
Çağdaş psikolojinin üç büyük devinden biri ve analitik psikolojinin kurucusu, psikiyatr ve dünyamızın ender Filozof-bilimadamlarından biri olan C. G. Jung, İnsan Ruhuna Yöneliş’te psikolojinin en temel ve özgün kavramlarını sunuyor: Kompleksler, düşler ve bireysel anlamları, çağrışım deneyleri, yansıtmalar, arketipler, bilinç, bilinçaltı ve bilinçdışının işlevleri…
“İnsan kendisini aşarak kendisi olur.”
— Carl Gustav Jung
Merhaba
Psikolojinin konusu ruh, felsefeninki dünyadır. Yakın zamanlara kadar psikoloji felsefenin bir bölümünü oluşturuyordu, fakat Nietzsche’nin de sezdiği gibi, psikoloji felsefenin varlığını tehdit edici bir atılım içerisinde görünüyor. Bu iki bilim dalının iç benzerliği, deney alanına girmeyen konular üzerinde sistematik düşünce kurmalarına dayalıdır. Böylece, kavramları irdelemeye koyulan kurgusal aklı harekete geçirmiş olurlar. İrdeleme, öylesine çeşitli boyutlara uzanır, öylesine görünümlere bürünür ki felsefede olsun, psikolojide olsun, düşüncelerin çeşitliliğini özetlemek için kitaplar gerekir. Birbirlerini anlaşılır kılan bu iki bilim dalının varlığı diğerinin varolmasına bağlıdır.
Çağdaş psikolojinin üç büyük devinden biri ve analitik psikolojinin kurucusu, psikiyatr ve dünyamızın ender Filozof-bilimadamlarından biri olan C. G. Jung, İnsan Ruhuna Yöneliş’te psikolojinin en temel ve özgün kavramlarını sunuyor: Kompleksler, düşler ve bireysel anlamları, çağrışım deneyleri, yansıtmalar, arketipler, bilinç, bilinçaltı ve bilinçdışının işlevleri… Çağdaş psikolojinin üç büyük devinin sonuncusu, çağdaş insanın günlük yaşamında ve “öte yaşamında”; düşlerinde, bilinçli ve özellikle de bilinçsiz yaşamında kendini duyuran başlıca ruhsal sorunlarına, sıkıntılarına uzun yıllar öncesinden ışık tutmaya, yol göstermeye devam ediyor. Jung, öte yandan bir kahin gibi davranıyor; insanlığı bekleyen en büyük tehlikenin “ruhsal tehlike” olduğunu, bunun da insanın bilinçaltından geleceğini savunuyor. Bu bağlamda İnsan Ruhuna Yöneliş, ilk basımından bu yana geçen yaklaşık 60 yıla karşın değerinden ve savlarından hiçbir şey yitirmemiş durumda. Çünkü Dünya gezegeni, giderek bilincini bir yana bırakıp, bilinçaltı birikimleriyle varlığını ve ilişkilerini sürdürmeye çalışan bir insan tipinin egemenliğine giriyor…
Eserinde, danışanlarla yaptığı çalışmaları anlatırken, çağdaş insanın günlük yaşamında ve “öte yaşamında”; düşlerinde, bilinçli ve özellikle de bilinçsiz yaşamında kendini duyuran başlıca ruhsal sorunlara uzun yıllar öncesinden Işık tutmuştur.
Jung, İnsan Ruhuna Yöneliş, kitabında bir kâhin gibi davranıyor; insanlığı bekleyen en büyük tehlikenin “ruhsal tehlike” olduğunu, bunun da insanın bilinçaltından geleceğini savunuyor. Bu bağlamda İnsan Ruhuna Yöneliş, ilk basımından bu yana geçen yaklaşık 60 yıla karşın değerinden ve savlarından hiçbir şey yitirmemiş durumda.
Halen bıraktığı görüşler doğrultusunda psikolojinin hareket ettiğini düşünüyorum. Jung, bebek adımları olan psikolojinin kendini geliştirmesi gerektiğine inanıyor. Psikoloji alanında yaptığı çalışmaları paylaştığı birkaç eserini daha listeme almıştım. Zamanı geldiğinde sırasıyla paylaşacağım.
Kendisini aşarak, kendisi olmaya çalışanlara , kitap iyi gelecek…
İnsan Ruhuna Yöneliş, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın