Birçok şey kaybedilir, ama kayıp her zaman bir şeyler kazanmak için de bir yol açar…
-Will Buckingham
Merhaba
1967 yılından bu yana her yıl Hans Christian Andersen’in doğum günü olan 2 Nisan Dünya Çocuk Kitapları Günü olarak kabul ediliyor ve IBBY tarafından bugüne özel bir önem veriliyor. Bu özel günün kutlanması için her yıl başka bir ülkenin IBBY kuruluşu görev üstleniyor ve o ülkenin önde gelen bir yazarı kitap sevgisini dile getiren bir bildiri ve yine önde gelen bir çizeri de kitap temalı bir poster hazırlıyor.
Laika’yı bilir misiniz? Hani 1957 yılında bir rokete konup uzaya gönderilen ve bir daha asla Dünya’ya geri dönmeyen köpek Laika’yı?.. Lucy ve Laika, Will Buckingham kitabını “Dünya Çocuk Kitapları Günü” için paylaşmak istedim.
Layka, Dünya yörüngesine çıkan ilk hayvan olan Sovyet uzay köpeği. Moskova sokaklarından toplanan melez bir köpek olan Layka, 3 Kasım 1957 tarihinde fırlatılan Sputnik 2 uzay aracının yolcusu olarak seçildi.
- Layka’nın seçme şansı olsaydı, sizce Layka uzaya fırlatılmak ister miydi?
“İnsan ruhunun bir parçası hayvan sevgisini tadana kadar uyanmaz…” Düşünür yazar ve öğretim üyesi Will Buckingham Laika’nın anısına bir kitap yazmaya karar verir. Lucy ve Laika adını verdiği bu kitapta bir köpek ile bir kız çocuğu arasındaki dostluktan yola çıkarak uzayın derinliklerine, Einstein’ın görelilik kuramına, felsefenin en temel kurallarına uzanan güzel ve düşündürücü bir öykü.
Bahçesinde artık malzemelerle bir uzay gemisi prototipi yapacak denli uzayı, bilimi, ama en çok da köpeğini seven Lucy’nin yaşam öyküsüne eşlik ederken bilime de, hayvanlara da başka bir gözle bakacaksınız.
Ruhumuzdaki o parçanın daima uyanık kalması gerekir. Hayvan sevgisi bilinçli olmaya açılan kapılardan biridir. Edebiyatın 3 boyutlu gücüyle geçmişe çocuk yaşlarına, bilincin açıldığı kapıya, baktığımda, anne ve babamın hayvan sevgisi, hayvanlarla olan ilişkimi belirlemiş olmalı. Zarar vermeden, dilsiz dostlara destek olmanın gerekliliği doğmuş olmalı. Ayrıca hayvanların kendi doğal yaşamında olmalarını sağlamakta en önemli Makro anlayıştır.
Dünyada yaşayan ve adına insan dediğimiz canlı türünün, içinde farklı enerjiler barınıyor. Ve bu enerjilerde en çok hayvan dostlarımıza zarar veriyor. Dünya üzerinde Mikro bir anlayışın hüküm sürdüğünü belirtmeliyim.
Diğer bir konu ise sahiplendiğiniz şey geçici bir heves değil. Ulu orta bırakabileceğiniz, göstermelik bir şeyler değil. Varlık, yani ÖZ. Bu nedenle sahiplenmeden önce düşünün derim.
Günümüzde canlı dostlarımıza yaşatılanlar ortada. Her gün şahit olunan birçok haber görüyoruz.
Yaşadığım zorlu hastalıkla mücadele ederken, enfeksiyon riskine karşılık ki enfeksiyona yakalanıp, bolca antibiyotik kullandığım çok oldu. Sevgimi hisseden varlıkların, beni çok iyi anlayacağını biliyorum.
Son birkaç yıldır kendi saç tüyüm dahil yerde tüy görmek bile rahatsız edici. Kemoterapi döneminde dökülen saçlar bu hissiyatı yaratmış olmalı. Sağlık için daha hijyenik olmaya özen gösteriyorum.
Hayvanlara karşı hissim hep aynı. Sevgi dolu…
Hayvan sevgisini, kitap sevgisini çocuklarınızla ve hiç büyümeyen yetişkin çocuklarla paylaşmanız dileğiyle.
Lucy ve Laika, Will Buckingham okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. Eser, Will Buckingham’ın hem duygusal hem de felsefi yönleriyle öne çıkan, düşündürücü bir anlatı sunan kitabıdır. Günümüzde bu eseri okumak için birkaç güçlü neden var:
“Lucy ve Laika” adlı eseri günümüzde okumamızın birkaç güçlü nedeni var. Will Buckingham bu kitabında hem tarihi bir olayı — Laika adlı ilk uzaya gönderilen köpeğin trajik hikâyesini — hem de insanlık, etik ve kayıp gibi evrensel temaları dokunaklı bir şekilde işliyor. İşte neden hâlâ okunması gerektiğine dair bazı sebepler:
1. Empati ve etik üzerine düşündürüyor
Laika’nın hikâyesi, bilimin ilerlemesi uğruna yapılan fedakârlıkları ve bu fedakârlıkların etik boyutunu gündeme getiriyor. Kitap, okuyucuyu hem hayvan hakları hem de insan duyarlılığı hakkında düşünmeye teşvik ediyor.
2. Tarihî olayları duygusal bir bakışla ele alıyor
Soğuk Savaş dönemi, uzay yarışı gibi tarihî konular genellikle soğuk ve teknik anlatılır. Buckingham ise bunu sıcak, içten ve şiirsel bir dille işliyor, özellikle de çocukların ve gençlerin bu olaylara farklı bir gözle bakmasını sağlıyor.
3. Hayal gücü ve gerçeklik arasında köprü kuruyor
Roman, kurgu ve gerçeklik arasında gidip gelen bir yapıya sahip. Lucy adlı karakterin hayal gücüyle Laika’nın gerçek hikâyesi birleşiyor. Bu, çocuklara ve genç yetişkinlere yaratıcı düşünmenin ve hikâye anlatıcılığının gücünü gösteriyor.
4. Kayıp, yas ve umut temalarını işliyor
Lucy’nin yaşadığı kişisel kayıplar ile Laika’nın kaderi arasında paralellik kurularak evrensel bir yas ve iyileşme süreci anlatılıyor. Bu, özellikle duygusal gelişim çağındaki okuyucular için çok kıymetli.
Kısacası “Lucy ve Laika”, yalnızca bir köpeğin hikâyesi değil; aynı zamanda insanlık, vicdan ve umut üzerine bir düşünme daveti. Bu yönüyle hem çocuklar hem de yetişkinler için zaman üstü bir metin.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…



Yorum bırakın