“Yargı bir serbest atış gibidir; aynısını tekrarlamak için ne kadar çabalarsak çabalayalım, hiçbir zaman aynısı olmaz…”

Daniel Kahneman

Merhaba,

Neden aynı koşullarda farklı kararlar alıyoruz? Kararlarımızdaki gizli sapmalar nasıl meydana geliyor?

Daniel Kahneman’ın Gürültü kitabı, insan yargısının tutarsız doğasına ışık tutarak bu sorular üzerinde düşünmemizi sağlıyor.

Kahneman’a göre, bir karar sadece bilgiye dayanmaz; karar vericinin ruh hâli, bulunduğu ortam ve önceki deneyimlerinin de etkisi büyüktür. Bu yüzden yargı, sezgi ve analiz dengesi olmaktan ziyade, çoğunlukla bir gürültü karmaşasıdır.

Gürültü Nedir? Sessizce Kararları Saptıran Etki

Gürültü, aynı koşullarda farklı kararların alınmasına yol açan rastlantısal tutarsızlık olarak tanımlanır. Kahneman bunu üç temel biçimde açıklar:

  • Seviye Gürültüsü: Farklı kişilerin aynı olaya farklı tepkiler vermesi.
  • Kalıp Gürültüsü: Aynı kişinin farklı zamanlarda aynı duruma farklı yanıtlar vermesi.
  • Durum Gürültüsü: O anki dışsal koşulların (hava, saat, yorgunluk) karar üzerindeki etkisi.

“Nerede insan yargısı varsa, orada gürültü de vardır.” — Daniel Kahneman

Kararların Psikolojik Temelleri

Kararlarımız gerçekten bizim mi, yoksa ruh hâlimiz, duygularımız ve geçmişimiz tarafından şekillendirilen sessiz yankılar mı?

Kahneman, kararlarımızın ardındaki psikolojik gürültüleri haritalayan bir düşünür olarak öne çıkıyor.

Daniel Kahneman’ın Gürültü: İnsan Yargısında Hata kitabı, insan zihninin tutarsızlığını ve çevresel etkilerden nasıl etkilendiğini vurgulayan bir yapıt olarak öne çıkıyor. Kararlarımız sadece mantıksal verilere değil, aynı zamanda ruh hâlimize, duygusal dengemize ve kültürel kodlarımıza da bağlıdır.

Psikoloji Temelli Yaklaşım

  • Kahneman, bilişsel psikoloji ve davranışsal ekonomi alanlarında uzun yıllardır araştırmalar yapmış bir bilim insanıdır.
  • Kitapta insan yargısındaki sapmaları açıklarken şu psikolojik faktörlere dikkat çeker:
    • Ruh hâli
    • Duygusal dalgalanmalar
    • Geçmiş deneyimler
    • Zihinsel çapa ve referans etkisi
    • Toplumsal bağlam

Gürültü Türlerinin Psikolojik Boyutu

Gürültü TürüPsikolojik Kaynaklar
Seviye GürültüsüKişilik, değerler, algı biçimi
Kalıp GürültüsüZamanla değişen duygusal ve fiziksel durumlar
Durum GürültüsüÇevresel etkiler (saat, hava, açlık, stres vs.)

Kahneman’ın yaklaşımı, “Hızlı ve Yavaş Düşünme” kitabındaki Sistem 1 ve Sistem 2 modelinin bir uzantısıdır. Bu kitap, psikolojik karar süreçlerinin detaylı bir analizini sunmaktadır.

Kararlarımız yalnızca dış dünyaya değil, içsel dalgalanmalara da bağlıdır. İşte Kahneman’ın psikoloji temelli yaklaşımı, bu içsel etkileri görünür kılmak için güçlü bir çerçeve sunar…

Psikolojimiz Kararları Nasıl Etkiliyor?

Karar verme süreçleri yalnızca mantık süzgecinden geçmez—duygular, geçmiş deneyimler ve kültürel kodlar kararın akışını belirler. Aynı kişi sabah daha cesur, akşam daha temkinli olabilir. Peki o zaman, biz mi karar veriyoruz, yoksa o anki biz mi?

Referanslar mı Karar Veriyor, Biz mi?

Hızlı kararlar çoğu zaman zihnimizde sabitlenmiş eski referanslara dayanır. Daha önce karşılaştığımız bir duruma benzeyen bir örnek, yeni kararı yönlendirebilir. Bu, kararın objektifliğini değil, alışkanlığın izini taşır.

