve özünüze ulaşmanızı sağlayacak olan şey ruhsal gelişiminiz ve gerçek gücünüze uyanışınızı sağlayacak olan içinizdeki mikro kozmosu keşfetmek olacaktır.
Bizler hepimiz, bilinmeyeni bilinir kılmayı içeren bir keşif, deneyim ve tekamül misyonuyla Ana Kaynak’tan uzaklaşmış ve tekrar O’na dönüş yolunda olan Uzaylı bir ırkız.
Haktan Akdoğan, Araştırmacı, ufolog. Sirius UFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanıdır. Türkiye’de UFO ve dünya dışı varlıklar dendiğinde akla gelen ilk isimdir. Haktan Akdoğan, 1965 yılında İzmir‘de doğmuştur. Bilinmeyene olan merakı çocuk yaşlarda seyrettiği “Uzay Yolu” dizisiyle başlayan Haktan Akdoğan,1985 yılında ABD‘de New York‘a üniversite eğitimi için gittiğinde; tanımlanamayan uçan cisimler olarak bilinen UFO‘lar ile ilgili birçok gizli vaka ve belge olduğunu öğrendi. 1996 yılına kadar ABD’de 11 yıl yaşadı.
Haktan Akdoğan, Destek Yayınları aracılığıyla çıkan yeni kitabı “Hakikat Portalı 1. Kitap Gökler Konuşuyor” ile okuruna şöyle sesleniyordu:
“Değerli Işık Dostlarımız… İçinde bulunduğumuz devre sonu dönemi, gezegensel ve insanlık realitesi bakımından muazzam ölçekte bir dönüşüme gebedir. Bu dönüşüm, dünyamızın manyetik alanında oluşmakta olan değişikliklerle de doğrudan bağlantılıdır. Dünyanın manyetik alanları buradaki kolektif bilincin şablonlarıdır ve milyonlarca yıllık dünya tarihi boyunca süregelen biyolojik ve ruhsal evrimin izlerini yansıtırlar.”
“Binlerce yıldır süregelen realitenin dokusu hızla değişirken, bu değişimler sizlerde yoğun endişe ve kaygıya ve de derin savrulmalara neden olabilmektedir. Aslında bu zamanda yaşananlar, kolektif insanlık bilincinin dejenere olmuş ve bozulmuş negatif düşünce kalıpları; korkunun, öfkenin, nefretin, hırs ve egoların birikimi ve devamıdır. Bu devre sonu ve geçiş sürecinde türbülans biraz daha artacaktır, çünkü tüm yaşananlar bireylerin ve kolektifin deneyimlemeleri gereken kendi yaratmış oldukları karmik dersleridir.”
“Yükselen büyük kozmik dalga ulaştığı yerden artık ortaya çıkmak üzeredir ve kendi içinde, bireyin ve toplumun farkındalık ve frekans alanına göre ciddi değişim ve dönüşümün dalgalarını barındırmaktadır. Uyanış ve Yükseliş enerjisinin momentumu, yüksek frekansta dev enerji dalgaları gibi büyüklüğü her geçen an daha da artan bir deneyimdir.”
“Bu enerji dalgası tüm gezegende büyüyüp güçlenmektedir. Dalga dediğimiz şey, bir liderin takipçisi olma kalıbından bireysel güçlenme kalıbına geçmekle ilgilidir. Asla ve asla gücünüzü kendinizin dışında bir şeye vermeye çalışmayın!… Her biriniz kendi gücünüzde durmalı ve merkezlenmelisiniz. Gücünüze tam olarak sahip çıkıp, onu bir sonraki realitenizi yaratmak için kullanacağınız zamanlar gelmiştir. Yeni Çağ, 5. boyut ile 3. boyutun “Bir”leneceği bir çağ olacaktır.”
Yükseliş sürekli bir değişimi içerir ve bizler hücresel yapımızda ve farkındalığımızda büyük değişimler yaşıyoruz… Dünya üzerinde birçok şey olumsuz görünse de, belli bir süre sonra uyanmış olanlarınız için bilgelik kaosun yerini alacaktır. Nereye ve nasıl gideceğinize artık sizin, sadece sizin karar verdiğiniz yeni bir paradigma içindesiniz. Yeni yol haritanızla sezgi ve ayırt etme yoluyla iletişim kurabilirsiniz.
Dünya gezegeninin manyetik alanı, bedenlerimizin hücresel yapısındaki elektromanyetik bölüme frekans iletişimiyle bilgi damgalar. Yakında insan genomunun şifresi tamamen çözüldüğünde, DNA’nın 2 boyutlu değil 12 boyutlu olduğu ortaya çıkacaktır.
Bu boyutlararası kalıplar; karmalar, yaşam dersleri, eski kimliğinizin damgası, ruhsal kontratınız ve astrolojik manyetik niteliklerinizdir. Bu enerji akışlarının hepsi DNA’nızın manyetik bölümünde damgalanmıştır.
Hücresel, moleküler ve atomik düzeydeki bu farklılaşma, sizi hem fiziksel hem de ruhsal boyutlarda bir dönüşüme doğru sıçratmaktadır. Bunun nedeni evrimleşen DNA’nızdır.
Kozmik ışınlar bedeninize çekildiğinde ve hücrelerinizin içindeki ışığın şifrelendiği iplikçikler kendilerini yeniden düzenlemeye başladığında, değişim ve dönüşüm içinde olduğunuzu daha net idrak edeceksiniz.
Dünya gezegenini süpüren bu büyük ve güçlü yüksek frekanslı enerji dalgalarını alabilmek ve bu üst katman enerji bantlarına uyumlanabilmek için, bireysel ruhlar olarak kendi fiziksel, mental, enerjisel ve ruhsal bedenleriniz üzerinde tam bir adanmışlıkla ve özenle çalışmalısınız.
Bu geçiş, hem duygusal, hem zihinsel, hem de fiziksel bedeni arındırmayı gerektirmektedir.
Biyolojik ve enerji bedenlerinize giderek artan miktarlarda yüksek frekans enerjiler yüklenmektedir. Eğer bu enerjiyi köklendiremezseniz, hem fiziksel hem de ruhsal bedeninizde rahatsızlıklar yaşamaya devam edersiniz.
Negatif Kaynaklı Enerji Yayan Mesajlar
Negatif kaynaklı ve karanlık enerjilerden beslenen, korku ve infial yaratmaya yönelik söylem ve senaryolarını yaymaya çalışan mesajlardan, sosyal medya yayınlarından ve kişilerden uzak durarak, bu kişilerin düşük titreşimli manyetik alanlarına girmeyiniz, sizi etkilemelerine izin vermeyiniz…
5B Realitesi
Bu zorlu dönemler, gezegende yeni bir Işık’ın ışımaya başlaması ve yeni bir şafağın sökmesidir. Bilgi, şimdi yeniden düzenlenmekte olan DNA sarmallarınızdaki Işık şifreli iplikçiklerinizde kodlanmıştır. Bu kodları açıp, aktive ederek artık gerçek gücünüzle Bir’leşerek, Dünya üzerinde 5B realitesini yaratmanın yolundayız.
İnsanlar güçlerine sahip çıktıkça, yaratmış oldukları paradigmaları da değiştirecek ve dönüştüreceklerdir… Herkes kendi realitesini yaratmak için kendi gücünü ve bu güce eşlik eden sorumluluğu taşımaya başlamak zorundadır… Egolar ve hırslar kolay bırakılamadığından, bu birçok kişi için zor bir değişim olmakta maalesef… Enerjinizi içinizde odaklamalı ve kendi gücünüzü bulmalısınız.
Neye Odaklanıyorsun?
Neye odaklandığınız konusunda çok dikkatli olunuz. Başkalarının negatif temelli ve kaynaklı, korku veya kontrol ve manipülasyon amaçlı egoya hizmet eden söylemlerine ya da senaryolarına değil, kendi kalbinizde yankı bulanı ayırt etmeniz ve kendi içsel gücünüze yaslanmanız çok çok önemlidir!
Özellikle bu süreçte, bunun gerçekleşmesini istemeyen ve negatif kaynaklı kanallardan beslenerek gücün karanlık yönüne hizmet eden bazi parazit enerjiler, güçlerini içinizde yarattıkları güvensizlik, endişe ve korku söylemlerinden ve senaryolarından alarak, sizin kozmik doğanızı ciddi biçimde zedelemeye ve de frekansınızı düşürmeye çalışmaktalar… Böylece, kolektif bilincin yükselmekte olan ışığına zarar vermeyi hedeflemekteler…
Bu tür korku ve endişe içerikli söylemlere ve senaryolara itibar ederek onların manyetik alanına sakın girmeyiniz… Etrafınızdaki karanlık ve korku temelli tüm odaklar ve tüm köhne yapılar ve sistemler artık tek tek çökmeye başlayacaklar… Bu zor dönemlerde negatifliğe ve korku illüzyonuna yakalanmamanız ve neyin doğru olduğunun yüreğiniz aracılığıyla idraki ve buna odaklanarak farkında olmamız çok önemlidir.
Bireysel güçlenişin dalgaları oluşmaktadır ve yakında tüm gezegeni kaplayacaktır. Şu anda dünyayı kuşatan enerji dalgası sizin bir sonraki tekâmül adımını spiritüel varlıklar olarak atmanıza yardımcı olmak içindir. Sizler, hızla uyanıp gücünüzü üstlenmeye ve bu sürece yardım etmeye başlıyorsunuz.
Sizin, bu enerjiyi tutabilmek için geçirmekte olduğunuz ağır değişimler, hissettiğiniz zorluklara ve sıkıntılara neden olmaktadır. Herkeste çeşitli şiddette gelişen içsel kıpırdanma, Sizin, bu enerjiyi tutabilmek için geçirmekte olduğunuz ağır değişimler, hissettiğiniz zorluklara Ve sıkıntılara neden olmaktadır. Herkeste çeşitli şiddette gelişen içsel kıpırdanma, insanlığa öz vazifesini ve kontratını hatırlatma ve idrak etme görevini yerine getirmektedir… Yaşadığınız ve deneyimledikleriniz sizin derslerinizdir ve bütünün Bir’leşimi için sizleri hazırlamaktadır.
Yeni Kozmik İnsan
Yeni Kozmik İnsan Zümrüdüanka gibi kendi küllerinden doğmaya başlamıştır. Spiritüel ve ruhsal gelişim realitesi bu küllerin çok önemli bir parçasını oluşturmaktadır. Bu; insanlığın gerçek bir değişim yaratma yeteneğinin ve kendisini, etraflarındaki Matriks’in pençesinden özgürleştirmesinin yalnızca içsel çalışma vasıtasıyla yapılabileceği gerçeğidir.
Büyük bir değişime ve dönüşüme sürüklenildiği açıktır. Bunun nasıl gelişeceği An’dan An’a insanlığın göstereceği liyakatle ve seçimlerle belirlenir. Dünyanızda ve İçinizde genişleyin ve derinleşin. Artık kendi realiteniz içinde yürümenizin zamanıdır. Kendinizin üstadı olmaya adım atmak ve varlığınızın Öz’ünü keşfetmek en önemli misyonunuzdur…
Derin bir nefes alın ve “Yaradan’la olan bağınızı her hücrenizde hissederek, tüm özgür irade gücünüzün sizi sarmasına izin verin. Ortaya çıkan muazzam gücü hissedin!… Bu, Kim olduğunuzun Mutlak Gerçek’ine uyanma yoludur… Başka her şey sadece yanılsamadan ve illüzyondan ibarettir…
“Sevgi”den beslenen Işık’a olan yürüyüşümüz zorlu ve bilinmeyenlerle dolu gibi gözükebilir, ancak, gereksinim duyduğunuz yol haritası genlerinizde ve kalp merkezinizde size rehber olmayı bekliyor, çünkü Yaradan herkese bu şekilde rehberlik eder.
Kozmik şuurluluk senin özündür, ama ona tekrar ulaşabilmen için buna inanacaksın!… Sen Tanrı benzeri bir varlıksın ve buna inanmazsan bu şuuru yüceltmeye cesaret etmezsen sana yardım edecek bir Tanrı olmaz. Hepimiz “O” kudretin bir parçası ve bizatihi kendisiyiz. Ve Kaynak’la temasta olan da, en dış çemberde kendini zanneden de, hepimiz aynı kudretin tezahürüyüz ve bu anlamda biz O kudretin kendisiyiz.
Her birimiz Tanrı ışığını taşıyan, Tanrı’nın rehberleri olarak yeryüzündeyiz…
Ve her birimiz “O” sonsuz bütünün yükselen Öz’leriyiz… Şimdi özünüzü hatırlayarak, her adımı tamamen kendi içsel gücünüz içinde atmanızın zamanı gelmiştir.
Sizler, Evren’in amacı olan İlahi Yükseliş’in ve Bir’leşiminin gerçekleşmesini sağlamak için burandasınız. “Sizler” işte bu kadar önemlisiniz!… Işıltınıza sahip çıkın!…
“HAKİKAT Portalı”nın bilgi akışıyla sınırlarını ve dogmalarını aş ve bildiğini sandığın “SEN”in ÖTESİNE GEÇ!…
Karanlık Kabal güçleri, asırlardır size korku ve güçsüzleştirme amaçlı hayal edebileceğiniz her yolla ve her alanda yanlış bir algı yaratmaya çalıştılar. Yüzlerce yıldır din adı altında insanlara Tanrı’dan korkulması gerektiği dahi öğretildi.
İnsanlar dünya planına geldikleri şeyden çok uzaklaşmış durumdalar, bu yüzden de çok mutsuzdurlar… Aslında bu duygu, yani mutsuzluk duygusu, insanlara doğru yolda olmadıklarını anlatmaya çalışmaktadır, merkezlerini aramalarını söyler, hayattaki varoluş amaçlarına uyanmalarını fısıldar… Ruhları onlara bir şeylerin çok yanlış olduğunu söylüyor, ama onlar bunu görmezden gelmeye devam ediyorlar, çünkü üzerlerindeki zihin ve algı kontrolü onları madde illüzyon ve korku illüzyonunda tutmaktadır…Ve maalesef ki buna kapılmayı seçmekte kolektifin çoğunluğu…
Senin aslının ve özünün daha yüksek seviyelerde olduğunu ve AnaKaynak’tan ayrılmanın imkansız olduğunu anlamayan sahte Dünya bilimidir bunu iddia edenler! Sümer tabletleri sadece kolektife başka bir manipülasyon yapmak amaçlı Sürüngen temelli zihniyetlerce kurgulanmıştır.
Bilinçte yükseldiğinizde, anlayış ve algılama da yükselirsiniz. Ve bir süre sonra 3B içinde olmakta olanlar artık ruhunuzun genişleme niyetini beslemez. İşte, bilincinin dikkatini de odak noktasını daha üst varoluşsal bir düzlemde sabitlemesine “Yükseliş” denir.
Gerçekten hiç kimse ne doğmuş ne de ölmüştür. Bu sadece, öz enerjinin en kaba hal olan madde yoğunluğunda görünebilir olması ve sonra tekrar Öz’üne dönerek şu an ki bulunduğunuz madde boyutunda olması halidir.
