Öğrencinin çalışkanlığı cevaplarından anlaşılabilir…
— Bertrand Russel
Merhaba
Çağımızın etkili ve sıra dışı bu yapıtında Russel, çocuğu ailenin ve dinsel otoritenin kayıtsız şartsız boyunduruğuna sunulmaktan kurtarabilecek bir eğitim çağrısında bulunuyor. Russell bu yapıtında “eğer tüm eğitim, “sevgiyle” ele alınan bilgi temelinde yükselirse toplum iyiye doğru değişebilir” düşüncesini savunuyor. Şu da dikkat çekicidir ki Russel’in en yöntemsel yapıtı olan Eğitim Üzerine, içerdiği özgün ve çarpıcı görüşleri, savunduğu tezleriyle günümüzde de geçerli ve zorunlu olan bir çağdaş eğitim bildirgesidir.
“Çocuğu yalnız yaşamak değil, birlikte yaşamaya uygun duruma; genç yurttaşların ömürlerinin dörte birini, kalan dörtte üçünü en iyi biçimde yaşamaya uygun bir duruma getirmek için kullanmalarının nedenleri ve amaçları hakkında aydınlatmaya çalışan bir yapıt” olarak değerlendirilen Eğitim Üzerine, eğitimin evrensel özelliklerini ve değerini vurgulaması açısından çocukların eğitimi konusunda yazılan en dikkat çekici kitaplardan biridir.
İlk yayımlandığında (1926) dikkat çeken yapıt için 1828’de yayına başlayan ve hala yayınını sürdüren İngiliz The Spector dergisi, “Bu yapıtın ilgi ve önemi görmezden gelmek mümkün değil” diye yazmıştı.
Times’ın eğitim ekinde de yapıt, “Russell, hassas ve özenli gözlemlerini dikkat çekici ve mizahi bir dille anlatıyor” cümlesiyle değerlendirilmiştir.
Ülkemizde yıllarca ortaokul ve liselerde okutulan İngilizce ders kitaplarımızın yazarı olarak adını bildiğimiz E. V. Gatenby (1892-1955), İngiliz Dili ve Edebiyatı Bölümü’nün öğretim üyesi olarak Japonya Tohoku İmparatorluk Üniversitesi’nde 1926-1942 arasında 17 yıl profesörlük yaptıktan sonra 1944’te dil danışmanı olarak geldiği ülkemizde on yıl kadar Gazi Eğitim Enstitüsü ingilizce Bölümü’nde ve Ankara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya Fakültesi’nde öğretim üyesi olarak görev yapmıştır.
Dil eğitimi ve anadili İngilizce olmayan İngilizce öğretmenlerine yönelik birçok kitabın yazarı olan Gatenby’in Eğitim Üzerine hakkında yazdığı yazı, önemi ve saygınlığı açısından unutulmaz değerdedir. Gatenby, o yazısının bir bölümünde şunları söylemektedir:
“Okuyan, Russell’ın yapıtının hemen her sayfasında görülen bir düşüncenin etkisi altında duraklar. Bu düşünce ilk bakışta doğru gibi görünmese de sorunu sakince düşününce, onda, düşünürün haklı olabileceği kanısı oluşur. Russell, birkaç kez ısrarla belirttiği gibi, öğretmenler veya eğitim yöneticileri için değil, anne babalar için yazdığı yapıtına şu ilginç cümleyle başlıyor:
‘Çocuklarına olabildiğince iyi bir eğitim vermek isteyen ama dünyada onları var olan eğitim kurumlarının çoğunun kötü etkileriyle karşı karşıya bırakmak istemeyen, benim gibi çok insan vardır’
Bu, İngiltere’de o zamanki halk eğitimine, bir kuşak öncesine oranla epeyce düzelmiş olmasına karşın, daha başlangıçta yöneltilmiş bir eleştiridir. Şu da dikkat çekici bir özelliktir ki 1944 Eğitim Yasası’yla yapılan reform ya da hiç değilse değişiklikler büyük ölçüde Russell’ın eleştiri ve önerilerinin bir sonucudur.
Russell’ın yapıtı II. Dünya Savaşı’ndan önce, totaliter yönetimlerin tehlikeleri belirmeden ve dünyanın bir süre için katlanmak zorunda kaldığı kötülüğün egemenliğinden önce yazılmıştı. Bununla birlikte hiç olmazsa, Russell, H. G. Wells’in o kadar övdüğü eğitim sisteminin olası sonuçlarını, kuramın uygulanmasından önce görmüştür.
Reform ateşiyle yanan Wells’in toplumda devrim yapmak için, bugün bizim ‘propaganda’olarak bildiğimiz ‘eğitim’in gücünü ileri sürmüştü. Russell zamanında uyarılarda bulunduysa da yararı olmadı: ‘Eğitimi belli bazı inançları aşılama aracı sayanlarla onun bağımsız düşünme gücü yaratması gerektiğini düşünenler arasında bir uzlaşma olamaz’demişti. O zaman dünya, birinin düşünceleri diğerine nüfuz edemeyen veya ettirilmeyen, iki ideolojik bölgeye ayrılmamıştı. Russell, ‘ortalama bir adamın düşünceleri, varacağı düşüncelerden çok daha az aptalcadır,’ diyor. Bugünkü çıkmazdan kurtulmak için Russell’ın ne gibi çareler düşündüğünü bilmek ilginç olurdu. Önder değiştirmek, sanırım yeterli olamazdı. UNESCO’nun temel eğitim programını da beğenmeyeceği anlaşılıyor, çünkü o, kısaca ‘Cahil yetişkinlere bir şey öğretilemez: kararını veriyor.
Çocuklarına olabildiğince iyi bir eğitim vermek isteyen ama dünyada onları var olan eğitim kurumlarının çoğunun kötü etkileriyle karşı karşıya bırakmak istemeyen, benim gibi, pek çok insan vardır. Bu gibi kimselerin karşılaştıkları güçlüklerin ayrı ayrı bireylerin çabalarıyla üstesinden gelinmesi söz konusu değildir. Doğal olarak çocukları kendi evinde de eğiticiler ve özel öğretmenlerle yetiştirmesi mümkündür ama bu, çocukları yapılarının gerektirdiği ve eğer olmazsa eğitimin bazı asıl unsurları eksik kalacak olan arkadaşlıktan yoksun bırakır. Ayrıca, bir erkek veya kız çocuğunun kendisini “tuhaf” bulması, başka kız ve erkek çocuklardan farklı olduğunu hissetmesi çok kötüdür. Üstelik çocuk, kendisinde oluşan bu duygunun yaratıcısının anne babası olduğunu anlayınca onlara karşı bir öfke duymaya bile başlar. Çocukta anne babanın hoşlanmadığı şeylere karşı bir düşkünlük oluşur. Çocuğunun geleceği konusunda duyarlı olan ve görevini anlayan bir anne baba bu düşüncelerle çocukların büyük kusurlarının olduğunu bildiği okullara gönderebilir, çünkü var olan okullardan hiçbiri onu tatmin etmez ya da etse bile onun oturduğu yere yakın değildir. Böylece sorumluluğunu bilen, görevini anlamış olan anne baba, yalnız toplumun iyiliği için eğitimde reform istemek zorunda kalırlar. Anne babanın ekonomik durumu uygun ise kendi özel sorununun çözümü için tüm okulların iyi olmasına gerek yoktur, çocuklarını gönderebilecekleri iyi bir okulun bulunması onlar için yeterlidir ama ücretle çalışan anne babalar için ilkokulların düzeltilmesini istemekten başka çare yoktur. Herhangi bir anne babanın istediği reformlara başka bir anne baba itiraz edeceği için güçlü bir eğitim propagandasından başka hiçbir şey yararlı olmayacaktır. Bu da belki reformu yaptıranın çocukları büyüyüp yetişinceye kadar etkisini gösteremeyecektir. Böylece kendi çocuklarımıza karşı duyduğumuz sevgi bizi, adım adım daha geniş politika ve felsefe alanına götürür.
Bu çok geniş alanlardan, kitabımda, olabildiğince uzak durmak istiyorum, Söyleyeceğim şeylerin büyük bir kısmı çağımızın çok tartışılan büyük sorunu hakkında savunduğum görüşlerle İlgili değildir ama bu bakımdan tam bir ilgisizlik elbette olanaksızdır. Çocuklarımız için istediğimiz eğitim insan kişiliği hakkındaki ideallerimize, onların toplumda oynayacakları role bağlıdır. Savaş karşıtı biri, çocuklarına, savaş yanlısı birine iyi görünen eğitimi vermek istemez; bir komünistin eğitim hakkında düşünceleri bir bireycinin düşüncelerinin aynı olamaz. Ayrıca çok daha önemli bir ayrılık var: Eğitimi belli birtakım inançları ruhlara aşılamak aracı sayanlarla onun özgür düşünme yeteneği yaratması gerektiğini düşünenler arasında hiçbir anlaşma olamaz. Böyle sorun ortaya çıkınca onlardan söz etmekten kaçınmak boş bir şey olur. Aynı zamanda ruhbilimde (psikoloji), eğitimbilimde (pedagoji) ve bu konularla ilgisi olmayan ama eğitimle sıkı ilişkisi bulunan oldukça önemli yeni bilgiler birikmiştir. Bunlar şimdiden çok önemli sonuçlar veriyorlar ama onlardan öğrendiklerimiz iyice yerleşinceye kadar yapılacak pek çok şey vardır. Özellikle yaşamın ilk 5 yılının, şimdiye kadar sanıldığından, çok daha önemli olduğu anlaşılmıştır. Bu da anne babanın eğitim bakımından önemini artırmıştır. Benim amacım, olabildiği kadar tartışılan konulardan sakınmaktır. Tartışmalı yazılar bazı alanlarda gereklidir ama anne babalara seslenirken, onların çocuklarının iyiliği için samimi bir istek gösterebilir ve yalnız bu, yeni bilgilerle birlikte, eğitim sorununun büyük bir kısmım çözmeye yeter. Söyleyeceğim şeylerin çoğu kendi çocuklarım hakkında duyduğum şaşkınlıkların bir sonucudur. Bunun için yersiz ya da kuramsal değildirler Umarım ki onlar buna benzer bir şaşkınlığa uğramış başka anne babaların düşüncelerini aydınlatacak, benim vardığım sonuçları kabul etmeye veya aksine onları yöneltecektir. Anne babanın düşünceleri son derece önemlidir, çünkü doğru bilgi eksikliği yüzünden anne baba çocuklarına iyi bir eğitim vermek istiyorsa, ben eminim ki, onu vermeye hazır ve yeterli öğretmen bulmakta sıkıntı çekmeyeceklerdir.
Bu sayfalarda, önce eğitimin amaçlarını araştıracağım, Bugünkü hammaddeye uygulanacak eğitimi ve bunun sonunda oluşacak birey ve toplumu arayacağım. Genetik alanındaki gelişmelerle ya da başka herhangi bir doğal veya yapay yöntemle insan soyunu düzeltme konusuna dokunmayacağım, çünkü bu asıl olarak eğitimin sorunu dışında kalır ama ben bizden önce gelen en coşkulu eğitimcilerin düşündüklerinden çok daha büyük oranda kişiliğin ilk yaşlarda verilen eğitimle oluştuğunu gösteren yeni psikolojik bulgulara büyük önem veriyorum. “Kişilik eğitimi”yle dar anlamda öğretim diyebileceğimiz, “bilgiyle eğitim” arasında bir fark gözettim. Bu fark, asıl olmamakla birlikte, yararlıdır: bilgi verilmek istenen bir öğrencide bazı erdemler aranır, birçok önemli erdemlerin başarılı olarak uygulanması için de çok bilgiye gereksinme vardır. Bununla birlikte araştırma amaçları için öğretim, kişilik eğitiminden ayrı tutulabilir. Önce kişilik eğitiminden başlayacağım, çünkü ilk yıllarda özellikle önemlidir ama onu yetişkinliğe kadar götürerek, bu başlık altında da, önemli cinsel eğitimden söz edeceğim. Sonunda, zihinsel eğitimin amaçları, programı, olanakları ve ilk okuma yazma derslerinden üniversite yıllarının sonuna kadar tartışma konumuz olacaktır, Erkek ve kadınların yaşam ve dünyadan aldıkları daha sonraki eğitimi alanın dışında sayıyorum; Ama kadın ve erkeği deneyden yararlanmaya yetenekli bir hale getirmek erken çağlarda eğitimin en çok göz önünde tutması gereken amaçlarından biridir.
Kitap Üç Bölümden oluşuyor:
- Eğitimin İdealleri: I. Çağdaş Eğitim Kuramının Temel Koşulları II.Eğitimin Amaçları
- Karakter Eğitimi: III. İlk Yıl IV.Korku V.Oyun ve Düşgücü VI. Yapıcılık VII. Bencillik Ve Mülkiyet VIII. Doğruluk IX. Ceza X. Diğer Çocukların Önemi XI. Sevgi ve Sempati XII. Cinsellik Eğitimi XIII. Anaokulu
- Zihinsel Eğitim: XIV. Genel İlkeler XV. Yaşından Önce Okul Programın XVI. Okulun Son Yılları XVII. Gündüzlü Okullar- Yatılı Okullar XVIII. Üniversite XIX. Sonuç
Eğitim Üzerine, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatma amaçlı. Bertrand Russell’ın Eğitim Üzerine (İngilizce: Education and the Good Life) adlı eseri, sadece bir eğitim felsefesi değil, aynı zamanda çağdaş toplumun nasıl daha özgür, yaratıcı ve ahlaki bireyler yetiştirebileceğini tartışan çok katmanlı bir metindir. Günümüzde bu eserin önemi daha da artmış durumdadır çünkü modern eğitim sistemleri hâlâ Russell’ın eleştirdiği sorunların çoğunu taşımaktadır.
Bertrand Russell’ın Eğitim Üzerine eseri, bugünün eğitim sistemlerine yön veren “özgür birey”, “eleştirel düşünce” ve “ahlaki sorumluluk” gibi kavramların temelini sorgulayan ve yeniden tanımlayan bir yapıttır. Toplumu sadece bilgiyle değil, bilinçle dönüştürmeyi amaçlayan eğitim modelleri için hâlâ yol gösterici bir metindir.
Bertrand Arthur William Russell Hayatı ve Kariyeri
Bertrand Arthur William Russell, 3. Earl Russell (18 Mayıs 1872 – 2 Şubat 1970), Britanyalı filozof, matematikçi, tarihçi ve toplum eleştirmeni.
Hayatının çeşitli dönemlerinde kendisini liberal, sosyalist ve pasifist olarak tanıtmış, ayrıca hiçbirine derinden bağlı olmadığını itiraf etmiştir. Monmouthshire’de İngiltere’nin önde gelen aristokrat ailelerinden birinin ferdi olarak dünyaya gelmiştir.
Russell önde gelen savaş karşıtlarındandır. Serbest ticareti ve emperyalizm karşıtlığını desteklemiştir ve barışsever tutumundan dolayı I. Dünya Savaşı sırasında hapishanede yatmıştır. Daha sonra Adolf Hitler’e karşı kampanyalar düzenlemiş, Stalinci totalitarizmi eleştirmiş, Vietnam Savaşı’ndaki tutumu nedeniyle Amerikan hükûmetini suçlamıştır. Aynı zamanda nükleer silahsızlanmanın dobra savunucularındandır. Son eylemlerinden bir tanesi İsrail’in Orta Doğu’daki ülkelere karşı izlediği tutumu eleştirdiği bir bildiri yayımlamasıdır.
İnsan haklarını ve düşünce özgürlüğünü savunduğu yazıları dolayısıyla 1950 yılında Nobel Edebiyat Ödülü’ne layık görülmüştür. Russell’ın Mutlu Olma Sanatı adlı eserini de okumalısınız.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…



Yorum bırakın