“Hafızamızda bir kere yer etmiş olan bir çapa, kararı fark ettirmeden şekillendirir.” — Daniel Kahneman

Kararlarımızı etkileyen referanslar yalnızca bireysel değildir; kimi zaman bir yargı sürecinde, toplumun geçmiş algıları da kararın gövdesini şekillendirir…

Yargı Süreçlerinde Gürültü: Kararın Sessiz Sapmaları

Gürültü kitabı, hukuk sistemini insan yargısının en kritik sınav alanı olarak ele alır. Çünkü bir hâkimin verdiği karar, yalnızca bireyin değil, toplumun adalet algısını da şekillendirir. Ancak Kahneman ve arkadaşları, aynı suç için farklı hâkimlerin farklı cezalar verebildiğini; hatta aynı hâkimin bile farklı günlerde, farklı ruh hâliyle farklı kararlar alabildiğini gösteriyor.

Bu tutarsızlıklar, yalnızca teknik bir hata değil; gürültünün ta kendisidir.

Günümüz Yargılarına Atıf

Bugün bazı davalarda, kararın yalnızca delillere değil, geçmiş söylemlere, sosyal algıya ve hatta kişinin önceki görevlerine dayandırıldığını gözlemliyoruz. Bu durum, kararın “bugün”e değil, “dünün yankısına” yaslandığını düşündürüyor.

Bir yargı kararı, bugünün bir ürünü mü yoksa geçmişin bir yankısı mı daha çok?

Bu soru, yalnızca bir kişiye değil, tüm hukuk sistemine yöneltilmiş bir çağrıdır. Çünkü adalet, yalnızca doğruyu bulmak değil; kararın nasıl verildiğini de sorgulamak demektir.

Gürültüye Karşı Hukuki Farkındalık

Kahneman’ın önerdiği “karar hijyeni” ilkeleri, yargı süreçlerinde de uygulanabilir:

  • Kararları bağımsızlaştırmak
  • Ön yargı ve referans etkilerini filtrelemek
  • Değerlendirme süreçlerini standartlaştırmak

Sezgi: Güçlü Ama Gürültüye Açık

Sezgi hızlıdır ama değişkendir. Kahneman sezgiyi dışlamaz; onu fark ederek ve sorgulayarak kullanmamızı önerir. Analitik düşünceyle birleşmeyen sezgi, karar kalitesini düşürebilir. Örneğin: Sabah aceleyle alınmış bir kararın, aynı akşam bambaşka düşünülmesi…

Karar Hijyeni: Gürültüyü Azaltmak Mümkün mü?

Kahneman “karar hijyeni” kavramıyla daha tutarlı kararlar için öneriler sunar:

  • Kararları aşamalara ayırmak
  • Ön yargılardan arınmak
  • Algoritmalardan destek almak
  • Bağımsız değerlendirme yapmak

Bu yöntemler, kararlarımızı daha bilinçli hale getirir ama içimizdeki gürültüyü tamamen susturmaz.

Son Söz: Sorularla Hakikate Ulaşmak

Bu yazı, cevaplardan ziyade sorularla derinleşti. Çünkü anlamı keşfetmek için güçlü sorular sormak önemlidir. Amacımız yargılamak değil; insan zihninin karmaşıklığını ve kararların doğasını birlikte anlamaya çalışmaktır.

Doğru sorular, hakikatin sesini duymayı sağlarken zihnin gürültüsünü dindirir.

Yazarın Notu

Tüm bu zihinsel karmaşanın içinde, gerçek farkındalık nedir?

Bu metni ve soruları hazırlarken kendi içime dönüp şu soruyu sordum: Kendimin farkında değilsem, başka neyin farkında olabilirim… Kahneman’ın kitapları bana sadece bilgi vermekle kalmadı; aynaya bakma cesaretini de verdi.

Gürültü: İnsan Yargısında Hata, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. Gürültü: İnsan Yargısında Hata, günümüz dünyasında karar verme süreçlerinin kırılganlığını ve değişkenliğini gözler önüne sererek, bireyler ve kurumlar için karar kalitesini artırmaya yönelik bir çağrı yapıyor. Bu nedenle, kitabın önemi sadece akademik düzeyle sınırlı değil; toplumsal, etik ve stratejik düzeyde de büyük bir değer taşıyor.

Günümüz İçin Neden Bu Kadar Kritik?

  • Kararların çoğaldığı bir çağdayız: Gerek bireysel gerek kurumsal düzeyde her gün onlarca karar alıyoruz. Bu kararlar sağlık, hukuk, ekonomi, eğitim gibi hayati alanları etkiliyor.
  • Tutarsızlıklar görünmez ama etkili: Aynı durumda farklı kararlar alınması, çoğu zaman fark edilmiyor ama sonuçları ciddi olabiliyor. Kitap, bu görünmez sapmaları “gürültü” olarak tanımlıyor.
  • Algoritmalar ve yapay zekâ çağında insan yargısı sorgulanıyor: Kahneman, insan yargısının ne kadar değişken olduğunu göstererek, neden bazı süreçlerin standartlaştırılması gerektiğini savunuyor.
  • Kurumsal sorumluluk artıyor: Sigorta şirketlerinden mahkemelere, hastanelerden işe alım süreçlerine kadar birçok kurum, kararlarının tutarlılığıyla hesap vermek zorunda. Kitap, bu alanlarda gürültünün nasıl azaltılabileceğini gösteriyor2.

Kitabın Güncel Mesajı

“Hepimiz düşündüğümüzden daha fazla kötü kararlar veririz.” — Daniel Kahneman

Bu cümle, günümüz insanının kararlarına fazla güvenme eğilimini sorguluyor. Kitap, bireyleri ve kurumları daha bilinçli, daha sistematik ve daha adil kararlar almaya davet ediyor.

Daniel Kahneman

Zihnin sınırlarını haritalayan düşünür.

1934’te Tel Aviv’de doğan Daniel Kahneman, çocukluğunu Nazi işgali altındaki Paris’te geçirdi. Bu travmatik deneyim, insan davranışına olan ilgisini derinleştirdi. Kudüs İbrani Üniversitesi’nde psikoloji ve matematik eğitimi aldıktan sonra, Kaliforniya Üniversitesi’nde doktorasını tamamladı.

Kahneman, Amos Tversky ile birlikte geliştirdiği Beklenti Teorisi ile ekonomi dünyasına psikolojiyi sokan ilk isimlerden biri oldu. İnsanların riskli durumlarda nasıl irrasyonel kararlar verdiklerini göstererek, klasik ekonomi anlayışını kökten sarstı.

2002’de Nobel Ekonomi Ödülü’nü kazandı—ekonomist olmadan! 2011’de yayımladığı Hızlı ve Yavaş Düşünme kitabı, zihnin iki sistemli işleyişini anlatan bir başyapıt oldu. 2024’te aramızdan ayrılan Kahneman, ardında sadece kitaplar değil, insan zihnine dair yeni bir bakış bıraktı.

Olivier Sibony

Stratejik düşünmenin davranışsal mimarı.

1967’de Paris’te doğan Sibony, HEC Paris’ten mezun olduktan sonra 25 yıl boyunca McKinsey & Company’de strateji danışmanı olarak çalıştı. Bu süreçte, karar alma süreçlerindeki bilişsel hataları gözlemleyerek “Davranışsal Strateji” alanının öncülerinden biri oldu.

Akademik kariyerine HEC Paris’te profesör olarak devam eden Sibony, Oxford Üniversitesi Saïd Business School’da da dersler verdi. Karar kalitesini artırmak için geliştirdiği yöntemler, hem akademik hem kurumsal dünyada ses getirdi.

You’re About to Make a Terrible Mistake! ve Noise gibi kitaplarıyla, stratejik kararların görünmeyen sapmalarını ortaya koydu. Fransız Légion d’Honneur nişanına layık görülen Sibony, günümüzde karar mimarisinin en etkili düşünürlerinden biri.

Cass R. Sunstein

Hukukun davranışsal sesi.

1954’te Massachusetts’te doğan Sunstein, Harvard Üniversitesi’nde hukuk eğitimi aldı. ABD Yüksek Mahkemesi’nde Thurgood Marshall’a hukuk danışmanlığı yaptıktan sonra, Chicago Üniversitesi’nde profesör oldu.

2009–2012 yılları arasında Obama yönetiminde Beyaz Saray Bilgi ve Düzenleme İşleri Bürosu’nun başında görev aldı. Hukuk, kamu politikası ve davranışsal ekonomi alanlarını birleştiren çalışmalarıyla tanındı.

Richard Thaler ile birlikte yazdığı Nudge kitabı, “dürtme teorisi”ni dünyaya tanıttı. Sunstein, bireylerin kararlarını daha iyi hale getirmek için devletin nasıl davranması gerektiğini sorgulayan bir hukuk filozofu.

Harvard’da hâlen aktif olan Sunstein, yüzlerce makale ve onlarca kitapla, hukukun sadece normlar değil, davranışlar üzerine de inşa edilmesi gerektiğini savunuyor.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgiyle okuyunuz…

Yorum bırakın

İnsan, her şeyi sahiplenme arzusundayken, varoluşun gerçek amacını çoğu zaman unutuyor. Şuurun altın damarına ulaşmanın farkında değil. Fiziksel dünyanın keşfi ilerledi ama insanın “kendini bilme yolculuğu” geri kaldı. Devasa binalar, yollar ve şehirler yükselirken; insanın iç dünyası hâlâ bilinmezliklerle dolu. Bilim, insanın özünü ve aklın ötesindekini henüz çözemedi.

Kendi değerimizi bilmemek, çağımızın en büyük açmazlarından biridir. Bu çağ, ilahi değerin açığa çıktığı dönem olmalı.

Kendini Bilmek İçin Kitap sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin