İçimizdeki Yabancı, Arno Gruen

Yabancı düşmanlığı, kendine düşmanlıktır. Kökenleri çocuklukta aranmalıdır.

“…bir insan gerçek güzelliğin ancak sevgiyle oluşabileceğini, yani sevginin önkoşulu değil, sonucu olduğunu hiçbir zaman göremez; güzellik sevginin verdiği bir biçimdir.”

—Arno Gruen

Merhaba

İçimizdeki yabancı, yitirmiş olduğumuz ve yaşamımız boyunca, her birimizin kendi yöntemiyle, tekrar bulmaya çalıştığı en kendimize özgü yanımızdır, Bazıları bunu kendi kendisiyle kavga ederek yapar, bazılarıysa başka canlılara zarar vererek. Yaşamın, her ikisi de aynı sorunsal tarafından belirlenen bu iki farklı yönelimi arasındaki ihtilaf, insanlığın varoluşunun geleceğini tayin eder. Bu kitap, yıkıcı yanımızın bizi ezecek kadar güçlenmesine izin vermeden bastırılmasına katkıda bulunabilmek umudu taşıyor. Burada bahsedilen, büyük devrimci arzular değil. Burada daha çok, gündelik girişimlerimizde kendimizi yüreğimize her zaman ve her fırsatta daha fazla adayabilme cesaretini desteklemeye çalışılmış.

Hepimiz, etkisi çok derinlere kadar işleyen baskılar ve reddedilmeler yaşamışızdır. Bizim kültürümüzde, çocukken yetişkinlerin beklentilerine karşılık verilemediği için reddedilme, alışılmış bir durumdur. Aynı zamanda, bir çocuk kendisini kurban gibi hissetme hakkına da sahip değildir, çünkü bu, her şeyin sevgiden dolayı ve çocuğun iyiliği için yapıldığı mitine ters düşer, Böylece, kurban konumunda olma, bilince geçmeyen ve insanın kendi yaşam deneyimlerini yabancı bir şey olarak kendisinden uzaklaştırmak ve inkâr etmek zorunda kaldığı’ bir durumun kaynağı haline gelir. insan bu parçasını, bilincine varmaksızın, sürekli aramaya devam eder. İşte bu arayış alınyazımız haline gelir.

Yabancılara duyulan nefretin, duyulan nefretin, daima insanın kendisine karşı duyduğu nefretle bir ilişkisi vardır. Eğer insanların, başka insanlara neden acı çektirip, onları neden aşağıladıklarını anlamak istiyorsak önce kendi içimizde yer alan, tiksindiğimiz şeylerle uğraşmalıyız. İçimizdeki bu parçayı, bize onu hatırlatan yabancıyı yok ederek susturmak isteriz. Ama, eğer insanın kendisine özgü olan ve birey oluşunu belirleyen her şey yabancı kılınırsa, geriye, insan gelişimini sağlayacak ne kalır?

Yabancı düşmanlığının ve neo-milletçiliğinin hızla yeniden yükselmeye başladığı günümüzde Gruen “üçüncü bir kulakla dinleyip anlayarak” ve Hitler ile diğer Nazi subaylarına ilişkin örnekler vererek, bizlere bu durumun nedenlerini anlama fırsatı sunuyor. İnsanlar, uygarlık ve kültürle, barbarlık ve vahşet arasındaki ince, ama bariz tabakanın yok olmasına neden bu kadar çabuk izin veriyor? Gruen, duygularımızın hiç bilmediğimiz, yabancı yönlerini keşfetmemizi sağlayarak, bireysel olarak insanlığın geleceğine katkıda bulunacak bir pozisyona gelmemiz için uğraşıyor.

İnsanlar, uygarlık ve kültürle, barbarlık ve vahşet arasındaki ince, ama bariz tabakanın yırtılıp yok olmasına neden bu kadar çabuk izin veriyor?

İçimizdeki yabancı, yitirmiş olduğumuz ve yaşamımız boyunca, her birimizin kendi yöntemiyle, tekrar bulmaya çalıştığı en kendimize özgü yanımızdır. Bazıları bunu kendi kendisiyle kavga ederek yapar, bazılarıysa başka canlılara zarar vererek. Yaşamın, her ikisi de aynı sorunsal tarafından belirlenen bu iki farklı yönelimi arasındaki ihtilaf, insanlığın varoluşunun geleceğini tayin eder.

Yıkıcı yanınızın sizi ezerek güçlenmesine izin veriyor musunuz?

26 Mayıs 1923’te Berlin’de doğdu. 1936 yılında ABD’ye göç edip burada 1961 yılında Teodor Reik öğrencisi olarak psikanalist unvanını almaya hak kazandı. Çeşitli üniversite ve kliniklerde görev alan Gruen, en son New Jersey’deki Rutgers Üniversitesi’nde profesör olarak görev yaptı. 1958’den itibaren özel muayenehanesinde psikoterapi alanındaki çalışmalarına devam eden Gruen’ün alanıyla ilgili birçok dergi ve gazetede sayısız yazısı yayımlandı. 2001’de İçimizdeki Yabancı adlı kitabı Geschwister- Scholl Ödülü’ne layık görüldü. Diğer eserleri arasında, Normalliğin Deliliği, Kendine İhanet, Empatinin Yitimi, İhanete Uğrayan Sevgi-Sahte Tanrılar sayılabilir.

Arno Gruen içimizdeki Yabancı, okumayanlara tavsiye, okuyanlara hatırlatma amaçlı.

Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.

Sevgiyle okuyunuz…

Ben’i Sorgula
Kategoriler
%d blogcu bunu beğendi: