İnsan kanı yüzde 94 sudan oluşur. İnsan beyni yüzde 85 sudan oluşur. İnsan yumuşak dokusu yüzde 75 sudan oluşur. Su, dünyadaki en önemli maddelerden biridir; su olmasaydı, hayat hızla yok olurdu.
— Kames Cooper
Merhaba
Su Terapisi adlı bu kitap, suyun iyileştirme ve hastalıkları önlemedeki rolü üzerine akademik ve uygulamaya yönelik, yıllar süren araştırmaların sonunda hazırlanmıştır. Su, gerçek anlamda mucizevidir ve içine eklenen bir parça deniz tuzu (veya kaya tuzu), artritten hipertansiyona ve hatta obeziteye kadar pek çok hastalığı tedavi edebilmekte veya hafifletebilmektedir. Su, yalnızca susuzluğunuzu gidermez; aynı zamanda vücudunuzu önemli ölçüde iyileştirir ve arındırır.
Yirmi seneyi aşkın bir süredir sağlık dergileri, bedenimizin %80 oranında sudan meydana geldiğini söylüyorlar. Bu söylem artık o kadar yaygın hale gelmiş durumda ki insanların da aynı şeyi söylediğini sık sık duyabiliyoruz. Ancak gerçekte bu, tamamıyla doğru değil; çünkü bedenimizin yaklaşık olarak %80’i tuzlu sudan oluşuyor. Terimiz, gözyaşlarımız ve idrarımız tuzlu; parmağınızı kesip de kanı emdiğinizde, kanınızın da tuzlu olduğunu fark edebilirsiniz. Ancak, bu basit gerçekleri insanlara gösterdiğinizde bunu daha önceden duymadıklarına şaşırdıklarını da görebilirsiniz.
“Bedenimiz esas olarak sadece sudan oluşmuştur ve her gün fazla miktarda su içmemiz gerekir,” (Bu söylem, daha ziyade sağlık dergilerinde yer almaktadır.) derken diğeri, “Her gün 8 bardak su içmek tamamıyla temelsiz bir sağlık efsanesidir.”
Bedenimiz ne tuz üretir ne de su; dolayısıyla her gün ne kadar su ve tuz tükettiğimizi yakından takip etmemiz gerekir. Sağlıkla ilgili bu iki unsurun göz ardı edilmesi, uzun vadede kesin olarak hastalıklara yol açacaktır.
20 senedir geleneksel Japon tıbbını ve akupunktur uygulamalarını araştırarak ve uygulayarak doğru sıvı alımının bağışıklık sistemindeki etkilerini ilk elden gördüm. Sonuç olarak güçlü bir bağışıklık sistemi hastalıkları tedavi eder ama doğru sıvı alımı olmaksızın tedavi asla mümkün olamaz.
Çin “Chi Kung” ve Japon akupunkturu alanlarındaki uygulamalar sayesinde, bedenin doğru su/tuz seviyelerine sahip olduğu zamanlarda biyolojik enerjinin daha kolay aktığına şahit oldum. Batı tıp terminolojisinde, tuzlu bedenin tuzsuz bir bedene kıyasla elektriksel uyarıları çok daha iyi bir biçimde ilettiğini söyleyebiliriz. Örneğin, bir kişi bir hastanenin kaza ve acil ünitesine yatırıldığında beden, bir hastalık ya da kaza yüzünden tamamıyla bitkin düşmüş durumdadır. Doktorlar ona derhâl, sudan ve tuzdan oluşan, hastanın damarı aracılığıyla doğrudan bedenine yayılacak bir tuzlu su serumu takarlar.
Ayrıca gezegendeki tuzlu su ile kozmos arasındaki ilişkinin, sadece okyanus akıntılarını değil, bedenimizdeki enerji akımını ve önemli kimyasal tepkileri de etkiler.
Su Terapisi, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. Kames Cooper’ın Su Terapisi kitabı, modern yaşamın getirdiği stres ve zihinsel yorgunlukla başa çıkmak için doğayla bağ kurmayı, özellikle suyla temasın sakinleştirici etkisini vurgular. Su terapisi, fiziksel rahatlama ve zihinsel dinginlik sağlarken, stresin azalmasına, anksiyetenin hafiflemesine ve farkındalık gelişimine katkıda bulunur. Günümüzün hızlı ve yoğun temposunda beden ve zihin sağlığını destekleyen doğal ve bütünsel bir yöntem olarak önem kazanır.
Kames Cooper Hayatı ve Kariyeri
Kames Cooper, sağlıklı yaşam ve doğal tedavi yöntemleri alanında uzmanlaşmış bir yazar ve uygulayıcıdır. Yirmi yılı aşkın süredir Yoga ve Chi Kung gibi doğu kökenli uygulamalarla ilgilenmekte, beden-zihin sağlığı üzerine çalışmalar yapmaktadır. Birleşik Krallık’ta yaşayan Cooper, aynı zamanda sağlık ve şifa araştırmaları kapsamında sık sık Hindistan’a seyahat etmektedir. En bilinen eseri Su Terapisi adlı kitabıdır. Bu kitapta, suyun vücudu arındırma ve iyileştirme gücü bilimsel ve pratik perspektiflerle ele alınmakta, suyun hastalıkların önlenmesinde ve tedavisinde önemli bir rolü olduğu vurgulanmaktadır. Cooper’ın çalışmaları, modern yaşamın getirdiği sağlık sorunlarına doğal çözümler arayanlar için değerli bir kaynak oluşturmaktadır.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgi’yle okuyunuz…



Yorum bırakın