“İnsanlar ne der?” Sorusuna boyun eğmek, hiçbir orjinalliği olmayan hoş ve kibar insanlar yaratır. Hepsi de başkalarının ellerindeki iplerle harekete geçen, güzel ve mekanik kuklalardır…”

-Jules Payot

Merhaba

Geçen gün dışarı çıktığımda, alış veriş esnasında karşıma çıkan, “İrade Eğitimi” kitabı. Tek tip besin şeklim kitap olunca, topraktan çıkan ürünlerden sonra haliyle dikkatimi çekiyor.

“Disiplinli olmayı bu kitaptan öğrendim.” Cemil Meriç‘in sözü kitabın arka kapağından sesleniyordu. Referans iyi olunca, konuda irade olunca, okunması gereken bir kitap olduğunu düşündüm.

19. yüzyılın tanınmış eğitimcilerinden olan Fransız Jules Payot, bir bireyin İrade Eğitimi sayesinde tutkularından arınıp kendini geliştirmenin ve özgürleşmenin yolunu bulabileceğini söyler. Hayat boyunca edinilen tüm bilgiler ve ailede, okulda alınan eğitim , iradeyi güçlendirmede kullanılabilecek kaynakları bizlere sağlar. Payot, işte bu kitapla beraber, İrade Eğitimi adına vurgulanabilecek en önemli hususları başlık başlık inceler. Kitabı kuramsal ve uygulamaya yönelik iki temel bölüme ayırır. Tembelliği, yenmemiz gereken düşman olarak tanımlamıştır ve bir amacı takip ederek zihnimizdeki fikirleri sürekli olarak beslemeye çabalamamız gerektiğini vurgular. Kendi fikirlerinin haricinde, ünlü düşünürlerin fikirlerine de kitabında yer veren Payot, İrade Eğitimi hakkındaki cesaret kırıcı, yanlış teorilere özellikle yer vermiş ve bunları temellendirerek açıklamıştır. Eksiksiz bir çeviriyle hazırladığımız İrade Eğitimi, zamanında Cemil Meriç ve Ali Fuat Başgil gibi önemli isimleri fazlasıyla etkilemiştir. 

“Kendi kendime, ah bu kitap on sekiz yirmi yaşlarımdayken elime geçmeliydi diyor ve geciktiğim için üzülüyordum.”

Ord. Prof. Dr. Ali Fuat Başgil,

“İnsanların, neredeyse tüm alanlarda bir eğitmene ihtiyaç duyması ve bu eğitimi dikkatle takip etmeleri takdire şayandır. Ancak asıl olan bayat bilimi üzerine hiç çalışmazlar ve bunu kavramaya yönelik bir istek duymazlar. ”

NICOLE – ‘Şansa Güvenmemenin Gerekliliği Üzerine”

17. yüzyıl boyunca ve 18. yüzyılın başlarındaki büyük bir kısımda din, insanlar üzerinde yadsınamaz bir etkiye sahipti. İrade Eğitimi’ne dair problemler genel olarak tartışılmaktan uzaktı. Katolik Kilisesi, tüm inananların hayat tarzlarına şekil vermeye yetecek gücü elinde bulunduruyordu. Günümüzde bu durum, düşünen bireyler tarafından değişikliğe uğratılmıştır. Gazeteler, köşe yazıları ve hatta romanlar iradenin şu andaki önemsiz rolünü küçümsemek adına âdeta birbirleriyle yarışıyorlar.

İradenin evrensel olarak ihmal edilmesi durumu, doktorların ilgisini çekmiştir. Ancak bu doktorların zihinleri ne yazık ki psikolojinin yaygın doktrinlerinin etkisi altındadır. İrade kavramını temel olarak zekâ ile ilişkilendirmişlerdir. Eksik olduğumuzu düşündükleri şey, dışarıdan gelecek olan doğrulanmış, metafiziksel bir teoridir. Bu konudaki cahil bakış açıları mazur görülebilir.

Açıklanması zor olan temel bir konuya yaklaşmadan önce daha az öneme sahip ancak açıklanması kolay olan konular ele alınabilir. Basit bir fikrin, karakterimiz üzerinde nasıl küçük bir etkiye sahip olabileceğini fark etmek oldukça zordur. İrade dediğimiz kavram, duygusal güce sahiptir. Her düşüncemiz, İrademizde bir etkiye sahip olmak için, içinde tutkuyu barındırmalıdır.

İrade mekanizması daha yakından incelenirse görülecektir ki, metafiziksel teorilerin önemi çok az seviyededir. Tüm hayatımızı etkileyen ve akıllıca kullanılan psikolojik temeller, kasıtlı olarak takip edilen eğilimlere sahip değildir. Paraya düşkün bir birey, parasının cebinde kalması için ucuz yiyecekler yiyebilir, kötü bir yatakta uyuyabilir, arkadaşlarıyla görüşmeyebilir ve hiçbir zevk almadan hayatına devam edebilir. Tamamen para aşkıyla! Durum böyleyken, neden küçücük bir etkisi olacağını düşündüğümüz bir fikir, bizim kaderimizi şekillendirme gücüne sahip olamasın ki?

Ne yazık ki, şimdiye kadar kaynaklarımız bu açıdan yeterince değerlendirilmemiştir.

Avrupa’da son 30 yılda başı çeken fikirler “İrade Eğitimi” teorisinin saf ve basit antitezleri olarak ikiye bölünmüşlerdir. İlki, karakteri üzerinde bir kontrolümüzün olmadığı, taşınmaz bir blok olarak inceler. Bu çocukça düşünce, ileride daha detaylı olarak incelenecektir. İkincisi, ilkine oranla , İrade Eğitimi kavramına daha uygun görünüyor. Özgür irade olarak da incelenebilir. Stuart Mill, bu teorinin, onu savunup destekleyen kişilerde ‘kişisel kültür’ anlamında keskin bir algı oluşturduğunu da söylemiştir. Her ne kadar bir bilim insanı tarafından öne sürülmüş olsa da, ikinci teorinin de en az birincide olduğu gibi kendimizi geliştirme amacında bizi kesintiye uğratacağını ve bizler adına tehlikeler barındırdığını söylemekte tereddüt etmiyoruz. Bu teoriyle, insanın kendi içinde bir şeyleri değiştirmesinin çok kolay ve doğal bir yöntemle başarılabileceği ima edilir. Ancak gerçekte, bu uzun soluklu bir süreçtir. Çok fazla sabır ve psikolojik kaynakların kesin bir bilgiyle değerlendirilmesini gerektirir.

Kulağa fazlasıyla basit gelmesi sebebiyle, birçok düşünür İrade Eğitimi‘ni irdelememiştir. Böylece psikoloji alanında ve insanlık tarihinde büyük bir kayıp yaşanmıştır.

“İrade eksikliğinin nedenlerini araştırdık. Çözümü, duygu durumlarını dikkatlice geliştirmeyle bulabileceğimizi düşündük Sizlere sunduğumuz bu kitabın alt başlığı olarak şöyle bir cümle belirtebiliriz: “İradeye fayda sağlayan durumları geliştirmek ve aksi etkisi olanlardan mümkün olduğunca uzaklaşmak.” Bu yönde herhangi bir çalışma yapılmamıştır. Bu önemli konuya katkı sağlayabilecek çabamızı dikkatinize sunacağız. İrade Eğitimi’ni soyut olarak ele almaktansa, onu uzun süreli ve azimli entelektüel çalışmanın bir meyvesi olarak değerlendirdik. Gençlerin ve zihnini kullanarak çalışanların bu kitaptan fayda sağlayacaklarına inanıyoruz. Birçok gencin, kendini geliştirme ve kontrol etme konusunda eksiklik yaşadığını duydum. Onlara dört yıllık çalışmalarımızın sonucunu sunuyorum.”

Jules Payot

İrade Terbiyesi: “Zihnin, Bedenin ve Ruhun Disiplini

İrade, yalnızca bir güç değil; yöneltilmiş bir bilinçtir. Onu eğitmek, hem zihinsel hem bedensel hem de duygusal bir mimariyi kurmak demektir. Aşağıdaki sorular, bu mimarinin temel taşlarını sorgulamak için sunulmuştur.

