Zihnimiz neye odaklanırsa dünyamız o olur…
— Haemin Sunim
Merhaba
Haemin Sunim, modern insanın sürekli meşgul olduğunu ama çoğu zaman bunun bilinçsizce yaşandığını söylüyor. Koşturmaca bir “gereklilik” gibi sunulsa da aslında çoğu zaman kaçıştır.
“Meşgul olduğumuzda önemli bir şey yaptığımızı sanırız. Oysa çoğu zaman sadece kendimizden kaçıyoruzdur.”
Bu cümle, özellikle dikkat çekici. Çünkü çoğumuz “yoğun” olmayı değerli olmakla karıştırıyoruz. Ama aslında yoğunluk, içsel boşlukla yüzleşememenin maskesi olabilir.
Durmanın Değeri
Sunim, zihnin yoğunluğunun farkına varıldığında yapılması gereken ilk şeyin “bir adım geri çekilmek” olduğunu söylüyor. Tıpkı suya bulanmış bir gölün kendi kendine durulması gibi, zihnimiz de zaman tanındığında berraklaşabilir.
“Zihnimiz, bir bardaktaki tortulu su gibidir. Ne kadar çalkalarsan o kadar bulanır. Dinlenmeye bırakırsan, kendi kendine durulur.”
Burada doğaya özgü döngüsel iyileşme fikri var. Zorlayarak değil, bırakmaya gönüllü olarak gelen bir huzur. Bu da modern yaşamın “kontrol” takıntısına karşı bir duruş.
İzin Vermek ve Yavaşlamak
Haemin Sunim, sadece fiziksel olarak durmanın değil, kendine dinlenme hakkı tanımanın önemine de dikkat çeker.
“Zihnin bulutlandığında, dinlenmesine izin ver.”
Bu izin, aynı zamanda bir öz-şefkat eylemidir.
Bu satır, duygularla mücadele etmek yerine onları fark etmeye ve nazikçe kabul etmeye bir çağrıdır. Sunim’in mesajı, acı ya da yorgunluk hissetmenin yanlış olmadığı, bununla savaşmak yerine buna alan tanımak gerektiğidir.
Uygulamalı Yaklaşım: Dinlenme Pratikleri
- Duygu Günlüğü: Bugün hangi duygular seni yordu? Fark et, yargılama.
- Sessiz Yürüyüş: Bir gün içinde 10 dakikalık sessiz bir yürüyüş yap. Telefonsuz, sadece dikkatle çevreye bak.
- “İzin Veriyorum” Meditasyonu: Her nefeste kendine “İzin veriyorum… Dinlenmeye… Yavaşlamaya…” demek.
Bu bölüm, kitabın ana omurgalarından biri sayılır. Çünkü dinlenmek, sadece bedensel bir ihtiyaç değil; aynı zamanda zihinsel bir dönüşüm alanıdır.
Elbette, “Yalnızca Yavaşladığında Görebileceğin Şeyler” (orijinal adıyla “The Things You Can See Only When You Slow Down”) adlı kitabı birlikte analiz edebiliriz. Haemin Sunim, bu eserinde modern hayatın hızına karşı içsel huzuru ve farkındalığı savunan bir yaklaşım benimsiyor. Kitap, hem kişisel gelişim hem de spiritüel bir rehber olarak işlev görüyor.
Haemin Sunim, hayatın karmaşası içinde durmanın, dinlenmenin ve içsel sessizliği dinlemenin önemini vurguluyor. Ona göre gerçekten anlamlı olan şeyler, aceleyle yaşarken değil, ancak yavaşladığımızda fark edilebilir hale gelir.
Kitabın Yapısı
8 bölümden oluşuyor ve her bölüm farklı bir yaşam alanına odaklanıyor: iş, ilişkiler, ruhsal huzur, günlük yaşam.
Renkli ve huzur verici görsellerle desteklenmiş olması, okuma deneyimini daha meditatif hale getiriyor.
- Yavaşlama ve Farkındalık Hayatın hızlı temposunda önemli olanları kaçırdığımız fikri. Yavaşlamak, görmenin ve anlamanın ön koşulu.
- Şefkat ve Nezaket Kendimize ve başkalarına karşı nazik olmanın iç huzura giden yolda kilit rol oynadığı.
- Duygularla Barış Kızgınlık, üzüntü, kıskançlık gibi duyguların bastırılmadan, fark edilerek yaşanması gerektiği.
- İlişkiler Başkalarıyla sağlıklı bağlar kurmak için önce kendimizle barışık olmamız gerektiği.
- Başarı ve Rekabet Modern başarı tanımlarının yeniden sorgulanması. Tatminin dışsal başarıdan çok içsel uyumla ilgili olması.
Yalnızca Yavaşladığında Görebileceğin Şeyler, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. Haemin Sunim’in Yalnızca Yavaşladığında Görebileceğin Şeyler adlı eseri, günümüzün hız ve yoğunluk içinde kaybolan bireylerine yavaşlamanın, farkındalığın ve içsel huzurun önemini hatırlatıyor. Modern çağın stresine karşı bir denge ve dinginlik rehberi olarak öne çıkıyor.
Haemin Sunim eserde:
- Basit ama derin: Karmaşık teorilerden kaçınır. Herkesin anlayabileceği bir dil kullanır.
- Zen Budist etkisi: Yazar bir Zen rahibidir. Budist öğretiler yer yer hissedilir ama evrensel bir dil kurar.
- Empatik ve sıcak: Okuyucuya yargılamadan, kucaklayıcı şekilde yaklaşır.
- Kısa ve özlü: Her bölümde yer alan minik alıntılar, adeta zihne çakılan farkındalık çivileri gibidir.
Eserin Günümüz İçin Önemi Nedir?
- Yoğun tempo ve stres: Kitap, sürekli meşguliyet ve hızın hâkim olduğu çağımızda, zihnimizin aslında en büyük yükü yarattığını vurguluyor. “Meşgul olan dünya mı, yoksa benim zihnim mi?” sorusu, günümüz insanının ruh halini çok iyi özetliyor.
- Mindfulness ve farkındalık: Haemin Sunim, Budist öğretilerden yola çıkarak, küçük anların değerini görmeyi ve hayatı bilinçli şekilde yaşamayı öğütlüyor. Bu, özellikle dijital çağda dikkat dağınıklığına karşı güçlü bir hatırlatma.
- İlişkilerde dinginlik: Kitap, yalnızca bireysel huzuru değil, başkalarıyla olan ilişkilerde de sabır, empati ve yavaşlamanın önemini vurguluyor. Günümüzde hızla tüketilen ilişkiler için değerli bir perspektif sunuyor.
- Kültürel köprü: Koreli bir Budist öğretmenin evrensel öğretileri, farklı kültürlerden okurlara hitap ederek global bir “yavaşlama” çağrısı yapıyor.
Haemin Sunim
Güney Kore’de doğan Haemin Sunim, çocukluğundan itibaren içsel huzuru arayan bir ruh taşıdı. Onun için öğrenmek yalnızca kitaplardan değil, hayatın küçük anlarından da beslenmekti. Bu merak, onu dünyanın farklı köşelerine taşıdı: Berkeley’in özgür düşünce ortamı, Harvard’ın disiplinli akademik dünyası ve Princeton’un derinlikli araştırmaları… Hepsi onun zihnini açtı ama kalbini tam olarak doyurmadı.
Zen’e Yolculuk
Aradığı dinginliği bulmak için Kore’ye döndü ve Haein Tapınağı’nda Zen rahibi olarak eğitim aldı. Burada öğrendiği en büyük ders, sessizliğin aslında en gürültülü öğretmen olduğuydu. Zen’in “anda kal” ilkesi, onun yaşamının pusulası haline geldi.
Yazarlık ve Öğretmenlik
Haemin Sunim, yalnızca bir rahip değil; aynı zamanda bir köprü kurucusudur. Batı’da dersler verdi, Doğu’nun bilgeliğini modern dünyanın karmaşasına uyarladı. Kitapları – Yalnızca Yavaşladığında Görebileceğin Şeyler ve Kusurlarıyla Sevebilmek – milyonlarca insana ulaştı. Bu eserler, akademik bir metin değil; kalpten kalbe yazılmış mektuplar gibidir.
Evrensel Öğreti
Onun öğretileri, din ya da kültür sınırlarını aşar. İnsanlara şunu hatırlatır:
- Yavaşla, çünkü hayatın güzelliği aceleyle görülmez.
- Kusurlarını sev, çünkü gerçek şefkat kendinden başlar.
- Sessizliği dinle, çünkü cevaplar çoğu zaman kelimelerin ötesindedir.
Günümüzde
Bugün Haemin Sunim, Seul’de yaşamını sürdürürken dünyanın dört bir yanında konferanslar, inzivalar ve seminerlerle insanlara dokunuyor. Onun biyografisi, bir rahibin hikâyesinden çok, modern çağın hızına karşı bir dinginlik manifestosu gibidir.
Haemin Sunim’in hayatı, akademik başarılarla süslenmiş bir kariyer değil; sessizlikten doğan bir bilgelik yolculuğu. Onu büyüten şey, dünyayı anlamak değil, dünyayı yavaşlayarak hissetmek oldu.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…



Yorum bırakın