“Tüm Yaratılışın Tanrısallığı, her şeyin diğer her şeye karşı duyduğu saıgıdır. Her şey büyük bir ihtişamla doludur ve her şey huşu ve saygıyla sessizleşir. Göklerden inen vahiy, sonsuz bir huzur ve dinginlik aşılar.”
— David R. Hawkins
Merhaba,
Şifa ve İyileşme’de hastalıkların bilinçle dönüşümünü ele alan Hawkins, Ben’in Gözü’nde ise hiçbir şeyin mutlak farkındalıktan gizlenemeyeceğini göstererek içsel gözleme yönelir. David R. Hawkins, “Bu kitabın asıl yazarı, Bilincin ta kendisidir.” der.
Spiritüel gelişim “Dürüstlük Değerlendirmesi”
1985’te, dünya nüfusunun %85’i, IP 200 Dürüstlük Değerlendirmesi‘nde 200 puanın altında kalırken, dünya nüfusunun sadece %4’ü 500 (Sevgi) seviyesine ulaşabiliyordu. Ve sadece %0,4’lük kısmı 540 (Koşulsuz Sevgi) seviyesindeydi. Aydınlanmanın göstergesi olan 600’deki Bilinç düzeyine ise (ki bu, dualiteden non-dualiteye geçiştir) sadece on milyonda bir kişi tarafından ulaşılmaktadır (%0.000001). Şimdi bu oran önemli ölçüde %78’e düştü. Araştırmalar bunun spiritüel Farkındalık’taki genel bir ilerlemeden kaynaklandığını gösteriyor.
Bu sınırlamaya ek olarak insanlığın Bilinç düzeyi bir bütün olarak sadece 190’da kaldı ve yüzyıllar boyunca hiç değişmedi, ta ki 1986’da kritik çizgi birdenbire şimdiki düzeyi olan 207’ye atlayana kadar, ki bu da ilerici bütünlüğü ve gerçeği göstermektedir. Kalibre edilmiş Bilinç Ölçeği, Kas Testi’nin kapasitesiyle birlikte ruhsal olarak gelişmek veya Bilinç seviyelerini ilerletmek isteyen herkes için güvenilir bir harita ve pusula sağlamaktadır.
“Ben’in Gözü” Tanrısallığın Benligi’dir
“Ben’in Gözü” Tanrısallığın Benligi’dir ve Farkındalık olarak da ifade edilir.
- Tezahür etmemiş Tanrısallık: Allah/Tanrı/Brahman/Krishna gibi isimlerle anılan mutlak gerçeklik, tezahür etmemiş saf bilinçtir.
- Tezahür eden Benlik/Atman: Bu mutlak bilinç, bireyin içsel varlığında Atman olarak tezahür eder. Yani içkin Tanrısallık, her birimizin özünde mevcuttur.
- Farkındalık: “Ben’in Gözü” bu içkin Tanrısallığın farkındalık olarak deneyimlenmesidir. Kişi, fenomenal düzeyde yaşarken Mutlak düzeyin farkında olduğunda, gerçek dönüşüm başlar.
Tanrı’yı Aydınlanma yoluyla aramak
Bu kitaptaki öğretiler, Tanrı’yı Aydınlanma yoluyla aramaya kararlı ciddi spiritüel öğrenciler için sunulmuştur.
Radikal Hakikat yoluyla Aydınlanma‘ya giden yol zorludur ve tüm inanç sistemlerinden vazgeçmeyi gerektirir. İşte ancak o zaman nihai gerçeklik, En Yüce’nin o herkesçe aranan büyük “Ben”i olarak kendini gösterir.
Bu nedenle, burada sunulan içerik, “Ben”in Gözü perspektifindendir. Kitapta bildirilen içerik benzersizdir. David R. Hawkins, ne bir din adamı ne sofu ne de ilahiyatçıdır; tam tersine, eğitim ve bilim, tıp, psikiyatri, psikanaliz ve araştırma alanlarında geniş deneyime sahip bir klinisyendir ve akademik yazılarının yanı sıra diğer birçok alanda da yetenekli ve başarılı bir bilim insanı olarak tanımlanmıştır.
Bilincin Doğası “Güç ve Kuvvet”
Hawkins’in “bilincin doğası” üzerine yaptığı araştırma “Güce Karşı Kuvvet” adlı kitabın ortaya çıkmasını sağlamıştır. “Güce Karşı Kuvvet” eserinde olduğu gibi “Ben’in Gözü“ndeki her sayfanın, paragrafın, cümlenin ve ifadenin doğruluğu kalibre edilmiştir ve doğrulanabilir türdendir. Şüphe etmek, eğitimli olmak demektir ve “Güce Karşı Kuvvet” , “Göklerdeki Yüce Tanrı’ya övgüler olsun!” ile başlamıştır ve “Ben’in Gözü“de aynı ifadeyle başlıyor ve nihai spiritüel deneyimin ne olduğuna atıfta bulunuyor.
Mutlak Ben
Mutlak “Ben” kesinlikle görünmezdir ve bir lokasyona sahip değildir. Beden aynı anda paralel yollarla konuşur ve soruları yanıtlar; bunu aynı anda iki seviyede yapar.
- Göreli (Fenomenal) Seviye: Bedenin, zihnin ve duyuların işlediği, günlük yaşamda deneyimlenen düzey. Burada beden konuşur, sorulara yanıt verir, ilişkiler kurar.
- Mutlak (Transcendental) Seviye: Saf bilinç, Tanrı’nın varlığı, mutlak gerçeklik. Burada “Ben” görünmezdir, mekânı yoktur, zamandan bağımsızdır. Bu seviye, tüm yaratılışın kaynağıdır.
Bu ikili yapı, Ben’in Gözü’nün ana öğretisini oluşturur: gerçek şifa ve farkındalık, göreli düzeyde yaşarken mutlak düzeyin farkında kalabilmektir.
Yaratılan ve Var Olan Her Şey
Yaratılan ve Var Olan Her Şey, Tanrı’nın yüceliğini yansıtmada pay sahibidir. İnsan görünümü bir aura kazanır. Tek Benlik herkesin gözünden parlar. Herkesin yüzünden bir ışıltı saçılır; herkes eşit derecede güzeldir.
İletişimin dönüşümü
Tanımlaması en zor olan, farklı bir iletişim düzeyine geçen insanlar arasındaki etkileşimdir. Herkesin arasında bariz bir sevgi vardır. Ancak konuşmaları değişmiştir, böylece tüm konuşmaları sevgi dolu ve barışçıl hale gelmiştir. Duyulan kelimelerin anlamı diğerlerinin duyduğu ile aynı değildir. Sanki iki farklı bilinç düzeyi yaşanıyormuş gibidir. Aynı biçim ve hareket senaryosundan çıkarlar; aynı kelimelerle konuşulan iki farklı senaryo yaşanıyordur. Sözcüklerin anlamı, birbirleriyle iç içe olan kişilerin yüksek Benlikleri tarafından farklı bir düzleme dönüştürülmüştür ve anlayış iletişimi artık daha yüksek bir düzlemdedir. Aynı zamanda şu açıktır ki insanların alt Belikleri, üst Benlikleri ile aynı anda devam eden iletişimden tamamen habersizdir. İnsanlar, sanki bir film gibi sıradan Benliklerin gerçekliğine inanmaları için hipnotize edilmişlerdir; aslında belli bir senaryodaki rolleri oynuyorlardır farkında olmadan.
Küçük Benlikleri görmezden gelerek yüksek Benlikler birbirlerine doğrudan hitap edebilirler ve kişilerin sıradan Benlikleri, devam eden yüksek seviyedeki konuşmanın farkında değilmiş gibi görünür. Aynı zamanda, insanlar sıradan olandan farklı bir şeyin var olduğunu sezgisel olarak hissedebilirler. Benliğin Bilinçli varlığı, insanların son derece keyifli bulduğu bir enerji alanı yaratır. Mucizevi şeyleri gerçekleştiren, olayları uyumlu hale getiren ve onları deneyimleyen herkese bir huzur duygusu getiren işte bu enerji alanıdır.