  • Zayıf irade, öğrencilerde ve çalışan insanların zihinlerinde hangi şekillerde ortaya çıkar?
    • Dikkatin dağılması: Zihnin sürekli başka şeylere kayması, odaklanamama.
    • Tembellik ve erteleme: Başlamaktan kaçınma, işi sürekli sonraya bırakma.
    • Hedefsizlik: Ne için çalıştığını bilmemek, amaçsızlık hissi.
    • Duygusal iniş çıkışlar: Ruh haline göre hareket etme, kararsızlık.
    • Zihinsel dağınıklık: Düşüncelerin organize edilememesi, karar verememe
  • Takip etmemiz gereken amaç nedir?
    • Payot’a göre, irade eğitiminin amacı, bireyin kendi üzerine egemenlik kurmasıdır. Bu egemenlik:
    • Kendini yönetebilme (autodisiplin),
    • Yüksek bir ideali hedefleme (örneğin bilimsel, sanatsal ya da ahlaki bir amaç),
    • Zihinsel ve ahlaki gelişimi sürekli kılma anlamına gelir.
    • Amaç, yalnızca dışsal başarı değil; karakterin içsel terbiyesidir.
  • Fikirlerin irade üzerinde oynadığı rol nedir?
    • Fikirler, iradenin yönünü belirler. Eğer bir insanın zihni yüksek, yüce ve anlamlı fikirlerle doluysa, iradesi de bu fikirlerin peşinden gitmeye meyleder.
    • Zayıf fikirler, iradeyi zayıflatır. Anlık hazlara, yüzeysel hedeflere odaklanan fikirler, iradeyi dağıtır ve kararsızlaştırır.
  • Duygusal durumların irade üzerindeki rolü nedir?
    • Duygular, iradeyi ya güçlendirir ya da felce uğratır. Örneğin korku, utanç, öfke gibi duygular iradeyi bastırabilirken; sevgi, hayranlık, saygı gibi duygular onu besler.
    • Payot, özellikle yüksek duyguların (örneğin hakikat sevgisi, adalet arzusu) iradeyi eğitmekte temel olduğunu vurgular.
  • İrade eğitiminde derin düşüncenin yeri nedir?
    • Derin düşünce, iradenin pusulasıdır. Yüzeysel düşüncelerle hareket eden birey, kolayca yönünü kaybeder.
    • Payot’a göre, kendini gözlemleme, niyetleri sorgulama ve amaçları yeniden tanımlama gibi zihinsel faaliyetler, iradeyi bilinçli hale getirir.
  • İrade eğitiminde eylemin rolü nedir?
    • İrade, yalnızca düşünceyle değil, eylemle güçlenir. Her küçük disiplinli davranış, iradeyi pekiştirir.
    • Payot, “irade kası” gibi işleyen bir sistem önerir: tekrar eden bilinçli eylemler, iradeyi kalıcı hale getirir.
  • İrade eğitiminde beden sağlığının yeri ve rolü nedir?
    • Zihinsel disiplin, bedensel sağlıkla desteklenmelidir. Yorgun, uykusuz, sağlıksız bir beden; iradenin taşıyıcısı olamaz.
    • Payot, özellikle uyku düzeni, beslenme ve beden hareketlerinin irade terbiyesinde temel olduğunu vurgular.

İrade Eğitimi, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amacıyla. Jules Payot’un İrade Eğitimi (L’Éducation de la Volonté, 1894) adlı eseri, bireyin kendi üzerinde nasıl ustalaşabileceğini anlattığı bir kişisel gelişim klasiğidir — ama bu tanım onu basitleştirmemeli. Çünkü eser, yalnızca bireysel başarı için değil, ahlaki karakterin ve özgür bireyin inşası için bir yol haritası sunar.

Ve işte tam da bu nedenle, bugünün dikkat dağınıklığı çağında, derinleşemeyen zihinler ve yüzeysel motivasyonlar arasında, Payot’nun bu eseri belki de hiç olmadığı kadar önemlidir.

Eserin Günümüz İçin Önemi Nedir?

  • Günümüzde dikkat süresi giderek kısalıyor. Sosyal medya, bildirimler, hızlı tüketilen içerikler zihinsel odaklanmayı neredeyse imkânsız kılıyor.
  • Payot, iradeyi “düşünceyi bir hedefe yönlendirme ve orada tutabilme yetisi” olarak tanımlar. Bu, bugünün “anda kalamayan” insanı için hayati bir zihinsel kas.
  • Payot, “İrade, bir hedefin çevresinde dağılmadan toplanmayı bilmektir.” der.
    • Modern gelişim kültürü “motivasyon” arayışına odaklanırken, Payot disiplin ve alışkanlık gücünü öne çıkarır. Ona göre irade, geçici duygulardan değil, düzenli uygulamadan doğar.
  • Bugünün “hevesle başlayıp yarıda bırakma” alışkanlığına karşı, Payot iradenin bir tür karakter disiplini olduğunu hatırlatır.
    • Payot, bireyin kendi gelişiminden önce ailesini, sonra kendisini sorumlu tutar. Eğitimin sadece bilgi değil, karakter eğitimi olması gerektiğini savunur.
  • Bugünün “sınav odaklı” ama değer yoksunu eğitim sistemleri içinde, bu yaklaşım yeniden düşünülmeli.
    • Zorluklara karşı direnç, karar verme gücü, kendine hâkim olma becerisi… Bunlar sadece başarı değil, psikolojik sağlamlık için de gerekli. Payot, bu tür dayanıklılığın sonradan geliştirilebileceğini savunur.
  • Bu, özellikle gençler ve ergenler için çok kıymetlidir; çünkü irade, doğuştan değil, eğitilerek kazanılır.
    • Payot, irade eğitimi olmadan gerçek özgürlük olamayacağını savunur. Çünkü arzuların kölesi olan kişi, başkasının değil ama kendi zayıflığının esiridir.
  • Bugünün “özgürlük” söylemlerinin çoğu, sınır tanımamakla karıştırılıyor. Payot, bu yanılgıyı yüzyıllar önce düzeltmişti.
    • Jules Payot, günümüzün hızlı, parçalı, motivasyon bağımlısı bireyine şu mesajı veriyor: “Kendinle dost ol. Zihnini eğit. Niyetlerini netleştir. Disiplinle çalış. Çünkü özgürlük, en çok kendine hâkim olanın hakkıdır.”

Jules Payot Hayatı ve Kariyeri

Payot, 1859 yılında bir Fransız komünü olan Chamonix’de doğdu.  1907’de Chambéry ve Aix-en-Provence üniversitelerine rektör olarak atandı. Payot, Paris École Normale Supérieure’deki öğretmenlik görevi için Ferdinand Buisson’ın halefi olarak başvurdu, ancak bu görevi sosyolog Émile Durkheim devraldı. En ünlü kitabı İrade Terbiyesi 32 dile çevrildi.

Payot’un eserleri, kişisel gelişim, eğitim ve irade gücü üzerine yaptığı derin analizlerle günümüzde hâlâ ilgi çekmektedir.

Payot’un eğitim fikirlerine göre, her insanın kendi bireysel gücünü geliştirmek için kendisinin açık bir farkındalığına sahip olması gerekir. Aksi takdirde, insanlar, kendi doğal eğilimlerinin gelişimini saptıracak koşulların ve önerilerin sadece oyuncağı olurlardı.

Fikrî çalışma, başkalarının doğası ve eserlerinin incelenmesi veya bireysel üretim anlamına gelir. Üretim işi önce çalışmayı gerektirir ve her türlü entelektüel çabayı içerir. Çalışma aracı, önce dikkatin kendisi ve ikincisi de kendine yoğunlaşmaktır. Yazar için, çalışmak özenli olmaktır ve tekrarlanan çabalardan, enerjik ve ısrarlı bir faaliyetteki gerilimlerden oluşur.

Payot’a göre Goethe, başyapıtı Faust üzerinde 30 yıl çalıştı. Alman romancının gelişimine dayanan Payot, bir fikrin ya da hissin yavaş ve sürekli ilerlemesini, kişisel değeri için yavaş yavaş empoze ettiğini ve böylece her türlü anarşik ve dağınık çabayı bir kenara attığını belirtir.

Jules Payot Eserleri:

  • İrade Terbiyesi (Éducation de la Volonté, 1895)
    • En ünlü eseridir ve kişisel disiplin, irade gücü ve zihinsel çalışma üzerine derinlemesine bilgiler sunar.
  • Mektepte Ahlak (La Morale à l’École, 1908)
    • Eğitimde ahlakın rolünü ele alan bir çalışmadır.
  • Yazma Sanatını Öğrenme (L’Apprentissage de l’Art d’Écrire, 1914)
    • Yazma becerilerini geliştirme üzerine odaklanır.
  • Fikrî Çalışma ve İrade (Le Travail Intellectuel et la Volonté, 1921)
    • Zihinsel çalışma ve irade gücünün nasıl geliştirileceğini anlatır.
  • Mutluluğun Fethi (La Conquête du Bonheur, 1921)
    • Mutluluğa ulaşmanın yollarını ele alır.
  • Eğitimin İflası (La Faillite de l’Enseignement, 1937)
    • Eğitim sisteminin eksikliklerini ve reform önerilerini tartışır.

Jules Payot, Fransız eğitimci ve pedagog olarak bilinir ve özellikle irade eğitimi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınır.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgiyle okuyunuz…

Yorum bırakın

İnsan, her şeyi sahiplenme arzusundayken, varoluşun gerçek amacını çoğu zaman unutuyor. Şuurun altın damarına ulaşmanın farkında değil. Fiziksel dünyanın keşfi ilerledi ama insanın “kendini bilme yolculuğu” geri kaldı. Devasa binalar, yollar ve şehirler yükselirken; insanın iç dünyası hâlâ bilinmezliklerle dolu. Bilim, insanın özünü ve aklın ötesindekini henüz çözemedi.

Kendi değerimizi bilmemek, çağımızın en büyük açmazlarından biridir. Bu çağ, ilahi değerin açığa çıktığı dönem olmalı.

Kendini Bilmek İçin Kitap sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin