Evrenin ruhu, bir düşü gerçekleştirmeden önce yol boyunca öğrenilen her şeye değer biçer. Aldığımız dersleri iyice öğrenmemiz içindir bu. Ama insanların çoğu işte bu anda vazgeçerler.

— Paulo Coelho

Merhaba

Bu, çobanın değil… herkesin hikâyesi. Çünkü bir gün her insan, görünmeyen bir hazineyi aramak için evinden çıkar. Simyacı, evrenin fısıltılarını okuyabilenlere yazılmış bir masaldır. Ama bu masalda kaybolan değil, kendini bulanlar kalır.

Simyacı, İspanya’dan kalkıp Mısır Piramitlerinin eteklerinde hazinesini aramaya giden Endülüslü çoban Santiago’nun masalsı yaşamının öyküsü. Aynı zamanda bir “nasihatname”; “Yazgına nasıl egemen olacaksın? Mutluluğunu nasıl kuracaksın?” gibi sorulara yanıt arayan bir yaşam ve ahlak kılavuzu. Mistik bir peri masalına benzeyen bu romanın, dünyanın dört bir yanında bunca sevilmesinin gizi, kuşkusuz bu kılavuzluk niteliğinden kaynaklanıyor.

Yüreğin Sözleri

“Yeryüzünde her insanın bir hazinesi vardır. Biz yürekler, insanlar artık bunları bulmak istemedikleri için bunlardan pek ender söz ederiz. Onları küçük çocuklara anlatırız. Sonra herkesi, kendi yazgısının yoluna göndermek işini hayata bırakırız. Ne yazık ki kendisine çizilmiş olan yolu çok az insan izliyor; oysa bu yol kişisel menkıbenin ve mutluluğun yoludur. İnsanların çoğu dünyayı korkutucu bir yer olarak görüyor ve yalnızca bu nedenden dolayı dünya gerçekten korkutucu bir yer oluyor. O zaman biz yürekler giderek daha alçak sesle konuşmaya başlıyoruz ama asla susmuyoruz. Ve sözlerimizin duyulmaması için dilekte bulunuyoruz. Kendilerine çizmiş olduğumuz yolu izlemedikleri için insanların acı çekmelerini istemiyoruz.”

Peki yürekler insanlara düşlerinin peşinden gitmek zorunda olduklarını neden söylemiyorlar?

Çünkü bu durumda en çok yürek acı çeker. Ve yürekler acı çekmekten hoşlanmazlar.

“Biraz şikayet edecek olursam diyordu yüreği, bu yalnızca benim bir insan yüreği olmamdandır ve insan yürekleri böyle olur. Ulaşmaya layık olmadıklarını ya da ulaşamayacaklarını sandıkları için en büyük düşlerini gerçekleştirmekten korkarlar. Dirilmemek üzere sona ermiş aşklar, olağanüstü olabilecek ama olamayan anlar, keşfedilmesi gereken ama sonsuza kadar kumların altında kalan hazineler daha aklımıza gelir gelmez bizler, yürekler hemen ölürüz. Çünkü böyle bir durumla karşılaşınca ölümcül acılar çekeriz.”

Simyacı‘yı, okumak, herkes daha uykudayken şafak vakti uyanıp, güneşin doğuşunu izlemeye benziyor. Okumayanlara tavsiye, okuyanlara hatırlatma amacıyla. Simyacı, Paulo Coelho’nun yalnızca bir romanı değil, modern insanın içsel yolculuğuna yazılmış bir harita gibidir.

Eserin Günümüz İçin Önemi Nedir?

Günümüzde hâlâ bu kadar etkili olmasının birkaç temel nedeni var:

  • Evrensel Bir Arayış: “Kişisel Menkıbe”: Kitap, Santiago’nun hazinesini ararken aslında kendi özünü keşfetmesini anlatır. Bu, günümüz insanının da en temel sorusudur: “Ben kimim ve neden buradayım?” Modern hayatın karmaşasında kaybolmuş bireyler için bu hikâye, içsel pusulayı yeniden bulma çağrısıdır.
  • Ruhsal Boşluğa Cevap: Coelho, mistik ve sade diliyle ruhsal boşluk yaşayan bireylere seslenir. “Her şey senin içinde” mesajı, kişisel gelişim dünyasında sıkça tekrar edilse de, Simyacı bunu bir masalın yumuşaklığıyla sunar. Bu yönüyle hâlâ terapi gibi okunan bir metindir.
  • Umut ve Cesaret: Kitap, hayallerin peşinden gitmenin, risk almanın ve düşsel olanı gerçek kılmanın önemini vurgular. Bu, özellikle belirsizliklerle dolu günümüz dünyasında çok ihtiyaç duyulan bir mesajdır.
  • Eleştirel Bir Not: Bazı eleştirmenler, kitabın “kişisel gelişim klişelerine” yaslandığını ve bireyi toplumsal gerçeklerden uzaklaştırdığını savunsa da, Coelho’nun amacı bir çözüm reçetesi sunmak değil, bir iç ses uyandırmaktır.

Kısacası Simyacı, hâlâ okunuyor çünkü insanın içindeki yolculuk hiç bitmiyor. Ve her okuyan, Santiago’nun yolculuğunda kendi adımlarını duyuyor.

“Hazineni bulmak bazen yola çıkmaktan değil, yoldan dönmemekten geçer.”

Paulo Coelho Hayatı ve Kariyeri

“Yazgını yaşamak, evrenin ruhuyla uyum içinde yürümektir.”

24 Ağustos 1947’de Rio de Janeiro’da doğan Paulo Coelho, sıradan bir yaşamın sınırlarını zorlayan sıra dışı bir anlatıcıdır. Gençliğinde ailesinin beklentileriyle kendi hayalleri arasında sıkışan Coelho, hukuk eğitimini yarıda bırakıp dünyayı dolaşmaya karar verdi. Güney Amerika’dan Avrupa’ya, Kuzey Afrika’dan Meksika’ya uzanan bu yolculuk, onun içsel dönüşümünün ilk adımlarıydı.

Yazarlık kariyerine başlamadan önce şarkı sözü yazarlığı, gazetecilik, tiyatro yönetmenliği gibi birçok alanda çalışan Coelho, Brezilya müzik sahnesinde önemli isimlerle iş birliği yaptı. Ancak asıl kırılma noktası, 1986 yılında İspanya’daki Santiago de Compostela yolculuğunda yaşadığı ruhsal uyanış oldu. Bu deneyim, onun ilk büyük eseri Hac’a (The Pilgrimage) ilham verdi.

Bir yıl sonra yayımlanan Simyacı, Coelho’yu dünya çapında tanınan bir yazar hâline getirdi. Masalsı dili, evrensel temaları ve içsel yolculuğa yaptığı çağrıyla bu eser, milyonlarca okuyucunun kalbine dokundu. Ardından gelen Veronika Ölmek İstiyor, Zahir, Brida ve Portobello Cadısı gibi romanları da aynı derinlikte insan ruhunu sorgulayan anlatılar sundu.

Coelho’nun eserleri 80’den fazla dile çevrildi, 170’ten fazla ülkede yayımlandı. 2002 yılında Brezilya Edebiyat Akademisi’ne kabul edildi. Aynı zamanda UNESCO Kültürlerarası Diyaloglar Programı’nda danışmanlık yaptı ve Paulo Coelho Enstitüsü aracılığıyla Brezilya’daki yoksul çocuklara ve yaşlılara destek oldu.

Bugün hâlâ Rio de Janeiro’da yaşayan Paulo Coelho, yazmayı bir meslekten çok bir çağrı olarak görüyor. Onun kaleminde her satır, bir yolculuğun izidir — bazen bir çobanın, bazen bir savaşçının, ama en çok da kendini arayan insanın.

Yazarlar sizleri okumaya davet ediyor.

Sevgiyle, okuyunuz…

Yorum bırakın

İnsan, her şeyi sahiplenme arzusundayken, varoluşun gerçek amacını çoğu zaman unutuyor. Şuurun altın damarına ulaşmanın farkında değil. Fiziksel dünyanın keşfi ilerledi ama insanın “kendini bilme yolculuğu” geri kaldı. Devasa binalar, yollar ve şehirler yükselirken; insanın iç dünyası hâlâ bilinmezliklerle dolu. Bilim, insanın özünü ve aklın ötesindekini henüz çözemedi.

Kendi değerimizi bilmemek, çağımızın en büyük açmazlarından biridir. Bu çağ, ilahi değerin açığa çıktığı dönem olmalı.

Kendini Bilmek İçin Kitap sitesinden daha fazla şey keşfedin

Okumaya devam etmek ve tüm arşive erişim kazanmak için hemen abone olun.

Okumaya Devam Edin