Merhaba

İzmir 9 Eylül Hastanesi Onkoloji Bölümü’nde yapılan rutin kontrollerin ardından, hastane bahçesindeki ağaçların gölgesinde derin bir nefes aldım; adeta terapi gibiydi…

Ana caddeye çıkıp yürüdüm. Yemek, kitapçı, kahve keyfi derken saat ilerlemişti. Bastonla Üçkuyular’daki Otobüs Terminaline geldik.

Arkamdan bir kadın sesi duyuldu:

“Yerinizi ayırttınız mı?”

“Evet,” dedim.

Beklemeye devam ettik. Yeni yapılan terminalde yolcuların bekleyeceği alan henüz düzenlenmemişti; en kısa zamanda tamamlanması dileğiyle…

Otobüs ileriden görününce, kapıdan geçip yolculuk terapisi için yerime oturdum.

Az önceki kadın telaşla yanıma geldi:

“İki kişilik yer ayırttım, şimdi yer yok diyorlar.”

9 Eylül Üniversitesi Hastanesi’ne kontrolleri için gelmiş. Hijyen sağlamak amacıyla iki kişilik yer almak istemiş. Otobüsten tekrar indi, yetkililer ise çözümü yanıma oturtmakta buldu. Bence iyi de oldu.

Bağışlanan her organ hayat kurtarır!

Ayşe ablanın iki kişilik yer istemesinin özel bir sebebi var. Yedi aydır böbrek hastası. Haftanın dört günü diyalize giriyor. Bir ay önce koluna kateter takılmış; damar kısa sürede tıkanmış. Sol kolunda enine iki derin kesik var.

“İyileşir mi?” diye sordum.

“Ayşe abla, daha çok yeni, iyileşir,” dedim.

Sağ göğüs kısmına yeniden kateter takılmış.

“Özel araçla gidip gelmek dünya parası tutuyor,” dedi. “Bu nedenle iki kişilik yer istemiştim.”

“Böyle bir şey olmaz” dediler.

İnsanların zor şartlar içinde olduğunu anlamak gerekiyor; bu yazı, umarım duyarlılığa sahip insanlara ve yetkililere ulaşır.

Ayşe abla böbrek nakli bekliyor. Eşini mide kanserinden kaybetmiş. “İki gün içinde öldü,” dedi. Ablası bu zorlu süreçte en büyük destekçisi olmuş. Azimli bir abla… MS hastalığına yakalanmış ama yürümeyi başarmış.

Ayşe abla, “Okuyamadık,” dedi. Kendini yormadan yaptığı el işlerini satarak küçük de olsa kazanç sağlıyor.

Ülkemizde kronik böbrek hastalığının prevalansı %15,7 olarak bulunmuştur. Bu, yaklaşık 7,5 milyon kronik böbrek hastası olduğu, yani her 6-7 erişkinden birinin böbrek hastalığıyla yaşadığı anlamına geliyor. Ancak böbrek hastalıklarının farkındalığı sadece %1,6 düzeyindedir.

Hayat, anlayışla, destek olmakla, duyarlılık göstermekle anlam kazanıyor.

Sağlıkla ve sevgiyle kalın…

Yorum bırakın

İnsan, her şeyi sahiplenme arzusundayken, varoluşun gerçek amacını çoğu zaman unutuyor. Şuurun altın damarına ulaşmanın farkında değil. Fiziksel dünyanın keşfi ilerledi ama insanın “kendini bilme yolculuğu” geri kaldı. Devasa binalar, yollar ve şehirler yükselirken; insanın iç dünyası hâlâ bilinmezliklerle dolu. Bilim, insanın özünü ve aklın ötesindekini henüz çözemedi.

Kendi değerimizi bilmemek, çağımızın en büyük açmazlarından biridir. Bu çağ, ilahi değerin açığa çıktığı dönem olmalı.

Kendini Bilmek İçin Kitap sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin