Merhaba
Hakikatin bir kadın olduğunu varsayarsak-, nasıl? tüm filozofların dogmatik olduklarında kadınları iyi anlamadıkları, şimdiye kadar hakikate yaklaşmaya çalıştıkları korkunç ciddiyetlerinin, sakar ısrarcılıklarının, özellikle bir kadını kazanmak için beceriksizce ve yakışıksız yöntemler olduğu kuşkusu temelsiz değil midir? Hakikatin ele geçirilmesine izin vermediği kesindir:*- ve bugün her türden dogmatik bilgi kederli ve cesareti kırılmış, yılgın bir tavırla duruyor ortada. Eğer hala duruyorsa!
Nedir aslında içimizdeki “hakikati” isteyen? Gerçekte uzun süre oyalandık bu isteğin nedeni sorusunda, sonunda kalakaldık daha esaslı bir sorunun karşısında. Bu isteğin değerini sorduk. Varsayalım ki hakikati istiyoruz: neden daha çok istemiyoruz hakikat olmayanı? Ve belirsizliği? Hatta bilgisizliği? -Hakikatin değeri problemi çıktı karşımıza- yoksa biz miydik bu problemin karşısına çıkan? Hangimiz Oidipus burada? Hangimiz Sfenks? Bir buluşma bu, beli ki sorulardan ve soru işaretlerinden oluşan. İnanmalı sonunda bize, problem şimdiye dek hiç ortaya konmamış gibi, -onu ilk defa görüyor, algılıyor, göze alıyormuşuz gibi geleceğine? Çünkü bir tehlike var ortada, belki de ondan daha büyüğü yok.
Bir şey nasıl olup da kendi zıddından ortaya çıkabilmiştir? örneğin hakikat yanılgıdan.
Eser dokuz bölümden oluşuyor.
İyinin Ve Kötünün Ötesinde, okumayanlara tavsiye, okuyanlara bilgiyi hatırlatmak için.
Yazarlar sizi okumaya davet ediyor.
Sevgiyle okuyunuz…
Bir Cevap Yazın