
“Bu denli hastalıklı bir topluma iyi uyum sağlamak, sağlıklı olmanın bir ölçütü olamaz.” “Şüpheli, kafa karıştırıcı, ukala ve sömürgeci olanlardan bariz şekilde ayrılan, kendisine adeta tutulduğum bir isim var: Krishnamurti. Günümüzde ‘gerçekliğin efendisi’ olarak adlandırılabilecek tek kişi. Onunla hiç tanışmadım, ama dünyada tanışmayı büyük bir ayrıcalık sayacağım başka biri daha yok. ‘Dünya Öğretmeni’ adını hak eden bir kişi varsa, o da Krishnamurti’dir. Ama benim gözümde onun en önemli yanı, kendini bir üstat veya öğretmen gibi değil, sade bir adam olarak görmesidir.
“Krishnamurti odama girdiğinde kendi kendime “Sevgi Peygamberi yeniden doğmuş olmalı”, dedim.”
— Halil Cibran
Merhaba
13 yaşındayken Theosophical Society tarafından “dünya öğretmeni” olarak seçildi. Konuşmaları ve yazıları herhangi bir dinle bağlantılı değildir. Kendisine mesihlik yakıştırılmış olmasına rağmen bunu kesinlikle reddetmiştir. Bütün dünyada geniş bir dinleyici kitlesine ulaşmış olmasına rağmen çevresindekiler tarafından oluşturulan örgütü kendisi dağıtmıştır.
Krishnamurti’nin öğretilerini okurken kişi, kelimelerin insanın kendi düşüncesine yönelik olarak ne kadar kişisel olduğunu ve kendi insani psikolojik etkinliklerimize ayna tuttuğunu görünce aniden çarpılıyor. Onun dili zaman, mekan veya koşullarla sınırlandırılmış değil, bu nedenle okuyucular hangi çağda veya hangi kıtada olurlarsa olsunlar kendilerini berrak bir şekilde ve şefkatle açıklığa kavuşturulmuş halde bulabilirler.
Kendinin farkına varmak doğru düşünmeyle sonlanır. Kendini tanıma olmadan, doğru düşünme yoktur ve doğru düşünme olmadan, barış ve sevgi olmaz.
Kendini İyileştirmek, S31
Dr. D kendisini iyileştiremezken başkalarını iyileştirdiğini söyledi; hastaların kafalarını karıştıran SORULAR onunda kafasını karıştırıyordu. Başkaları ile ilgileniyordu ama söz konusu kendisi olduğunda iç huzuru yoktu.
Başkalarına kendilerini iyileştirebilsinler diye kelimeleri aracılığıyla yardım etmek ne kadar da kolaydır! Fakat asıl zor olan kişinin kendisini iyileştirmesidir ! Kişinin bunu yapabilmesi için, kendisi ile barış içinde olabilmesi için, çevresini ısrarla ördüğü saygınlık, zenginliğini gösterme çabası ve onla rın getirdiği tüm duvarları yıkmalıdır: arkadaşlar, dostlar, saygınlık, öğrenmenin görkemi gibi. Bunları şu yüzden belirttim: doktorunda fark ettiği gibi bunlar onun sahip olduklarıydı. Bu yüzeysel yetenekler benlikçiliğin seçkin katmanları hasret duyduğu huzuru fark etmesini engellemişti.
Tek bir gerçeklik, ikincisi olmayan tek bir yüce vardır. Tek bir insanlık ve tek bir doğruluk vardır ve bunun farkındalığı herhangi bir yolda, sizden başka herhangi bir kimse de yatmaz. Kendi kurtuluşunuza arayın, o zaman dünyayı karmaşa ve çatışmadan, kederden ve düşmanlıktan kurtarırsınız. Çünkü siz dünyasınız ve sizin sorunlarınız dünyanın sorunlarıdır.
Düşüncelerini Yazıya Dökmek, S38
Meditasyon doğru düşünmeyle açığa çıkar ve böylece ve böylece bilgeliğin dinginliği oluşur. Bu dinginlikte hedeflenen noktaya ulaşılır.
Kişinin duyduklarını ve düşündüklerini, arzularını ve tepkilerini yazması içsel farkındalığı, bütünleşmeyi, bilinçdışıyla bilincin işbirliğini ve anlayışını oluşturur. Emek, sadece bütünü algılamaya engel olan bir şey üzerinde odaklanmakta değil, düşünceli olmakta yatar.
Krishnamurti’nin okunması gereken diğer kitaplarını da sanal kütüphaneye ekleyerek, satırlar arasındaki yolculuğa devam edelim.
Daha iyi bir dünya için birbirinizi öldürüp birbirinizden kurtuluyorsunuz. Hiç biriniz dünyanın daha iyi bir yer olmasıyla ilgilenmiyorsunuz. Siz sadece dünyaya kendi düşüncelerinize göre şekil vermekle ilgileniyorsunuz. Düşünce, eşitliği nasıl sağlayabilir?
Düşüncenin temelinde hepimiz eşitiz.
Bu denli hastalıklı bir topluma iyi uyum sağlamak, sağlıklı olmanın bir ölçütü müdür?
İnsan, kavraması kolay olanı kabul etmeye isteksizdir; bir aracı tarafından kurtuluşa götürülmeyi ister, kendine rehberler, danışmanlar, liderler, sistemler, ritüeller arar. Öğrenmeyi bilgeliğe, gücü ise ayrım yapma sanatına tercih eder. Ama her şeyden önemlisi, öncelikle dünyanın ‘özgürleşmesi’ gerektiğini savunarak, kendi özgürlüğüne giden yolda çalışmayı reddeder. Ancak Krishnamurti’nin de defalarca belirttiği gibi, dünyanın problemi bireyin probleminden doğar.
“Ey insanlık, nedir böylesine azimle kurtarmaya çalıştığın? Küçücük egon mu? Ruhun mu? Kimliğin mi? Ancak bunları kaybettiğinde kendini bulursun. Tanrı için endişelenme; o kendine nasıl bakacağını çok iyi bilir. Sen kendi şüphelerinin üzerine git, her türlü deneyimi kucakla, arzulamaya devam et. Ne unutmaya ne de hatırlamaya çalış; deneyimlediklerini özümse yeter, çünkü hakikat daima olduğu yerdedir.”-Henry Mıller
Psikanaliz ve İnsan Sorunu, S244
Adam bir psikolog ve analistti. Yıllarca mesleğini icra etmişti ve kendisine ait tedavi yöntemleri vardı. Hastaya bağlı olarak farklı analiz metotları kullanmıştı. Hipnozu incelemişti ve bazı hastalarının üstünde tedirgin bir şekilde uygulamıştı.
Hipnoz halindeyken İnsanlar, gizli baskılarını Ve cevaplarını o kadar kolayca Ve özgürce söylerler ki! Bir hasta hipnoz altına girdiğinde her defasında ben de onun garipliğini hissederim.
Hipnotizma kestirme bir yol olabilir de olmayabilir de, ama belirli inatçı vakalar haricinde her zaman başarıya ulaştığını düşünüyorum.
Bu konular hakkında ve genel prosedürden ayrı bir şekilde, hastalarımızla aslında neyi başarmaya çalıştığımız hakkında yüzeysel olarak düşündüm. Karmaşa Ve ıstırap, dünyanın dört bir yanında İnsanlar da aynı durumda olduklarında, sadece batıda yoktur. Bireyin sorunu aynı zamanda dünyanın sorunudur; ayrı Ve farklı iki süreç değillerdir. İster doğuda ister batıda olsun ki bu gelişigüzel bir coğrafi bölünmedir, biz kesinlikle İnsanlığın tümüyle ilgileniyoruz. İnsanın genel bilinci Tanrı’yla, ölümle, doğru Ve mutlu geçinmeyle , çocuklar Ve eğitimleriyle, savaş Ve barışla alakalıdır. Bunları anlamadan insanoğlunun tedavisi mümkün olamaz.
- Kaçımız bu kadar derin ve geniş inceleme yapma gücüne sahip?
- Bilgiyi nasıl kullanıyoruz?
Yaşam Üzerine Yorumlamalar, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın