Kendi Kendine Terapi

Sevgili Okur,

Yaşam zordur… Bu büyük bir gerçektir, en büyük gerçeklerden biridir. Yaşamın gerçekten zor olduğunu bildiğimizde- gerçekten anladığımızda ve kabul ettiğimizde- yaşam artık zor olmaz. Çünkü bir kez onu kabullendiğimizde, yaşamın zor olduğu gerçeği artık önemli olmaz.

Yaşam bir sorunlar dizisidir. Onlardan yakınmak mı istiyoruz, yoksa onları çözmek mi?

Disiplin yaşam sorunlarını çözmek için gereksindiğimiz temel araç takımıdır.

Biz sorunlarla yüzleşmenin ve onları çözmenin verdiği acı vasıtasıyla öğreniriz. Benjamin Frankl’in dediği gibi: “Acı veren şeyler öğretir.”

Zorlularla baş ederken bilgisine ihtiyaç duyduğum psikiyatrinin kapısını çaldım. Oturduğum koltukta “Yaşadığınız bu zorluklarla nasıl baş ettiniz?” sorusuna karşı vermiş olduğum yanıt şu oldu: “Sadece hastalıkta değil, yaşamın tüm alanlarında zorluklar var. Ben bu zorluklarla mücadele ederken kim olduğumu öğrenmek için eğitimler aldım. Ayrıca yaratıcı yazarlıkla ilgileniyorum.” dedim.

Kişi kendi öz gözlemlerini ya da çağrışımlarını kendi eleştirel zekasıyla irdeleyebilir mi?

Yazmak, zihinsel ve duygusal sağlığı destekleyen en etkili kendi kendine terapi yöntemlerinden biridir. Bilimsel olarak da desteklenen bu yöntem, kişinin iç dünyasını keşfetmesini, duygularını düzenlemesini ve stresle başa çıkmasını sağlar.

Yaratıcı Yazarlık

• Kurgu karakterler aracılığıyla kendi duygularını işlemek.
• Hikâye, şiir, diyalog gibi biçimlerle içsel çatışmaları dönüştürmek.

Psikiyatr, gülümseyerek “Bizim en üst düzey terapi yöntemlerimizden birini uyguluyorsunuz. Kendiniz için gerekli bilgileri edinmiş ve bunları uygulamaya geçirmişsiniz. Herhangi bir sorunuz olursa, yanıtlamaktan memnuniyet duyarım.” dedi.

Psikiyatristin bu değerlendirmesinden sonra ‘Kendi kendine terapi nedir?’ sorusunun cevabını yeniden düşünmeye başladım. Uyguladığım tekniklerin terapötik niteliğinin farkındaydım; zira bu alanda eğitim almıştım.

1. Koçluk Eğitimi: Bireyin hedeflerini belirlemesi, içsel motivasyonunu keşfetmesi ve düşünce kalıplarını dönüştürmesi üzerine odaklanır. Bu eğitim, yaşamın farklı alanlarında karşılaşılan zorluklara karşı daha bilinçli ve çözüm odaklı yaklaşmamı sağladı.
2. Mucizeler Kursu: Spiritüel bir bakış açısıyla zihinsel huzuru, affetmeyi ve içsel barışı öğretir. Bu kurs sayesinde duygusal yüklerimi hafifletmeyi ve olaylara daha geniş bir perspektiften bakmayı öğrendim.
3. Yaratıcı Yazarlık Eğitimi: Duyguların ifade edilmesini, içsel çatışmaların kurgu karakterler aracılığıyla işlenmesini ve yazının dönüştürücü gücünü keşfetmemi sağladı. Yazmak, benim için hem bir ifade biçimi hem de bir iyileşme süreci haline geldi.

Bu birikim, yaşadığım zorlukları sadece anlamamı değil, dönüştürmemi de sağladı.

Kendi kendine terapi

Kendi kendine terapi, bireylerin duygusal, psikolojik veya davranışsal anlamda yaşadıkları zorlukları lisanslı bir terapist veya ruh sağlığı uzmanının doğrudan katılımı olmadan kendi başlarına ele almak için terapötik faaliyetler veya teknikler uygulamasını ifade eder. Kendi kendine terapi belirli durumlarda bazı bireyler için faydalı olsa da herkes için veya tüm ruh sağlığı sorunları için uygun olmayabileceğini unutmamak önemlidir.

Kendi kendine terapi, geleneksel terapiye tamamlayıcı olabilir veya sorumlu ve mantıklı bir şekilde kullanıldığında kişisel gelişim ve öz farkındalık için yararlı bir araç olarak hizmet edebilir.

• İnsan kendini tanıyabilir mi?
• Ya da başkalarını?
• Ya da tanımalı mı?
• Peki kendini tanımak nedir?
• Tanınacak olan “Kendi” nedir?

İnsan sürekli gelişen bir varlıktır. Kişi kendi duygularını, düşünce kalıplarını, arzularını ve korkularını gözlemleyerek kendine dair bir içgörü geliştirebilir. Bu süreç katmanlı ve dinamik olduğu için her bir adımda “tanımaya yaklaşmak” mümkündür.

Başkalarının davranışları, sözleri ve tepkileri üzerinden bir anlayış geliştirilebilir. Fakat onların iç dünyası, geçmiş deneyimleri ve duygusal derinlikleri tam olarak bilinemez. Bu yüzden başkalarını tanımak, empatiyle yaklaşmak ve yargılamadan anlamaya çalışmak şeklinde olmalıdır.

Kendini tanımak, bireyin daha bilinçli kararlar almasını sağlar. Başkalarını anlamak, ilişkileri derinleştirir ve çatışmaları azaltır. Tanımak, hem bireysel gelişim hem de toplumsal uyum için gereklidir.

Kendini Tanımak nedir?

Hedef değişmedir… Kendini tanımaya verilen yüksek değerin nedeni tek başına iç gözlem değil, duyguları, çabaları, tutumları düzeltmeye, değiştirmeye ve denetlemeye yönelik olarak bir iç gözlemdir.

İç gözlem, bir aynaya bakmak gibidir; ama dönüşüm, o aynadaki yansımayı yeniden şekillendirme cesaretidir.

• İçsel gözlem yapabilmek: Ne hissediyorum, neden böyle hissediyorum?
• Düşünce kalıplarını fark etmek: Hangi durumlarda aynı tepkileri veriyorum?
• Duyguların kökenine inmek: Bu duygular nereden geliyor, neyi temsil ediyor?
• Kendine dürüstçe bakmak: Savunma mekanizmalarını, çelişkileri ve arzuları görmek.

“Kendi”, sabit bir yapı değil; süreçtir. Biyolojik, psikolojik, sosyal ve kültürel katmanlardan oluşur. Hem geçmişin izlerini taşır, hem de geleceğe yön verir. “Kendi”, hem olduğumuz kişi, hem de olmak istediğimiz kişidir.

Kendi kendine terapi, yalnızca iyileşmek değil; dönüşmek, derinleşmek ve kendinle yeniden tanışmaktır. Çünkü özünde, her zaman ilerlemek ve daha ileriye gitmek isteyen bir parça bulunur. Yolumuza çıkan zorlukların üstesinden gelerek daha güçlü bir yapı kazanırız.

Tüm sevgimle…