Öldükten sonra naaşını kim yıkayacak, Baki?
Hayatta çok az deneyim annelerimize duyduğumuz hisler kadar derindir…
Bu hislerin bazılarının kökleri öylesine derinlerdedir ki, konuşma öncesi deneyimin karanlık boşluklarında kaybolup gitmişlerdir. Dört bir yana uzanan dalları vardır bu hislerin. Bu dalların bazıları muhteşem, ışıl ışıl anlar içerirler; diğer bazılarıysa kırılmıştır ve bizler bunların sivri ve tırtıklı uçlarına takılıp kalmışızdır. Anne konusu basit bir konu değildir.
Hem kültürel hem de psikolojik düzeyde, annelerimizle ilgili hislerimiz genellikle istikrarsız ve karmaşıktır.
Bizi biz yapan annedir… Nasıl bir insan olduğumuz, kendimizi nasıl gördüğümüz, özgüvenimize dair algımız ve ilişkilerimiz konusundaki bilinçaltı inançlarımız. Tüm bunlar annemizin güçlü etkisi altındadır.
Kaç yaşında olursak olalım, annemizin yokluğu hepimizde duygusal bir boşluk yaratır.
Peki, annenizin ölümü sizi nasıl hissettirirdi? Ya da kendi ölümünüzle karşılaşmak?
Mesleği gassallık olan Baki her gün ölümle karşı karşıyadır. Yalnızlığını ve yalnızlığın getirdiği duyguların sorgulandığı “Gassal” dizisinin baş rolü Ahmet Kural. Oyunculuğuyla hepimizin hayatına dokunurken; yaşamlarımızda Baki’nin izlerini sürüyoruz. Ayrıca her karede Ferdi Tayfur’un eşsiz şarkıları bizlere eşlik ediyor.
Gerçek hayattan uyarlanan Gassal psikolojik komedi türünde. İzlerken özünüze ulaşmanız dileğiyle.
Dizinin yönetmen koltuğunda Selçuk Aydemir oturuyor. Senaryo ise Sümeyye Karaarslan’a ait. Görüntü yönetmenliğini Türksoy Gölebeyi, müziklerini ise Gürkan Çakıcı üstlenmiş.
Bazen insanı sadece annesi sevmez, Baki.
Baki’nin Yalnızlığı – Ölümle Yaşamak
Dizinin ikinci sezonunda kadroya katılan Hande Soral, Nazan Kesal, Serhat Kılıç ve Ercan Kesal gibi isimler de anlatının katmanlarını derinleştiriyor. Her biri, Baki’nin içsel yolculuğuna farklı bir ayna tutuyor.
İkinci sezonda Baki artık sadece ölüleri değil, yaşayanların sessizliğini de yıkamaya başlıyor. Her cenazenin ardından eve dönerken taşıdığı yük, bu sezonda daha görünür.
Baki yıllarca başkalarının ölü bedenlerini yıkarken, aslında kendi geçmişine dair sorularla baş başa kalıyordu. “Ölüyü yıkamanın en zor yanı, bazen onun seni bir zamanlar terk eden kişi olmasıdır.
Kadın gassal karakteri, yalnızca Baki’nin karşısına çıkan biri değil; onun içinde yıllardır büyüyen ama susturulan “anlaşılma, sevilme ve gerçek bir bağ kurma” arzusunun bir yansıması. İşte bu noktada ikinci sezon, bir yalnızlık anlatısından çıkıp insan olmanın özüne dokunan bir şefkat öyküsüne dönüşüyor.
Kadın Gassal’ın Gelişi – Sessizliğe Ortak Olan Kadın
Elif, kadın gassal yalnızca ölüleri yıkayan biri değil; geçmişin suskunluğunu, annesinin gölgesini ve sevilmeye dair tüm korkularını da yanında taşıyan bir kadın. Baki’nin sessizliğine sessizlikle yaklaşan, onunla aynı suya girmeye cesaret eden tek kişi.
Anneyle Yüzleşme – İçsel Veda
Bir anne evladını sürekli aşağılıyorsa, evlat yaşamda yön bulamaz. Yön bulamayan biri, sevildiğine de inanamaz. Çünkü kendini sevemeyen… kimseyi sevemez.
Yıllarca kafasında taşıdığı, susarak içini kemiren o sesi… suya eğilirken geride bıraktı.
Kadın için havuz, sadece Baki ile bir araya gelme değil, annesinden vedayla özgürleşme alanı hâline gelir
Aynı Suya Girenler
Birbirini anlamaya cesaret eden herkes, aslında bir havuza gönüllü olarak girer.
Kadın kendi geçmişine veda ederek, ilk kez bir başkası tarafından sevildiğini hisseder. Ve o cümle dökülür dudaklarından:
Ve belki de sonunda, sadece aynı suya girmeye razı olanlar, birbirini gerçekten anlayabilir.
Sevgiyle iyi seyirler…


Yorum bırakın