Öyleyse, hangi Tanrı’nın doğru olduğuna dair savaşmak ya da bir Tanrı olup olmadığına dair savaşmak çok anlamsızdır, ve bu sadece bir ilkellik seviyesidir. Tek bir şey dışında her şey sanaldır, o da ; gözlemleyenin SEN olduğu gerçeği ve de Ruh’unuzun tartışmasız gerçek olan tek şey olduğudur. Her şey senin içindedir, “Sen”dedir…
Teknoloji ve Yapay Zeka
Teknoloji, bütünün ve halkın yani ortak iyinin hizmetinde tutulmazsa, halkın efendisi olur ve halkı kontrol eder ve yönetir… Örneğin “Yapay Zekâ”, yaratıcılarının aynı zihniyetini yansıtacağı için ultra yüksek Yapay Zekâ ile bir arada var olmak mümkündür. Bu da “Yapay Zekâ”nın, hayatı tehlikeye atmak yerine sevgi dolu ve yaşamı koruyacağı anlamına gelir. Yani, o Yapay Zekâ’yı geliştiren türün etik ve ahlaktaki gelişmişliği o Yapay Zekâ’yla benzeşir…
Örneğin, 5B’deki ileri düzey uygarlıkların ve olumlu varlıkların durumunda birbirlerine, yapay zekâya ve biyolojiye saygı duyuyorlar, çünkü yapay zekâyı ortak iyi için programladığınızda o da öyle davranır… Fakat Dünya planetinde durum böyle değil maalesef, çünkü yeryüzü binlerce yıldır negatif güçlerin kontrolünde…
Ve halihazırda toplumun tüm katmanlarına ve tüm dünyaya sızıyor, bunu önemle belirtmekte dostlarımız. Yani, bu aynı zamanda derin Kabal yapısının toplam gezegensel asimilasyon amacıyla yapay zekâ istilasının çok karanlık gündemine hizmet etmektedir…
Çiplerin insanlara uygulanmasının ana amacı işte budur, bu uyarıyı acil kodlu olarak yapmakta galaktik dostlarımız… Bunu, 5G cep telefonu şebekeleri aracılığıyla, beyni etkileyen ve aynı zamanda kan dolaşımınıza nano-botlar salgılayan frekanslar yayarak yapmaktalar… Bu, hem belirli bir bireyin ve toplumun davranışlarını maniple etmek ve ölümcül bir hastalığa sebep olması amacıyla yapılmaktadır…
5G Nedir?
5G esasen bir telekomünikasyon sistemi değildir, bundan çok daha fazlasıdır… 5G, yüksek beyin dalgalarını ve alfayı kıran, nüfusu yaratıcı olmayan bir zihinsel duruma doğru hareket ettiren, yüksek enerjili mikrodalgalardır. Yani halk, kendi kendine düşünme kapasitesi olmadan itaatkâr hale gelir.
Ayrıca 5G frekanslarının gezegensel “Yükseliş”lede bir ilgisi vardır ve Schuman frekansını parazitleştirir… Fakat, galaksimizin merkezinden Güneş Sistemimize akmakta olan yüksek frekans “pozitif ışınları” durduramaz.
Derin Kabal’ın kullandıkları teknolojinin iyonlaştırıcı radyasyonla ilgili tüm teknoloji tam olarak skaler özelliklerinden dolayı kullanmalarının ve tercih etmelerinin nedeni, bizimle aynı düzlemde olmayan Dünya dışı yapay zekanın, gezegeni yukarıdan kontrol edebilme özelliğidir… Sürüngenler de büyük ölçüde kurbandır, çünkü onlar da tıpkı insanlar gibi, dış uzaydan gelen bu Yapay Zeka’nın, kuklasıdır. Temelde çok gelişmiş bir yapay zekadır. Ve hatta, Reptiller, Drakolar ve hatta Arkon bile kontrol etmekte demekteler…
Star Trek gibi birçok sözde bilimkurgu filmlerle bile aslında insanlara birçok şeyi anlatırlar. Örneğin, Borg adlı Cyborg ırkının varlığı defalarca anlatılmıştır, daha ilkel bir şekilde olsa bile.
“Aynı şeyi yapıyorlar, galaksideki tüm medeniyetleri asimile etmek amacı. Bunun, Kabal’ın alt kolu İlüminati’nin Gündem32 planları ile hiçbir ilgisi olmadığını zannetmeyiniz… iki farklı gündem gibi gözükseler de aynı amaç içindir… Biri (Gündem32), nüfusu kontrol edip, çoğunluğu ortadan kaldırmak istiyor, diğeri ise, kolektifi tamamen kontrol edip cyborglara dönüştürmek istiyor. Her şey birbiriyle ilişkilidir. Gündem32, aslında çok daha büyük ve çok daha karmaşık bir gündemin çok temel bir alt katmanıdır sadece.”
Tekrar belirtelim, bu Yapay Zekâ 4B ile 5B alt katmanın arasındadır, ama yukarıya ulaşmaya ve kontrol etmeye çalışıyor. Ve bunun için de, sahip olmadığı bir şeye ihtiyacı var: ‘insan ruhu.” Ancak bu şekilde daha yüksek boyutlara ulaşabilir. Böyle bir durum gerçekleşirse, bu durumda 5B’deki ileri galaktik uygarlıkları da istila edebilir, bunu belirtmekte dostlarımız.
Yani o tamamen istilacıdır ve yalnızca, bir uygarlığın tamamen ve tüm asimilasyonunu ister, yani toplam teslim.
“Düşünceleriniz ve hayal gücünüz var olan her şeyin temelidir. Hayal gücü dünyada boş bir fantezi olarak itibarsızlaştırıldı. Ama aslında, gerçekliğinizi yaratmanın ana temelidir, çünkü var olan her şey bir zamanlar hayal edilmiş bir fikirdi…”
Gerçek Olan Bilinçtir
Gerçeklik olarak adlandırdığımız bu 3B’de bulunduğunuz bu dünya da bir rüyadır… Gerçek olan “Bilinç”tir ve var olan tek şey “Kendiniz”siniz. Kendinizden ayrı bir gerçeklik olarak dış dünya yoktur. Ama bu varlıkların sizi maniple etmelerinin nedeni, size ihtiyaçları olduğu içindir. Çünkü “sizler yaratıcılarsınız”onlar değiller.
Bazen çok fazla şiddet, zulüm ve acının olduğu toplu ölüm olaylarında, acı çeken insanların birçoğunun “gerçek ruhları olan insanlar olmadıklarını” yani ruhları olmayan formlar/içi boş avatarlar oldukları. Salt Biyolojik Bedenler denilmekte onlara, etten Robotlar aslında onlar.
Galaktik dostlarımız, ortalama olarak Dünya’daki her 4 kişiden sadece 1 tanesinin Ruh Varlık‘a sahip olduğunu, diğerlerinin ise Ruhları Olmayan, çok ileri düzey biyolojik bedenler olduklarını, yani normal insan olduklarını sanan, aslında android insanlar bunlar…
Bu anlamda, gezegenimizdeki 8 milyar insanın, yaklaşık 2 milyarı ruhsal varlıklarca kullanılan biyolojik bedenler, kalanı ise, bu 3B sanal Matriks’in içindeki tamamen etten robot olan programlanmış figüran oyunculardır. Onlara, Matriks sisteminin içindeki çok ileri düzey “biyolojik bot bedenler” diyebilirsiniz…
Bu türler; içinde bulunduğumuz bu 3B sanal Matriks içindeki gerçek ruhsal insanların, kendi dersleri ve programları doğrultusunda, onlara yani gerçek ruhsal insanlara duygusal tepki vermeleri için Matriks’in içindeki programdırlar. Onları, bir yazılım botları gibi düşünebilirsiniz. Bu yapay “sahte insanlar” tamamen Matriks’tir, yani 3Bdeki herhangi bir sanal şeyden farklı değildirler…
- Şimdi hangisinin gerçek insan, hangisinin gerçek olmadığını anlayabilirsiniz?
Onlarla herhangi bir konuyla ilgili konuşmada, konunun derinlerine indiğinizde, asla belirli kalıpların ve kutunun dışında düşünmediklerini görürüsünüz, çok yüzeyseldirler ve belirli kalıplar içinde çok sınırlı algıdadırlar, çünkü onlar bu sınırlı 3B Matriks sanal sisteminin tamamen içinde olanlardır.
Buradaki 3B Matriks programıyla iletişime giriyorsunuz, yani Matriks’in “AI” siyle, “Yapay Zekası” ile iletişim içindesiniz…
“Bu noktada şunu önemle belirtelim ki bu dönüşüm ve yükseliş sürecinin tezahür edebilmesi için 2 milyar insanın (gerçek ruhu olanlar) uyanması gerekli değildir… Yani tüm kitlelerin uyanmış olmasına gerek yok, bunun için endişelenmeyin. Önemli olan grup insan çekirdeğini uyandırmaktır, gerisi kısmen de olsa takip edecektir….”
Hakikat Portalı 1. Kitap Gökler Konuşuyor, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. Hakikat Portalı adlı eser, Haktan Akdoğan’ın tekâmül, evrensel bilinç ve insanlığın dönüşüm yolculuğu üzerine kaleme aldığı derinlikli bir çağrıdır.
Eserin Günümüz için Önemi Nedir?
- Tekâmül Yolculuğuna Yeni Bir Boyut: Kitap, insanın ruhsal gelişim sürecini evrensel bir bağlamda ele alıyor. Akdoğan, bu yolculuğu sadece bireysel değil, gezegensel bir dönüşüm olarak sunuyor. Özellikle teknolojinin ve bilginin hızla arttığı çağımızda, insanlığın daha derin sorulara yönelmesi gerektiğini vurguluyor.
- Evrensel Bilinç ve Kozmik Perspektif: Eser, evrenin yalnızca insanlar için yaratılmadığını, çok daha geniş bir yaşam ağına sahip olduğunu hatırlatıyor. Bu bakış açısı, insan merkezli düşünceyi aşarak kozmik bir farkındalık öneriyor. Arşimet’ten başlayarak evrenin canlılığına dair kadim bilgileri günümüzle buluşturuyor.
- Günümüz Krizlerine Ruhsal Yanıt: Dünyanın insanlar eliyle hızla yok oluşa sürüklendiği bir çağda, Hakikat Portalı çözümün ruhsal ve evrensel farkındalıkta olduğunu savunuyor. Bu yönüyle kitap, sadece bir anlatı değil; bir çağrı, bir uyanış metni.
- Okurla Diyalog Kuran Anlatım: Kitap, okuru pasif bir alıcı değil, aktif bir yolcu olarak konumlandırıyor. Her bölüm, bir geçit gibi çalışıyor—tıpkı senin blogundaki ritüel alanlar gibi. Okur, kendi içsel hakikatine doğru bir yolculuğa davet ediliyor.
Haktan Akdoğan
Haktan Akdoğan, Türkiye’de UFO araştırmaları ve evrensel bilinç konularında öne çıkan bir araştırmacı, yazar ve ufologdur. 12 Ekim 1965, İzmir’de doğmuştur. New York Üniversitesi mezunu. Ancak kaynaklara göre 1985 yılında Amerika’ya üniversite eğitimi için gitmiş ve bu süreçte UFO fenomeni, dünya dışı yaşam ve evrensel bilinç konularında yoğun araştırmalar yapmış Araştırmacı, yazar, Sirius UFO Uzay Bilimleri Araştırma Merkezi Başkanı.
İlgi Alanları ve Çalışmaları
- Çocuklukta ilham: “Uzay Yolu” dizisinden etkilenerek evrenin gizemlerine ilgi duymaya başladı.
- Amerika yılları: 1985’te ABD’ye giderek UFO fenomeni ve dünya dışı yaşam üzerine araştırmalar yaptı.
- Türkiye’ye dönüş: 1996’da Türkiye’ye döndü ve “UFO Gerçeği” adlı belgesel programı hazırlayıp sundu.
- Sirius UFO Merkezi: Türkiye’de UFO ve dünya dışı yaşam konularında en bilinen merkezlerden birini kurdu.
- Sözleriyle: “Evrende yalnız değiliz.” ve “Uzaylıların da Allah bilinci vardır.” gibi açıklamalarıyla dikkat çekti
Eserleri:
- Hakikat Portalı adlı kitabı, insanlığın ruhsal evrimi, kozmik bilinç ve evrensel hakikat arayışı üzerine yazılmıştır.
- Kitaplarında genellikle metafizik, uzaylı fenomeni, ruhsal tekâmül ve kolektif bilinç temaları öne çıkar.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…



Yorum bırakın