
Yazının tarihi Sümer’de başlıyor, tam 5000 yıl önce. Sümer ülkesinde ve mezopotamya’da yalnızca insan belleğine yardımcı olması için kullanılan yazı, çiviyazılarından Mısır hiyerogliflerine, Müslüman dünyasının hat sanatından Ortaçağ yazmanlarının kaligrafi çalışmalarına ve Çin’in düşünce yazılarına dek zaman içinde çok farklı biçimler alıyor. XV. Yüzyılda matbaanın icadıyla birlikte yazının tarihi basımcılığın tarihiyle birleşiyor. Yazı genelleşiyor, yaygınlık kazanıyor.
“Yazının ne olduğunu bilmezsen güçlüklerini hafife alırsın, ama ayrıntılı bir açıklama istiyorsan sana şunu söyleyeyim ki bu çok zahmetli bir iştir. Gözü bozar, sırtı kamburlaştırır, mideyi ve kaburgaları ezer, böbrekleri kerpetenle sıkar ve bütün vücuda acı verir […] En sonunda yazıcı, limana geri dönen denizci gibi son satıra gelmenin neşesini yaşar.”
— Georges Jean
Merhaba
“Yazı İnsanlığın Belleği” kitabını, KitapSever‘lerle buluşturduğu için, Yapı Kredi Yayınlarına teşekkür ederim…
Uzun zaman önce okuma listesine alarak, sahaf kitabevi , tek tek araştırıp, bulamayınca bir ümit yapı kredi yayınları sayfasına “kitap basılınca bilgi almak istiyorum” notunu düşmüştüm.
Geçen gün mailime gelen mesaj mutlu etti…
Yazı İnsanlığın Belleği, Georges Jean‘in eseri yeniden basılmıştı. Hemen internetten sipariş ederek, kütüphaneye katılacak yeni bir dost için beklemeye başladım.
Yazınsal kültürle uğraşanlar, tekil mücadele edilen bu yolda, diğer parçalardan ayrılarak, içsel yolculuğun derinliğinin anlamını iyi bilir. Kimlerle, yazının usta kalemleriyle. Ben de bu değerli dostlarla iletişim kurarak, öğrenmeyi gerçekleştiriyorum. Ve onlardan öğreneceğim nice bilgi daha var.
Bu yaşamı deneyimliyorsam, vazifede içinde saklı olmalı.
“Bilgiye uyanış” gerçekleştiyse, yüzümde kocaman gülümsemeyle sembolleri, yazının tarihini okumaya devam.
Günümüzden yirmi bin yıl önce, Lascaux’da, insanlığın ilk resimleri çizilmiştir. İnsanlık tarihinin en akıl almaz öykülerinden birinin, yazının öyküsünün başlaması için daha on yedi binyıl beklemek gerekecektir. Doğal olarak, yazılı ilk göstergeleri bulanların kendi efsanelerinin izlerini bırakmayı istedikleri düşünülür. Oysa yazının romanının başlangıç bölümleri hiç de bu kadar romansı değildir!
“insanlar bir milyon yıldan beri doğup ölmekte, ama yalnızca altı bin yıldır yazmaktadırlar.” Etiemble
5000 yıl önce ilk kez Sümer uygarlığı tarafından basit muhasebe hesaplarını kaydetmek üzere kullanılan resimyazılarından Mısır hiyerogliflerine, Ortaçağ kaligrafilerinden İslam hat sanatına ve Çin’deki düşünce yazılarına kadar el yazısının ve elyazmalarının gelişimi ve farklı biçimleri ele alınıyor önce.
Ardından ilk matbaa kuruluyor, yazının tarihi basımcılığın ve tipografinin tarihiyle bu noktada kesişiyor. Kitabın ve basımcılığın serüveni de başlamış oluyor böylelikle. Genelleşen ve yaygınlık kazanan yazı, artık dinsel imgelerden müziğe, dil oyunlarından edebiyata ve bilimsel formüllere kadar çok farklı alanların ortak ifade aracına dönüşüyor. Ve Georges Jean’ın belgeler ve tanıklıklarla gösterdiği gibi, modern dünyada yazı, harf, kendiliğinden bir varlık oluyor, dünyanın vazgeçilmez bir parçasına dönüşüyor.
Georges Jean, dilbilim, semiyoloji ve çocuk edebiyatı alanlarında uzmanlaşmış bir Fransız şair ve denemeciydi.
Yayımladığı kırka yakın yapıtı arasında sekiz şiir derlemesi, şiir sanatı ve pedagoji üzerine denemeleri ve sekiz şiir antolojisi bulunmaktadır.
Sözlü ve Yazılı Kültür, Walter J.Ong, “Görüldüğü kadarıyla, kişinin toplumsal yapılarda pek bilinçsizce kayboluvermediği yüksek derecede içselleşmiş bilinç aşamaları, yazı icat edilmemiş olsa, insan bilincinin pek kolay erişemeyeceği aşamalardır. Tüm insanların doğuştan girdiği sözlü kültürle, herkesin sonradan edindiği yazı teknolojisinin karşılıklı alışverişi ruhunuzu derinden etkilemektedir. İnsan varlığı ve soyu açısından, bilinci belirgin bir dilde ilk olarak aydınlatan, özneyi yüklemden ayırıp sonra da ikisini birbirine iliştiren ve bir toplumda insanları birbiriyle bağlayan sözlü kelimelerdir. Yazı, bölünmeyi ve yabancılaşmayı getirmekle birlikte, daha üstün bir birlik de sağlar. Benlik duygusunu pekiştirir ve insanlar arasında daha bilinçli bir etkileşim kurar. Yazı, bilinç düzeyini yükseltir. “
Yazıyla ilgili bu değerli bilgiyi hatırlatmak isterim.
Yazı İnsanlığın Belleği, Georges Jean okumayanlara tavsiye okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle, okuyunuz…
Bir Cevap Yazın