“Düşünceyle değil, duyguyla yaratırız. Sahip olduklarımızı hissederek elde ederiz.”
— Lynn Grabhorn
Merhaba,
Bu cümle, Grabhorn’un yaklaşımını özlü biçimde özetler: sadece ne düşündüğümüz değil, nasıl hissettiğimiz belirleyicidir. Çünkü evren, zihinsel niyetten çok duygusal titreşime yanıt verir.
Bilinç Haritası’nı dikkate almadan Çekim Yasası egzersizlerine başlamak, bir nevi haritasız yola çıkmak gibi olur. Çünkü bu yasaların etkili çalışabilmesi için kişinin hangi bilinç düzeyinde titreştiğini bilmesi, o düzeyin getirdiği düşünce kalıplarını ve duygusal frekansları fark etmesi gerekir.
Bilinç Haritası Nedir?
Dr. David R. Hawkins tarafından geliştirilen “Bilinç Haritası“, insan duygularını ve bilinç düzeylerini 0 ile 1000 arasında bir skalada sıralar. Her düzeyin kendine özgü bir enerji frekansı vardır.
- Utanç: Frekans ⟶ 20 Etki Alanı ⟶ Kendini sabote etme
- Korku: Frekans ⟶ 100 Etki Alanı ⟶ Kaçınma, direnç
- Cesaret: Frekans ⟶ 200 Etki Alanı ⟶ Dönüşümün eşiği
- Sevgi: Frekans ⟶ 500 Etki Alanı ⟶ Yaratıcı güç, şifa
- Aydınlanma: Frekans ⟶ 700+ Etki Alanı ⟶ Evrensel bilinç
➤Bu harita, kişinin hangi düzeyde olduğunu fark etmesini sağlar. Örneğin, kişi “yetersizlik” duygusuyla 100’lü seviyelerde titreşiyorsa, “bolluk” gibi yüksek frekanslı bir niyeti çekmesi zordur. Çünkü evrene yayılan enerji uyumsuz olur.
➤Eğer kişi suçluluk, korku veya öfke gibi düşük frekanslarda titreşiyorsa, olumlama ya da görselleştirme gibi teknikler yüzeyde kalabilir. Çünkü bu teknikler yüksek frekanslı alanlarda etkili olur. Bu nedenle önce duygusal temizlik ve bilinç yükseltme gerekir.
Çekim Yasası’nı gerçekten uygulayabilmek için önce kendi bilinç düzeyimizi tanımamız gerekir. David R. Hawkins’in “Açıklamalı Bilinç Haritası” adlı kitabı, bu içsel keşif için güçlü bir rehber sunuyor. Duyguların enerjisini anlamak, yaşamın enerjisini dönüştürmekle başlar.
Lynn Grabhorn Egzersizleri Bu Haritayla Nasıl İlişkilenir?
Grabhorn, duyguların titreşimini merkeze alır. Bu nedenle onun egzersizleri, kişinin mevcut duygusal düzeyini fark etmesini ve onu yükseltmesini hedefler. Bilinç Haritası burada doğrudan bir araç gibi kullanılabilir.
Neden Bilinç Haritası Önce Gelmeli?
- Kendi frekansını tanımak, hangi egzersizin işe yarayacağını belirler.
- Duygusal temizlik yapmadan yüksek frekanslı niyetler tutmak, içsel direnç yaratır.
- Gerçekçi hedefler belirlemek için kişinin bulunduğu düzeyi bilmesi gerekir.
Çekim Yasası (Sır), 12 Bölüm Bize Ne Anlatıyor?
Lynn Grabhorn’un “Çekim Yasası (Sır)” adlı kitabı, yaşamımızı yöneten görünmez bir gücü—duygularımızın titreşimini—anlamamıza yardımcı olmak için yazılmıştır. Kitabın 12 bölümü, bu gücün nasıl çalıştığını adım adım açıklarken, aynı zamanda okuyucuyu içsel bir dönüşüm yolculuğuna davet eder.
Her bölüm, çekim yasasının farklı bir yönünü ele alır: karmaşanın kaynağını sorgulamak, duyguların yaratım gücünü fark etmek, içsel dirençleri tanımak ve dönüştürmek, günlük yaşamda bilinçli seçimler yapmak… Tüm bu başlıklar, okuyucunun kendi enerjisini tanımasına ve bilinçli bir yaşam yaratmasına hizmet eder.
Bu kitap, sadece “nasıl isterim?” sorusuna değil, “neden istemediğim şeyleri yaşıyorum?” sorusuna da yanıt verir. Duyguların frekansını yükseltmek, düşünceleri hizalamak ve evrenle uyumlu bir titreşim yaratmak için pratik öneriler sunar.
Sonuç olarak, bu 12 bölüm bir teknik öğretmiyor—bir yaşam biçimi sunuyor. Duygularla yaratımın gücünü fark eden herkes için, bu kitap bir rehber değil, bir uyanış çağrısıdır.
Duyguların Farkındalığı = Aydınlanmanın Kapısı
- Farkındalık, duyguların otomatik tepkiler olmaktan çıkıp bilinçli seçimlere dönüşmesini sağlar.
- Duygular, sadece geçici içsel tepkiler değil; aynı zamanda enerji frekanslarıdır.
- Bu frekanslar, yaşam deneyimimizi şekillendirir. Ne hissediyorsak, onu yaratırız.
- Duygularımızı bastırmak yerine onları gözlemlemek ve anlamak, içsel dönüşümün ilk adımıdır.
Zihin Yapısı Değişir mi? Evet, Yüzleşmeyle
- Zihinsel dönüşüm, duygusal farkındalıkla başlar; çünkü düşünceler duyguların izinden gider.
- Zihnimiz, geçmiş deneyimlerin, inançların ve duygusal kalıpların bir toplamıdır.
- Değişimi sağlayan şeylerle yüzleştiğimizde, bu kalıpları sorgularız: “Gerçekten böyle mi düşünmeliyim?”
- Bu sorgulama, nörolojik düzeyde bile yeni bağlantılar oluşturur. Yani zihin yapısı fiziksel olarak da değişir.
Duygu → Farkındalık → Yüzleşme → Zihin Dönüşümü: Bu döngü, hem kişisel gelişimin hem de spiritüel uyanışın temelidir. Lynn Grabhorn’un yaklaşımı da tam olarak bunu destekler: “Duyguların farkına var, onları değiştir, hayatın değişsin.”
En Çok Negatif Titreşim Yaratan Sözcük “Para”
Bu ifade, Lynn Grabhorn’un “Çekim Yasası (Sır)“ kitabında oldukça çarpıcı bir şekilde ele alınır. “Para” kelimesi, birçok insan için sadece bir nesne değil; aynı zamanda korku, eksiklik, endişe ve yetersizlik gibi düşük frekanslı duygularla yüklü bir semboldür. İşte bu yüzden “para” kelimesi, en çok negatif titreşim yaratan sözcüklerden biri olarak tanımlanır.
Neden “Para” Negatif Titreşim Yaratır?
- Eksiklik bilinci: “Param yok” düşüncesi, yoksunluk hissiyle düşük frekans yayar.
- Korku ve kaygı: Gelecekteki maddi belirsizlikler, zihni sürekli savunmada tutar.
- Suçluluk ve utanç: Para kazanma ya da harcama biçimleriyle ilgili içsel çatışmalar oluşabilir.
- Kıyaslama ve yetersizlik: Başkalarının maddi durumu ile kendini kıyaslamak, değersizlik hissini tetikler.
Grabhorn’a göre, bu kelimeyi düşündüğümüzde ya da kullandığımızda hangi duyguyla eşleştiğimiz çok önemlidir. Eğer “para” kelimesi sende stres, korku veya hayal kırıklığı uyandırıyorsa, bu titreşim evrene yayılır ve benzer deneyimleri geri çeker.
Oysa para da her şey gibi enerjiden başka bir şey değildir. Ve parayı çekmek de, her şey gibi, enerji akışı sürecinden başka bir şey değildir.
Para, frekansınla hizalandığında görünür olur. Onu çekmek değil, onunla uyumlanmak gerekir. Çünkü gerçek bolluk, takdirin titreşiminden doğar. — Lynn Grabhorn
Dönüştürmek Mümkün mü?
Evet, kesinlikle mümkün. Grabhorn’un önerdiği gibi:
- “Para” kelimesini bolluk, özgürlük, kolaylık gibi yüksek frekanslı duygularla eşleştirmek gerekir.
- Para hakkında konuşurken ve düşünürken iyi hissettiren ifadeler kullanmak önemlidir.
- “Para bana kolaylıkla ve neşeyle gelir” gibi olumlamalar, duygusal frekansı yükseltir.
Yeni Bir Senaryo
Artık yeni bir senaryo yazmanın zamanı geldi… Ebette senaryo yazmak maddi şeyler için geçerli değildir. Yeni bir iş veya gelişmiş bir ilişkiden istediğiniz her hangi bir şeye kadar her konuda yazabilirsiniz. Koşullara tepki vermezsiniz; bu koşulları tutkuyla siz yaratırsınız…
Eğer hayatınızda gerçek bir değişiklik olmasını istiyorsanız, etrafınıza daha fazla enerji yaymalı, işlerin yolunda gitmesini sağlamak için olumlu enerji akışınızın artmasını sağlamalısınız. Yolunu yapmak yeni bir senaryo yazmak gibidir.
Yolunu yapmak, olumlu enerjiyi önceden yaymak ve istediklerinize bağlı olarak frekansınızı artırmaktır. Unutmayın! önemli olan para değil; enerjinizi nasıl yaydığınızdır…
Rezonans Kanunu – İçerik Analizi
“Rezonans Kanunu” üzerine Pierre Franckh’ın yaklaşımı, kişisel gelişim literatüründe oldukça popüler olsa da, daha yüzeysel bir anlatım çizgisine sahip. Eseri hem içerik hem de bağlamsal düzeyde birlikte analiz edelim.
Pierre Franckh’ın kitabı, evrendeki her şeyin enerji frekanslarından oluştuğu fikriyle başlar. Temel savı şudur:
“Düşüncelerimiz, duygularımız ve inançlarımız belirli frekanslarda titreşir; bu titreşimler benzer frekansları hayatımıza çeker.” — Pierre Franckh
Kitapta şu temalar öne çıkar:
- Olumlamaların gücü: Olumlu cümlelerin tekrar edilmesiyle frekans yükseltme.
- Kalbin elektromanyetik alanı: Beyinden 5000 kat daha güçlü olduğu vurgulanır.
- İsteklerin gerçekleşmesi için duygusal inanç: Sadece düşünmek değil, kalpten inanmak gerekir.
- Rezonans alanı oluşturma: Duygularla desteklenen düşünceler, güçlü bir çekim alanı yaratır.
Yüzeysellik Eleştirisi – Neden Derinlik Eksik?
Yüzeysellik, şu noktalarda kendini gösteriyor:
- Kavramsal derinlik eksikliği: Kuantum düşünceye ve bilinç düzeylerine dair daha derin felsefi ya da bilimsel açıklamalar sunulmuyor.
- İçsel dirence dair yüzeysel yaklaşım: “İsteklerini düşün, olumla, hissederek çek” formülü, insanın gölge yönü, travmaları, bilinçaltı blokajları gibi derin katmanları göz ardı ediyor.
- Duayenlerin izinden uzaklık: Carl Jung, David R. Hawkins, Joseph Campbell gibi isimlerin sunduğu dönüşüm haritalarıyla kıyaslandığında, Franckh’ın yaklaşımı daha pratik ama daha az dönüştürücü.
Bugün Yeni Bir Şey Söylemek Gerekli mi?
Kesinlikle evet. Çünkü:
- Zihin değil, bilinç çağındayız. Artık sadece “pozitif düşün” demek yetmiyor; “bilinçli fark et, dönüştür, hizalan” demek gerekiyor.
- İnsan karmaşık bir sistem. Duygu, beden, zihin ve ruh bir bütün. Yeni söylemler bu bütünlüğü kapsamalı.
- Kolektif dönüşüm çağındayız. Bireysel çekim yasası değil, kolektif rezonans alanları konuşulmalı.
Lynn Grabhorn’un “Çekim Yasası” Yaklaşımı
Pierre Franckh’ın rezonans anlatımı daha yüzeysel bir çizgide ilerlerken, Lynn Grabhorn’un yaklaşımı hem daha derin hem de duygusal temelli bir yaratım felsefesi sunar. Onun bakış açısını şu dört temel başlıkta özetleyebiliriz:
- Duygu merkezli: Grabhorn’a göre düşünceler değil, duygular yaratım gücüne sahiptir. “Düşünceyle değil duyguyla yaratırız” sözü onun felsefesini özetler.
- Negatif enerjiye dikkat: Bir şeye “ihtiyaç duymak” negatif enerji yayar; oysa heyecan duymak pozitif enerji akışı sağlar.
- Günlük yaşamla iç içe: Kitaplarında pratik örnekler ve kişisel deneyimler yer alır. Kendi hayatından örneklerle okuyucuyu cesaretlendirir.
- Spiritüel ama sade: Karmaşık spiritüel terimlerden uzak, herkesin anlayabileceği bir dil kullanır.
Bu yaklaşım, Grabhorn’un eserini sadece bir kişisel gelişim kitabı olmaktan çıkarır; onu bir yaşam rehberi haline getirir. Duyguların yaratım gücünü merkeze alan bu anlatım, günümüzün “pozitif düşünce” klişelerinden çok daha derin ve dönüştürücü bir zemine sahiptir.
Yazarın Notu: Popülerlik Değil, Öz Anlatı
Yıllar önce okuduğum “Çekim Yasası (Sır)” adlı eserin okurla yeniden buluşması gerektiğine inancım bu nedenle. Bir kitabın ne kadar popüler olduğu değil, bize ne anlatmak istediği daha önemli. “Çekim Yasası (Sır)” gibi bir eser, zamanında belki çok konuşuldu ama benim gibi derin düşünen biri için hâlâ yeniden keşfedilmeyi hak ediyor.
- Çünkü bugün insanlar sadece “nasıl isterim”i değil, “neden istemeliyim”i sorguluyor.
- Çünkü duyguların yaratım gücü, zihinsel niyetten daha belirleyici hale geldi.
- Çünkü kolektif bilinç artık “pozitif düşünce” klişesini değil, duygusal hizalanmayı arıyor.
- Çünkü Lynn Grabhorn’un yaklaşımı, duyguyu merkeze alarak bu çağın enerjisine daha yakın.
Bu yazı, yalnızca bir kitabın içeriğini değil; aynı zamanda bir düşünce biçimini, bir enerji düzeyini ve bir yaşam yaklaşımını çözümledi. Lynn Grabhorn’un “Çekim Yasası (Sır)” adlı eseri, duyguların yaratım gücünü merkeze alarak bizi kendi içsel frekansımızla yüzleşmeye, hayatımızın titreşimsel mimarisini fark etmeye davet ediyor.
➤Bu nedenle sizi, sadece okuyan değil; fark eden, sorgulayan ve dönüştüren bir bilinçli okur olmaya davet ediyorum. Çünkü gerçek dönüşüm, satır aralarında değil; his aralarında başlar.
Okulda “Frekans Yükseltme Dersleri” verilmediği için bunu kendi kendimize öğrenmemiz gerekiyor. Ancak daha önce belirttiğim gibi, Bilinç Haritası‘nda (Bilinç Haritası içsel GPS’inizdir) nerede olduğunuzu bilmek size ipucu verecek ve yönünüzü belirlemenize yardımcı olacaktır.
Kurtarıcıyı beklemeyin, çünkü o kurtarıcı sizsiniz…
2006 yılında enerji çalışmalarıyla tanıştım. O dönem, içsel iyileşme sürecimde en etkili yöntemlerden biri oldu. David R. Hawkins’in de belirttiği gibi, enerjimiz karşılaştığımız olaylara göre inişli çıkışlıdır. Ancak frekansımızı nasıl yükselteceğimizi bilirsek, yolumuz aydınlanır.
Bu noktada her şeyin bundan ibaret olduğunu sanabilirsiniz. Fakat bu bir yanılgıdır. Frekansımızı yükselttiğimizde, enerjimizi kontrol ettiğimizde, dünyanın güllük gülistanlık olacağını sanmamız. Oysa işin aslı öyle değil…
Frekans Yükselince Her Şey Güllük Gülistanlık mı Olur?
Frekans yükseldiğinde her şeyin güllük gülistanlık olacağını sanmak, bu yasayı yüzeysel okumaktır. Oysa yüksek frekans, sorunları yok etmez—onlarla nasıl baş edeceğimizi belirler. Bu farkındalık, gerçek dönüşümün kapısını aralar.
Asıl fark, sorunlara nasıl yaklaştığımızdır. Karşılaştığımız soruna olumlu mu, olumsuz mu yaklaşıyoruz? İşte bizim olduğumuz bilinç seviyesini belirleyen şey, tam olarak bu tutumdur. Tutumumuz, bilinç seviyemizin aynasıdır…
Bu nedenle ben, böyle durumlarda “Yaratıcı Yaşam Gücüm”e şu soruyu yöneltiyorum: “Yaşananlardan ne öğrenmek istiyorsun?”
Benliğinizle kurduğunuz bağlantı, bir his yaratır. Bu his, sizin frekansınızı ve tutumunuzu belirler. Ve o titreşim sizin olumlu ya da olumsuz nasıl davranacağınızı belirleyen titreşim olur. Takdir enerjisi, bu titreşimler arasında en yüksek olanlardan biridir—çünkü kozmik sevgiyle en yakın hizalanmayı sağlar. Takdir ettiğimizde, yalnızca bir şeye değer vermekle kalmayız; aynı zamanda Enerji kaynağımızla uyum içinde titreşiriz.
➤Sevgili okur, yaşadığınız sorunlarda hangi benliğiniz devrede? Küçük ben mi, yoksa daha yüksek bir farkındalık mı?
Çünkü her tepki, bir frekanstan gelir. Ve her frekans, bir benliği çağırır.
Başarı Frekansından Yol Haritasına
Eğer sağlıklı değilseniz mutlu olamazsınız. Sağlıklı olmak demek, sadece hasta olmak anlamına gelmez. Duygusal açıdan sağlıklı olmak, duyguların fonksiyonlarını yapmamasından daha farklı bir anlam taşır. Duygusal sağlık, insan kazanmanın tam merkezindedir…
Ama bir kazanan olmak için tüm güzel vasıfların ötesinde bir şeyler vardır. Kazanan olmanın temelinde aslında bir tek şey, sizin değeriniz yatar…
Kazanan olmak, değerini hatırlamakla başlar. Bu yazı, o hatırlamanın frekansını sundu. Şimdi bu titreşimi taşıyanların izini sürme zamanı.
Çekim Yasası (Sır), okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. Çekim Yasası, özellikle duyguların yaratım gücünü merkeze almasıyla klasik “pozitif düşünce” kitaplarından ayrılır. Günümüzde neden hâlâ bu kadar etkili?
Eserin Günümüzdeki Önemi Nedir?
- Duygu merkezli yaklaşımıyla özgün: Grabhorn, düşüncenin değil duygunun yaratım gücünü vurgular. Bu, birçok kişisel gelişim kitabının gözden kaçırdığı bir noktadır.
- Enerji-frekans bilinciyle uyumlu: Modern kuantum düşünce ve nörobilimle örtüşen bir bakış sunar: her duygu bir frekanstır ve bu frekans yaşamı şekillendirir.
- Gerçekçi ve sade diliyle erişilebilir: Karmaşık spiritüel kavramları sadeleştirerek herkesin anlayabileceği bir anlatım sunar.
- Kolektif dönüşüm çağında bir araç: Özellikle pandemi sonrası dönemde, bireylerin içsel gücünü hatırlaması için güçlü bir kaynak haline gelmiştir.
Lynn Grabhorn
Lynn Grabhorn (1938–2004), Amerikalı bir yazar, yayıncı ve enerji temelli yaşam felsefelerinin öncüsüdür. Profesyonel yaşamına New York’ta reklamcılık sektöründe başladı. Ardından Los Angeles’ta bir eğitim yayıncılığı şirketi kurdu ve Washington’da bir mortgage firması yönetti. Bu çok yönlü kariyer, onun hem iş dünyasını hem de insan psikolojisini derinlemesine kavramasını sağladı.
1999 yılında kendi kendine yayımladığı Excuse Me, Your Life Is Waiting (Affedersiniz, Hayatınız Sizi Bekliyor) adlı kitabı, kısa sürede bir fenomen haline geldi. Kitap, 800.000’den fazla sattı ve dünya çapında 1.5 milyonun üzerinde okuyucuya ulaştı. Bu başarının ardından Hampton Roads Publishing ile anlaşarak kitabı daha geniş kitlelere ulaştırdı.
Grabhorn’un yaklaşımı, klasik “Secret” tarzı çekim yasası anlatımlarından farklıydı. O, duyguların titreşimiyle yaratımın mümkün olduğunu savundu. “İstediğin şeyin enerjisine girmedikçe, onu hayatına çekemezsin” diyerek, pozitif düşüncenin ötesine geçti.
2004 yılında aramızdan ayrılan Grabhorn, ardında sadece kitaplar değil, aynı zamanda bir yaşam felsefesi bıraktı. Bugün hâlâ onun eserleri, duyguların yaratım gücünü keşfetmek isteyenler için birer pusula niteliğinde.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…



Yorum bırakın