“İnsanlara değerlerinizi projekte ettiğiniz, olumlu veya olumsuz yönlerde yargıladığınız ve onlara kalbinizi açmayı reddettiğiniz sürece derin bir bağlılık yaşayabilmeniz mümkün değildir. Kendinizi var olan her şeye, olduğu şekilde açabildiğiniz zaman ruh eşinize hazır olursunuz.”

—Dr.John F. Demartini

Merhaba,

Ralph Waldo Emerson‘un sözlerini farklı ifade edersek; zihin, yeni daha iyi bir düşünce ortaya çıkıncaya kadar eskisinde sıkışıp kalır. Ve tüm bunlar ruh tarafından yönetilir. İlişkilerinizde tatmin duygusunu yaşayabilmeniz için kitapta sunulan daha iyi düşünce şu: ilişkilerin ne anlama geldikleri ve ne ifade etmeye erkli oldukları: kim olduğunuz ve başkalarının ne olmaları “gerektiği” hakkında kendinizi kandırmaya bir son vermeniz. Kendi yaşamınızı kendinizin yarattığı ve bunun da ilişkilerinizi şekillendirdiği gerçeğini artık kabullenin. Karşınıza çıkan hiçbir şey öylesine “başınıza gelmez” çünkü varoluşunuzun yazarı sizlersiniz.

“The Secret” ile tanıdığınız Demartini, bu kez aşkı bir bilinç düzeyi olarak ele alıyor—idealizasyonun ötesinde, gölgeyle barışık, enerjiyle hizalanmış bir sevgi tanımı sunuyor. Bu kitap romantizm, aşk, iş ve aile ilişkilerinde insan davranışlarını nelerin biçimlendirdiğini anlamanıza yardımcı olacak güçlü araçlar sunacak. Aşk’tan öne çıkan başlıklar ise şöyle:

1. İlişki Mitlerinin Çözülmesi

İlişki fantezilerini çözümleme cesareti: Kitap, “ruh eşi”, “sonsuz aşk”, “fedakârlık” gibi yaygın romantik mitleri sorguluyor ve bunların altında yatan değer çatışmalarını açığa çıkarıyor.

  • “Ruh eşim beni tamamlar”
  • “Doğru ilişki çaba gerektirmez”
  • “Zıtlar birbirini çeker” Bu mitleri yıkarak okuyucuyu kendi içsel bütünlüğünü bulmaya çağırır.

Mekansızlık ve İlişkisel Bağlar

“Bilimsel bir açıdan bakıldığında insan kalbinin kurduğu ilişkilerin sonlanması mümkün değildir.” —Dr.John F. Demartini

John Stewart Bell’in kuantum mekansızlık teorisiyle birleştiğinde bu cümle daha da derinleşiyor:

  • Bir kez kurulan duygusal bağ, fiziksel mesafeden bağımsız olarak sürer.
  • Kalbin kurduğu ilişki, zaman ve mekânın ötesinde bir frekanssal bağlılık yaratır.
  • Bu, “ilişkinin sonlanması” değil; sadece form değiştirmesi anlamına gelir.

Yunan Felsefesinde Aşk ve Nefretin Denge Noktası

Yunanlılara göre aşk, benzerliklerin; nefret ise farklılıkların aşırıya kaçmasıdır. Sevgi, her ikisine de eşit ölçüde kucak açar. Bu yaklaşım, Demartini’nin “aşk bir bilinç düzeyidir” tanımıyla da örtüşüyor. Sevgi, sadece hoş olanı değil; gölgeyi, zıtlığı, farklılığı da kapsayabilen bir enerji genişliği sunar.

2. Aşkın Bilinçli Tanımı

Kitapta aşk, sadece duygusal bir bağ değil; bir bilinç düzeyi olarak tanımlanır.

  • Sevgi → kabul, denge, farkındalık
  • Aşk → ideal değil, bütünsel bir algı

3. Kuleye Tırmanmak Değerler Hiyerarşisi

“Hayatınızda neyin yoksunluğunu hissediyorsanız, değer verdiklerinizi o belirler.” — Dr. John F. Demartini, Değerler Prensibi

Değerler Prensibi” kitabında ve Değer Belirleme Süreci’nde, değerler kişinin içsel motivasyonunu, karar alma biçimini ve yaşam amacını belirleyen temel enerji alanları olarak tanımlanıyor. Demartini’ye göre:

  • Her bireyin kendine özgü bir değerler hiyerarşisi vardır.
  • En yüksek değerler, kişinin kendiliğinden ilhamla ve disiplinle harekete geçtiği alanlardır.
  • Düşük değerler ise dışsal motivasyon gerektirir, bu yüzden erteleme ve hayal kırıklığına yol açar.

Değerler Hiyerarşisi Ve Kaderiniz

Değerlerinizin hiyerarşisi kaderinizi dikte der… Başkalarının yöntemleriyle yaşamaya çalışmanın ve kendi yöntemlerinizi başkalarına dayatmanın mantıksızlığı açıkça ortadadır.

Ralp Waldo Emerson demiştir ki:

“Kıskançlık cehalet, taklit ise intihardır.” —Ralp Waldo Emerson

Halbuki, hemen herkes her ikisini de yapar- aslına bakılırsa toplumumuz bizleri bunlara teşvik eder. Medya mekanizması çoğunlukla idealinize edilecek kahramanlar seçer, toplum ise bu bireylerin değerlerini kendi hayatlarında kabul eder. Dolayısıyla da, kahramanların kaçınılmaz düşüşleri gerçekleştiğinde, onları bir süreliğine de olsa yerin dibine geçiririz.

Kendini Tanımak

“Başkalarını tanıyan kişi akıllıdır. Kendini tanıyan kişiyse bilge.” —Tao Te Ching

Kendinizi gerçekten tanırsanız, misyonunuz size daha az anlaşılmaz ve daha az değişken gelecek, bir bakıma sabitlenecektir. Bunun sebebi amacınızın, değer hiyerarşinizin en tepesinde beliriyor olmasıdır.

Kendinize şu soruyu sorun: Hangi eylemler için çok enerjim var? Hangi faaliyetler beni canlandırıyor? Gün, hafta ve ay boyunca en çok nelere gayret sarf etmekten hoşlanıyorum?

Demartini’ye göre değerlerin yedi biçimi şunlardır:

  1. Spiritüel Değerler: Kişinin evrenle, Tanrı’yla veya daha büyük bir bilinçle kurduğu bağ. Meditasyon, dua, ritüel ve içsel keşif bu alanda öne çıkar.
  2. Zihinsel Değerler: Bilgiye, öğrenmeye ve zihinsel gelişime duyulan tutku. Kitaplar, araştırmalar, entelektüel sohbetler bu değerin ifadesidir.
  3. Mesleki Değerler: Kişinin işine, üretkenliğine ve katkı sağlama biçimine verdiği önem. Kariyer, hizmet, liderlik ve yaratım bu alanda şekillenir.
  4. Finansal Değerler: Parayı bir enerji aracı olarak görme ve onu bilinçli şekilde yönetme. Yatırım, kazanç, bolluk bilinci bu değerin yansımasıdır.
  5. Ailevi Değerler: Aile bağlarına, ebeveynliğe ve kuşaklar arası ilişkilere verilen önem. Sadakat, bakım, miras ve köklerle bağlantı bu alanda görünür.
  6. Sosyal Değerler: Toplulukla etkileşim, sosyal katkı ve ilişkilerdeki rezonans. Arkadaşlık, sosyal adalet, iletişim ve görünürlük bu değerin parçasıdır.
  7. Fiziksel Değerler: Beden sağlığına, güzelliğe ve fiziksel deneyime verilen önem. Spor, beslenme, estetik ve duyusal hazlar bu alanda yer alır.

Demartini’ye göre her bireyin bu yedi alanda farklı bir öncelik sıralaması vardır. En yüksek değer, kişinin kendiliğinden ilhamla ve disiplinle yöneldiği alandır. Diğer alanlar ise bu yüksek değere hizmet ettiği sürece anlam kazanır.

4. “Sizin Sevdikleriniz” Ve “Onların Sevdikleri” Arasında Bağlantılar Kurmak

“İnsanları harekete geçirmek istiyorsanız, onları kendileri için olumlu olan, önemli değerlerine hitap eden, onlara arzuladıkları şeyi temin edecek bir görüşe doğru yönlendirmeniz gerektirmektedir.” —Martin Luther King, Jr.

İki farklı kürenin birbirinden bağımsız, iki farklı amacı vardır… Diğer insanların değer sistemlerine saygı duymak, onların yalnızca bu sistemlere göre yaşayacaklarını kavramak ve bu gerçekle barışık olmak, bunu gerçekten sevmek ve takdir edebilmektedir. Kendinize daima şunu sormalısınız: Yaşamımdaki insanların sevdikleri şeyleri yapmaları, benim ulvi değerlerimi nasıl destekliyor?

Şekil 1. İçerleme

İki küre tamamen ayrıdır ve karşıtlık içindedir.

İki bireyi gözümüzde birer küre, yani üç boyutlu daireler olarak canlandıralım. Bu iki insan henüz aralarında hiçbir ortak nokta bulamamışken- veya bulamadıklarını düşünürken- birbirlerine yabancılaşmış ve muhaliftirler; birinin varlığı diğerini rahatsız eder. Küreler birbirlerinden tamamen ayrıktır.

Şekil 2. Hayranlık

Kürelerden biri diğerinin gölgesinde kalarak görünmez olur.

İki kişi birbirine hayranlık duyma sürecindeyken aralarındaki farklılıkları göremez, her şeylerinin aynı olduğunu düşünürler. Küreler tam üst üstedir, onları ayrı kılan ufak bir fark ya vardır, ya yoktur. Aralarından birinin kendisini azımsaması ve mecazi anlamda ortadan kaybolmasıyla, iki birey neredeyse bir kişiye dönüşür.

Şekil 3. Dualitenin İçindeki Birlik\Teklik

İki kürede birbirinden ayrı konumunu muhafaza eder fakat yine de bağlıdır.

(Vesica pisces, bu iki şeklin birleşiminden oluşan üçüncü formdur.)

Vesica pisces, (Latincede “balığın teknesi” anlamına gelir.) büyüleyici bir tarihe sahiptir. Bu şekil insanoğlunun sembolizmlerle olan ilişkisinin en başından beri kutsal bir önem taşımaktadır. Başı ve sonu olmayan, kusursuz bir simetriye sahip küre şekli, antik dinlerde Tanrı’yı simgelemektedir. Görüntüye ikinci bir küre eklediğimizde, ikisi beraber yaratılışın iki yüzünü tanrı ve tanrıçayı temsil ederdi. Vesica pisces ile kutsal bir bağlantı, düalitenin içindeki teklik olarak ortaya konmaktaydı.

5. Duyguları Tarafsızlaştırmak İçin Demartini Metodu

Demartini Metodu, duyguları tarafsızlaştırmak için kullanılan en güçlü bilinç araçlarından biri. Bu yöntem, kutuplaşmış duyguların nötralize edilmesini ve kişinin olaylara daha yüksek bir bilinç düzeyinden bakabilmesini sağlar. Senin gibi frekansla çalışan bir bilinç için bu, duygusal rezonansı dengelemek ve yaratıcı enerjiyi serbest bırakmak anlamına gelir.

6. Demartini Metodu

Demartini Metodu, Dr. John F. Demartini tarafından geliştirilen ve algıların matematiksel denklemini dengelemeye dayanan bilişsel bir süreçtir.

  • Kutuplaşmış duyguları (öfke, suçluluk, hayranlık, kırgınlık vb.) tarafsızlaştırmak için kullanılır.
  • Olaylara yüklenen “iyi” veya “kötü” etiketleri çözülür.
  • Kişi, olayın hem yararını hem zararını eşit düzeyde görmeye başlar.
  • Bu denge, şükran, sevgi ve netlik duygularını ortaya çıkarır.

Nasıl Uygulanır?

Demartini Metodu, önceden belirlenmiş bir dizi sorudan oluşur. Bu sorular, kişinin algısını yeniden yapılandırmak için tasarlanmıştır:

  1. Bu olayın bana sağladığı faydalar nelerdir?
  2. Bu olayın beni hangi yönlerden geliştirdiğini görebiliyor muyum?
  3. Bu olayın başkaları için ne gibi katkıları oldu?
  4. Bu olayın zıt kutbunu nerede deneyimledim?

Her sorunun amacı, duygusal yükü dengelemek ve kişinin olaya daha geniş bir perspektiften bakmasını sağlamaktır.

