Kelimenin en derin anlamıyla bilgi, “ben”i varoluşa, nefsi de objeye bağlayan şeydir; bilgi ne denli büyükse, bu ikisi arasındaki mesafe de o denli küçük olur. Dolayısıyla bilgi, bilen nefsi bilinen şeyle birleştiren bağdır.
Gerçek güçlenme, inançlarımıza derinden bakmaya başladığımızda gerçekleşir. Öncelikle yapmanız gereken şey, gerçekleştirmek istediğiniz şeyin ne olduğunu tespit etmek. Şimdi bahçe de geziniyormuşsunuz gibi her bir detayı ele alın. Öyleyse işte anahtarlarım geliyor…
“Bana göre şiir, ruhun beklenmedik dile gelişleridir. Ruhun, günlük yaşantıya dokunduğu yerdir. Sözlerden çok doğuştan beri içimizde taşıdığımız o hayatta olma hissinin uyanışıyla ilgilidir. Yazsak da yazmasak da her şeydeki mucize kendini gösterene kadar sessizce yürümektir şiir, İtiraf etmeliyim ki bu yola büyük şiirler yazmak için çıktım ama hayat tarafından aşınıp gerçek şiirleri keşfetmeyi istemeye başladım. Şimdi, hayatımın ikinci yarısındaysa şiirin kendisi olma İsteğimle onur ve heyecan duyuyorum!
Bu, kesinlikle insanın duymak isteyeceği türden bir özlem:
Sadece şiirden zevk almak değil, aynı zamanda şiir olmak…