Merhaba

Hatalarınızdan Ders Alacak Kadar Olgun Musunuz?

Sıkça duyduğumuz kelimelerden biri: “Biliyorum.”

Peki, gerçekten bildiğimizi düşündüğümüz şeyleri birlikte tekrar gözden geçirelim.

Çeşme Devlet Hastanesi, teçhizat ve doktor açısından yetersiz olduğu için çevre hastanelere sevk işlemleri yapılıyor. Bir önceki yazımı hatırlatarak hikayenin yönü biraz daha değişiyor.

Urla Devlet Hastanesi Acil Servisi’nde yan yatakta bir kadın, annesini bekliyordu. Onlar da bizim gibi Çeşme Devlet Hastanesi’nden sevk edilmişti. Benzer tetkikler yapıldıktan sonra, sabah MR çekilene kadar dinlenmeye çalıştılar. “Çalıştılar” diyorum çünkü gece sabaha kadar sakin geçse de bölüm çalışanlarının hareketliliği vardı.

Üstelik ülkenizde değilseniz, yabancı bir ülkenin sağlık koşullarını, kurallarını, insanlarını anlamaya çalışmak oldukça zor. Üzerine bir de yabancı dil eklenince durum iyice karmaşıklaşıyor.

Kadınlar Rus oldukları için Türkçeleri yetersizdi. İletişim kurmak için ellerinden geleni yaptılar. Bana dönüp “Yardımcı olabilir misiniz?” dedi.

Anlamak konusu olunca hepimiz birbirimize yabancıyız. “Anlama dilini” bilen yok gibi.

Işıklar ve yüksek ses, hastayı olumsuz etkiliyor. Nörolojik bir rahatsızlık geçiriyorsa durum daha da kötüleşiyor.

Kadın şöyle dedi: “Sessiz kalmak, küçük hareketler yapmak neden bu kadar zor? Neden bağırmak, yüksek sesle konuşmak zorunda kalıyoruz?”

Doğanın sessizliğini ve dinginliğini bozan tek canlı türü insandır. Gözlemci şapkamla; yaşamı, ilişkileri, iletişim dilini kadının sözleri üzerinden düşündüm. Sonra düşündüğümü düşündüm. Derin bir konu.

Bu derinlikten kendimi çıkardığımda, yazmak istediğimi birkaç kelimeye nasıl sığdırabilirdim?

İfade edileni anlamak yerine kafadakileri dayatma olduğu sürece, sesli ve sözlü şiddet bitmeyecek. Ağaca, hayvana, kadına, erkeğe, insana şiddet devam edecek. Korku kültürü sana her şeyi yaptırıyor ve yaptırmaya devam edecek.

Oysa “Gelişim Odaklı Değerler Kültürü”nde bireyin güvende olabilmesi için diğer insanlarla saygı, sevgi, empati, halden anlama, dürüstlük gibi kavramlarla iletişim kurması gerekir. Bu kültürün ana teması “sevgi”dir. İlişkide önemli olan makam ya da mevki değil, o insanın özüdür.

Unutmayın, sen değişirsen, dünyan da değişir.

Sağlıkla ve sevgiyle kalın.

Yorum bırakın

İnsan, her şeyi sahiplenme arzusundayken, varoluşun gerçek amacını çoğu zaman unutuyor. Şuurun altın damarına ulaşmanın farkında değil. Fiziksel dünyanın keşfi ilerledi ama insanın “kendini bilme yolculuğu” geri kaldı. Devasa binalar, yollar ve şehirler yükselirken; insanın iç dünyası hâlâ bilinmezliklerle dolu. Bilim, insanın özünü ve aklın ötesindekini henüz çözemedi.

Kendi değerimizi bilmemek, çağımızın en büyük açmazlarından biridir. Bu çağ, ilahi değerin açığa çıktığı dönem olmalı.

Kendini Bilmek İçin Kitap sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin