"Ruhsal enerjide ilk basamak insanın kendini bilmesidir. Kendini bilen insan maneviyatını keşfeder ve yolculuğuna başlar." Lao Tzu
Yazarların kendine has ve özel kokusu olur… Merhaba, E-POSTA aslında o kadar da mükemmel bir şey değil. İnternet hizmet sağlayıcıları, bizleri istenmeyen mesajlardan her ne kadar korumaya çalışıyorsa da, bu soruna hiç kimse bir çare bulamıyor. Ne zaman e-posta hesabıma girip “Gelen Kutusu”nu açsam, tanımadığım kişiler tarafından gönderilmiş en az bir postaya rastlıyorum. Genelde bu…
Stefan Zweig’ın 1942’de ölümünden önce tamamladığı Dünün Dünyası’nda hem yazarın kendi dilinden hayat hikâyesini okuyacak hem de 20. yüzyılı onun gözlerinden göreceksiniz. Zweig bir yandan dünyaca ünlü yazarlarla, bestecilerle, düşünce adamlarıyla kurduğu ilişkileri şahit olduğu ilginç olayları anlatırken, öte yandan iki dünya savaşına da tanık olmuş biri olarak bu süreçlerde yaşananları oldukça samimi bir dille…
Yıldızın Parladığı Tarihsel Anlar, insanlık tarihindeki, “bir bireyin, bir ulusun ve hatta bütün insanlığın yazgısını belirleyen” bu ender değiştirici anları, büyük ilham saatlerini anlatıyor. “Hiçbir sanatçı günlük yaşantısının yirmi dört saati boyunca yaratıcı değildir; en önemli ve kalıcı olan başarılarını, ona İlham gelen ender anlara borçludur. Gelmiş geçmiş tüm zamanların en büyük yazarı ve anlatıcısı…
Stefan Zweig’ın, Kuzey Avrupa Rönesansı’nın büyük ustası, hümanist bilgin Desiderius Erasmus için kaleme aldığı bu yaşamöyküsü, bağnazlığın her türlüsüne karşı bir savaş ilanı niteliği taşıyor. Rotterdamlı Erasmus: Zaferi ve Trajedisi, son nefesine kadar bir hümanist, gerçek bir dünya vatandaşı olarak kalan Zweig’ın deneme türündeki başyapıtıdır. “Yeryüzünde aklın ve mantığın gerçek düşmanı sayıp reddettiği tek şey…
Dünya Fikir MimarlarıStefan Zweig, üç büyük yazarın yaşam öyküleri üzerinden, okurlarını dünya tarihine, edebi dehanın sınırlarına bir yolculuğa çıkarıyor. ‘Toplumun romanının yazan’ Balzac; ‘ailenin romanını yazan’ Dickens ve ‘bireyin romanını yazan’ Dostoyevski, Zweig’ın eserinde bir arada. ”Üç Büyük Usta”, roman sanatının bu üç büyük yazarı üzerinden bir dönem portresi veriyor. “Romancı en son, en yüksek…
Stefan Zweig “Dünya Fikir Mimarları” dizisinde yer alan Kendi Hayatının Şiirini Yazanlar kitabında, pek çok açıdan birbirinden farklı üç yazarın, Casanova, Stendhal ve Tolstoy’un hikayesini anlatıyor; bu üç ayrıksı ismin yaşamlarına, biyografik, duygusal, felsefi ve insani bir sondaj yapıyor. “Kendini anlatan bu sanatçı tipi kendi Ben’ini her tür sanat biçiminde gerçekleştirmeyi bilir, ancak sadece bir…
Hitler faşizminin gölgesinde yaşayan ve üreten bir yazar olarak Stefan Zweig’ın yaşamına bakmak, onun sadece sanatına bakmak demek değildir. Onun hikâyesi, aynı zamanda Avrupa’nın da hikâyesidir. Bu kitap, hayal kuran ve hayali uğruna mücadele veren, ancak ne yazık ki hayalinin gerçekleşmesinde sabırsızlık eden bir yazarın yolculuğudur. Hayali gerçekleştiğinde artık yaşamıyor olan sabırsız bir yüreğin yolculuğu……
Usta yazar Tahsin Yücel’in, Balzac’ın İnsanlık Güldürüsü adlı eserindeki yüz ve beden betimlemelerini göstergebilimsel yöntemle çözümlediği bu öncü çalışması Fransızcasından çeyrek yüzyıl sonra nihayet Türkçede. “Bir tek yüzümüz vardır, ama sevgili ya da meslek değiştirdiğimiz zaman, tutkuyla sevdiğimiz ya da çevremizde olup bitenler karşısında tümden ilgisiz kaldığımız aman bu yüz tümüyle aynı yüz değildir. Yüz…
“Kendim mektup almayı seviyorum ama bizzat mektup yazmayı imkansız ve hatta saçma buluyorum: Kendimi mektupla ifade etmeyi beceremiyorum.” (…) “Kendim mektup almayı seviyorum ama bizzat mektup yazmayı İmkansız ve hatta saçma buluyorum; Kendimi mektupta İfade etmeyi beceremiyorum (…) Eğer cehenneme gidecek olursam bana kesinlikle günahlarımın kefareti olarak günde en az on mektup yazma cezası verilecektir.”…
Gece ve Gündüz Virginia Woolf’un ikinci romanıdır. Woolf’un “bilinç akışı” tekniğini kullandığı daha sonraki modern deneysel romanlarından farklı olarak klasik gerçekçi üslûpla kaleme aldığı bu eser, olay örgüsü, gerçek mekân tasvirleri ve titizlikle betimlenmiş karakterleri, dönemin atmosferini yansıtan özellikleriyle dikkat çekiyor. ” Yaşayan Kitaplar Vardır.” Diye Düşünceli Düşünceli Konuştu. “Bizimle Birlikte Gençtirler, Bizimle Yaşlanırlar…“ —…
“ “Niçin kimliğin tanımlarını kelimelerde arıyoruz ve böylesi bir arayışta hikaye anlatıcısının rolü nedir? Dil, dünya tahayyülümüzü ne şekilde belirliyor, sınırlandırıyor ya da genişletiyor? Anlattığımız hikayeler kendimizi ve başkalarını algılayışımıza nasıl yardımcı oluyor? Böylesi hikayeler, bütün bir topluma, doğru ya da yanlış, bir kimlik ödünç verebilir mi? Son olarak, hikayelerin bizi ve içinde yaşadığımız dünyayı…
“Hiç kuşkusuz, dostluk, bireyler arasındaki dostluk hava cıvadır ve okuma bir dostluk biçimidir. Ama en azından dostluğun samimi bir biçimidir ve bir ölüye, olmayan birine yönelik olması ona çıkarsız, neredeyse dokunaklı bir hava verir. Dahası o, öteki bütün dostluk biçimlerini çirkinleştiren her şeyden bağımsız bir dostluktur.” – Marcel Proust Merhaba, Marcel Proust, “Bize yaşanmamış gibi…
“Kudüs Dante için ‘manevi kutup’ diyebileceğimiz noktayı temsil etmektedir. Ayrıca Kudus’ün tam zıddındaki yerde, yani öteki kutupta Araf Dağı yükselir; bu dağın semalarında ‘Güneyhaçı’ takımyıldızını teşkil eden dört yıldız parıldar. İşte göklerin girişi burasıdır, Cehennemlerin girişiyse Kudüs’ün altında bulunur. Bu zıtlıkta ‘Acı çeken Mesih’ ile ‘Muzaffer Mesih’in tasvirini buluyoruz. “ “Öyleyse, dünya şaşırmışsa bugün yolunu…
“Agarta’nın Kapılarında”da, F. A. Ossendowski’nin, 1917’de Rusya’da gerçekleşen Ekim Devrimi sonrasında, Büyük Okyanus kıyılarına doğru Bolşeviklerden kaçışı sırasında yaşadığı olağanüstü serüven anlatılmaktadır. Önceleri, bir rejim karşıtlığından kaynaklanan basit bir kaçış gibi başlayan Ossendowski’nin öyküsü, bir yandan Asya’nın çetin ve acımasız, bir o kadar da görkemli doğa koşullarının tam orta yerinde geçen bir varoluş mücadelesidir. “Tabiat…
Hiçbir sanat boşa öğrenilmiş değildir; fakat zihni eğitmek, onu dolaysız gerçeklikten koparıp yeni bir anlayış ve yepyeni bir güce kavuşturmak söz konusu olduğunda hiçbir şey şiir ve hikayeye denk olamaz. “Doğru biçimdeki bir şiir, binlerce gerçeği barındırabilir içinde. Fakat bunların hiçbirini söylemez.” — Ursula Le Guin Merhaba Sevgili Ursulamız romanları, öyküleri, şiirleriyle olduğu gibi bu…
Beceri, nasıl yapılacağını bildiğimiz şeydir. Yazı alanındaki beceri, sizi yazmak istediğiniz şeyleri yazabilmeniz için özgürleştirir. Bir yandan da size yazmak istediğiniz şeyi söyleyebilir. Ancak beceriler çalışıldıkça kazanılır. “Sanatın disiplini özgürlüktür… “ — Ursula Le Guin Merhaba, Yazmakla, yaratmakla derdi olanların elinden tutmayı, iyi bir okur olmanın yolunu açmayı hedefleyen “Atölye” serisinin ilk kitaplarından biridir Ursula…
Hayal gücüm beni insan yapıyor ama aptallaştırıyor da, bana bütün dünyayı veriyor ama oradan sürüyor.” “Ayın kağıttan olduğunu onu kibritle yaktığımı gördüm rüyamda. Gazete gibi tutuştu ve çatıların üzerine yanan parçalar düşmeye başladı. Annem bakkaldan çıkıp, “Bunu söndürmek için okyanus lazım” dedi. Sonra uyandım.. “ — Ursula Le Guın Merhaba, Galaksinin yolu dalgaların arkasındaki sakin…
“Bir nesil, bilginin cezalandırıldığı ve cehaletin saadet olduğunu öğrenerek yetişiyor, bir sonraki nesil cahil olduklarını bile bilemeyecek çünkü bilginin ne olduğunu bilemeyecekler. “ — Oscar Wilde Merhaba Bir yer düşünün bilginin doyasıya paylaşıldığı insanların birbiriyle medeni bir şekilde yemek yediği, özgürce kitaplardan bahsettiği. Yalnızca kitaplarla bütünleşmiş bir toplum düşünün… İşte ben de bunları düşünüyorum. Şiddet,…
Yazmak Çok Tinsel, Çok Zihinsel Bir Aktivite… “Sanat bir izahat değildir. Sanat bir sanatçının yaptığı şeydir, sanatçının açıkladığı şey değil.” — Ursula Le Guin Merhaba Bugün Le Guin mağarasına doğru bir yolculuk, dağın zirvesine yapılan arketipik tırmanıştan daha az meşakkatlidir; fakat pek de tehlikesiz sayılmaz. Bastığınız yere güvenemeyeceğiniz Wikipedia bataklığını aşmalısınız. Trolleri uyandırmamak için bütün…