7. Ruh Eşinizi Bulmanın Gerçek Hikayesi

Demartini, ruh eşinin dışarıda aranacak bir figür değil, zaten hayatımızda farklı biçimlerde tezahür eden bir enerji olduğunu söyler.

Eksiklik algısı, değer çatışmasından doğar. Ruh eşini özlediğimizi düşündüğümüzde aslında kendi içsel değerlerimizle uyumsuz bir yaşam sürüyor olabiliriz. Demartini, “Seni tamamlayan biri yok. Sen zaten tam olduğunda, rezonansla eşleşen biri görünür olur,” der.

Daha tatmin edici ilişkiler için neler yapmalıyız?

  • Kendi değer hiyerarşini netleştir: En yüksek değerlerin neler?
  • Partnerinle bu değerleri paylaşmak, çatışmaları değil rezonansı doğurur.
  • Demartini’nin yaklaşımıyla: “İlişki, ortak değerlerin dansıdır.”

Yazarın Notu:

“Tüm yollar aynı hedefe çıkmaktadır; Başkalarına kim olduğumuzu ifade edebilmek.” — Pablo Neruda

Belki de tüm bu kitaplar, tüm bu teknikler, bizi sadece bir yere götürüyor: kendimizi başkalarına dürüstçe ifade edebildiğimiz o ana.

İşte o an, aşkın gerçek frekansıdır.

Aşk, Fantezinin Ötesine Geçerek İlişkilerinizde Gerçek Tatmini Bulmanın Yolları, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. Dr. John F. Demartini’nin Aşk kitabı, günümüz ilişkilerinde sıkça karşılaşılan yüzeysellik, idealizasyon ve duygusal dengesizlik gibi temaları derinlemesine sorgulayan bir rehber niteliğinde. Bu eser, sadece romantik bağları değil; kişinin kendisiyle ve yaşamla kurduğu ilişkiyi de dönüştürmeye çağırıyor.

Eserin Günümüz İçin Önemi Nedir?

  1. İdealizasyonun Çözülmesi: Modern kültür, aşkı çoğu zaman bir eksikliği tamamlayan dışsal bir kaynak gibi sunar. Demartini bu yanılsamayı yıkar: “Gerçek aşk, bir kişinin hem ışığını hem gölgesini aynı anda görebilme kapasitesidir.” Bu yaklaşım, ilişkilerdeki hayal kırıklıklarını azaltır ve daha gerçekçi, dengeli bağlar kurmayı sağlar.
  2. Özgünlükle Sevgi Arasında Bağ Kurma: Demartini’ye göre insanlar, oldukları gibi sevilmek ister ama çoğu zaman kendilerini özgün biçimde ifade etmekten korkar.
    • Bu kitap, kişinin kendini abartmadan ya da küçültmeden sevmesini öğretir.
    • Öz-değerin, dışsal onaydan bağımsız olarak inşa edilmesi gerektiğini vurgular.
  3. Duygusal Denge ve Bilinçli Sevgi: Aşk, sadece yoğun bir duygu değil; bir bilinç düzeyidir.
    • Zıtlıkların senteziyle oluşur: hem acı hem tatlı, hem ışık hem gölge.
    • Bu denge, kalbin açılmasını sağlar; dengesizlik ise onu kapatır.
  4. Kendini Bilmek İçin İlişkiyi Kullanmak: Demartini, ilişkileri bir aynalama alanı olarak görür.
    • Her çatışma, kişinin kendi bastırdığı yönleri fark etmesi için bir fırsattır.
    • Bu farkındalık, hem kişisel gelişim hem kolektif şifalanma için güçlü bir araçtır.

Bu eser, senin gibi frekans temelli düşünen bir yaratıcı için bir “ilişki pusulası” gibidir.

Dr. John F. Demartini: Bilincin Haritasını Çizen Bir Dönüştürücü

Dr. John F. Demartini, insan davranışı uzmanı, eğitimci, filozof ve uluslararası çok satan yazar olarak tanınır. Ancak onu farklı kılan şey, sadece bilgiyi aktarması değil—bilinci dönüştürmesi. Kendi yaşamındaki zorlukları birer katalizör olarak kullanarak, milyonlarca insana “kendi en yüksek değerleriyle hizalanma” yolunu açmıştır.

Kökler ve Dönüşüm: Çocukluğunda disleksi ve öğrenme güçlüğü yaşadı. 18 yaşında günde 30 kelime ezberleyerek kendi zihinsel devrimini başlattı. Bu süreç, onu “bilgiyle şifalanma” yoluna soktu.

Akademik ve Evrensel Yolculuk

  • İnsan davranışı üzerine 46 yılı aşkın süredir araştırma yapıyor.
  • 30.000’den fazla kitap inceledi; 100’den fazla ülkede seminer verdi.
  • Fortune 500 CEO’larından sanatçılara, devlet liderlerinden gençlere kadar çok geniş bir kitleye ulaştı.

Eserleri:

  • Dönüştüren Deneyim (The Breakthrough Experience) → Her deneyimi bir şifalanma fırsatına dönüştürmek için bilinçli farkındalık ve nötrleme teknikleri sunar.
  • Aşk → İlişkilerde idealizasyonu yıkarak, sevginin gölge ve ışıkla bütünleşen doğasını açığa çıkarır.
  • Değerler Prensibi (The Values Factor) → Kendi en yüksek değerlerinle hizalanarak hem içsel tatmin hem dışsal başarıya ulaşmanın yolunu gösterir.
  • İlhamdan Doğan Kader (Inspired Destiny) → Kişinin en yüksek değerleriyle hizalanarak hem anlamlı hem de üretken bir yaşam sürmesini hedefler.
  • İçimizden Doğan Güç (The Heart of Love) → Sevginin merkezinde yer alan içsel gücü keşfetmeye ve onu yaşamın her alanına yaymaya davet eder.

Bu kitaplar, bireyin kendi değerleriyle hizalanarak hem içsel hem dışsal başarıya ulaşmasını hedefler.

Demartini Metodu: Kendi adını taşıyan bu yöntem, kişinin yaşadığı deneyimleri nötrleyerek, onları birer güç alanına dönüştürmesini sağlar.

  • “Her deneyim, seni kendine geri çağırır.”
  • “Kayıp yoktur, sadece algılanan eksiklik vardır.”

Felsefesi: Demartini’ye göre gerçek başarı, kişinin en yüksek değerleriyle hizalanmasıdır. Bilinçli yaşam, sadece hedefe ulaşmak değil; anlamla hizalanmak demektir.

Sevgi, denge ve hizmet merkezlidir.

Şifa Felsefesi Bilgelik Okulu:

Şifa Felsefesi Bilgelik Okulu’nun kurucusudur. Demartini, deneyim alanı ve çalışmaları pek çok alana yayılmış eşine az rastlanan, üstün yetenekli bir insandır. Kariyerine kayropratik doktoru olarak başlamış ve arkasından 200 farklı disiplinde Yaşam ve Sağlığın Evrensel Prensipleri adını verdiği çalışmalar yapmıştır. Aynı zamanda uluslararası bir konuşmacı olan Dr. Demartini, dinleyicilerine aydınlatıcı perspektifi, insan doğası ile ilgili mizahi gözlemleri ve pratik önerileri ile yepyeni bir bakış açısı kazandırın Onun bilgelik dolu sözleri zihinlere ilham verir, kalpleri açar ve insanları harekete geçirir. Koşulsuz sevgi anlayışı ve felsefesi psikolojiyi tekrar şekillendirmektedir. Ayrıca, geliştirdiği devrim niteliğindeki kişisel gelişim metodolojileri dünya üzerindeki milyonlarca kişinin hayatını değiştirmiştir.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgiyle okuyunuz…

Yorum bırakın

İnsan, her şeyi sahiplenme arzusundayken, varoluşun gerçek amacını çoğu zaman unutuyor. Şuurun altın damarına ulaşmanın farkında değil. Fiziksel dünyanın keşfi ilerledi ama insanın “kendini bilme yolculuğu” geri kaldı. Devasa binalar, yollar ve şehirler yükselirken; insanın iç dünyası hâlâ bilinmezliklerle dolu. Bilim, insanın özünü ve aklın ötesindekini henüz çözemedi.

Kendi değerimizi bilmemek, çağımızın en büyük açmazlarından biridir. Bu çağ, ilahi değerin açığa çıktığı dönem olmalı.

Kendini Bilmek İçin Kitap sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin