Tüm varoluş acı çekmekten ibarettir…
-Robert Winston
Merhaba
Nietzsche’nin düşüncelerine yaklaşan bu ifade, varoluşun doğasına dair oldukça keskin bir bakış açısını yansıtıyordu. Felsefi açıdan bakıldığında, bazı akımlar yaşamın özünde bir mücadele ve acı olduğunu savunur. Ancak başka filozoflar ise acının, anlam ve farkındalık yaratma sürecinin kaçınılmaz bir parçası olduğunu söyler.
Varoluş hakkındaki bu sert yorum zihnimi kurcalarken, yürüyüş sonrası Çeşme D&R’da raflardan bir kitap bana göz kırptı: Tanrının Öyküsü. BBC’de yayımlanan aynı adlı belgesel serisinden tanıdığımız Prof. Robert Winston, bu kez kalemiyle insanlık tarihinin belki de en büyük sorusunun peşine düşüyor:
Tanrı fikri nereden geldi?
Tanrı Fikri ve İnsanın Arayışı
Tanrı fikri, tarih boyunca insan zihnini en çok meşgul eden düşüncelerden biri olmuştur. Çünkü insanın yaşamı ve evreni anlama ihtiyacı, beyin yapısının doğal bir sonucudur. Bu arayış;
- Zerdüştlük’te Avesta,
- Hinduizm’de Vedalar,
- Musevilikte Tevrat,
- Hristiyanlıkta İncil,
- İslam’da Kur’an gibi kutsal metinlerle ifadesini bulmuştur.
Tüm bu metinler, aslında aynı temel sorunun farklı kültürlerdeki yankılarıdır:
Biz kimiz, nereden geldik ve neden buradayız?
Kitap Ne Sunuyor?
Kitap, dinlerin tarihsel doğuşunu, insanların Tanrı fikrine nasıl ulaştığını, Tanrı düşüncesinin evrimsel, sosyolojik ve psikolojik boyutlarını ele alıyor.
Yazar; antropolojiden nörobilime, psikolojiden arkeolojiye kadar geniş bir perspektifle sorular soruyor ve cevaba giden yolda okuyucuyu düşündürüyor.
Dinin Evrimsel ve Psikolojik Yönü
Winston’a göre, eğer din insana rahatlık veriyorsa, o zaman dinî inançların evrimsel süreçte hayatta kalma avantajı sağlamış olması mümkündür. Bu ifade, dinin insan psikolojisi üzerindeki etkisini ve evrimsel faydalarını vurguluyor.
“İçsel dindarlık, insanları endişeden uzak tutabilir, suçluluk duygularını hafifletebilir ve toplumla uyumlu hale getirebilir.” -Robert Winston
Dinin bireysel psikoloji üzerindeki olumlu etkilerini açıklıyor.
İçsel dindarlık, insanları:
- Endişeden uzak tutabilir,
- Suçluluk duygularını hafifletebilir,
- Toplumla uyumlu hale getirebilir.
“Ancak, sadece bir gruba ait olmak için yaşanan dışsal dindarlık daha çok kaygı, suçluluk ve merak baskısı yaratabilir.” -Robert Winston
Dinin sosyal bağlamda nasıl farklı etkiler yaratabileceğini gösteriyor.
Ancak, sadece bir gruba ait olmak için yaşanan dışsal dindarlık daha çok:
- Kaygı,
- Suçluluk,
- Merak baskısı yaratabilir.
İnancın Kökleri: Evrimsel ve Psikolojik Bir Perspektif
Winston’un görüşlerini desteklemek için psikoloji alanındaki diğer bilim insanlarının dinin evrimsel ve psikolojik yönü hakkındaki görüşlerini ekleyebilirsin. İşte bazı önemli kaynaklar ve yaklaşımlar:
- Richard Sosis ve Candace Alcorta: Dinin grup dayanışmasını artıran bir mekanizma olduğunu ve bireylerin hayatta kalma şansını yükselttiğini savunuyorlar.
- Pascal Boyer ve Nicolas Baumard: Dinin kültürel öğrenme yoluyla evrimleştiğini ve insan zihninin doğal eğilimleriyle şekillendiğini öne sürüyorlar.
- Zachary Smith ve Holly Arrow: Dinin bilişsel adaptasyonlar ve memetik aktarım yoluyla evrimleştiğini, bazı yönlerinin modern dünyada işlevsiz hale geldiğini belirtiyorlar
Tarihöncesi İnsanlar Tanrı’ya İnanıyor Muydu?
Kitapta en ilgi çekici sorulardan biri bu. Elbette bu soruya net bir cevap vermek mümkün değil. Ancak tarihöncesi insanların:
- Bugünküne benzer genetik donanıma sahip olduğu,
- Aynı hayatta kalma reflekslerini taşıdığı,
- Doğayı anlamlandırma çabasının benzer olduğu,
düşünülürse, onların da bir “öte” fikrine yönelmiş olması mümkündür.
İki ayak üzerinde durabilmemiz, uzaklara bakabilmemiz, “öte”ye ulaşma arzumuzu da şekillendirmiş olabilir.
Kişisel İzlenimim
Tanrı’nın Öyküsü benim için sadece dinlerin tarihini anlatan bir kitap olmadı. Kitabı okudukça şunu fark ettim: Tanrı fikri, insanlık tarihinin en kadim, en içsel arayışlarından biri. Bazen korkudan, bazen hayranlıktan, bazen yalnızca anlam bulma isteğinden doğmuş bu fikir. Ve her çağda, her coğrafyada insanlar benzer sorular sormuş: “Ben kimim?”, “Neden buradayım?”, “Bir yaratıcı var mı?”
Robert Winston’un sade ama derin anlatımı sayesinde bu soruların peşinden gittim. Kitap bana gösterdi ki Tanrı düşüncesi, sadece teolojik bir mesele değil; aynı zamanda insanın kendi varoluşunu anlamlandırma çabası.
Kitapta en çok üzerinde düşündüğüm konulardan biri de içsel ve dışsal dindarlık ayrımı oldu. Dinin gerçekten kişisel bir deneyim, bir dönüşüm süreci olduğuna inanmaya başladım. Dışsal biçimlerden çok, içsel samimiyetin ruhu beslediğini gördüm.
Ve belki de en önemlisi, dinlerin bu kadar farklı görünse de aslında hep aynı özlemin, aynı anlam arayışının farklı dillerde anlatımları olduğunu hissettim. Bu farkındalık, bana hem başka inançlara daha açık bakmayı hem de kendi inanç sorularımı daha dürüstçe sormayı öğretti.
Kısacası, Tanrı’nın Öyküsü benim için bir “bilgi kitabı” değil, bir “ayna” oldu. Kendime, tarihe ve inanca başka bir gözle bakmamı sağladı.
Tanrının Öyküsü, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. Tanrı’nın Öyküsü, sadece bir dinler tarihi kitabı değil. Bu kitap, insanlığın iç dünyasına dair derin bir sorgulama sunuyor. Robert Winston, bilimsel titizliği ve sade anlatımıyla, inananlar için de inanmayanlar için de önemli bir düşünce kapısı aralıyor.
Eğer siz de bu tür konulara ilgi duyuyor, “Tanrı düşüncesi nasıl doğdu?” diye merak ediyorsanız, bu kitap rafınızda mutlaka yer almalı.
Kitap, Winston’ın BBC’de sunduğu aynı adlı belgeselin genişletilmiş ve derinleştirilmiş bir versiyonudur. Görsel anlatımın ötesinde, metin okuyucuya daha derin bir entelektüel yolculuk sunar.
Robert Winston Hayatı ve Kariyeri
Prof. Robert Maurice Lipson Winston, 15 Temmuz 1940’ta Londra’da doğmuş, dünyaca tanınan bir bilim insanı, tıp doktoru, akademisyen ve televizyon sunucusudur. Tıpta özellikle üreme bilimi, embriyoloji ve genetik mühendislik alanlarında yaptığı öncü çalışmalarla bilinmektedir.
Eğitim ve Akademik Kariyer : Robert Winston, tıp eğitimini Londra Üniversitesi bünyesindeki The London Hospital Medical College‘da tamamladı. Ardından, İngiltere’nin en prestijli üniversitelerinden biri olan Imperial College London‘da akademik kariyerine devam etti. Burada profesörlük unvanını aldı.
Bilimsel Başarılar
- Üreme teknolojileri üzerine yaptığı çalışmalarla IVF (tüp bebek) tedavisinin geliştirilmesine büyük katkılarda bulundu.
- Embriyo genetiği, doğurganlık, etik sorunlar ve genetik mühendisliğin sınırları gibi hassas konular üzerine bilimsel ve etik tartışmaları kamuoyuna taşıdı.
- Genetik biliminin toplum üzerindeki etkileri konusundaki görüşleriyle hem bilim dünyasında hem de geniş halk kitlelerinde yankı uyandırdı.
Televizyon ve Popüler Bilim
Prof. Winston, bilimi geniş kitlelere ulaştırmak amacıyla BBC için hazırladığı belgesel dizileriyle de tanınmaktadır. Bunlardan bazıları:
- The Human Body
- Child of Our Time
- The Story of God (Tanrı’nın Öyküsü)
- Walking with Cavemen
Bu yapımlar, bilimi sadece laboratuvar ortamından çıkarıp, insanların günlük yaşamlarıyla ilişkilendirerek sunduğu için büyük ilgi gördü.
Yazarlık ve Kitapları
Robert Winston, hem bilimsel hem de popüler kitaplarıyla tanınır. Kitaplarında karmaşık bilimsel kavramları sade bir dille anlatmayı başarmıştır. Bazı önemli kitapları:
- The Story of God (Tanrının Öyküsü)
- Human Instinct
- Bad Ideas? An Arresting History of Our Inventions
- The Essential Guide to Fertility
Liyakat ve Ünvanlar
- İngiliz Lordlar Kamarası üyesidir (Baron Winston olarak anılır).
- Birleşik Krallık’ta bilim ve toplum arasında köprü kurma konusundaki çabaları nedeniyle birçok ödül ve nişan almıştır.
- Kraliyet Tıp Koleji ve Kraliyet Bilim Akademisi üyesidir.
Robert Winston, bilimsel ciddiyetle insani duyguyu, etik düşünceyle teknolojik ilerlemeyi birleştirebilen ender bilim insanlarından biridir. Hem laboratuvarda hem televizyon ekranında, hem kitaplarında hem de üniversite kürsüsünde halkı aydınlatan çok yönlü bir akademisyendir.
Yazarlar okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…



Yorum bırakın