“İlişki dualistik bir zihinsel gözlem kavramı olduğundan, Gerçek’te hiçbir ilişki yoktur. Her şey sadece vardır ve yaşamın varlığını sergilerler.” — David R. Hawkins
Yaratılış Şimdi’dir (Şimdiki An’dır)
Ve bu Şimdi süreklidir, öyle ki ne başlangıçlar ne de bitişler mümkündür. Görünürlük (ya da maddenin kendisi) yalnızca duygusal bir fenomendir ve Varoluş için gerekli bir koşul değildir, ki Varoluş da kendi içinde biçimsizdir, ancak tüm biçimlere içkindir.
Kader ve İlahi Niyet
Yaratılışın, kendi içsel ilahi talimatlarını veya eğilimlerini yerine getirdiği söylenebilir. Geleneksel olarak bu eğilim kader olarak adlandırılmıştır; kader önceden de var olan koşulların potansiyelliğinin ve yansımanın ortaya çıkmasıdır;
- Sattva (Saflık, denge, ışık): Bilinç açıklığı, dürüstlük, huzur ve spiritüel farkındalıkla ilişkilendirilir.
- Rajas (Tutku, hareket, arzu): Enerji, hırs, rekabet ve sürekli değişim halini temsil eder.
- Tamas (Karanlık, ataletsizlik, cehalet): Durgunluk, bilgisizlik, tembellik ve düşük bilinç seviyeleriyle bağlantılıdır.
Hindu felsefesindeki gunalardır. Böylece insan, arzulanan olasılıkların tezahürünü güçlendirmek için koşulları etkileyebilir. İnsan Bilinci, seçimler yoluyla sonuçları etkileyebilir, ancak Yaradılış’ın gücü tamamen Tanrı’nın bölgesidir.
İnsanın yargılayıcı yaklaşımı gözlemden çıkarılırsa görünen tek şey, formun “değişim” olarak sürekli evrim içinde olduğudur, ki bu da özünde ne arzu edilir ne de arzu edilmez bir şeydir.
Sadece “var” olmak suretiyle hisseden ve hissetmeyen her şey Tanrı’nın iradesini yerini getirmektedir. Tezahür etmemiş olanın tezahür etmesi ancak İlahi Niyet ile mümkündür; Yaratılış, tanık olduğumuz sürecin adıdır.
Varoluş zaman içinde yaşanmaz. Yaşanmakta olan tek gerçeklik şimdiki andır; geri kalan her şey soyutlama ve zihinsel bir kurgudur.
Benliğin Ben’i Tanrının Gözüdür ve her an tezahür etmekte olan Yaratılış’a “Şimdi”de tanıklık eder.
Ben’in Gözü’nün Bölümleri
- Tanrının Varlığı: Hawkins burada Tanrı’nın mutlak varlığını, tüm bilinç düzeylerinin ötesinde saf gerçeklik olarak ele alır. İnsan zihninin sınırlı algısının ötesinde, Tanrı’nın varlığı her şeyin kaynağıdır.
- Spiritüel Süreç: Ruhsal yolculuğun aşamalarını, teslimiyetin ve içsel dürüstlüğün önemini anlatır. Spiritüel süreç, kişinin egosunu bırakıp daha yüksek bilinç düzeylerine yönelmesiyle ilerler.
- Bilince Giden Yol: Bilinç haritası üzerinden, düşük enerjilerden (korku, suçluluk, öfke) yüksek enerjilere (sevgi, kabul, şükran) geçişi gösterir. Bu yol, şifanın ve özgürlüğün anahtarıdır.
- Tartışmalar ve Dersler: Okurla doğrudan diyalog kurar; sorulara yanıt verir, yanlış anlaşılmaları düzeltir ve pratik dersler sunar. Bu bölüm, teoriyi günlük yaşamla bağlayan bir rehber niteliğindedir.
Yazarın Notu:
Non-dualite gerçekliğinde, hiçbir tek anın içinde “sorun”, “çatışma” veya “ıstırap” gibi herhangi bir şey yaşanması mümkün değildir. Bunların hepsi ancak bir sonraki anın beklentisiyle veya geçmişin hatırlanmasıyla ortaya çıkar.
Non-dualite gerçekleştiğinde, ne bilen ne de bilinen vardır, çünkü onlar tek ve aynı (özdeş) hale gelmişlerdir. Artık hiçbir şey eksik değildir. Kişi her şeyi bilen haline gelir; artık kendini tamamlamıştır. Sadece sıradan zihni harekete geçiren bir sonraki deneyime yönelik hiçbir arzu taşımaz.
Tüm fiziksel duyulara bütünlük duygusu hakim olur. Arzu ve beklenti tamamen kaybolur ve haz ise faaliyetin kendisinden doğar. Her an, kendi içinde bütün ve eksiksizdir. Saf mevcudiyet hali, geçmiş, şimdiki zaman veya geleceğin tüm duyularının yerini alır, ki böylece öngörecek veya kontrol etmeye çalışacak hiçbir şey kalmaz. Bu, derin bir huzur ve dinginlik durumunun bir parçasıdır.
David R. Hawkins, özellikle “Güce Karşı Kuvvet” ve devamındaki eserlerinde, Vedantik felsefeden gelen “gunalar” kavramını kendi bilinç haritası anlayışıyla ilişkilendirmiştir.
Ona göre:
- Tamas seviyesinde kalan bilinç halleri (örneğin utanç, suçluluk, apati) düşük titreşimli ve yıkıcıdır.
- Rajas ise daha yüksek enerji barındırsa da hâlâ ego merkezlidir; öfke, arzu ve gurur gibi halleri içerir.
- Sattva ise bilinç haritasında 200 ve üzeri seviyelerle örtüşür; burada dürüstlük, kabul, sevgi ve nihayet aydınlanma halleri bulunur.
Hawkins, gunaları sadece teorik bir kavram olarak değil, insan bilincini anlamak için pratik bir çerçeve olarak kullanmıştır. Onun yaklaşımı, bireyin hangi guna etkisi altında olduğunu fark ederek bilinç seviyesini yükseltmeye çalışması gerektiğini vurgular.
Dürüstlük seviyesindeki yükseliş, Sattva’nın güçlenmesiyle açıklanabilir; bu da Ben’in Gözü’nün her şeyi gören farkındalığıyla uyumlu bir gelişimdir.
Hepimiz zaman zaman Tamas ve Rajas etkisi altında kalabiliriz; fakat Sattva’ya yönelmek, Ben’in Gözü’nün farkındalığıyla uyumlu bir yolculuğun kapısını aralar.
“Evreni tanımlamaya yönelik alışılmış girişimlerimiz evrenin bir açıklaması değildir; keyfi gözlem noktalarının bir açıklamasıdır; aslında sıradan zihnin nasıl çalıştığının bir hartasından başka bir şey değildir.” — David R. Hawkins
Yaşadığım hastalık sürecinde kendi bilinç seviyemin geçişlerine şahit oldum. Kanser ve tedavi süreci meşakkatli olsa da, bu yolculuk bana bilincin farklı halleriyle yüzleşme fırsatı sundu. Aynı zamanda bu hastalığı yaşayan birçok insanın bilinç düzeyine tanıklık etmem, benim için bir içsel çalışma niteliği taşıyor.
Benim yaşadığım süreç Hawkins’ın “Mutlak Ben” öğretisiyle düşündüğümüzde, deneyimin daha çok Göreli (Fenomenal) Seviye ile Mutlak Seviye’nin farkındalığına açılma arasında bir köprü niteliğinde görünüyor. Hawkins’in tarif ettiği “Ben’in Gözü” farkındalığına yaklaşan bir durum. Yani beden konuşurken, ben aynı anda bilincin daha derin katmanlarını gözlemliyordum.
Hawkins’in de sıkça vurguladığı bir noktaya denk düşüyor: bilinç düzeyi yükseldikçe, kişi o seviyeye uygun bilgi, öğreti ve eserlerle buluşur. Bu öğretiler ışığında kendi yolculuğuma baktığımda; Benimki, kitaplarla örülmüş bir bilinç yolculuğu.… ama bu yolculuk yalnızca kitaplardan ibaret değil; deneyimlerim, tanıklıklarım ve bilinçli seçimlerimle dokunan bir bütün.
Kelebek Bahçesi Blog, Sattva’ya yönelmiş bir yolculuğun izlerini paylaşan bir alandır. Hem kendi deneyimlerimi hem de duayenlerin öğretilerini aktararak, içsel yaşam egzersizleriyle bilinçlerini yükseltmelerine rehberlik ediyorum.
Her insan, bazıları diğerlerinden daha gelişmiş bir aşamada olmak suretiyle, Bilincin tekamül sürecindedir. Her insan Bilincin farklı koşullar altındaki açılımını temsil ediyor ve bu nedenle farklı görünüm seviyelerine sahipler. Ve sanki her insan belli bir seviyede sıkışmış kalmış gibi; iradenin rızası, kararı ve mutabakatı olmadan başka bir seviyeye geçemiyorlar. Bu gerçeklikler arasında yapabileceğiniz en önemli şey, kendi gerçekliğinize uyanmaktır. “Kendini Bil“erek bu yaşamı deneyimlemek, her şeyin üstündedir. Dışarıdan kimse bizim yerimize bu yolu yürüyemez; sorumluluk almak ve bilinçli farkındalıkla ilerlemek, gerçek dönüşümün tek anahtarıdır…
Ben’in Gözü: Hiçbir Şey Ondan Gizli Kalamaz, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. David R. Hawkins’in “Ben’in Gözü: Hiçbir Şey Ondan Gizli Kalamaz” eseri günümüzde, hızla değişen ve dikkat dağıtan dünyada bireyin içsel farkındalığını yeniden hatırlatmasıyla önemlidir. Kitap, modern insanın ruhsal süreçten uzaklaşmasını kırarak bilinç yükselişine davet eder.
Eserin Günümüz İçin Önemi Nedir?
- Aydınlanma sürecine rehberlik: Kitap, Hawkins’in üçlemesinin ikinci halkasıdır ve “Güce Karşı Kuvvet”ten daha gelişmiş bir çalışmadır. Günümüzde spiritüel arayış içinde olan bireylere, aydınlanma sürecinin özünü açık bir şekilde sunar.
- Bilincin yükseltilmesi: Eser, okuyucunun bilincini yükseltmeye kendi başına yeterli olacak içsel güce sahiptir. Modern çağda stres, kaygı ve hızın baskısı altında yaşayan insanlar için bu, ruhsal bir denge arayışında güçlü bir kaynak oluşturur.
- İçsel dürüstlük ve şeffaflık: “Hiçbir şey gizli kalamaz” vurgusu, günümüzde bireylerin kendi içsel gerçekleriyle yüzleşmesini teşvik eder. Sosyal medya ve dışsal imajların öne çıktığı çağda, içsel dürüstlüğün önemini hatırlatır.
- Ruhsal çalışmaya davet: Kitap, günlük yaşamın meşguliyetleriyle içsel arayıştan uzak kalan bireyler için bir uyanış vesilesi olabilir. Hastalık, kriz veya kaygı gibi deneyimlerin ruhsal çalışmaya kapı açabileceğini gösterir.
David R. Hawkins
David Ramon Hawkins, 3 Haziran 1927’de Milwaukee, Wisconsin, ABD’de doğdu. Psikiyatrist, yazar ve ruhsal öğretmen olarak tanınan Hawkins, bilinç seviyeleri ve insan psikolojisi üzerine yaptığı çalışmalarla büyük bir etki yarattı.
Eğitim ve Tıp Kariyeri: Hawkins, Marquette Üniversitesi’nde pre-med eğitimi aldıktan sonra 1953 yılında Medical College of Wisconsin’den tıp diplomasını aldı. Ardından New York’ta 25 yıl boyunca eyaletin en büyük psikiyatri kliniğini yönetti ve klinik psikiyatri alanında 50 yıl boyunca çalıştı.
1970’lerde, çift Nobel ödüllü bilim insanı Linus Pauling ile birlikte “Orthomolecular Psychiatry” adlı kitabı yazdı. Bu çalışma, şizofreni ve alkol bağımlılığı tedavisinde yüksek doz vitamin kullanımının etkilerini inceleyen öncü bir araştırmaydı.
Bilinç Seviyeleri ve Ruhsal Öğretiler: Hawkins, bilinç seviyelerini ölçme ve kategorize etme üzerine yaptığı çalışmalarla tanındı. “Güce Karşı Kuvvet” (Power vs. Force) adlı kitabında, insanların bilinç seviyelerini belirli frekanslarla ölçerek, duygusal ve zihinsel durumlarının nasıl değiştiğini açıkladı.
Bu kitapta, bilinç seviyeleri şu şekilde sınıflandırıldı:
- Utanç ve korku gibi düşük frekanslar
- Cesaret ve akıl gibi yükselen bilinç seviyeleri
- Sevgi, huzur ve aydınlanma gibi en yüksek bilinç düzeyleri
Hawkins’in bu modeli, kişisel gelişim ve ruhsal farkındalık alanında büyük yankı uyandırdı ve dünya çapında birçok insanın bilinç seviyelerini yükseltme sürecine rehberlik etti.
Hawkins’in Öne Çıkan Kitapları:
Hawkins’in 10 eserlik bir külliyatı var. Fakat bunların bir kısmı doğrudan onun kalemiyle yazılmış, bir kısmı ise derslerinden derlenmiş.
- Power vs. Force (Güce Karşı Kuvvet) – Bilinç haritasını tanıttığı en bilinen eseri.
- Letting Go (Bırakmak: Teslimiyete Giden Yol) – Teslimiyet ve bırakma pratiği üzerine.
- Healing and Recovery (Şifa ve İyileşme) – Ruhsal ve bedensel şifalanma süreçleri.
- I: Reality and Subjectivity (Ben – Gerçeklik ve Öznellik) – Bilincin doğası ve öznel deneyim.
- Transcending the Levels of Consciousness (Aydınlanmanın Doruk Noktası) – Bilinç seviyelerinin ötesine geçiş.
- Discovery of the Presence of God – İlahi varlığın fark edilmesi.
- Eye of the I (Ben’in Gözü) – Bilincin derinliklerine dair içsel gözlem.
- Truth vs. Falsehood (Doğruya Karşı Yanlış) – Gerçeklik ve yanılsama üzerine.
- Reality and Subjectivity (Ben) – Öznel deneyimlerin ruhsal boyutu.
- Map of Consciousness Explained (Açıklamalı Bilinç Haritası) – Bilinç haritasının detaylı açıklaması.
Son Yılları ve Mirası: Hawkins, 1995 yılında Columbia Pacific Üniversitesi’nden doktora derecesi aldı ve ruhsal öğretiler üzerine yoğunlaştı. 2012 yılında Sedona, Arizona’da hayatını kaybetti, ancak eserleri ve öğretileri dünya çapında etkisini sürdürmeye devam ediyor.
Bugün, bilinç seviyeleri ve ruhsal dönüşüm üzerine yaptığı çalışmalar, kişisel gelişim ve psikoloji alanında önemli bir referans noktası olmaya devam ediyor.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…



Yorum bırakın